Her dönemde İslam’ı yaşamak isteyenleri engellemek için değişik plan ve stratejiler ortaya koyanlar hep insî cinnî şeytanlardır.Şeytan bazen bir iki insanı baştan çıkarır; diğerleri de sürü halinde onun arkasından sürüklenip giderler Bazen de şeytan öyle bir hipnoz yapar ki koskocaman kitleleri, hem de bazen okumuş kitleleri uyutur. Bazen “din” diyen, Ramazan’da oruç tutan ve Müslüman görünen insanlar bile şeytanın hipnozuyla öyle uyutulurlar ki gözleri bağlı, kurdun arkasına takılan koyunlar gibi, onun yiyeceği vadiye öyle sürüklenirler ki, hiç farkına varmazlar Öyle ki, insanlar arasında şeytanın temsilcisi konumundaki kişiler ne derse, onlarda onu tekrar ederler Bu türlü bir büyü, uyuşturucuya veya kumara mübtela olmak gibi bir marazdır. O maraza tutulanlar, dini dengesi ve kıstası olmayan, onu sadece nam ve nişan olarak zikreden, hatta o kutsalı kendi ikbal ve istikbali adına birilerine karşı kullanan, bu uğurda zulüm, irtikâp, hırsızlık, tagallüp, tahakküm ve temellüke giren kimseler olup çıkarlar. Bugün de toplumda korkunç bir illüzyon, kitlesel bir büyü müşahede edilmektedir...