Beni eleştirenler iki durumda hali kalmaz, üçüncü şıkkı yoktur. Ya yalancı ya da doğrudur. Eğer yalancı ise Allah onun diliyle bana peşinen yardım etmiştir, kendisi yalancılardan olmuştur, dinleyicilerin büyük bir kısmı aynı zamanda yalan olduğunu anlamışlardır, bir kısmı ise araştırdıktan sonra anlamıştır, bana isnat ettiği şeyin bende olmadığı hususunda da uyarmış oldu. Eğer doğru ise üç durumdan hali değildir. Ya sırrıma onu ortak ettim, emin olarak gördüğü birine içini açarak rahatlayan biri gibi rahatladım, ama o emniyeti kötüye kullandı, düşüklük yaptı, kendisi kaybetti. Ya da suç olmayan bir şeyimi suç zannederek açıklamıştır, o zaman da onun cehaleti beni kurtarmıştır, zira ayıp kendi üzerine kalmıştır, ayıpladığı kişiyi temize çıkarmıştır. Veya gerçekten kabahat olan bir şeyimi işitti, o da dilini kaptı koyuverdi etrafa yaydı. O zaman da onun kınamasından çok kendimi kınamam ve suçlamam gerekir ki, o beni haklı olarak suçladığı için onu değil kendimi suçlamalıyım.
İbn Hazm