Son dönem alimlerinden Mısırlı Ahmed b. Mahmud Şakir de şunları söylemektedir
“Hadiste müjdelenmiş olan İstanbul’un fethi, Allah’ın bileceği yakın veya uzak bir gelecekte olacaktır. Bu, Müslümanların kendisinden yüz çevirdikleri dinlerine döndükleri zamanda olacak gerçek fetihtir. Ancak önceki Türk fethine gelince, o büyük fetih için bir hazırlıktı. Türk hükümeti fayr-ı İslami ve gayr-ı dini olduğunu ilan ettiğinde ve İslam düşmanlarıyla anlaşma yapıp Kâfir Laik kanunlarla toplumunu yönetmeye başladığında, İstanbul Müslümanların elinden çıktı. İnşallah, Hz. Peygamber’in müjdelediği gibi İslami fetih, yeniden gerçekleşecektir"
(Eşratu’s-Saat, Yusuf b. Abdullah b. Yusufu’l-Vabil, Daru İbnu-l Cevzi hicri:1404, s: 217-218)
Shaikh Nasir Ibn Hamad Al-Fahd'in, fakk Allahu asrahu, bir Kitabi var Osmanli Devleti üzeri, Kitab'in ismi الدولة العثمانية وموقف ائمة الدعوة منها
Burda indirebilinir:
http://www.tawhed.ws/dl?i=zdntfe5u
Ancak önceki Türk fethine gelince, o büyük fetih için bir hazırlıktı.
“Kostantiniye (İstanbul) muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden emir ne güzel emir; onu fetheden ordu ne güzel ordudur.”
Cevap icin tesekkürler. Ama benim icin bu yetmez.
Cünkü bence bu Hadisler Fatih Sultan Mehmet üzeri degildir. Istanbulun fethi daha gelecektir.
Shaikh Nasir Ibn Hamad Al-Fahd'in, fakk Allahu asrahu, bir Kitabi var Osmanli Devleti üzeri, Kitab'in ismi الدولة العثمانية وموقف ائمة الدعوة منها
Burda indirebilinir:
http://www.tawhed.ws/dl?i=zdntfe5u
Shaikh Nasir Ibn Hamad Al-Fahd'in önsözü
Birinci Bölüm:
Osmanli Devletin gercegi.
Sultan Urkhan (Orhan) ikinci (761 H.)
Sultan Sulayman al-Qununi (974 H.)
Sultan Salim Khan ücüncü (1223 H.)
Sultan Abd Al-Hamid ikinci (1327 H.)
Osmanlinin alcakliklari
Osmanlinin sirki ve küfrü
Ikinci Bölüm:
Shaikh Muhammad Ibn Abdul Wahab'in durusu
Imam Suud Ibn Abdul Aziz (1229 H.)
Shaikh Sulayman Ibn Abdullah Ibn ash-Shaikh (1233 H.)
Shaikh Abdullatif Ibn Abdurrahman Ibn Hasan (1293 H.)
Shaikh Hamad Ibn Atiq (1293 H.)
Shaikh Abdullah Ibn Abdullatif (1339 H.)
Shaikh Sulayman Ibn Sahman (1349 H.)
Shaikh Abdullah Ibn Muhammad Ibn Salim (1351 H.)
Meselenin acikligi
İstanbul mutlaka feth olunacaktır " hadisinin ilk defa feth için söylemiş olabileceğine inanıyoruz.
Necid vahabilerinden başka Osmanlıyı toptan tekfir eden öbür alimler var mı ki ?Benim amacim tartismak degil, sadece öbür alimlerin görüslerinin delilerini tanimak.
Necid vahabilerinden başka Osmanlıyı toptan tekfir eden öbür alimler var mı ki ?
Kesinlikle alimlerin altinda bu konu üzeri bir ihtilaf vardir.
Al-Qa'ida'nin cogu veyahut hepsi Osmanli Devletinin bir islami Devlet oldugunu inaniyorlar, bu tanidik.
Osmanlı devletini islam görüp öven alimlerin hukmu nedir?
Öbür alimlerin görüşünü merak ettiğin için mi tekfir eden necidlileri sıralıyorsun?
Amac hakki cikarmak. Aslinda diger görüsü ögrenmeyi forumdan bekledim, daha da bekliyorum. Alimler ne dediler ve o görüse nasil geldiler? Iki görüsü de siralarim, bir görüse bakim digerlerine karsi körlük mü yapim? Ve diger görüsü foruma göztermek icin siraladim ve kim o eseri okumak isterse okur okumak istemezse okumaz. Diger görüs üzeri daha fazla bilgim olsaydi onu da sirlardim.
Al-Qa'ida'nin cogu veyahut hepsi Osmanli Devletinin bir islami Devlet oldugunu inaniyorlar, bu tanidik. Ama Shaikh Nasir ibn Hamad al-Fahd'in eserini okuduktan sonra, bu hükme nasil geldiklerini hic anlamiyorum.
Ahmet.Kaymar' Alıntı:Değerli kardeşim! Senden bir ricam olacak:
Lütfen aşağıdaki linkteki konuya ya benim de cevap yazmama müsaade et, ya da şu yazıyı benim ağzımdan ya da kendi ağzından naklet.
"Şeyh Abdulkadir b. Abdulaziz -Allah onu esaretten kurtarsın- diyor ki:
كان هذا القول هو الذريعة التي تذرعت بها الدولة العثمانية ــ وكان المذهب الحنفي مذهبها الرسمي ــ للاقتباس من القوانين الإفرنجية الوضعية الكافرة، بحجة امتناع الفقهاء عن الاجتهاد في المسائل المستــحدثة، وبدأ الاقتباس في القـــوانين التجاريـــة والمدنيــــة إلى أن تطرّق شيئا فشيئا إلى قانــون العقوبات، فلم يأت عام 1840م حتى كانت الدولة العثمانية تطبق القانون الجنائي الفرنسي وألغيت الحدود الشرعية بعد ذلك، ولحقت بها بقية الولايات العثمانية في ذلك. وبهذا يتبيّن لك أن الدولة العثمانية كانت دولة كافرة منذ عام 1840م وليس منذ عام 1924م كما هو شائع بين كثير من الإسلاميين أنها كانت دولة خلافة إسلامية حتى ألغيت الخلافة بمقتضى قرارات مؤتمر لوزان عام 1924م حين وَضع مصطفى كمال أتاتورك دستوراً علمانيا لتركيا، فهذا كله ماهو إلا تحصيل حاصل، وإلا فقد كانت الدولة كافرة لحكمها بغير ماأنزل الله قبل هذا بثمانين سنة من عام 1840م، وهذا الظن الخاطيء سببه غفلة كثير من الإسلاميين عن سبيل المجرمين، ولم أر من نبَّه مبكرا ً على كفر الدولة العثمانية ــ فيما اطلعت ــ إلا علماء الدعوة النجدية من أحفاد شيخ الإسلام محمد بن عبدالوهَّاب رحمه الله، فقد صرَّحوا بتكفير الدولة العثمانية مبكراً لحكمها بغير ماأنزل الله كما هو مذكور في (الدرر السنية في الأجوبة النجدية) جـ 7 ــ كتاب الجهاد، وفي (الرسائل المفيدة) للشيخ عبداللطيف بن عبدالرحمن بن حسن بن الشيخ محمد بن عبدالوهاب. وقـــد أشــار الشــيخ محمــد الأمــين الشنقيــطي إلى خطــورة دعـــوى اغـــلاق بــاب (الاجتهاد)، وأثر ذلك في تحكيم القوانين الوضعية في بلاد المسلمين، وذلك في تفسيره (أضواء البيان) جـ 7 صـ 580 ــ 583، فراجعه.
El-Cami Fi Talebi'l İlmi'ş Şerif, 1/257-258
"Bu görüş, Osmanlı Devleti’nin -ki Hanefi mezhebi, devletin resmi mezhebiydi- yeni meydana gelen meseleler hakkında fakihlerin ictihaddan kaçındıkları gerekçesiyle kafir beşeri Fransız kanunlarından alıntı yapmak için kullandığı bir bahanedir. Alıntı, ticaret ve medeni kanunlarından başlayarak, yavaş yavaş ceza kanununa ulaştı/vardı. 1840 yılı gelmeden Osmanlı Devleti, Fransız ceza kanununu uygular oldu ve ondan sonra şer’i/dinî hadler geçersiz kabul edilerek kaldırıldı. Osmanlı Devleti’ne, Fransız kanunlarının uygulanmasında geriye kalan Osmanlı vilayetli de katıldı.
Böylece senin için ortaya çıkan durum, Osmanlı Devleti’nin 1840 yılından beri kafir devlet olduğudur. Yoksa birçok İslamcının arasında yaygın olduğu üzere 1924 yılından beri değildir. Yaygın görüşe göre Osmanlı Devleti, 1924 yılında Lozan Konferansı kararları gereği hilafet kaldırılıncaya ve Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye için laik anayasa koyuncaya kadar İslamî hilafet devletiydi. Bunların hepsi, sadece ortaya çıkan sonuçlardır. Yoksa devlet, Allah’ın indirdiğinin dışındaki kanunlarla hükmetmesinden/yönetmesinden dolayı 1924 yılında önce 1840 yılından itibaren seksen yıl önce kafir devletti. Bu yanlış düşüncenin sebebi, İslamcıların birçoğunun, suçlu/günahkarların (mücrimlerin) yönteminden/uslubundan gafil olduklarındadnır. Ben, araştırdığım kadarıyla, Osmanlı Devleti’nin küfrüne, Şeyhulislam Muhammed b. Abdulvehhab’ın rahimehullah torunlarından olan Necid Davet alimlerinin dışında erkenden (zamanında) uyaran kimse görmedim. Onlar, Osmanlı Devleti’nin tekfir edilmesini, erkenden (zamanında) Allah’ın indirdiklerinin dışındaki şeylerle hükmetmesi/yönetmeleri sebebiyle “ed-Dureru’s Seniyye fi Ecvibeti’n Necdiyye” kitabının yedinci cildi Kitabu’l Cihad’da ve Şeyh Abdullatif b. Abdurrahman b. Hasan b. Şeyh Muhammed b. Abdulvehhab’ın “er-Resailu’l Mufide” kitabında belirttiği üzere, açıkça söylemişlerdir.
Şeyh Muhammed Emin eş-Şankıti, ictihad kapısının kapatılması iddiasının tehlikesine ve bunun Müslümanların ülkelerinde beşeri kanunlarının tayin/hakim kılınmasında etkisine, tefsir, Advau’l Beyan: 7/580-583’de işaret etmiştir. Oraya dön."
Ahmet.Kaymar' Alıntı:Şeyh Abdulkadir'in de ifade ettiği gibi 1840 yılından öncesinde devletin resmi hukuku Şer'i esaslara göreydi. Ülkenin içerisinde bir takım küfür uygulamalarının halk arasında yaygın olması, beldenin "daru'l küfür" olarak isimlendirilmesine yetmez. Zira birçok belde vardır ki halkı kafirdir, ancak beldenin ismi "İslam"dır. Bir beldenin daru'l İslam olmasının şartlarını ve daru'l İslam'dan daru'l küfre geçmesinin şartlarını bilmeden "Osmanlı devletinin kuruluşundan beri daru'l İslam mıydı da sonradan daru'l küfür oldu?", yoksa "Osmanlı devleti, kuruluşundan yıkılmasına kadar hep daru'l İslam olarak mı kaldı?", yoksa "Osmanlı devleti kuruluşundan yıkılışına kadar hep daru'l küfür müydü?" gibi soruların cevabı verilemez, verilse bile sağlıklı yanıtlar olmaz.
Bence Necid davet alimlerinin yaşadıkları dönemi, o denemdeki hukuk sistemini, o dönemin Osmanlı devletinin hukuki vaziyetini ve bu döneminin dar hükmünü bilmek faydalı olacaktır."
Soru olarak soruyor ve cevabı beğenmeyip, Cumhuru ulemaya (rağmen) yanında birkaç Necid'li wahabi alim tekfir ediyor diye, "bu konuda alimler arasında ihtilaf var" demen uygun değildir.
Soru olarak soruyor ve cevabı beğenmeyip, Cumhuru ulemaya (rağmen) yanında birkaç Necid'li wahabi alim tekfir ediyor diye, "bu konuda alimler arasında ihtilaf var" demen uygun değildir.
S 1- Osmanlı Devletinin kurulduğu 1299 yılı ve yıkıldığı 1924 yılları (takribi 625 yıl ayakta kalan) arasında, İslam aleminde O devirler arasında yaşayan Binlerce alim arasından Osman'lı devletini toptan tekfir eden Necid'li Wahabi'lerden başka hangi alimler vardır ?
S 2- Osmanlı devleti (Fatih Sultan Mehmed), İstanbulu Bizanslılardan (Hırıstiyanlardan) feth ederken, Bu fethi İslam'ın fethi saymayan, bundan dolayı sevinmeyen, aksine Fatih Sultan Mehmed'i ve Osmanlı devletini İslam'dan beri görüp toptan tekfir eden Dönemin İslam alimleri kimlerdir?
S 3- Osmanlı devletinin kurulmasından yıkılışına kadar süre içerisinde kafirlerle yaptığı savaş/fetihlerden dolayı bunu İslam'dan gördüğünden dolayı sevinen, öven alimlerin hükmü nedir?
S 4- Osmanlı devletini kafir görüp tümden tekfir eden "Shaikh Nasir ibn Hamad Al-Fahd", 'Emevi' , 'Abbasi' ve Osmanlı devletinin öncesindeki 'Selçuklu' Devletlerine hangi hukmu veriyor?
S 5- Osmanlı devletini hadiste geçtiği üzere "ısırıcı sultanlık" veya "ceberrut saltanat" hukmunde bile görmeden tekfir ederek ayaklanan Muhammed b. Abdulwahhab ve takibcileri; Allah katında Osmanlı devletinin kafir değilde, (her ne kadar tam/raşidi bir hilafet olmamakla beraber) İslam dairesi içerisinde sayılması sonucunda "Bağy" olarak değerlendirilebilir mi?
S 6- Ebu Hanife, İmam Maturidi ve İmam Eşari kafir midir? (Hem sana göre, hem de Osmanlı devletini toptan tekfir ettiğini söylediklerine göre)
Ahmet.Kaymar Nickli Üyeden Alıntı![]()
Değerli kardeşim! Senden bir ricam olacak:
Lütfen aşağıdaki linkteki konuya ya benim de cevap yazmama müsaade et, ya da şu yazıyı benim ağzımdan ya da kendi ağzından naklet.
"Şeyh Abdulkadir b. Abdulaziz -Allah onu esaretten kurtarsın- diyor ki:
كان هذا القول هو الذريعة التي تذرعت بها الدولة العثمانية ــ وكان المذهب الحنفي مذهبها الرسمي ــ للاقتباس من القوانين الإفرنجية الوضعية الكافرة، بحجة امتناع الفقهاء عن الاجتهاد في المسائل المستــحدثة، وبدأ الاقتباس في القـــوانين التجاريـــة والمدنيــــة إلى أن تطرّق شيئا فشيئا إلى قانــون العقوبات، فلم يأت عام 1840م حتى كانت الدولة العثمانية تطبق القانون الجنائي الفرنسي وألغيت الحدود الشرعية بعد ذلك، ولحقت بها بقية الولايات العثمانية في ذلك. وبهذا يتبيّن لك أن الدولة العثمانية كانت دولة كافرة منذ عام 1840م وليس منذ عام 1924م كما هو شائع بين كثير من الإسلاميين أنها كانت دولة خلافة إسلامية حتى ألغيت الخلافة بمقتضى قرارات مؤتمر لوزان عام 1924م حين وَضع مصطفى كمال أتاتورك دستوراً علمانيا لتركيا، فهذا كله ماهو إلا تحصيل حاصل، وإلا فقد كانت الدولة كافرة لحكمها بغير ماأنزل الله قبل هذا بثمانين سنة من عام 1840م، وهذا الظن الخاطيء سببه غفلة كثير من الإسلاميين عن سبيل المجرمين، ولم أر من نبَّه مبكرا ً على كفر الدولة العثمانية ــ فيما اطلعت ــ إلا علماء الدعوة النجدية من أحفاد شيخ الإسلام محمد بن عبدالوهَّاب رحمه الله، فقد صرَّحوا بتكفير الدولة العثمانية مبكراً لحكمها بغير ماأنزل الله كما هو مذكور في (الدرر السنية في الأجوبة النجدية) جـ 7 ــ كتاب الجهاد، وفي (الرسائل المفيدة) للشيخ عبداللطيف بن عبدالرحمن بن حسن بن الشيخ محمد بن عبدالوهاب. وقـــد أشــار الشــيخ محمــد الأمــين الشنقيــطي إلى خطــورة دعـــوى اغـــلاق بــاب (الاجتهاد)، وأثر ذلك في تحكيم القوانين الوضعية في بلاد المسلمين، وذلك في تفسيره (أضواء البيان) جـ 7 صـ 580 ــ 583، فراجعه.
El-Cami Fi Talebi'l İlmi'ş Şerif, 1/257-258
"Bu görüş, Osmanlı Devleti’nin -ki Hanefi mezhebi, devletin resmi mezhebiydi- yeni meydana gelen meseleler hakkında fakihlerin ictihaddan kaçındıkları gerekçesiyle kafir beşeri Fransız kanunlarından alıntı yapmak için kullandığı bir bahanedir. Alıntı, ticaret ve medeni kanunlarından başlayarak, yavaş yavaş ceza kanununa ulaştı/vardı. 1840 yılı gelmeden Osmanlı Devleti, Fransız ceza kanununu uygular oldu ve ondan sonra şer’i/dinî hadler geçersiz kabul edilerek kaldırıldı. Osmanlı Devleti’ne, Fransız kanunlarının uygulanömasında geriye kalan Osmanlı vilayetli de katıldı.
Böylece senin için ortaya çıkan durum, Osmanlı Devleti’nin 1840 yılından beri kafir devlet olduğudur. Yoksa birçok İslamcınıun arasında yaygın olduğu üzere 1924 yılından beri değildir. Yaygın görüşe göre Osmanlı Devleti, 1924 yılında Lozan Konferansı kararları gereği hilafet kaldırılıncaya ve Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye için laik anaytasa koyuncaya kadar İslamî hilafet devletiydi. Bunların hepsi, sadece ortaya çıkan sonuçlardır. Yoksa devlet, Allah’ın indirdiğinin dışındaki kanunlarla hükmetmesinden/yönetmesinden dolayı 1924 yılında önce 1840 yılından ityibaren seksen yıl önce kafir devletti. Bu yanlış düşüncenin sebebi, İslamcıların birçoğunun, suçlu/günahkarların (mücrimlerin) yönteminden/uslubundan gafil olduklarındadnır. Ben, araştırdığım kadarıyla, Osmanlı Devleti’nin küfrüne, Şeyhulislam Muhammed b. Abdulvehhab’ın rahimehullah toryunlarından olan Necid Davet alimlerinin dışında erkenden (zamanında) uyaran kimse görmedim. Onlar, Osmanlı Devleti’nin tekfir edilmesini, erkenden (zamanında) Allah’ın indirdiklerinin dışındaki şeylerle hükmetmesi/yönetmeleri sebebiyle “ed-Dureru’s Seniyye fi Ecvibeti’n Necdiyye” kitabının yedinci cildi Kitabu’l Cihad’da ve Şeyh Abdullatif b. Abdurrahman b. Hasan b. Şeyh Muhammed b. Abdulvehhab’ın “er-Resailu’l Mufide” kitabında belirttiği üzere, açıkça söylemişlerdir. Şeyh Muhammed Emin eş-Şankıti ictihad kapısının kapatılması iddiasının tehlikesine ve bunun Müslümanların ülkelerinde beşeri kanunlarının tayin/hakim kılınmasında etkisine, tefsir, Advau’l Beyan: 7/580-583’de işaret etmiştir. Oraya dön."
Şeyh Abdulkadir'in de ifade ettiği gibi 1840 yılından öncesinde devletin resmi hukuku Şer'i esaslara göreydi. Ülkenin içerisinde bir takım küfür uygulamalarının halk arasında yaygın olması, beldenin "daru'l küfür" olarak isimlendirilmesine yetmez. Zira birçok belde vardır ki halkı kafirdir, ancak beldenin ismi "İslam"dır. Bir beldenin daru'l İslam olmasının şartlarını ve daru'l İslam'dan daru'l küfre geçmesinin şartlarını bilmeden "Osmanlı devletinin kuruluşundan beri daru'l İslam mıydı da sonradan daru'l küfür oldu?", yoksa "Osmanlı devleti, kuruluşundan yıkılmasına kadar hep daru'l İslam olarak mı kaldı?", yoksa "Osmanlı devleti kuruluşundan yıkılışına kadar hep daru'l küfür müydü?" gibi soruların cevabı verilemez, verilse bile sağlıklı yanıtlar olmaz.
Bence Necid davet alimlerinin yaşadıkları dönemi, o denemdeki hukuk sistemini, o dönemin Osmanlı devletinin hukuki vaziyetini ve bu döneminin dar hükmünü bilmek faydalı olacaktır."
Abu Qudama;255675' Alıntı:Kardesim, sen az kalsin hic bir soruma cevap vermiyorsun.
Abu Qudama;255675' Alıntı:Hangi cumhur ulema? Kaynaklari getirebilsen iyi olur, in shaa Allah.
Abu Qudama;255675' Alıntı:Senin wahabilere karsi durumun nasildir?
Abu Qudama;255675' Alıntı:Bir kac necdli wahabi alimi'mi? Senin galiba necd alimlerin kim ve ne olduklarini pek bilmiyorsun.
Abu Qudama;255675' Alıntı:Bu soruyla benim foruma sordugum sorumu bana mi soriyorsun? Yoksa benim sorumu daha iyi mi aciklamak amaciyla birdaha mi aniyorsun? Akhi, bu suruyu ben foruma sordum, bilen varsa bildirsin diye.
Abu Qudama;255675' Alıntı:Bir kac gecmisde anildi bile.
Abu Qudama;255675' Alıntı:Buna da gecmiste dedim bile, alimlere sor bu soruyu, bana degil. Ama benim görüsümü bilmek isdiyorsan, o zaman benim icin bir görüs ayrigligi (ikhtilaf) vardir ve öyle de kabul ediyorum. Benim kendi Osmanli üzeri görüsüm yok, diyer görüsü tanimadigim icin bir hüküm veremem.
Bir kisi tekfir ediginde diyeri tekfir etmedigine kafir olacak degildir. Asiri tekfircilerden degilim ve ben kendim Osmanliya hic tekfir etmedim. Sadece alimlerin görüsünü aktiriyorum.
Abu Qudama;255675' Alıntı:Arastidigimdan sonra söyleye bilirim, in shaa Allah.
Abu Qudama;255675' Alıntı:Bu sorunu pek anlamadim. Türkcem pek iyi olmadigindandir. Belki yeniden biraz kolay yazabilsen anlarim, in shaa Allah.
Abdulmuizz Fida :
Necd Alimlerin Tekfir Hakkındaki Fetvaları ve Cumhur-u Ulema'nın Fetvaları Arasındaki Fark?
https://www.islam-tr.org/konu/necd-...r-u-ulemanin-fetvalari-arasindaki-fark.23319/