Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Peygamber, Ali'nin Annesi Fatma'nın Kabrine Yatıp Ölüsüne Tevessül Rivayeti Sahih mi?

K Çevrimdışı

kanas

Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun aleykum,
Enes ibni Malik (Radıyallahu anh) derki: Hazreti Ali (Radıyallahu anh)ın anası olan Haşim oğlu Esed’in kızı Fatıma vefat ettiğinde Resulüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)i büyüttüğü için Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun yanına giderek başı ucunda durmuş: “Allah sana rahmet eylesin. Ey öz anamdan sonraki anacığım” demiştir.
Ardından onu özen sözler söyledikten sonra kendi bürdesiyle kefenlenmesini ve kabrinin kazılmasını emretmiş, lahde kadar kazılınca Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendi eliyle kazmış ve toprakları dışarı çıkartmıştır.

Kazı işi bitince Resulüllah kabre girerek onu yere yatırmış ve şöyle duada bulunmuştur: “Ey dirilten ve öldüren, Kendisi hiç ölmeyen ve her zaman diri olan Allah! Anam Esed kızı Fatıma’yı bağışla. Peygamberinin ve benden önceki Peygamberler hakkı için onun mezarını genişlet. Çünkü sen acıyanların en merhametlisisin.” (Taberani, el-Mu’cemü’l-Evsat, no:191, 1/153)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullah;
Hadis zayıftır. Ayrıca sahih olsaydı bile; Rasullah (s.a.v.)in ölüye dua etmesinin günümüzdeki sapkın sofilerin ölüden yardım istemesiyle alâkası yoktur.

Enes b. Malik (r.anh)'ın şöyle dediği rivayet edilir:


قَوْلُهُ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي الدُّعَاءِ لِفَاطِمَةَ بِنْتِ أَسَدٍ: اغْفِرْ لأُِمِّي فَاطِمَةَ بِنْتِ أَسَدٍ وَوَسِّعْ عَلَيْهَا مُدْخَلَهَا بِحَقِّ نَبِيِّك وَالأَْنْبِيَاءِ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِي فَإِنَّك أَرْحَمُ الرَّاحِمِينَ
Ali (r.anh)'ın annesi Fâtıma binti Esed, vefat ettiği zaman Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onun yanına girdi, başucunda oturdu ve dedi ki:
"Allah sana merhamet etsin! Şubhesiz sen benim ikinci annemdin, beni doyurduğun halde kendin aç kalırdın, beni giydirdiğin halde kendini giydiremezdin, bana yedirdiğin halde kendin güzel yemeklerden mahrum kalırdın. Bütün bunları Allah rıdası ve ahirat gayesiyle yapardın"

Sonra Peygamber onun üçer üçer yıkanmasını emretti. İçinde kafur bulunan suya sıra gelince Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onu kendi eliyle döktü.
Sonra Rasûlullah kendi gömleğini çıkardı, onu ona giydirdi ve üstüne de kefeni örttü. Sonra Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Usame b. Zeyd'i, Ebû Eyyub el-Ensari'yi, Ömer b. el-Hattabî ve zenci bir genci kabrini kazmaları için çağırdı. Kabre ulaştıklarında onu Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'da kazdı ve toprağını elleriyle çıkardı. Kazma işi bitince Rasûllulah (sallallahu aleyhi ve sellem) kabre girdi ve yan yatarak şöyle dua etti:
"Allah, dirilten ve öldürendir. O, ölümsüz bir hayata sahibdir. Annem Fatıma binti Esed'in günahlarını bağışla -Munker nekir melekleri karşısında söyleyeceği- huccetini aklına getir. Peygamberinin ve benden önceki peygamberlerinin hakkı için kabrini genişlet. Çünkü sen merhametlilerin en merhametlisisin"

(İmam Taberânî, el-Mu'cemu'l-Kebir, C. XXIV, s: 352; el-Mu'cemu'l-Evsat, C. 1, s: 152 - 191 ; Ebu Nuaym, Hılyetu'l-Evliya, c. III, s: 121; Hakim (3/116); Nebhani, Huccetullah, (2/1097); Şevahidul Hak, (s.153); İbni Cevzi, İlel, (1/270); İbni Abdilberr, İstiab, (4/1891) Muhibbut Taberi Rıyadun Nadra, (2/202); İbni Esir, Usdûl Gabe, (7/217); Şeblenci Nurul Ebsar, (s.85); Kenzul Ummal, (5/279) İsmail Çetin, Mesaf, (174); Elbani, Silsiletu’l-Ehadîs ed-Daifa, (1/32)
Bu rivayeti Ravah b. Salâh, Sufyan es-Sevri'den; O, Asım el-Ahvel'den; o da Enes'ten rivayet etti. Seneddeki Ravh b. Salâh zayıftır. O'nu cumhur da zayıf görmüştür. Hadisçilerin bildirdiğine göre o munker hadisler rivayet etmiştir.
(es-Sehsevânî el-Hindî, Siyanutu'l-İnsan, s: 128 ; el-Ensari, Tuhfetu'l-Kârî, hadis no: 1; Salih b. Abdulaziz Alu’ş-Şeyh, Hazihi Mefahimuna, s: 58; el-Elbâni, Silsiletu'l-Ehadisu'd-Daife ve'l-mevdua, no: 23)


Bu rivâyet munkerdir, (zayıf olub) batıldır.
Abdurrahman ed-Dûsiri dedi ki:

"Bu hadis dirayeten -yani mantıki yönden de- sahih değildir. Çünkü metninin biçimi, lafızlarının yetersizliği ve içindeki mubalağa onun sabit olmadığının /asılsız olduğunun ve fazlasıyla gârib bir rivayet oluşunun delilidir. Ayrıca senedinde de zayıflık vardır. (es-Sehsevânî el-Hindî, Siyanutu'l-İnsan, s: 129)


Heysemi der ki; “Ravilerinden Ravh Bin Salah, İbni Hibban ve Hakim tarafından güvenilir görülmüştür. Ancak onda zayıflık vardır. Diğer raviler sahih ricalidir.”
(Heysemi, Mecma'uz Zevaid, (9/257)

Ebu Nuaym, et Taberani yoluyla Hilye'tu'l Evliya'da (3 / 121) rivayet eder. İkisine göre onun isnadı zayıftır.Zira isnadındaki Ravh Bin Salah bunu tek başına rivayet etmiştir.

İbni Adiy, Ravh Bin Salah’ı zayıf addetmiş, Zehebi ve İbni Cevzi bunu İbni Adiy’den naklen belirtmişlerdir.

(İbni Adiy Kamil(3/146, no;667) Zehebi elMuğni(2139) İbni Cevzi Duafa(1243) İlelul Mutenahiye(1/270)

İbni Hibban onu, meçhul ravileri de güvenilir saydığı kitabı; es Sukat’ta zikretmiştir. (İbni Hibban Sukat(8/244 no; 13240)
Zehebi, Mizanul İtidal’de; onu İbni Adiy’in zayıf saydığını, İbni Hibban’ın Sukat’ta zikrettiğini, Hakim’in onun hakkında; “Güvenilir”, dediğini nakleder.(Zehebi, Mizan, (3/87 no; 2804)

İbni Hacer de bu bilgilere ilaveten şunları söyler;
“İbni Yunus onu Tarihul Guraba’da zikretti ve dediki; “Musul ehlindendir. Mısır’a gelmiş ve orada hadis rivayet etmiştir. Ondan munker hadisler rivayet edilmiştir. Nisbeti İbni Siyabe’dir.
Darakutni onun hakkında; “Hadiste zayıftır”, İbni Makula; “Onu zayıf saydılar” demişlerdir… İbni Adiy ondan iki hadis naklettikten sonra der ki; “Onun birçok hadis rivayeti vardır, bazı rivayetinde munkerlik vardır.”
(İbni Hacer Lisanul Mizan(2/540 no;3433)

Ruh Bin Salah bu rivayette teferrüd etmiştir. Rivayet zayıftır. Delil olamaz.
Şu var ki, Elbani, bu hadis hakkında Taberani ve Ebu Nuaym’ın, zayıf hükmü verdiğini söyleyerek vehmetmiştir.(Elbani, Tevessul s.144 - 153)
Halbuki her iki muhaddis de böyle bir hüküm belirtmemiş, sadece Ebu Nuaym, hadisin Ravh Bin Salah’ın teferrudu (tek kalması) ile geldiğini söylemiştir. Şayet Elbani; “Zayıf olduğuna işaret ettiler” deseydi daha doğru olurdu.
İbni Hibban ve Hâkim’in tesahül (ravilerin değerlendirilmesinde gevşeklik) ile meşhur oldukları bilinmektedir. Ayrıca İbni Hibban’ın cerhte (ravi hakkındaki olumsuz eleştiride) muteşeddid olduğu söylenmekle (Zehebi Mizan(2/253, 3/45, 1/274) Leknevi er Raf’ vetTekmil (177-179,203-204,208) Tehanevi Kavaid (180-6) Ali Özek Hadis Ricali (s.132) Kevseri Fıkhu Ehli Irak(s.77) birlikte mechulul hal olan ravileri güvenilir saydığı da malumdur. Yani hakkında cerh ve tadil bilinmeyen raviler hakkında hüsnü zan kaidesi ile hareket etmiştir. Lakin Ruh bin Salah’ı muhaddis imamlar cerhetmiş olduğundan, İbni Hibban’ın husnu zannı bu rivayette bir şey ifade etmemektedir.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt