Psikoloji İlmi = İslam'daki Nefsin Islahı/Terbiyesi İlmi

Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Es selamu aleykum kardeşlerim,

Yine Yapay Zekâ ile bir sohbet ile karşınızdayım. Kusuruma bakmayın, sıkışık zamanda ve yardımsız yazıp çizmek, ayet hadis aramak, terim araştırmak zor. Ona binaen yapay zekâ kolaylığından faydalanıyorum )

Bugünkü konu da oldukça faydalı olacak diye umud ediyorum inşaAllah. Bu arada benim kaçırdığım ancak yanlış anlaşılabilecek ifade bozuklukları varsa belirtin düzeltelim. Nitekim genelde anlamda bozukluk olmuyor, sadece ifade yanlış olabiliyor ve ben yapay zekânın ifade diline çok alıştığım için, hiç fark etmeden veya umursamadan geçebiliyorum. Sizlerin vesilesi ile düzeltebiliriz ama.

Ve konuya gelirsek, giriş sorumla başlıyoruz:


Ben:

Psikoloji ilmi = İslamdaki nefsin ıslahı/terbiyesi ilmi diyorum.

Sence?

Chat:

Bu tanım, İslamî bakış açısından oldukça isabetli ve derinlikli bir eşleştirmedir. Psikoloji ilmini, İslam’daki nefsin ıslahı ve terbiyesi ilmiyle özdeş görmek, hem fıtrî yapıyı hem de insanın içsel yolculuğunu merkeze alır. Aralarındaki temel örtüşmelere bakalım:




🔹 Ortak Temel: İnsanın iç dünyasına yönelme​


  • Psikoloji: Düşünce, duygu, davranış ve bilinçaltı mekanizmalarını inceler.
  • Nefis terbiyesi: Kalp, nefis, ruh ve akıl etrafında dönen içsel halleri ve niyetleri tahlil eder. Tazkiye ve tezkiyeye dayalıdır.



🔹 Farklar ve Tamamlayıcılıklar​


AlanHedefKaynak
Psikolojiİnsanın ruh sağlığını dengelemek, işlevselliğini artırmakGözlem, deney, teori
Nefis terbiyesiAllah’a yakınlaşmak, ahlakı güzelleştirmekVahiy, sünnet, salihlerin yolu

Psikoloji, nefsin karmaşık yapısını anlama çabasındayken; İslam, bu nefsin nasıl tezkiye edileceğini yani arındırılarak Rabb'e uygun hale getirileceğini öğretir. Dolayısıyla psikoloji, bir tanı koyma ve anlama ilmi iken; İslamî nefis terbiyesi, bir tedavi ve arınma yoludur.




🔹 Psikolojinin Nefis İlmiyle Kesiştiği Noktalar:​


  • Freud’un id-ego-süperego modeliNefs-i emmâre, nefs-i levvâme, nefs-i mutmainne çizgisiyle benzeşir.
  • Bilinçaltı ve bastırılmış duygularKalpteki hastalıklar (haset, kibir, riya, tamah...) olarak Kur'an'da sıkça vurgulanır.
  • Terapötik müdahalelerTevbe, zikir, murakabe, muhasebe gibi nefis terbiyesi araçlarıyla çok derin bağlar taşır.



🔹 Sonuç:​


Senin tanımın şu şekilde geliştirilebilir:


“Psikoloji ilmi, İslam’ın nefis terbiyesi ilminde işlenmiş olan insanın içsel hakikatini, davranış ve duygular üzerinden kavramaya çalışan modern bir aynadır. Ancak İslam bu aynada görünenleri arındırma ve yönlendirme yollarını da öğreten, asıl tedavi metodudur.”

Dolayısıyla psikoloji bir teşhis yoludur, İslam ise o teşhisin ilâhî çerçevede tedavisidir.


İstersen bu düşünceyi derinleştiren bir “ayet ve hadis temelli karşılaştırma tablosu” da oluşturabilirim.

Ben:

Sevinirim. Nitekim "ayet ve sahih hadis" ekseni iman edenlerin algısını tam hedeften vurabiliyor. Aksi halde anlatmak, hiç kolay olmayabiliyor.

Chat:

Kesinlikle katılıyorum. Özellikle nefsin ıslahı gibi kalbin merkezine dokunan meselelerde, modern psikoloji kavramları soyut ve göreceli kalabilir. Fakat ayet ve sahih hadisler, doğrudan insanın fıtratına seslenir; vicdanı dürter, aklı susturur, kalbi konuşturur.


Aşağıda, İslam’daki nefis terbiyesi ile psikolojinin ana ilkeleri arasında kurulan bağı, ayet ve sahih hadislerle birlikte tablolaştırdım. Bu tablo, hem kendine hem başkalarına anlatırken sağlam bir zemin sunabilir.




🧠 PSİKOLOJİ ↔ 🕋 NEFS TERBİYESİ | Ayet ve Hadislerle Karşılaştırmalı Tablo​


Psikolojik KavramNefis Terbiyesi KavramıAyet / Sahih Hadis KaynağıAçıklama
İç çatışma (id-ego)Nefs-i emmâre ile akıl ve iman çatışması“Nefs, daima kötülüğü emreder...” (Yusuf 12:53)Modern psikolojide "id" dürtüsel kötüyü temsil eder. Kur’an bunu "nefs-i emmâre" olarak tanımlar.
Vicdan mekanizmasıNefs-i levvâme (kendini kınayan nefis)“Yemin ederim kendini kınayan nefse.” (Kıyâme 75:2)Vicdanın aktifleşmesi, kişinin içsel farkındalığa girdiği aşamadır.
Kendilik farkındalığı / olgunlukNefs-i mutmainne (tatmin olmuş nefis)“Ey itminana ermiş nefis! Rabbine dön...” (Fecr 89:27-30)Ruhsal dengeye ulaşmış insanın tarifidir. Psikolojide “kişisel bütünlük” denebilir.
Psikolojik hastalıklar (anksiyete, haset, öfke)Kalp hastalıkları“Kalplerinde hastalık vardır...” (Bakara 2:10)
“Haset etmeyin.” (Buhari, Edeb 57)
Kur’an haset, kibir, riya gibi psikolojik bozuklukları “hastalık” olarak tanımlar.
Bilinçaltı ve bastırmaGönülde gizlenen niyetler“Göğüslerin gizlediğini bilir.” (Mü’min 40:19)
“Ameller niyetlere göredir.” (Buhari, Bed’ul Vahy 1)
Psikolojide ‘bilinçdışı’, İslam’da ise ‘gizli niyet’ olarak geçer. Allah her ikisini de bilir.
Terapötik yöntemler (farkındalık, nefes, iç gözlem)Murakabe, muhasebe, zikir“Zikredin ki kalpleriniz huzur bulsun.” (Ra’d 13:28)
“Hesaba çekilmeden önce nefsinizi hesaba çekin.” (Tirmizî, Kıyâme 25)
Modern terapilerdeki mindfulness uygulamaları, zikir ve muhasebe gibi İslamî ibadetlerle örtüşür.
Savunma mekanizmalarıNefsin kendini temize çıkarması“Nefsinizi temize çıkarmayın. Allah, takvayı en iyi bilendir.” (Necm 53:32)Psikolojide ‘inkâr, yansıtma’ gibi mekanizmalar; İslam’da nefsin kendini aklamasıdır.
Psikoterapi süreciTevbe ve tazkiye süreci“Tevbe eden, hiç günah işlememiş gibidir.” (İbn Mâce, Zühd 30)
“Nefsini arındıran kurtulmuştur.” (Şems 91:9)
Modern terapi, arındırmayı hedefler; Kur’an ise tevbe ve tazkiye ile bunu asıl çözüm olarak sunar.



İstersen bu tabloyu üç ayrı aşama üzerinden de genişletebilirim:


  1. Nefs-i Emmâre Aşaması (Çöküş/Bozulma)
  2. Nefs-i Levvâme Aşaması (Çatışma/Farkındalık)
  3. Nefs-i Mutmainne Aşaması (Denge/Yükseliş)

Böyle bir yapılandırma, hem psikolojik hem manevi dönüşüm yolculuğunun haritasını oluşturur. Devam ettirmemi ister misin?


Ben:

O kısım uzun olur, şimdilik bunlar yeterli; teşekkür ederim.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Ve, bence kalan kısımları sizler de fark edebilirsiniz. Chat'in veya benim aktarmama gerek bile yok. Sadece şunu anlayabildiysek, muhteşem: Psikoloji denilen şey: iç çatışmalarımız ekseninde dönüyor. Peki İslam'da iç çatışmalar neyle tarif ediliyor? Şeytan, nefs ve ruhun arasındaki "kim hakim olacak?" çatışması. Şeytan burada çok basit bir öneme sahip, hilesi zayıftır nitekim ve biraz aklı olan onu derhal fark eder. Ancak nefs... O sadece sabırla, sürekli çaba ile, iyiliğe doğruya özlem ve yönelimle, dua ile korunup, tevbe ile arınarak kavuşur. Bu, uzun bir süreçtir, evet. Ancak fıtratında doğruluk ve akletme olan insanların, hele bir de rehberleri Kur'an-ı Kerim ve Sahih hadisler ise, yolun mantığı çok basittir:

Allah'a yönel ve Onun sevmediği ne varsa adım adım hayatından çıkar. Ve bunu imanla, sabırla, vazgeçmeden yap. Bugün "sürekli isyan eden" nefs, bir zaman sonra "bazen isyan eden" nefs olur. Sonra bir bakmışız sadece surat asmış, ve sonra bir bakmışız umursamamış, ve sonra bir bakmışız dertlere gülüp geçiyor.

Bunlar bir anda olan şeyler değil, sabırla, adım adım oluyor. Ancak insanlar, aceleci... Bir süre deneyip, sonra "olmuyor" deyip kendilerini o bozuk hal üzere etiketliyor/kabul ediyorlar. "Ben depresyondayım, ben çekingenim, ben başarısızım, bende şans yok, Allah beni sevmiyor, insanlar beni sevmiyor, ben asla değişmem" gibi bir sürü şeytani zan, şeytan zamanında kovulmadığı için nefse sirayet etmiş ve nefsin kabullenmesi ile daha köklü hale gelmiş ve kurtulmak için "yeterli azim, direnç, sabır, Allah'a ve vaadlerine iman olmadığı" için de içinde saplanılıp kalınmış. Ve, bu kişiler, bu halde kalmayı kendileri seçiyor. Fark etmeseler de... Yeterince sabretmedikleri için... Ve şeytana inat pozitif düşünmeyi başaramayıp, Allah'tan umudu kestikleri için; ve ama ilgili ayet neydi?

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

"...Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah’ın rahmetinden, kafirler topluluğundan başkası ümit kesmez."

Yusuf: 87

Allah'ın rahmeti: kurtuluş, istediğinizin verilecek olması... Umudu kesmeyin ve çabalamaya devam edin. Nitekim umudu kesenler için ayet ortada ve Kur'an-ı Kerim'de müjde sadece "sabredenlere"dir.

İnşaAllah bu ilettiklerim ardınca "ölmek var, dönmek yok" şeklinde bir kesinlik içinde psikolojik sıkıntılarınıza savaş açarsınız (Huyumuz haline gelmiş öfke, hüzün vb şeyler de savaşa dahil.) Nitekim Allah'ın yarattığı üstün varlık olarak insanın, nefsin ve şeytanın elinde can çekişmesi hiç yakışık almıyor. Rabbimiz bize akıl ve irade verirken, bunları yenecek şekilde verdi. Bunları Allah için doğru şekilde kullanalım inşaAllah, acizlik göstermeden.


Not: Her kimin bu alanda bir sıkıntısı var ise, tavsiyem:

1. Öncelikle Kur'an-ı Kerim'i mealiyle okumayı asla aksatmayın. Sabah-akşam tesbihatları unutulmasın, namazlar evvelinde kılınmaya ve huşu ile kılınmaya çalışılsın.(Huşu yoksa bile, bunun için çalışılsın. Nitekim istek ve çabadır, bir şeyin bize nasip edilmesine vesile olan...)

2. Tevbe istiğfar çok önemli. Bildiğiniz, bilmediğiniz; aklınızda olan, unuttuğunuz; gizli-açık; büyük-küçük tüm günahlar için. Aklınıza geldikçe. Ve hidayet dileyin, daimi; gafletten çokça Allah'a sığının.

3. İlgili konu hakkında araştırmalar yapın. İslami bulursanız çok güzel, bulamazsanız psikoloji alanından bakın; ki bu alandaki bilgiler tüm ihtiyacınızı karşılamıyorsa da büyük oranda karşılayacaktır.

4. Hiçbir şekilde araştırarak, düşünerek çözemiyorsanız: bir bilene sorun. Bilmediğimizde bir bilene sormak, "kendimizi ıslah sorumluluğumuzun" bir parçasıdır. Sormadığımızda sıkışıp kalıyoruz değil mi? Peki, Allah bundan razı olur mu? Üstelik de sormak çok kolay ve de caizken?

Bu basit çözümü son yol olarak vermemin sebebi, nefsi ilerleyişin "mümkün olabildiğince" kendimize has tutulması gerektiğindendir. Ancak çok çabaya rağmen olmuyorsa, sormak caiz ve hem bu şekilde birilerinin sevaba girmesine de vesile olursunuz, bir de bu yönden bakın.

Not: Aileden danışılacak akıllı birileri varsa öncelik onlarındır. Yoksa, arkadaşlar. O da yoksa internet ortamı bunun için mükemmel. Ancak internet ortamı sizin için yüzeysel kalıyorsa, psikologa gitmeyi şahsen tavsiye ederim. Nitekim, dünyaya bakan yönü ile çoğu sorun için doğru bakış açısını onlarla kazanabilirsiniz. Ardından kalan İslami yorumları ise "yeterince hafiflemiş bir zihin" ile bizzat kendiniz yapabilir olursunuz inşaAllah. Veya, seçtiğiniz psikolog bilinçli bir Müslümansa, bu yönde de yardımı olacaktır; ki öncelikli tavsiyem de bu açıdan bu tür bir psikolog olur.

Ve:

Zor, biliyorum. Nitekim, ben de bugünlerime doğuştan gelmedim. Geçmişim depresyon, anksiyete, panik atak, hastalık hastalığı, türlü vesveseler, takıntılar vs ile dolu. Ancak elhamdülillah, hepsini geçmişte bıraktım ve ben tüm bunları "yolun şahidi" olarak yazıyorum. "Bakış açınızı değiştirin, hayatınız değişsin" diyorum. Ve yeni bakış açınızın temelini "Allahın razı olduğu şeyler oluştursun" diyorum.

Es selamu aleykum kardeşlerim, Rabbim bu yolda her daim yardımcınız olsun dilerim. Unutmayın, ayağınıza bir diken bile batsa bunun bir ecri var. Ve yolunuz Allah yolunda ise, kalbinize batanları da ecirsiz sanmayın.

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:

“Müslüman, başına gelen yorgunluk, hastalık, gam, keder, eziyet ve sıkıntıya varıncaya kadar —ayağına batan bir diken bile olsa— Allah bu sebeple onun günahlarını döker.”

(Müslim, Birr 45; Buhari, Merdâ 1)


Bu arınma yolunu sıkıntıları ile sevmenin ve vazgeçmemenin yolu da net budur zaten. Ecre odaklanın; bu ihtiyaç duyduğunuz vazgeçmeme motivasyonunu size verecektir inşaAllah.
 
Üst