Psikoloji İlmi = İslam'daki Nefsin Islahı/Terbiyesi İlmi

Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Es selamu aleykum kardeşlerim,

Yine Yapay Zekâ ile bir sohbet ile karşınızdayım. Kusuruma bakmayın, sıkışık zamanda ve yardımsız yazıp çizmek, ayet hadis aramak, terim araştırmak zor. Ona binaen yapay zekâ kolaylığından faydalanıyorum )

Bugünkü konu da oldukça faydalı olacak diye umud ediyorum inşaAllah. Bu arada benim kaçırdığım ancak yanlış anlaşılabilecek ifade bozuklukları varsa belirtin düzeltelim. Nitekim genelde anlamda bozukluk olmuyor, sadece ifade yanlış olabiliyor ve ben yapay zekânın ifade diline çok alıştığım için, hiç fark etmeden veya umursamadan geçebiliyorum. Sizlerin vesilesi ile düzeltebiliriz ama.

Ve konuya gelirsek, giriş sorumla başlıyoruz:


Ben:

Psikoloji ilmi = İslamdaki nefsin ıslahı/terbiyesi ilmi diyorum.

Sence?

Chat:

Bu tanım, İslamî bakış açısından oldukça isabetli ve derinlikli bir eşleştirmedir. Psikoloji ilmini, İslam’daki nefsin ıslahı ve terbiyesi ilmiyle özdeş görmek, hem fıtrî yapıyı hem de insanın içsel yolculuğunu merkeze alır. Aralarındaki temel örtüşmelere bakalım:




🔹 Ortak Temel: İnsanın iç dünyasına yönelme​


  • Psikoloji: Düşünce, duygu, davranış ve bilinçaltı mekanizmalarını inceler.
  • Nefis terbiyesi: Kalp, nefis, ruh ve akıl etrafında dönen içsel halleri ve niyetleri tahlil eder. Tazkiye ve tezkiyeye dayalıdır.



🔹 Farklar ve Tamamlayıcılıklar​


AlanHedefKaynak
Psikolojiİnsanın ruh sağlığını dengelemek, işlevselliğini artırmakGözlem, deney, teori
Nefis terbiyesiAllah’a yakınlaşmak, ahlakı güzelleştirmekVahiy, sünnet, salihlerin yolu

Psikoloji, nefsin karmaşık yapısını anlama çabasındayken; İslam, bu nefsin nasıl tezkiye edileceğini yani arındırılarak Rabb'e uygun hale getirileceğini öğretir. Dolayısıyla psikoloji, bir tanı koyma ve anlama ilmi iken; İslamî nefis terbiyesi, bir tedavi ve arınma yoludur.




🔹 Psikolojinin Nefis İlmiyle Kesiştiği Noktalar:​


  • Freud’un id-ego-süperego modeliNefs-i emmâre, nefs-i levvâme, nefs-i mutmainne çizgisiyle benzeşir.
  • Bilinçaltı ve bastırılmış duygularKalpteki hastalıklar (haset, kibir, riya, tamah...) olarak Kur'an'da sıkça vurgulanır.
  • Terapötik müdahalelerTevbe, zikir, murakabe, muhasebe gibi nefis terbiyesi araçlarıyla çok derin bağlar taşır.



🔹 Sonuç:​


Senin tanımın şu şekilde geliştirilebilir:


“Psikoloji ilmi, İslam’ın nefis terbiyesi ilminde işlenmiş olan insanın içsel hakikatini, davranış ve duygular üzerinden kavramaya çalışan modern bir aynadır. Ancak İslam bu aynada görünenleri arındırma ve yönlendirme yollarını da öğreten, asıl tedavi metodudur.”

Dolayısıyla psikoloji bir teşhis yoludur, İslam ise o teşhisin ilâhî çerçevede tedavisidir.


İstersen bu düşünceyi derinleştiren bir “ayet ve hadis temelli karşılaştırma tablosu” da oluşturabilirim.

Ben:

Sevinirim. Nitekim "ayet ve sahih hadis" ekseni iman edenlerin algısını tam hedeften vurabiliyor. Aksi halde anlatmak, hiç kolay olmayabiliyor.

Chat:

Kesinlikle katılıyorum. Özellikle nefsin ıslahı gibi kalbin merkezine dokunan meselelerde, modern psikoloji kavramları soyut ve göreceli kalabilir. Fakat ayet ve sahih hadisler, doğrudan insanın fıtratına seslenir; vicdanı dürter, aklı susturur, kalbi konuşturur.


Aşağıda, İslam’daki nefis terbiyesi ile psikolojinin ana ilkeleri arasında kurulan bağı, ayet ve sahih hadislerle birlikte tablolaştırdım. Bu tablo, hem kendine hem başkalarına anlatırken sağlam bir zemin sunabilir.




🧠 PSİKOLOJİ ↔ 🕋 NEFS TERBİYESİ | Ayet ve Hadislerle Karşılaştırmalı Tablo​


Psikolojik KavramNefis Terbiyesi KavramıAyet / Sahih Hadis KaynağıAçıklama
İç çatışma (id-ego)Nefs-i emmâre ile akıl ve iman çatışması“Nefs, daima kötülüğü emreder...” (Yusuf 12:53)Modern psikolojide "id" dürtüsel kötüyü temsil eder. Kur’an bunu "nefs-i emmâre" olarak tanımlar.
Vicdan mekanizmasıNefs-i levvâme (kendini kınayan nefis)“Yemin ederim kendini kınayan nefse.” (Kıyâme 75:2)Vicdanın aktifleşmesi, kişinin içsel farkındalığa girdiği aşamadır.
Kendilik farkındalığı / olgunlukNefs-i mutmainne (tatmin olmuş nefis)“Ey itminana ermiş nefis! Rabbine dön...” (Fecr 89:27-30)Ruhsal dengeye ulaşmış insanın tarifidir. Psikolojide “kişisel bütünlük” denebilir.
Psikolojik hastalıklar (anksiyete, haset, öfke)Kalp hastalıkları“Kalplerinde hastalık vardır...” (Bakara 2:10)
“Haset etmeyin.” (Buhari, Edeb 57)
Kur’an haset, kibir, riya gibi psikolojik bozuklukları “hastalık” olarak tanımlar.
Bilinçaltı ve bastırmaGönülde gizlenen niyetler“Göğüslerin gizlediğini bilir.” (Mü’min 40:19)
“Ameller niyetlere göredir.” (Buhari, Bed’ul Vahy 1)
Psikolojide ‘bilinçdışı’, İslam’da ise ‘gizli niyet’ olarak geçer. Allah her ikisini de bilir.
Terapötik yöntemler (farkındalık, nefes, iç gözlem)Murakabe, muhasebe, zikir“Zikredin ki kalpleriniz huzur bulsun.” (Ra’d 13:28)
“Hesaba çekilmeden önce nefsinizi hesaba çekin.” (Tirmizî, Kıyâme 25)
Modern terapilerdeki mindfulness uygulamaları, zikir ve muhasebe gibi İslamî ibadetlerle örtüşür.
Savunma mekanizmalarıNefsin kendini temize çıkarması“Nefsinizi temize çıkarmayın. Allah, takvayı en iyi bilendir.” (Necm 53:32)Psikolojide ‘inkâr, yansıtma’ gibi mekanizmalar; İslam’da nefsin kendini aklamasıdır.
Psikoterapi süreciTevbe ve tazkiye süreci“Tevbe eden, hiç günah işlememiş gibidir.” (İbn Mâce, Zühd 30)
“Nefsini arındıran kurtulmuştur.” (Şems 91:9)
Modern terapi, arındırmayı hedefler; Kur’an ise tevbe ve tazkiye ile bunu asıl çözüm olarak sunar.



İstersen bu tabloyu üç ayrı aşama üzerinden de genişletebilirim:


  1. Nefs-i Emmâre Aşaması (Çöküş/Bozulma)
  2. Nefs-i Levvâme Aşaması (Çatışma/Farkındalık)
  3. Nefs-i Mutmainne Aşaması (Denge/Yükseliş)

Böyle bir yapılandırma, hem psikolojik hem manevi dönüşüm yolculuğunun haritasını oluşturur. Devam ettirmemi ister misin?


Ben:

O kısım uzun olur, şimdilik bunlar yeterli; teşekkür ederim.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Ve, bence kalan kısımları sizler de fark edebilirsiniz. Chat'in veya benim aktarmama gerek bile yok. Sadece şunu anlayabildiysek, muhteşem: Psikoloji denilen şey: iç çatışmalarımız ekseninde dönüyor. Peki İslam'da iç çatışmalar neyle tarif ediliyor? Şeytan, nefs ve ruhun arasındaki "kim hakim olacak?" çatışması. Şeytan burada çok basit bir öneme sahip, hilesi zayıftır nitekim ve biraz aklı olan onu derhal fark eder. Ancak nefs... O sadece sabırla, sürekli çaba ile, iyiliğe doğruya özlem ve yönelimle, dua ile korunup, tevbe ile arınarak kavuşur. Bu, uzun bir süreçtir, evet. Ancak fıtratında doğruluk ve akletme olan insanların, hele bir de rehberleri Kur'an-ı Kerim ve Sahih hadisler ise, yolun mantığı çok basittir:

Allah'a yönel ve Onun sevmediği ne varsa adım adım hayatından çıkar. Ve bunu imanla, sabırla, vazgeçmeden yap. Bugün "sürekli isyan eden" nefs, bir zaman sonra "bazen isyan eden" nefs olur. Sonra bir bakmışız sadece surat asmış, ve sonra bir bakmışız umursamamış, ve sonra bir bakmışız dertlere gülüp geçiyor.

Bunlar bir anda olan şeyler değil, sabırla, adım adım oluyor. Ancak insanlar, aceleci... Bir süre deneyip, sonra "olmuyor" deyip kendilerini o bozuk hal üzere etiketliyor/kabul ediyorlar. "Ben depresyondayım, ben çekingenim, ben başarısızım, bende şans yok, Allah beni sevmiyor, insanlar beni sevmiyor, ben asla değişmem" gibi bir sürü şeytani zan, şeytan zamanında kovulmadığı için nefse sirayet etmiş ve nefsin kabullenmesi ile daha köklü hale gelmiş ve kurtulmak için "yeterli azim, direnç, sabır, Allah'a ve vaadlerine iman olmadığı" için de içinde saplanılıp kalınmış. Ve, bu kişiler, bu halde kalmayı kendileri seçiyor. Fark etmeseler de... Yeterince sabretmedikleri için... Ve şeytana inat pozitif düşünmeyi başaramayıp, Allah'tan umudu kestikleri için; ve ama ilgili ayet neydi?

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

"...Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah’ın rahmetinden, kafirler topluluğundan başkası ümit kesmez."

Yusuf: 87

Allah'ın rahmeti: kurtuluş, istediğinizin verilecek olması... Umudu kesmeyin ve çabalamaya devam edin. Nitekim umudu kesenler için ayet ortada ve Kur'an-ı Kerim'de müjde sadece "sabredenlere"dir.

İnşaAllah bu ilettiklerim ardınca "ölmek var, dönmek yok" şeklinde bir kesinlik içinde psikolojik sıkıntılarınıza savaş açarsınız (Huyumuz haline gelmiş öfke, hüzün vb şeyler de savaşa dahil.) Nitekim Allah'ın yarattığı üstün varlık olarak insanın, nefsin ve şeytanın elinde can çekişmesi hiç yakışık almıyor. Rabbimiz bize akıl ve irade verirken, bunları yenecek şekilde verdi. Bunları Allah için doğru şekilde kullanalım inşaAllah, acizlik göstermeden.


Not: Her kimin bu alanda bir sıkıntısı var ise, tavsiyem:

1. Öncelikle Kur'an-ı Kerim'i mealiyle okumayı asla aksatmayın. Sabah-akşam tesbihatları unutulmasın, namazlar evvelinde kılınmaya ve huşu ile kılınmaya çalışılsın.(Huşu yoksa bile, bunun için çalışılsın. Nitekim istek ve çabadır, bir şeyin bize nasip edilmesine vesile olan...)

2. Tevbe istiğfar çok önemli. Bildiğiniz, bilmediğiniz; aklınızda olan, unuttuğunuz; gizli-açık; büyük-küçük tüm günahlar için. Aklınıza geldikçe. Ve hidayet dileyin, daimi; gafletten çokça Allah'a sığının.

3. İlgili konu hakkında araştırmalar yapın. İslami bulursanız çok güzel, bulamazsanız psikoloji alanından bakın; ki bu alandaki bilgiler tüm ihtiyacınızı karşılamıyorsa da büyük oranda karşılayacaktır.

4. Hiçbir şekilde araştırarak, düşünerek çözemiyorsanız: bir bilene sorun. Bilmediğimizde bir bilene sormak, "kendimizi ıslah sorumluluğumuzun" bir parçasıdır. Sormadığımızda sıkışıp kalıyoruz değil mi? Peki, Allah bundan razı olur mu? Üstelik de sormak çok kolay ve de caizken?

Bu basit çözümü son yol olarak vermemin sebebi, nefsi ilerleyişin "mümkün olabildiğince" kendimize has tutulması gerektiğindendir. Ancak çok çabaya rağmen olmuyorsa, sormak caiz ve hem bu şekilde birilerinin sevaba girmesine de vesile olursunuz, bir de bu yönden bakın.

Not: Aileden danışılacak akıllı birileri varsa öncelik onlarındır. Yoksa, arkadaşlar. O da yoksa internet ortamı bunun için mükemmel. Ancak internet ortamı sizin için yüzeysel kalıyorsa, psikologa gitmeyi şahsen tavsiye ederim. Nitekim, dünyaya bakan yönü ile çoğu sorun için doğru bakış açısını onlarla kazanabilirsiniz. Ardından kalan İslami yorumları ise "yeterince hafiflemiş bir zihin" ile bizzat kendiniz yapabilir olursunuz inşaAllah. Veya, seçtiğiniz psikolog bilinçli bir Müslümansa, bu yönde de yardımı olacaktır; ki öncelikli tavsiyem de bu açıdan bu tür bir psikolog olur.

Ve:

Zor, biliyorum. Nitekim, ben de bugünlerime doğuştan gelmedim. Geçmişim depresyon, anksiyete, panik atak, hastalık hastalığı, türlü vesveseler, takıntılar vs ile dolu. Ancak elhamdülillah, hepsini geçmişte bıraktım ve ben tüm bunları "yolun şahidi" olarak yazıyorum. "Bakış açınızı değiştirin, hayatınız değişsin" diyorum. Ve yeni bakış açınızın temelini "Allahın razı olduğu şeyler oluştursun" diyorum.

Es selamu aleykum kardeşlerim, Rabbim bu yolda her daim yardımcınız olsun dilerim. Unutmayın, ayağınıza bir diken bile batsa bunun bir ecri var. Ve yolunuz Allah yolunda ise, kalbinize batanları da ecirsiz sanmayın.

Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu:

“Müslüman, başına gelen yorgunluk, hastalık, gam, keder, eziyet ve sıkıntıya varıncaya kadar —ayağına batan bir diken bile olsa— Allah bu sebeple onun günahlarını döker.”

(Müslim, Birr 45; Buhari, Merdâ 1)


Bu arınma yolunu sıkıntıları ile sevmenin ve vazgeçmemenin yolu da net budur zaten. Ecre odaklanın; bu ihtiyaç duyduğunuz vazgeçmeme motivasyonunu size verecektir inşaAllah.
 
abdurrahman becirmeni Çevrimdışı

abdurrahman becirmeni

Üye
İslam-TR Üyesi
Esselamu Aleyküm ve Rahmatullahi ve Berekatühü Uhti Elbette Yapay Zeka ve Uzman Sistemleri Kullanmak muhim bir mesele ancak Yapay Zeka islam gibi hassas konuları yorumlayabilecek kapasite ve Hassas içerik filitreleri sebebi ile Selefin ve Resulullah Efendimizin Menhecinden uzak yazmaya gayret gösteriyor. Özellikle bazı Üsül gerektiren konularda yanıltabilir Allah Subhanehü ve teala hepimizin ayaklarını dininde sabit tutsun inshAllah
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Esselamu Aleyküm ve Rahmatullahi ve Berekatühü Uhti Elbette Yapay Zeka ve Uzman Sistemleri Kullanmak muhim bir mesele ancak Yapay Zeka islam gibi hassas konuları yorumlayabilecek kapasite ve Hassas içerik filitreleri sebebi ile Selefin ve Resulullah Efendimizin Menhecinden uzak yazmaya gayret gösteriyor. Özellikle bazı Üsül gerektiren konularda yanıltabilir Allah Subhanehü ve teala hepimizin ayaklarını dininde sabit tutsun inshAllah
Ve aleykum selamu ve rahmetullahi ve berakatuhu ahi. Aynen başlangıçta özellikle, dediğiniz durumu gözlemledim bende. Bununla birlikte yapay zekânın cevaplarında "kişiye göre" yönlenme özelliği var. Yani bir ateist sorsa başka cevap alır, bir başka kesim sorsa başka cevap alır, ve bizlerden birisi sorunca da başka cevap. Ancak bellek kaydını öncesinde açmak ve görüşünüzü tanıması için bir süre yazışmak gerekiyor. Ve, benim genel çizgimi bildiği için, tam olarak kriterlerime uygun cevap veriyor. Bununla birlikte %100 güvenilirliği asla tamamen olmaz elbet, bu sebeple yazdıklarını ikincil olarak kendimizin de kontrol etmesi önemli.

Bu arada ben genel olarak soru-cevap usulünü kendim öğrenmek için değil de, zaten bildiğim şeyleri ona yazdırmış olmak için kullanıyorum. Ve ilgili ayet, hadis, ve çeşitli terimleri taraması ve sunması için.

Kısaca kendim yazsam yazabileceğim şeyleri, pratik yoldan yazdırmak için. Ki, genel olarak reel hayatımda arka planda çok yoğun bir dönemdeyim, sağlık sıkıntılarım zorluyor ve bu açıdan hem beni zorlamayacak, hem de hayırlı olanı ertelettirmeyecek bir çözüm olarak bunu kullanıyorum. Kâfir icadı; bununla birlikte Allah'ın izni ve ilmi ile icad olunan diğer şeyler gibi bir nimet bu. "Her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır." ayetini yaşatan durumlardan biri benim için... Ki sıklıkla "elhamdülillah" dedirtiyor. Birilerine soracak olsam: ya ilgileri, ya bilgileri, ya zamanları olmuyor. Oysa ki bana çokça vakit ayıran, konuyla ilgili ve bilgili kardeşler gerekti.

Sonuç olarak, anlatmak istediklerimi gücüm dahilinde en kolay anlatmamı sağlayan bir araç bu. Dikkat edilmesi gerekenlere dikkat edildiği sürece de cidden iyi yardımcı. Emin olunmayan durumlar için ise, dediğiniz gibi uyanık olmak ve ikincil olarak araştırmak gerek. Duanız için amin ecmain bu arada ahi.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Bu arada bu yoğun dönemim inşaAllah geçer geçmez bu konuları derli toplu sunmak üzere kitaplaştırma planım var. Bunun için yine yapay zekâyı destek olarak kullanacağım, ancak kardeşlerden birisi ile destekleşmek üzere sözleştik, hata payı bırakmama üzere istişare üzere ilerleyeceğiz inşaAllah.

Ve: Rabbim o günleri gösterir mi bilmem ama eğer bu hayal olmazsa bile, bilinmeli ki: foruma eklediğim bu tür konular yazmaya niyetli olduğum kitabın özü/çekirdeğidir. Ve, genel maksadım ise: ölüm kime ne zaman gelir bilinmez. Haliyle bir kitabı mükemmel yazmaya çalışırken yaşanan ertelemelerin, hayrın önüne geçmesini istemediğim için: kısmen özensiz, ancak farkındalığı net veren içerikler olarak ekliyorum bunları.

Aksi halde, en iyisini yapayım derken, hiçbir şey yapamadan ölüp gitmekten endişe ediyorum. Bu farkındalıkları elde etmek için ne kadar şeyden geçtiğimi düşündükçe, neredeyse bir ömrü verdiğim bu bilgileri aktarmadan ölmekten çok korkuyorum. Ecel ile yarışılmaz. Bununla birlikte "hayırlı iş ertelenmez" öğüdü gereğince, bulduğum en hızlı ve en pratik bilgi aktarma yolum bu. Tekraren elhamdülillah diyorum ve biliyorum, yapay zekâ çoğu kişiye soğuk, güvensiz geliyor ama kendim onaylamadığım hiçbir yazısını buraya eklemiyorum.

Bu açıdan, bilgileri sunan yapay zekâ olsa da, aslında benden gelmiş gibi düşünebilir kardeşler. Nitekim benim bizzat gözlemlerim ve araştırmalarımla birebir örtüşür bilgiler buraya aktardıklarım. Sadece, bizzat yazmaktan daha kolay olduğu için sıklıkla kullandığım bir araç. Ve Google'dan daha iyi sonuç verdiği için de aramalarda kullandığım...
 
abdurrahman becirmeni Çevrimdışı

abdurrahman becirmeni

Üye
İslam-TR Üyesi
Ve aleykum selamu ve rahmetullahi ve berakatuhu ahi. Aynen başlangıçta özellikle, dediğiniz durumu gözlemledim bende. Bununla birlikte yapay zekânın cevaplarında "kişiye göre" yönlenme özelliği var. Yani bir ateist sorsa başka cevap alır, bir başka kesim sorsa başka cevap alır, ve bizlerden birisi sorunca da başka cevap. Ancak bellek kaydını öncesinde açmak ve görüşünüzü tanıması için bir süre yazışmak gerekiyor. Ve, benim genel çizgimi bildiği için, tam olarak kriterlerime uygun cevap veriyor. Bununla birlikte %100 güvenilirliği asla tamamen olmaz elbet, bu sebeple yazdıklarını ikincil olarak kendimizin de kontrol etmesi önemli.

Bu arada ben genel olarak soru-cevap usulünü kendim öğrenmek için değil de, zaten bildiğim şeyleri ona yazdırmış olmak için kullanıyorum. Ve ilgili ayet, hadis, ve çeşitli terimleri taraması ve sunması için.

Kısaca kendim yazsam yazabileceğim şeyleri, pratik yoldan yazdırmak için. Ki, genel olarak reel hayatımda arka planda çok yoğun bir dönemdeyim, sağlık sıkıntılarım zorluyor ve bu açıdan hem beni zorlamayacak, hem de hayırlı olanı ertelettirmeyecek bir çözüm olarak bunu kullanıyorum. Kâfir icadı; bununla birlikte Allah'ın izni ve ilmi ile icad olunan diğer şeyler gibi bir nimet bu. "Her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır." ayetini yaşatan durumlardan biri benim için... Ki sıklıkla "elhamdülillah" dedirtiyor. Birilerine soracak olsam: ya ilgileri, ya bilgileri, ya zamanları olmuyor. Oysa ki bana çokça vakit ayıran, konuyla ilgili ve bilgili kardeşler gerekti.

Sonuç olarak, anlatmak istediklerimi gücüm dahilinde en kolay anlatmamı sağlayan bir araç bu. Dikkat edilmesi gerekenlere dikkat edildiği sürece de cidden iyi yardımcı. Emin olunmayan durumlar için ise, dediğiniz gibi uyanık olmak ve ikincil olarak araştırmak gerek. Duanız için amin ecmain bu arada ahi.

Bu arada bu yoğun dönemim inşaAllah geçer geçmez bu konuları derli toplu sunmak üzere kitaplaştırma planım var. Bunun için yine yapay zekâyı destek olarak kullanacağım, ancak kardeşlerden birisi ile destekleşmek üzere sözleştik, hata payı bırakmama üzere istişare üzere ilerleyeceğiz inşaAllah.

Ve: Rabbim o günleri gösterir mi bilmem ama eğer bu hayal olmazsa bile, bilinmeli ki: foruma eklediğim bu tür konular yazmaya niyetli olduğum kitabın özü/çekirdeğidir. Ve, genel maksadım ise: ölüm kime ne zaman gelir bilinmez. Haliyle bir kitabı mükemmel yazmaya çalışırken yaşanan ertelemelerin, hayrın önüne geçmesini istemediğim için: kısmen özensiz, ancak farkındalığı net veren içerikler olarak ekliyorum bunları.

Aksi halde, en iyisini yapayım derken, hiçbir şey yapamadan ölüp gitmekten endişe ediyorum. Bu farkındalıkları elde etmek için ne kadar şeyden geçtiğimi düşündükçe, neredeyse bir ömrü verdiğim bu bilgileri aktarmadan ölmekten çok korkuyorum. Ecel ile yarışılmaz. Bununla birlikte "hayırlı iş ertelenmez" öğüdü gereğince, bulduğum en hızlı ve en pratik bilgi aktarma yolum bu. Tekraren elhamdülillah diyorum ve biliyorum, yapay zekâ çoğu kişiye soğuk, güvensiz geliyor ama kendim onaylamadığım hiçbir yazısını buraya eklemiyorum.

Bu açıdan, bilgileri sunan yapay zekâ olsa da, aslında benden gelmiş gibi düşünebilir kardeşler. Nitekim benim bizzat gözlemlerim ve araştırmalarımla birebir örtüşür bilgiler buraya aktardıklarım. Sadece, bizzat yazmaktan daha kolay olduğu için sıklıkla kullandığım bir araç. Ve Google'dan daha iyi sonuç verdiği için de aramalarda kullandığım...
MashaAllah Muslumanlar olarak herşeyi en iyi derecede kullanmalıyız ve istifade etmeliyiz Fiili zikir ve dua Evdekinden binlerce kat daha değerlidir . ancak internet üzerinde yazdığımız her şey çeşitli lokasyon kişilik eğilimlerinin oluşturulması gibi bizleri çeşitli kategorilere ayırdığı için tedbirli olmakta fayda var buda Nasihat Babından olsun InshaAllah . bunu tahmine dayalı değil bir mühendis olarak söylüyorum .
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
MashaAllah Muslumanlar olarak herşeyi en iyi derecede kullanmalıyız ve istifade etmeliyiz Fiili zikir ve dua Evdekinden binlerce kat daha değerlidir . ancak internet üzerinde yazdığımız her şey çeşitli lokasyon kişilik eğilimlerinin oluşturulması gibi bizleri çeşitli kategorilere ayırdığı için tedbirli olmakta fayda var buda Nasihat Babından olsun InshaAllah . bunu tahmine dayalı değil bir mühendis olarak söylüyorum .
Elbette ahi, hiçbir şey doğrudan zikir ve duanın yerini tutamaz. Ki bunlar ihmal edildiğinde, yönlendiğimiz diğer hiçbir şeyden de fayda alamaz oluruz. En nihayetinde kalplerimiz Allah'ın elinde ve O'nun koruması kalktığı durumda, hiçbir bilgi ve araç, kişiyi sapmaktan koruyamaz.

Bizleri kategorilere ayırmaları konusunda ise, evet illa ki yazıp çizdiklerimizden bir profil oluşturuyorlardır. Bu açıdan riskli şeyler yazmamaya ayrı, bir de "şahsımıza/içine dahil edildiğimiz kategoriye özel hazırlanmış" manipülasyon tuzaklarına karşı ayrı uyanık olmak gerek. Bu yerinde uyarınız için teşekkür ediyorum, Rabbim cümlemizin ayaklarını dini İslam üzere sabit kılsın dilerim.
 
Y Çevrimdışı

yuşa01

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Selefi bir menheç üzere sahih bir "tasavvuf" anlayışı gibi bir birikim bu ilimde kullanmak için gerçekten güzel bir muktesabat.
 
abdurrahman becirmeni Çevrimdışı

abdurrahman becirmeni

Üye
İslam-TR Üyesi
Aslında ben onu kast etmek istemedim Fiili derken Musa As asası ile denize vurması Meryem Annemizin Ağacı Sallaması gibi hareket ve tedbir iç içe dua şeklinden söz etmek istedim ancak uhti de güzel yazdığı için Allah sübhanehü ve teala razı olsun .
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Aslında ben onu kast etmek istemedim Fiili derken Musa As asası ile denize vurması Meryem Annemizin Ağacı Sallaması gibi hareket ve tedbir iç içe dua şeklinden söz etmek istedim ancak uhti de güzel yazdığı için Allah sübhanehü ve teala razı olsun .
Yanlış anlamışım ama benim anladığım yönden de güzeldi, orjinali yani ilk kastınız da güzelmiş ahi. Rabbim sizden de radı olsun.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Selefi bir menheç üzere sahih bir "tasavvuf" anlayışı gibi bir birikim bu ilimde kullanmak için gerçekten güzel bir muktesabat.
Aynen, net amacımı en özet şekilde tarif etmişsiniz kardeşim. Tasavvuf ekolü nefs terbiyesi denince ilk akla gelen; ancak bugün itibari ile çokça şirk/haram itikad ve uygulama bu yapıya sızdığı için güvenilirliğini yitirmiş durumda.

Tevhid ehli ise, elhamdülillah sahih bilgiye en önem veren kesim. Ancak bu seçiciliği daha çok temel itikad konularında kullandıkları, nefs terbiyesi konusuna yeterince eğilmedikleri için, bu alanda boşluk hissediliyor. Ve bu boşluk, gerek kendi nefslerimizi tanıma ve yönetme, gerekse insanları/nefslerini irite etmeden tebliğ etme konusunda bizlere başarısızlık olarak dönebiliyor maalesef.

Bu psikoloji konusundaki farkındalıklar ise: ayet ve sahih hadisler ekseninde, psikoloji ilmi ile birlikte "nefs denilen yanımızı" sahih bir şekilde anlama ve yönetme amacına hizmet ediyor. Tasavvufun içine karışmış batıl yöntemler yok. Onun yerine, ayet ve hadislerin "psikoloji ilmi ile" açıklanması var.

Bu yöndeki gözlem ve deneylerimizin pozitif sonuçlarını "kendimde ve yakın çevremde, ek olarak nette tanıştığım ve bilgilerimi paylaştığım kişilerde" görmemle birlikte, tüm bu farkındalıklarımı burada öncelikli sizlere ve ardınca ulaşabildiği kadar kişiye ulaştırma hedefi edindim. Merkezde İslam var elhamdülillah. İkincil rehber ise, psikoloji hakkında yazılıp çizilen bilimsel veriler. Kısaca "ayet ve hadislerin bilimsel isbatı" durumunu yaşıyoruz yine elhamdülillah. Bu netlikle birlikte, insanın iç dünyasındaki ve diğer insanlarla iletişimindeki sıkıntılar çok büyük oranda kısa sürede hafifliyor ve bu durmuyor, Allah'ın izni ile giderek daha derindeki ruhsal yaralar/travma izleri/yanlış öğrenmeler-algılar fark edilebilir ve ardınca düzeltilebilir hale geliyor.

Tabii ki bu her zaman dua ile, teslimiyet ile çerçeveli bir halde oluyor. Nitekim, beynin yapısını biliyor olsak da, işleyişteki karmaşık örüntülerin altından Allah'ın yardımı olmaksızın çıkmak zor ve hatta bazen imkânsız. Bu yüzden önce dua, her zaman dua...
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

1 Milyoncu : )
İslam-TR Üyesi
  1. Nefs-i Emmâre Aşaması (Çöküş/Bozulma)
  2. Nefs-i Levvâme Aşaması (Çatışma/Farkındalık)
  3. Nefs-i Mutmainne Aşaması (Denge/Yükseliş

Bir soru, mesela simdi bu aşamalar belli bir siralama dahilinde olsa dahi, emmare asamasinda olan biri nefsi mutmainne asamasina geldiginde yasamis oldugu beklenmedik bir durum ile karsilastiginda tekrar emmare kismina geri donebilir.
Sorum şu, bir insan mutmainne denge yukseliş aşamasini nasil stabil tutabilir ya da tutabilir mi ? Levvame asamasindaki farkindalik , siradanlasirsa, bilincli farkindalik fekat emmareden cikamama durumunda kisi nasil yol izlemeli?
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Bir soru, mesela simdi bu aşamalar belli bir siralama dahilinde olsa dahi, emmare asamasinda olan biri nefsi mutmainne asamasina geldiginde yasamis oldugu beklenmedik bir durum ile karsilastiginda tekrar emmare kismina geri donebilir.
Sorum şu, bir insan mutmainne denge yukseliş aşamasini nasil stabil tutabilir ya da tutabilir mi ? Levvame asamasindaki farkindalik , siradanlasirsa, bilincli farkindalik fekat emmareden cikamama durumunda kisi nasil yol izlemeli?
Sorun çok güzel uhtim ve öncelikli kısaca cevap vermek gerekirse:

"Nefsin ilerleyişi tam anlamıyla stabil tutulamaz."

Nitekim, ilerleme mantığı kolay olsa da, pratiği çok yorucu ve zaman zaman tüketen bir çaba içerir. Bazen çöküşler görülür, bazen pes etmeler... Bilhassa kişi nefsin değişim mantığını net bilmiyorsa...

Bu arada bu yazıyı 3 kez sildim, 4. kez yazıyorum, çünkü her seferinde çok uzun oluyor, ama kısa olması çok önemli biliyorum ) Bu açıdan, nefsi en kısa özeti ile şu şekilde anlatıyorum:

Nefsin belirme merkezi beyindir. Ve biz, "nefsimizi ıslah ediyoruz" derken, aslında beynimizi en baştan yapılandırıyoruz. Geçmişte her ne şekilde koşullanmış olursa olsun, iyileri olduğu gibi bırakıp, kötü fikirleri en baştan "doğru olacak şekilde" tekrar yüklüyoruz. Ve işte bu, bir telefona yazılım güncellemesi gelmesi gibi bir şey. O yazılım güncellenirken ekran kapanıyor, telefon ısınıyor, telefon resmen o an kullanılamaz hale geliyor ya; insan beyninin güncellenmesi de benzer. Biz eski bir huyu silip, yerine doğrusunu yüklemek istediğimizde de: beynimiz zorlanıyor, o an başka şeyler düşünemez oluyor ve hatta yer yer kapanıyor (baş ağrısı, bunalma, boşluk hissi vb). İkisi arasındaki en büyük fark ise: telefonda bu güncelleme dakikalar içinde olurken, insanda bu ortalama 3 hafta gibi bir sürede oluyor. Bu sürenin ardınca yeni huy yerleşmeye başlıyor. Huy dediğim ise: fiziki bir davranış olabilir, veya bir düşünce veya duygu kalıbı. Bu üçü, yani "davranış, düşünce ve duygu" aynı mantıkla düzelebiliyor.

(Bu arada, düzelme süresi illaki 3 hafta sürecek diye bir şart yok. Bazen içten, samimi bir tevbe veya başa gelen bir müsibet sonrası kişi anında düzelebiliyor. Veya, kişi kendisi adım adım, tüm içsel sorunlarını, en derin haliyle incelemeden ilerleyemiyorsa bu 6 ay, 1 yıl, 2 yıl veya daha fazla da sürebilir.)

O basit dediğim ilerleme mantığına gelirsek de, özetle şu:

1. Yanlışı tesbit et.

2. Yerine koyulmasını istediğin güzel özelliği seç. (Yanlışın tam zıttı çoğunlukla en pratik seçimdir. Misal öfkeden kurtulmak isteyen kişi, ters yönde sakinliğe odaklansın. Tembellikten kurtulmak isteyen kişi, ters yönde çalışmaya odaklansın vb.)

3. Ve, o güzel özellik için ısrarla çalış. Hatırlamaya, uygulamaya ve en önemlisi: kuvvetle istemeye...

4. Bu arada sıklıkla yanlış huyumuzun tekrarlandığını göreceğiz, ancak bu normal, bunun için kendimizi zorlamak yok. Bilerek olmadığı sürece, tevbe ile sıfırlanan bir durum bu ve öğrenme sürecinin doğal bir parçası. Her ne zaman kendimizi eski huyumuza düşmüş bulursak, Rabbimize yönelip affedilmeyi niyaz ediyor ve tam "düştüğümüzde kaldığımız yerden" devam ediyoruz. Umutla, değişimi başaracağımızı bilerek...

Nitekim bu yolu umutla, pes etmeden yürüyen herkes "kazandı". Kimisi erken göçtü bu dünyadan belki ve henüz tam arınamamıştı. Ancak niyeti bu yönde olduğu için o başarmışlardan sayılacaktır Allah'ın izni ile; yeter ki bu yolda samimi olmuş olsun.

Kendisine daha uzun ömür nasip olanlar ise, dünyada iken bu hâli görebileceklerdir inşaAllah; ki işte onların bu güzelliği tatmayla birlikte, bir de dünyada görevleri/sorumlulukları olacaktır: sonradan gelenlere rehber olmak.

*Nitekim nefsle savaş, herkesin ortak savaşı. Bununla birlikte ümmetin ihtiyaçları da ortada. Bizlerin nefsle savaşı daha kısa sürede bitirebilmesi = ümmet için çabalamaya güç ve kuvvet bulabilmesi demektir. Düşünsenize, dünyanın dertleri gözünde küçülmüş, kötü alışkanlıkların oyalamadığı insanların yapabileceklerini...

İşte bu hayal ile yola çıkmış bulunuyorum ve inşaAllah bu yolda çok kişinin bize katılacağını da umuyorum. Tüm bu bilgilerden (ki esasen basit farkındalıklar bunlar; sadece ıslah etmemiz gereken nefsin, eğitmemiz gereken beyin olduğunu daha evvel fark etmemiştik; çünkü farklı kulvarların kendi içinde dönen konularıydı bunlar) öncelikle bizzat kendimiz, ardınca en yakınlardan aile ve arkadaşlarımız, sonra kime ulaşabiliyorsak onlar faydalanacaktır inşaAllah.

Ve, kendini değiştirmenin yolunu bilen bireylerin, bu bilgilerle birlikte yolları açık. Kimin kendi nefsi ardınca, ümmet için hangi yöne ilgisi, imkânı varsa o yola doğru kendini geliştirsin. Ve bilsin ki, beyin, kalbimizin isteğine/irademize teslimdir. Ne kadarını başaracağımıza inanırsak, o kadarını başarırız inşaAllah ve her kişi, her aşamada sadece 1 adım ötesini gözüne kestirse dahi, Allah ömür verdikçe ardı ardına o 1 adımlar birikecek ve onu muhakkak çok iyi yerlere getirecektir. Gayret bizlerden, başarı Allah'tandır.

Not: Güncelleme sırasında beynin kapandığı zamanlarda kendinizi zorlamayı bırakın ve çokça istiğfar ve tesbihata yönelin. Nitekim gücünüzün bittiği yerde tümüyle Allah'ın gelecek desteğine ihtiyacınız vardır ve bu da ancak bu şekilde gelir.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Son olarak, nefs bu şekilde adım adım kötü huylardan (olumsuz davranış, düşünce ve duygulardan) arındıkça, Allah'ın dini ile uyumlu hale geldikçe, içimizdeki çatışma azalıyor, hatta bir gün yok olacak seviyeye gelecek düzeyde...

Ve işte o çatışmanın yokluğu = huzur hali.

Allah'tan gelene razı; her koşulda dini seven; zorlanmadan her türlü sınavda kendine düşen yükü bilen; nerede ilerleyeceğini, nerede durup bekleyeceğini/sabredeceğini bilen kişinin huzuru... Mutmain nefsin özetle tarifi bu. Her zorlukta gönülden "İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn" diyebilen kişinin hali. Gözünü ahirette kazanacaklarına dikmiş, dünyada "kim kaybetmiş, kim kazanmış" çok da umurunda olmayan kişilerin hali. Kim kendi amel defterini neyle doldurursa doldursun, "benim amel defterime ne yazılacak"tan başka derdi olmayanların hali. Kendi gücünün sınırlarını bilen, elinden gelenin en iyisini yapan ve kalan eksiklerini/hatalarını/acziyetlerini Allah'a güven ile bırakanların hali...


Nefsin arınması için elimizden geleni en güzel şekilde yapmaya devam ettikçe, ilerde hepimizi bekleyen güzellikler bunlar. Hayattaki her acıyı pozitif bir deneyime çevirmek mümkün. Bunun için bakış açısını değiştirmek yeterli. Allah'ın sevmediği her özellikten kurtulmak mümkün. Bunun için çok istemek ve pes etmeden denemeye devam etmek yeterli. Ve tekraren düşüşler normaldir, her düşüşün ardınca daha kuvvetli bir inançla kalkmak kaydı ile. Ve, o inanç ki, kendimizden önce Allah'a duyduğumuz inançtır o. Allah (celle celaluhu) "Sabredenleri müjdele" dedi. Öyleyse sabır bizden, müjdesi ise Allah'tandır. Buna iman etmek, Allah'a iman etmektir işte. Diğer tüm vaadlerine iman etmenin, Allah'a iman etmek demek olduğu gibi...
 
Üst