RABITA: Arapça “rabt” kökünden türetilmiş bir kelimedir . Sözlükte birleştirmek, bitiştirmek, iliştirmek ve bağlamak anlamına gelir. Nakşibendi tarikatında Şeyhe yapılan bir tür bağlantı şeklidir.
NAKŞİBENDİ TARİKATINDA RABITA:
1- Mürit şeyhini zihninde şeklen canlandırır. Onu hep yanında kabul eder. Şeyhinin giyim kuşam tarzı içindeymiş gibi düşünmeye çalışır ve düşüncede onunla beraberdi r.
“Tarikatta rabıta: Müridin Allah’ta fani olmuş olan şeyhinin şeklini hayalinde sürekli canlandırmasıyla onun ruhaniyet inden yardım istemesi demektir.”[1]
2- Her akşam namazından sonra iki rekat evvâbin namazı kılınır. Ters teverrük oturuşu ile oturulup, baş kalp üzerine eğilir. 25 defa estağfirullah diyerek gözler kapatılır. Mürit şeyhini yüksekçe bir yerde oturmuş, kendisine baktığını gökten onun üzerine nur indiğini ve bu nurun şeyhin iki kaşı arasından kendi üzerine aktığını hayal eder.
DELİL KABUL EDİLEN AYETLER:
يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا اتَّقُوا اللّهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقينَ
1- “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun.”[2]
Nüzul sebebi:
Kab b. Malik (r.a.)’ın tebük gazasıyla ilgili meselesin i uzun olduğu için kısaltarak aktarmaya çalışalım.
“Rasululla h (s.a.v.) Tebük gazası için hazırlık yapılmasını emretti. Kab b. Malik’te bu güne kadar ki bütün gazalara katılmıştı.Ancak Tebük gazasına nefsine uyması nedeniyle hazırlıklarını tamamlaya mamış ve katılmamıştı. Peygamber imiz bir ara onu sormuştu. Bunun üzerine Beni Selime’den bir adam “cüppelerine ve endamına bakıp gururlanm ası onu yola çıkmaktan alıkoydu” demiş bunun üzerine Muaz b. Cebel adama ; “ne çirkin söz söyledin” demiş sonra Peygamber e dönerek yâ Rasululla h Allah’a kasem ederim ki; onun hakkında iyilikten başka bir şey bilmiyoru z” demiş. Bunun üzerine Peygamber imizde sükut etmiş.
Tebük seferi bitip de Peygamber imizin Medine’ye teveccüh ettiğini haber alan Kab b. Malik(r.a.) ne cevap vereceği hakkında yalanlar düşünmeye ve onun gazabından nasıl kurtulacağını düşünmeye başlar. Fakat sonunda doğru söylemeye ve neden seferden geri kaldığını olduğu gibi dosdoğru anlatmaya karar verir ve şöyle der; “Yemin ederim ki gazadan geri kalmam için hiçbir özrüm yoktur.” Bunun üzerine Peygamber imiz insanları gazadan geri kalanlar ile konuşmaktan nehyeder ve 50 gün bu hal devam eder.Tâ ki Tevbe suresinin 117-118-119. ayetleri inene kadar.[3]
“yani yeminleri ne ve keza verdikler i söze olan bağlılıkları bakımından, yada Allah’ın dininde (Allah’a karşı olan muamelele rinde) gösterdikleri içtenlik ve dürüstlük bakımından doğrular (doğruluktan şaşmayan insanlar)la birlikte olunuz,(onlar gibi davranınız.” [4]
İşte bu ayetin nüzul sebebi uzunca geçen bu olaydır.Ancak her ne hikmetse bazıları bu ayetleri, hiç alakası olmadığı halde tarikatla rdaki Rabıta’ya delil olarak göstermektedir. Halbuki bu ayetlerde n doğruluğun, yalancılar değil doğrular gibi hareket edilmesin in gerektiği gayet açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
يَااَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا اتَّقُوا اللّهَ وَابْتَغُوا اِلَيْهِ الْوَسيلَةَ وَجَاهِدُوا فى سَبيلِه لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
2- “Ey iman edenler! Allah’(a itaatsizl ik) tan sakının ve ona (sizden hoşnut olacak) vesileler arayın.”[5]
Ayette yer alan vesîle ( الوسيلة ) kelimesi hakkında meşhur Arap dilcisi Muhammed B. Ebû Bekir Er Râzî(H.Öl.666) şunları kaydetmek tedir:
“ Vesîle Kendisiyl e bir başkasına yaklaşılan şeydir الوسيلة : كل ما يتقرب به الي الغير)).Sizleri ona götürecek vesileyi isteyin[6] ayetindek i vesile ise yakınlaşmak manasında القربة ) ) dır. Buna binaen ayetin manası şu şekilde olur: Allah’a itaat ederek yakınlaşın. Denildi ki; Vesile, Muhabbett ir. O vakitte ayetin manası şöyle olur: Allah’a itaat ederek kendinizi ona sevdirin (kur yapın).” [7]
Muhammed Emin Eş Şenkıti (H.Ö.1393) Edvâu’l Beyân isimli tefsirind e bu ayetle ilgili olarak şunları kaydediyo r:
“Allah için ihlâslı bir şekilde, Hz. Muhammed’in getirdiği dine uygun olarak emirlere tabi olmak ve yasaklard an sakınmak vesiledir . Cumhur’u Ulema vesileye bu manayı veriyor” demektedi r...[8]
“Allah’ın yasaklarını çiğnemekten sakınanlar olunuz; Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için onun emirlerin e tevessül ediciler olunuz.”[9]
“Yani gerek ona itaatte bulunmak (emirlerin i yerine getirmek), gerekse ma’siyetleri terk etmek (günah işlemekten sakınmak) suretiyle sevabını ve yakınlığını kazanmak için arayışta bulununuz .” [10]
SONUÇ:
1- Peygamber imiz (s.a.v.) ashabının her türlü davranışına, her türlü yaşayış biçimine kıyafetinin rengine ve şekline hatta en mahrem meseleler ine bile müdahale ederek tarif ettiği halde nasıl olurda rabıtanın esamisind en dahi bahsetmez . Yani hiçbir zaman böyle bir şey emretmemiştir.
2- Ne tâbiin, ne tebe-i tâbiin, ne de daha sonra ki dönemlerde böyle bir şey görülmemiştir. Rabıtanın yaklaşık 150 yıllık bir geçmişi bulunmakt adır.
3- Düşünce itibariyl e biriyle beraber olmak gayet doğaldır. Yani insan işini, eşini, sevdiği herhangi bir şeyi düşünebilir. Bunu inkar etmek mümkün değildir. Ancak akşam namazından sonra ki yapılan şekli dinde olmayan sonradan uydurulmuş bir bidattir.
4- Rabıta yapan kişinin şeyhini yanında düşünerek günahlardan uzaklaştığını söylemesi ve ondan sakınması doğru değildir. Çünkü her anımızı,her yaptığımızı gören Allah (c.c.) sakınılmak için kuluna yeterlidi r. Şayet onun varlığı, her şeyi gördüğü ve bir gün hesaba çekeceği inancı yeterli olmuyorsa zaten o kişinin imanında bir problem var demektir.
5- Rabıta yapan kişinin Şeyh yerine (onun şekline girebilec ek olan) Şeytana rabıta yapma ihtimali şirk tehlikesi ne düşmek için yeterli bir sebep olacaktır. --------------------------------------------------------------------------------
[1] Halid Bağdadi
[2] Tevbe 9/119
[3] Buhari-Müslim
[4] Kadı beydavi – Ferit Aydın’ın Rabıta adlı eserinden
[5] Mâide 5/35
[6] - Maide. 35.
[7]- Tefsiru Garîbil Kurani’l Azim. Mlf. Er Razi. Sh. 428. Fs. Faslu’l vâv. 1997. Ankara. Musannif Muhtaru’s
[8] - Edvâu’l Beyân. Eş Şenkıti. Cld. 2. Sh. 76. D.Kutubi’l İlmiye. Beyrût Baskı.2003.
[9] Fahrettin Râzi
[10] Kadı beydavi – Ferit Aydın’ın Rabıta adlı eserinden
NAKŞİBENDİ TARİKATINDA RABITA:
1- Mürit şeyhini zihninde şeklen canlandırır. Onu hep yanında kabul eder. Şeyhinin giyim kuşam tarzı içindeymiş gibi düşünmeye çalışır ve düşüncede onunla beraberdi r.
“Tarikatta rabıta: Müridin Allah’ta fani olmuş olan şeyhinin şeklini hayalinde sürekli canlandırmasıyla onun ruhaniyet inden yardım istemesi demektir.”[1]
2- Her akşam namazından sonra iki rekat evvâbin namazı kılınır. Ters teverrük oturuşu ile oturulup, baş kalp üzerine eğilir. 25 defa estağfirullah diyerek gözler kapatılır. Mürit şeyhini yüksekçe bir yerde oturmuş, kendisine baktığını gökten onun üzerine nur indiğini ve bu nurun şeyhin iki kaşı arasından kendi üzerine aktığını hayal eder.
DELİL KABUL EDİLEN AYETLER:
يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا اتَّقُوا اللّهَ وَكُونُوا مَعَ الصَّادِقينَ
1- “Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve sadıklarla beraber olun.”[2]
Nüzul sebebi:
Kab b. Malik (r.a.)’ın tebük gazasıyla ilgili meselesin i uzun olduğu için kısaltarak aktarmaya çalışalım.
“Rasululla h (s.a.v.) Tebük gazası için hazırlık yapılmasını emretti. Kab b. Malik’te bu güne kadar ki bütün gazalara katılmıştı.Ancak Tebük gazasına nefsine uyması nedeniyle hazırlıklarını tamamlaya mamış ve katılmamıştı. Peygamber imiz bir ara onu sormuştu. Bunun üzerine Beni Selime’den bir adam “cüppelerine ve endamına bakıp gururlanm ası onu yola çıkmaktan alıkoydu” demiş bunun üzerine Muaz b. Cebel adama ; “ne çirkin söz söyledin” demiş sonra Peygamber e dönerek yâ Rasululla h Allah’a kasem ederim ki; onun hakkında iyilikten başka bir şey bilmiyoru z” demiş. Bunun üzerine Peygamber imizde sükut etmiş.
Tebük seferi bitip de Peygamber imizin Medine’ye teveccüh ettiğini haber alan Kab b. Malik(r.a.) ne cevap vereceği hakkında yalanlar düşünmeye ve onun gazabından nasıl kurtulacağını düşünmeye başlar. Fakat sonunda doğru söylemeye ve neden seferden geri kaldığını olduğu gibi dosdoğru anlatmaya karar verir ve şöyle der; “Yemin ederim ki gazadan geri kalmam için hiçbir özrüm yoktur.” Bunun üzerine Peygamber imiz insanları gazadan geri kalanlar ile konuşmaktan nehyeder ve 50 gün bu hal devam eder.Tâ ki Tevbe suresinin 117-118-119. ayetleri inene kadar.[3]
“yani yeminleri ne ve keza verdikler i söze olan bağlılıkları bakımından, yada Allah’ın dininde (Allah’a karşı olan muamelele rinde) gösterdikleri içtenlik ve dürüstlük bakımından doğrular (doğruluktan şaşmayan insanlar)la birlikte olunuz,(onlar gibi davranınız.” [4]
İşte bu ayetin nüzul sebebi uzunca geçen bu olaydır.Ancak her ne hikmetse bazıları bu ayetleri, hiç alakası olmadığı halde tarikatla rdaki Rabıta’ya delil olarak göstermektedir. Halbuki bu ayetlerde n doğruluğun, yalancılar değil doğrular gibi hareket edilmesin in gerektiği gayet açık bir şekilde anlaşılmaktadır.
يَااَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا اتَّقُوا اللّهَ وَابْتَغُوا اِلَيْهِ الْوَسيلَةَ وَجَاهِدُوا فى سَبيلِه لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
2- “Ey iman edenler! Allah’(a itaatsizl ik) tan sakının ve ona (sizden hoşnut olacak) vesileler arayın.”[5]
Ayette yer alan vesîle ( الوسيلة ) kelimesi hakkında meşhur Arap dilcisi Muhammed B. Ebû Bekir Er Râzî(H.Öl.666) şunları kaydetmek tedir:
“ Vesîle Kendisiyl e bir başkasına yaklaşılan şeydir الوسيلة : كل ما يتقرب به الي الغير)).Sizleri ona götürecek vesileyi isteyin[6] ayetindek i vesile ise yakınlaşmak manasında القربة ) ) dır. Buna binaen ayetin manası şu şekilde olur: Allah’a itaat ederek yakınlaşın. Denildi ki; Vesile, Muhabbett ir. O vakitte ayetin manası şöyle olur: Allah’a itaat ederek kendinizi ona sevdirin (kur yapın).” [7]
Muhammed Emin Eş Şenkıti (H.Ö.1393) Edvâu’l Beyân isimli tefsirind e bu ayetle ilgili olarak şunları kaydediyo r:
“Allah için ihlâslı bir şekilde, Hz. Muhammed’in getirdiği dine uygun olarak emirlere tabi olmak ve yasaklard an sakınmak vesiledir . Cumhur’u Ulema vesileye bu manayı veriyor” demektedi r...[8]
“Allah’ın yasaklarını çiğnemekten sakınanlar olunuz; Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için onun emirlerin e tevessül ediciler olunuz.”[9]
“Yani gerek ona itaatte bulunmak (emirlerin i yerine getirmek), gerekse ma’siyetleri terk etmek (günah işlemekten sakınmak) suretiyle sevabını ve yakınlığını kazanmak için arayışta bulununuz .” [10]
SONUÇ:
1- Peygamber imiz (s.a.v.) ashabının her türlü davranışına, her türlü yaşayış biçimine kıyafetinin rengine ve şekline hatta en mahrem meseleler ine bile müdahale ederek tarif ettiği halde nasıl olurda rabıtanın esamisind en dahi bahsetmez . Yani hiçbir zaman böyle bir şey emretmemiştir.
2- Ne tâbiin, ne tebe-i tâbiin, ne de daha sonra ki dönemlerde böyle bir şey görülmemiştir. Rabıtanın yaklaşık 150 yıllık bir geçmişi bulunmakt adır.
3- Düşünce itibariyl e biriyle beraber olmak gayet doğaldır. Yani insan işini, eşini, sevdiği herhangi bir şeyi düşünebilir. Bunu inkar etmek mümkün değildir. Ancak akşam namazından sonra ki yapılan şekli dinde olmayan sonradan uydurulmuş bir bidattir.
4- Rabıta yapan kişinin şeyhini yanında düşünerek günahlardan uzaklaştığını söylemesi ve ondan sakınması doğru değildir. Çünkü her anımızı,her yaptığımızı gören Allah (c.c.) sakınılmak için kuluna yeterlidi r. Şayet onun varlığı, her şeyi gördüğü ve bir gün hesaba çekeceği inancı yeterli olmuyorsa zaten o kişinin imanında bir problem var demektir.
5- Rabıta yapan kişinin Şeyh yerine (onun şekline girebilec ek olan) Şeytana rabıta yapma ihtimali şirk tehlikesi ne düşmek için yeterli bir sebep olacaktır. --------------------------------------------------------------------------------
[1] Halid Bağdadi
[2] Tevbe 9/119
[3] Buhari-Müslim
[4] Kadı beydavi – Ferit Aydın’ın Rabıta adlı eserinden
[5] Mâide 5/35
[6] - Maide. 35.
[7]- Tefsiru Garîbil Kurani’l Azim. Mlf. Er Razi. Sh. 428. Fs. Faslu’l vâv. 1997. Ankara. Musannif Muhtaru’s
[8] - Edvâu’l Beyân. Eş Şenkıti. Cld. 2. Sh. 76. D.Kutubi’l İlmiye. Beyrût Baskı.2003.
[9] Fahrettin Râzi
[10] Kadı beydavi – Ferit Aydın’ın Rabıta adlı eserinden