Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Video Ramazan El Buti'nin Ölüm Anı

HAMAS Çevrimdışı

HAMAS

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı

olay tam bir fiyasko resmen adamlar kafasına sıkmışlar
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
I Çevrimdışı

ibrahim eldrr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Allah'ın selamı Müminlerin üzerine olsun

Vaktiyle Suudi Arabistan'ın başmüftüsü pozisyonunda Abdülaziz bin Baz vardı. İki
gözü âmâ idi. Bundan 20 sene evvel, Bin Baz Riyad'dan, Şehit Ramazan el-Butî
Şam'dan telekonferans sistemiyle bir televizyon programına katıldılar. Bin Baz,
Allah'ın eli, gözü olduğunu, insana benzediğini âyetlerden delil getirerek
ispata çalıştı. Butî, bu âyetlerin mecaz olduğunu uzun uzadıya anlattı. Bin Baz
ısrar etti. Bunun üzerine Butî, "Kur'an-ı kerimde; Kim bu dünyada kör ise,
âhirette de kördür. Gideceği yer çok kötüdür, buyuruluyor" diyerek muhatabının
körlüğüne ima yaptı. Yani "mecaza inanmıyorsan, sen de cehennemliksin" demek
istedi. Halbuki âyet-i kerimedeki körlük, hakkı görmemek, yani iman etmemekten
kinayedir. Bin Baz cevap veremedi.

Kaynak :
Türkiye Gazetesi


Allah rahmet etsin kendisine gerçekten hür bir insandı...
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Allah'ın selamı Müminlerin üzerine olsun

Vaktiyle Suudi Arabistan'ın başmüftüsü pozisyonunda Abdülaziz bin Baz vardı. İki
gözü âmâ idi. Bundan 20 sene evvel, Bin Baz Riyad'dan, Şehit Ramazan el-Butî
Şam'dan telekonferans sistemiyle bir televizyon programına katıldılar. Bin Baz,
Allah'ın eli, gözü olduğunu, insana benzediğini âyetlerden delil getirerek
ispata çalıştı. Butî, bu âyetlerin mecaz olduğunu uzun uzadıya anlattı. Bin Baz
ısrar etti. Bunun üzerine Butî, "Kur'an-ı kerimde; Kim bu dünyada kör ise,
âhirette de kördür. Gideceği yer çok kötüdür, buyuruluyor" diyerek muhatabının
körlüğüne ima yaptı. Yani "mecaza inanmıyorsan, sen de cehennemliksin" demek
istedi. Halbuki âyet-i kerimedeki körlük, hakkı görmemek, yani iman etmemekten
kinayedir. Bin Baz cevap veremedi.

Kaynak :
Türkiye Gazetesi


Allah rahmet etsin kendisine gerçekten hür bir insandı...

Nickinizden nasil bir imanda oldugunuzu kestirmek zor degil. Fasik ve müsriklerin haber sitelerinden alinti yaparak burada bir aciklama yapmanizi sanirim pek takan olmaz.

Vermis oldugunuz linkte gecen Ramazan Butiye ait su söz onun ve onu destekleyen (haber sitesinin) itikadini desifre etmekte.

Halbuki Said Ramazan, zâlim ve dinsiz de olsa hükümete itaat edilmesinin Ehl-i sünnetin prensibi olduğuna

Seytana kalsa o da kendini hakli görmekte, üstüne birde ehli sünnetin prensibi demek moda oldu.

Albulaziz bin baz üzerinden müsrikler, sahih olan ehli sünnet inancina saldirmakdan geri kalmazlar.
 
I Çevrimdışı

ibrahim eldrr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Nickinizden nasil bir imanda oldugunuzu kestirmek zor degil. Fasik ve müsriklerin haber sitelerinden alinti yaparak burada bir aciklama yapmanizi sanirim pek takan olmaz.

Vermis oldugunuz linkte gecen Ramazan Butiye ait su söz onun ve onu destekleyen (haber sitesinin) itikadini desifre etmekte.

Halbuki Said Ramazan, zâlim ve dinsiz de olsa hükümete itaat edilmesinin Ehl-i sünnetin prensibi olduğuna

Seytana kalsa o da kendini hakli görmekte, üstüne birde ehli sünnetin prensibi demek moda oldu.

Albulaziz bin baz üzerinden müsrikler, sahih olan ehli sünnet inancina saldirmakdan geri kalmazlar.


Yezide Fasık diyipte Allah'ın hükümlerini icrat edicisi akidesini ben taşımıyorum ama!



Şeyh Hamed b. Atik'in Müşrikleri ve Mürtedleri Dost Edinmekten Kurtulma Yolları eserinde

İnsanı İslam'dan Çıkaran Şeyler


1 - Allah-u Teâlâ'ya Şirk Koşmak

2 - Dinleriyle İlgili Konularda Müşriklere İtaat Etmek, Onlarla Uyum İçinde Olduğunu Söylemek Ya da Göstermek

3 - Müşriklere Dostluk Beslemek ve Onları Veli Edinmek

4 - Müşriklerle Birlikte, Onların Şirk Meclislerinde Hiçbir Tepki Göstermeksizin Oturmak

5 - Allah-u Teâlâ’yla, Kitabıyla ve Rasulüyle Alay Etmek

6 - Allah-u Teâlâ'ya Davet Edilirken, Kur'an Okunurken, Emri Bil Maruf Nehyi Anil Münker Yapılırken Hoşnutsuzluğunu ve Kızgınlığını Açıkça Ortaya Koymak

7 - Allah-u Teâlâ'nın, Rasulü'ne İndirdiği Kitap ve Hikmetten Hoşlanmamak

8 - Kur'an Ayetlerinin ve Hadislerin Delalet Ettiği Şeyleri Kabul Etmemek, Bunlar Hakkında Tartışmak

Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

"İnkar edenler müstesna, kimse Allah'ın ayetleri hakkında tartışmaz. Öyle ise onların şehirlerde gezip dolaşması, seni aldatmasın." (Mü'min (Ğafir): 40/4)


9 - Bir Ayeti, Ya da Ayetin Bir Kısmını Veya Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem'in Getirdiği Şeylerden Birini İnkar Etmek

10 - Allah-u Teâlâ'nın Dinini Öğrenmekten Kaçınmak ve Bunda Gafil Davranmak

11 - Allah-u Teâlâ'nın Dininin Hakim Olmasını İstememek, Din Üzerinde Toplanıp Birleşmeye Karşı Olmak

12 - Büyü Yapmak, Büyü Yapmayı Öğrenmek ve Öğretmek

13 - Öldükten Sonra Dirilmeyi İnkar Etmek

14 - Allah-u Teâlâ'nın Kitabından ve Rasulü'nün Sünnetinden Başka Bir Şeyle Muhakeme Olmak, Tartışma ve Anlaşmazlıklarını Şeriate Göre Değil de, Mevcut Sistemlerin Hukukuna Göre Çözmeye Çalışmak

İbn Teymiyye’nin MÜŞKİL AYETLERİN TEFSİRİ adlı eserine bakınız ki;

Faiz Meselesi adlı başlığın altında;

Ata b. Yasir (r.a.) 'dan: Muaviye altın veya gümüş su kabını ağırlığından fazla bir fiyata sattı. Ebu'd-Derda şöyle dedi:
"Rasulullah'ın bu gibi alışverişleri misli misline olmadığı için yasakladığını duydum."
Muaviye şöyle cevap verdi:
"Bu gibi şeylerde ben bir sakınca görmüyorum."
Bunun üzerine Ebu'd-Derda şöyle dedi:
"Muaviye'ye karşı beni savunacak kimse yok mu? Ben ona Rasulullah'dan söz ediyorum, o bana kendi görüşünü söylüyor." sonra Muaviye'ye şöyle çıkıştı:
"Senin bulunduğun yerde yaşamak bana haram olsun" Sonra Ebu'd-Derda Ömer'e gelip bu olayı anlattı. Ömer de Muaviye'ye:
"Bunu ancak bu şekilde ve tartıda aynı ve eşit olarak sat, başka türlü satma!" diye yazdı."
Malik, Muvatta, Kitabu'l-buyuu: 2/634.

Bir kıssa anlatılmaktadır…

İşlenilmiş Altın ve Gümüş Adlı başlık altında ise;

Eğer işlenilen şey su kabı gibi haram bir şey ise bunun satılması caiz değildir. Ubade'nin Muaviye'ye karşı çıktığı husus da budur. İbn Teymiyye şahitlik etmektedir.

Şimdi bu durumda sorum şu ? Neyse ne sorsam sizinde cevabınız eğer isabet ettiyse 2 sevap eğer hata etti ise de 1 sevap alır olucaktır.? Bu durumda kur’an’ın ve Hz. Resulullah (s.a.a) öncelikte mi gelir yoksa....?

Ne bu zıtlık bu çelişki Akhim!
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
nasil bir imanda oldugunuzu kestirmek zor degil

Halbuki zâlim ve dinsiz de olsa hükümete itaat edilmesinin Ehl-i sünnetin prensibi olduğuna


Kusura bakma gayet acik yazdigimi saniyordum.

Ramazan Butiyi tezkiye edercesine getirdiginiz sitenin linkinden kafirlere itaatin ehli sünnetin prensibi olarak sunuyorsunuz ondan olsa gerek, nickinizde hem davetci hem TC var.

Kafirleri emir edinmek müsriklerin tipik özelligidir.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Zalim ve dinsiz orduyu (Esed) sahabe gibi görenlerle haşrolunacak bir akide muvahhid midir?

Şeyh Suleyman el Ulvan : Ramadan el Bûti'nin Hükmü
30148


 
I Çevrimdışı

ibrahim eldrr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Zalim ve dinsiz orduyu (Esed) sahabe gibi görenlerle haşrolunacak bir akide muvahhid midir?

TAKİYUDDİN EN-NEBHANİ


İslam Şahsiyeti cilt 1 adlı eserinde

Davranış Bozuklukları

Nitekim Rasulullah (asm) zamanında Sahabelerde bu şekilde bir kaç olay vuku bulmuştur. Sahabeler bazı emir ve yasaklara muhalefet ettikleri halde, muhalefetleri sebebiyle onlar, Müslümanlıklarından dolayı itham edilmediler. Bu davranışlar, onların İslâm şahsiyetine sahip oluşlarını da etkilemedi. Çünkü onlar melek değillerdi. Onlar, diğer insanlar gibiydiler. Masum da değillerdi. Zira onlar peygamber değildiler. Rasulullah (asm)’in, gizlenmesi hususunda çok hırslı olduğu halde Sahabeden Hatıb b. Ebi Beltaa, Rasulullah (asm)’in Kureyşlilerle savaşacağı haberini Kureyş kâfirlerine göndermişti. Rasulullah (asm), bir konu hakkında kendisiyle konuşmakta olan kadına, Fadl b. Abbas’ın şehvetle üst üste baktığını görünce Fadl’ın yüzünü eliyle başka tarafa çevirdi. Rasulullah (asm) kendilerini terk etmeyeceğine dair Ensar’la biatlaştığı halde, Mekke”nin fethedildiği sene Ensar, Rasulullah (asm)’in kendilerini terk edip ehline (Mekke’ye) döneceğini konuşuyorlardı. Huneyn’de ise Sahabenin büyükleri bile savaşın ortasında az bir grupla birlikte Rasulullah (asm)’i bırakarak kaçtılar. Ve daha bunun dışında vuku bulan bir kaç olaydan dolayı Rasulullah (asm) bu suçları işleyenleri Müslüman olmamakla itham etmedi ve bu durum onların İslâmi şahsiyetlerini de etkilemedi.

Sadece bu örnekler, davranışlarda meydana gelebilecek düşüşlerin Müslümanı, İslâm’dan ve İslâm şahsiyetine sahip olmaktan çıkarmayacağına delil olarak yeter.

Ancak bu ifadeler, Allah’ın emir ve yasaklarına muhalefet etmenin mübah olduğu anlamına da gelmez. Allah’ın emir ve yasaklarına muhalefetin haramlılığı ve keraheti şüphesizdir. İslâm şahsiyetine sahip olmak demek, dinine sımsıkı bağlı Müslüman niteliklerine muhalefet edilebileceği anlamına gelmez. Elbette ki dinine sımsıkı bağlanma özelliği, İslâm şahsiyetini oluşturmak için gereklidir. Müslümanın davranışlarındaki bu hatalar, Müslümanın bir beşer olduğu, İslâmi şahsiyetlerin de melekler değil insanlar olduğunun ifadesidirler. Onlarda meydana gelen sürçmeler cezalandırmaları gereken türden bir suç ise, bu günahları nedeniyle Allah’ın hükmüne göre cezalandırılırlar. Fakat İslâmi şahsiyete sahip olmamakla itham edilemezler.

"Doğrusu; Allah’ı ve peygamberini inkâr edenler, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isteyenler, bir kısmına inanır, bir kısmını da inkâr ederiz diyerek, bu ikisinin arasında bir yolu tutmak isteyenler; işte onlar gerçekten kâfir olanlardır...."(Nisa 150-151)


Karşı tarafı nasıl Lailahe illallah ve Muhammed'un Resulullah demesine rağmen sen nasıl kafir göreb ilirsin ki? Ozaman adaletli ol Munafık suresi sahabe hakkında indiğini pek ala bilkiyorsun aynı şeyleri onlar için neden gözetmiyorsun








İnsanların Uygulayacağı Hükümleri Koymak Sadece Allah (c.c)'a Ve Rasûlüne (s.a.v) Ait Bir İştirİnsanların
Uygulayacağı Hükümleri Koymak Sadece Allah (c.c)'a Ve Rasûlüne (s.a.v) Ait Bir İştir
İnsanların uygulayacağı hükümleri koymak sadece Allah (c.c)'a ve Rasûlüne (s.a.v) ait bir iştir. Vermek de Allah (c.c) ve Rasûlüne (s.a.v) aittir.
İşte bu hususta Allah (c.c)'ın buyruğu:
"Rasulüm size ne verdiyse alın, neyi de yasakladıysa ondan sakının!" (Haşr: 59/7)

İbn Teymiyye'nin Kulluk Risalesi'ni 1. Risalesi

anlamadığım şey alimlerinizin eserleri ile akideleriniz ve eylemleriniz çelişiyor ?
 
E Çevrimdışı

elyasa islam

Üyeliği İptal Edildi
Banned
TAKİYUDDİN EN-NEBHANİ


İslam Şahsiyeti cilt 1 adlı eserinde

Davranış Bozuklukları

Nitekim Rasulullah (asm) zamanında Sahabelerde bu şekilde bir kaç olay vuku bulmuştur. Sahabeler bazı emir ve yasaklara muhalefet ettikleri halde, muhalefetleri sebebiyle onlar, Müslümanlıklarından dolayı itham edilmediler. Bu davranışlar, onların İslâm şahsiyetine sahip oluşlarını da etkilemedi. Çünkü onlar melek değillerdi. Onlar, diğer insanlar gibiydiler. Masum da değillerdi. Zira onlar peygamber değildiler. Rasulullah (asm)’in, gizlenmesi hususunda çok hırslı olduğu halde Sahabeden Hatıb b. Ebi Beltaa, Rasulullah (asm)’in Kureyşlilerle savaşacağı haberini Kureyş kâfirlerine göndermişti. Rasulullah (asm), bir konu hakkında kendisiyle konuşmakta olan kadına, Fadl b. Abbas’ın şehvetle üst üste baktığını görünce Fadl’ın yüzünü eliyle başka tarafa çevirdi. Rasulullah (asm) kendilerini terk etmeyeceğine dair Ensar’la biatlaştığı halde, Mekke”nin fethedildiği sene Ensar, Rasulullah (asm)’in kendilerini terk edip ehline (Mekke’ye) döneceğini konuşuyorlardı. Huneyn’de ise Sahabenin büyükleri bile savaşın ortasında az bir grupla birlikte Rasulullah (asm)’i bırakarak kaçtılar. Ve daha bunun dışında vuku bulan bir kaç olaydan dolayı Rasulullah (asm) bu suçları işleyenleri Müslüman olmamakla itham etmedi ve bu durum onların İslâmi şahsiyetlerini de etkilemedi.

Sadece bu örnekler, davranışlarda meydana gelebilecek düşüşlerin Müslümanı, İslâm’dan ve İslâm şahsiyetine sahip olmaktan çıkarmayacağına delil olarak yeter.

Ancak bu ifadeler, Allah’ın emir ve yasaklarına muhalefet etmenin mübah olduğu anlamına da gelmez. Allah’ın emir ve yasaklarına muhalefetin haramlılığı ve keraheti şüphesizdir. İslâm şahsiyetine sahip olmak demek, dinine sımsıkı bağlı Müslüman niteliklerine muhalefet edilebileceği anlamına gelmez. Elbette ki dinine sımsıkı bağlanma özelliği, İslâm şahsiyetini oluşturmak için gereklidir. Müslümanın davranışlarındaki bu hatalar, Müslümanın bir beşer olduğu, İslâmi şahsiyetlerin de melekler değil insanlar olduğunun ifadesidirler. Onlarda meydana gelen sürçmeler cezalandırmaları gereken türden bir suç ise, bu günahları nedeniyle Allah’ın hükmüne göre cezalandırılırlar. Fakat İslâmi şahsiyete sahip olmamakla itham edilemezler.

"Doğrusu; Allah’ı ve peygamberini inkâr edenler, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isteyenler, bir kısmına inanır, bir kısmını da inkâr ederiz diyerek, bu ikisinin arasında bir yolu tutmak isteyenler; işte onlar gerçekten kâfir olanlardır...."(Nisa 150-151)


Karşı tarafı nasıl Lailahe illallah ve Muhammed'un Resulullah demesine rağmen sen nasıl kafir göreb ilirsin ki? Ozaman adaletli ol Munafık suresi sahabe hakkında indiğini pek ala bilkiyorsun aynı şeyleri onlar için neden gözetmiyorsun








İnsanların Uygulayacağı Hükümleri Koymak Sadece Allah (c.c)'a Ve Rasûlüne (s.a.v) Ait Bir İştirİnsanların
Uygulayacağı Hükümleri Koymak Sadece Allah (c.c)'a Ve Rasûlüne (s.a.v) Ait Bir İştir
İnsanların uygulayacağı hükümleri koymak sadece Allah (c.c)'a ve Rasûlüne(s.a.v) ait bir iştir. Vermek de Allah (c.c) ve Rasûlüne (s.a.v) aittir.
İşte bu hususta Allah (c.c)'ın buyruğu:
"Rasulüm size ne verdiyse alın, neyi de yasakladıysa ondan sakının!"(Haşr: 59/7)

İbn Teymiyye'nin Kulluk Risalesi'ni 1. Risalesi

anlamadığım şey alimlerinizin eserleri ile akideleriniz ve eylemleriniz çelişiyor ?
ehli sünnetten bahsdeip takıyyuddin ennebhani'nin yazılarını delil getirmişsin ki o ehli sünnet imamı olarak tanıdığımız bir imam değil bir ikincisi müslimden getirdiğin hadise bakarsan senin rasul s.a.v gelen iki yahudiyide müslüman sayman lazımki onlar hem lailahe illallah diyolardı ve rasul'a s.a.v. vallahi sen Allahı nebisisin dediler.ama ibn kayyım onlar için kafirlerin en kafiri dedi. Allah senide kör etmiş anladığım nasuh bir tövbe et. kafirler içinde rahmet dileme... Allah sana hidayet etsinn.........
 
I Çevrimdışı

ibrahim eldrr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
la ilahe illa esed diyen nusayri kafirlerinin ordusunu mu savunuyorsun?

Sadece muhalefet ve düşüncesizlik yaptığınız Madem okuyup akletmiyorsun bari yorum yazma kardeş; ben sana soruyormuyum neden ALLAh Resulüne (s.a.a) muhalefet ediyorsun? Taklid ettiğin Müctehid'in Peygamberden üstün mü tutuyorsun?

İbn Kayyım El- Fevaid adlı eserinde;

Kötü
Âlimler

Kötü âlimler, cennetin kapısında otururlar ve insanları sözleriyle cennete ve amelleriyle de cehenneme
çağırırlar. Onlar sözleriyle her defasında insanlara:

"Gelin!" diye çağırdıkları vakit, amelleriyle de: "Gelmeyin!" derler.

Şayet kendisine çağırdıkları şey doğru olsaydı, o zaman ilk icabet edenler onlar olurlardı. Onlar dış görünümlerinde yüce şahsiyetler gibi görünürler ancak gerçekte onlar yol kesici eşkiyalardır.

Eğer isteğin ve maksadın tek Allahu Teâlâ ise, faziletin hepsi kuşkusuz seni izler ve hangi türü olursa olsun sana
gelir.

Eğer isteğin şayet senin ulaşmak istediğin ise, o zaman fazilet senden uzak durmuş demektir. Çünkü O'nun (c.c.) elindedir. Ona tâbidir. O'nun fiillerinden bir fiildir.


Şayet sana hâsıl olursa, o takdirde fazilet sana verilmek ve tâbi olmak yoluyla hâsıl oluverir.


Şayet fazilet senin amacın olmuşsa o takdirde Allahu Teâlâ onu sana vermek ve tâbi etmek yoluyla hâsıl etmez. Bunu anlarsan ve buna dost olursan ve sonra fazileti arama yoluna düşersen, sana ceza
olsun diye seni bunlardan seni mahrum eder. Sonuç olarak Allah seni bırakır ve fazilet de senden uzaklaşır.
 
I Çevrimdışı

ibrahim eldrr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ulu'l-Emre İtaat
(Kırk birincisi) Allah emir sahiplerine itaat edilmesini emretti. Onlar da alimlerdir. Dolayısıyla onlara itaat etmek, fetva verdikleri hususlarda onları taklittir, sözüne cevap: Emir sahipleri için onlar idarecilerdir denildiği gibi, onlar alimlerdir dahi denilmiştir. Bu iki görüşün ikisi de Ahmed b. Hanbel'den mervidir. Bu meselenin aslı ayet, iki taifeyi de içine alır. Onlara itaat Rasulullah {saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) e itaattandır. Fakat taklitçilere gizli kalan: Emir sahipleri Allah'ın itaati altında Allah ve Rasulünün hükümlerini emrettikleri vakit itaat olunur ve sözleri dinlenir. Alimler Allah ve Rasulünün hükümlerini tebliğ eder; emirler de onları infaz ederler. Onlara itaat etmek, Allah'a ve Rasulüne itaatlerinden dolayı vacip olur. Bununla beraber insanların görüşlerini Rasulullah (saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) in sünnetinin önüne geçirmeye ve taklidi sünnete tercih etmeye ayette delil yoktur.

(Kırk ikincisi): Bu ayet taklidi iptal için taklitçiler aleyhine en büyük delildir ve bu bir kaç yöndedir.
1) Ayet emrine itaat ve yasağından kaçınma şeklinde, Allah'a itaati emretmektedir.
2) Rasulünün emrine itaat etmeyi de emretmektedir. Kişi Allah ve Rasulünün emirlerini biîinceye kadar Allah'a ve Rasulüne itaatkar olamaz. Allah ve Rasulünün emirlerini bilen alimlerden olmadığını ikrar eden kimse bilmediği hususlarda ilim ehlinin taklitçisidir. Dolayısıyla o kimse, Allah'a ve Rasulüne itaati kendi başına gerçekleştiremez.
Emir sahipleri, kendilerinin taklit edilmesini yasaklamıştır. Bu husus Muaz b. Cebel, İbni Mesud Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas ve diğer sahabelerden sahih olarak rivayet edilmiştir. Müçtehit imamlar -naklettiğimiz sözlerinde- taklit edilmelerini yasaklamışlardır. Onlara itaat etmek eğer vacip ise, taklit batıldır; eğer onlara itaat vacip değilse, bu ayetle onların taklit olunacağına delil getirmek de batıldır.
Allah-u teala bu ayette: '...Sonra bir şey hakkında ihtilafa düşerseniz, eğer Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız onu Allah'a ve Rasulüne çeviriniz. O hem bir hayırdır ve hem de netice itibarı ile daha güzeldir (Nisa: 59) diye buyurmuştur. Görüldüğü gibi ayet, taklidi iptal ve meydana gelen ihtilafın mezhep ve taklide çevril-memesinde son derece sarihtir. Emir sahiplerine has, sadece onlara yapılacak itaat nedir? Emir sahipleri Allah ve Rasulünden haber verdikleri hususlarda itaat olunacak iseler itaat Allah'a ve Rasulüne olur emir sahiplerine olmaz dense, şöyle denir: Evet gerçek budur, onların itaati müstakil değildir; Allah'a ve Rasulüne tabidir. Bundan dolayı Allah ayetteki emir sahiplerinin itaatini Rasuhıllah'ın itaatine bitiştirdi ve '...İtaat edin...' fiilini onların itaatine gelince tekrarlamadı. Rasulullah (saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) in itaatinde ise '...İtaat edin...' emir fiilini ikinci kez tekrarlayarak, emir sahiplerine itaatin bağımlı oluşunun aksine, Rasulullah'm itaatini müstakil hale getirdi. Dolayısıyla Rasulullah'ın itaati emrettiği ve yasakladığı Kur'anda ister olsun ister olmasın müstakil olarak başlı başına vaciptir.

İbni Kayyım El-Cevziyye, Taklit Risalesi, Âsar Yayınları: 86-87.
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
Yezide Fasık diyipte Allah'ın hükümlerini icrat edicisi akidesini ben taşımıyorum ama!



İbn Teymiyye’nin MÜŞKİL AYETLERİN TEFSİRİ adlı eserine bakınız ki;

Faiz Meselesi adlı başlığın altında;

Ata b. Yasir (r.a.) 'dan: Muaviye altın veya gümüş su kabını ağırlığından fazla bir fiyata sattı. Ebu'd-Derda şöyle dedi:
"Rasulullah'ın bu gibi alışverişleri misli misline olmadığı için yasakladığını duydum."
Muaviye şöyle cevap verdi:
"Bu gibi şeylerde ben bir sakınca görmüyorum."
Bunun üzerine Ebu'd-Derda şöyle dedi:
"Muaviye'ye karşı beni savunacak kimse yok mu? Ben ona Rasulullah'dan söz ediyorum, o bana kendi görüşünü söylüyor." sonra Muaviye'ye şöyle çıkıştı:
"Senin bulunduğun yerde yaşamak bana haram olsun" Sonra Ebu'd-Derda Ömer'e gelip bu olayı anlattı. Ömer de Muaviye'ye:
"Bunu ancak bu şekilde ve tartıda aynı ve eşit olarak sat, başka türlü satma!" diye yazdı."
Malik, Muvatta, Kitabu'l-buyuu: 2/634.

Bir kıssa anlatılmaktadır…

İşlenilmiş Altın ve Gümüş Adlı başlık altında ise;

Eğer işlenilen şey su kabı gibi haram bir şey ise bunun satılması caiz değildir. Ubade'nin Muaviye'ye karşı çıktığı husus da budur. İbn Teymiyye şahitlik etmektedir.

Şimdi bu durumda sorum şu ? Neyse ne sorsam sizinde cevabınız eğer isabet ettiyse 2 sevap eğer hata etti ise de 1 sevap alır olucaktır.? Bu durumda kur’an’ın ve Hz. Resulullah (s.a.a) öncelikte mi gelir yoksa....?

Ne bu zıtlık bu çelişki Akhim!

-Siz takılmışsınız içtihad meselesine,Şu anki ehli sünnet muaviye(r.a) ın içtihadını mı savunuyor da sık sık gözlere bu içtihadı sokuyorsunuz.Hayır bu içtihad o zaman da kabul görmedi ve mesele bitti.Siz hala bitiremediniz.
-Onlar müctehid konumunda idi.Biz ve siz müctehid konumunda değiliz.
-Molla Aliyyu’l-Kârî, Ali ve Muâviye radiyallâhu anhumâ arasında çıkan anlaşmazlıklar ve savaşlar konusunda İmâm Züfer’in şöyle dediğini aktarmaktadır: Ebû Hanîfe’ye Ali, Muâviye ve Sıffîn’de ölenler hakkında soru sorulduğunda şöyle cevap verdi: “Allah’ın huzuruna geldiğimde bana, beni mükellef tuttuğu şeylerin hesabını soracak, bana onların işlerinin hesabını sormayacak.

Ebû Zür‘a er-Razî’nin yeğeni Ebu’l-Kâsım şöyle demiştir: Bir adam amcama geldi ve ona: “Ben Muâviye’ye buğzediyorum, dedi. Amcam ona: Neden diye sordu. O: Çünkü Muâviye, Ali ile haksız yere savaştı dedi. Amcam Ebû Zür‘a da ona şöyle karşılık verdi: “Muâviye’nin Rabbi Rahîm bir Rab’dır, Muâviye’nin hasmı (Ali) da cömert bir hasımdır. İkisinin arasına sen ne diye girersin ki?”[v]

İmâm Gazzâlî Muâviye ve Ali radiyallâhu anhumâ arasında çıkan anlaşmazlıklar ve savaşlar konusunda şöyle demektedir: “Ehl-i Sünnet’in itikâdı Allah Sübhânehu ve Teâlâ ile Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem’in övdüğü gibi bütün sahâbîleri tezkiye edip onları övmektir. Muâviye radiyallâhu anh ile Aliradiyallâhu anh arasında meydana gelen olaylar içtihada dayanan hususlardı. Muâviye radiyallâhu anh halifelik konusunda Ali radiyallâhu anh ile çekişmemiştir. Şöyle ki, Osmânradiyallâhu anh şehit edildiğinde hilafet makamına geçen geçen Ali radiyallâhu anh katillerin kendi ordusuna mensup olmaları, onların akraba ve yakınlarının (aşiretlerinin) çokluğunu dikkate alarak halifeliğinin daha başında birtakım sarsıntılara sebebiyet verebileceği gerekçesiyle onlara şer‘î cezalarının ertelenmesinin daha doğru olacağını düşünmüştü. Muâviye radiyallâhu anh ise, cinayetlerinin büyüklüğüne rağmen cezalarının ertelenmesinin devlet başkanlarına yönelik kışkırtmaları arttıracağı ve kan dökülmesine sebebiyet vereceğini ileri sürerek katillerin bir an önce cezalandırılmalarını savunuyordu. İşte Ali radiyallâhu anh ile Muâviyeradiyallâhu anh arasındaki görüş ayrılıklarının temel nedeni bu içtihâdî görüş farkıydı. Bazı değerli alimler şöyle demişlerdir: ‘Her içtihad eden isabet eder.’ Bazıları da şunu söylemişlerdir: ‘İsabet eden sadece bir kişidir.’ Hiçbir ilim adamı (bu meselede) Ali radiyallâhu anh’ı yanılmakla itham etmemiştir.”

Molla Aliyyu’l-Kârî, Muâviye radiyallâhu anh’ın adalet ve faziletinden bahsederken sahâbe arasında çıkan anlaşmazlıklar ve savaşlar konusunda şöyle demektedir: “Muâviye radiyallâhu anh’e gelince, O adalet ve fazilet sahibi kimselerden ve seçkin sahâbîlerdendir. Sahâbenin arasında vuku bulan savaşlar hakkında deriz ki: Onlardan savaşan her grubun onun sebebiyle kendilerinin doğru yolda olduğuna inandıkları bir şüphesi vardı. Bu savaşlar hususunda onların hepsi te’vîl sahibidir. Bu nedenle onlardan hiçbiri adaletten çıkmamıştır. Çünkü onlar müçtehid olup onlardan sonra gelen müçtehidlerin bazı meselelerde ihtilaf ettikleri gibi onlarda birtakım meselelerde ihtilaf etmişlerdir. Bu ihtilaflarından dolayı onlardan herhangi birinin eksik görülmesi lazım gelmez.”

İmâm Ebû Hanîfe’nin el-Fıkhu’l-Ekber adlı eserinin şârihlerinden biri olan Ebu’l-Müntehâ Ahmed b. Muhammed de bu konuda şöyle demektedir: “Ehl-i Sünnet ve’l-Cemâat’in sahâbe hakkındaki itikâdları, Allah-u Teâlâ ve Rasûlü sallallâhu aleyhi ve sellem’in de onları övdüğü gibi onların hepsini tezkiye etmek, övgü ve hayırla anmaktır. Ali radiyallâhu anh ile Muâviyeradiyallâhu anh arasında cereyan eden hadiseler içtihada dayalı (içtihad farkından dolayı meydana gelmiş) hadiselerdi. Nitekim İmâm Gazzâlî de İhyâ’sında [viii] böyle anlatmıştır.
 
I Çevrimdışı

ibrahim eldrr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Sayın Narsu beyfendileri vermiş olduğunuz cevap her nekadar Aklın ve kur'an'ın ve Hz. Resulullah (s.a.a) sözleri ile çelişmektedir. Allah (c.c) Kur'an da geçmiş ümmetlerin akıbetlerinden bize haber vermektedir. Hatta yaptıklarının akıbetleride...

Lut, kavmine dedi ki: "Alemlerde, sizden önce hiç kimsenin yapmadığı 'fahşayı' (hayasızlığı) mı yapıyorsunuz? Gerçekten
siz, kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz? Doğrusu siz, 'müsrif'(haddi aşan) bir kavimsiniz."
Lut Kavmi'nin cevabı: "Bunları, yurdunuzdan sürüp çıkarın, muhakkak bunlar, çokça temizlenen insanlardır." demekten başkası olmadı.
Bunun üzerine Biz, karısı dışında, (Lut'u) ve ailesini kurtardık; (karısı) ise, helake uğrayanlardan oldu. Ve onların
üzerine, bir (azap) sağanağı yağdırdık. Bak! Mücrimlerin(suçluların) akıbeti nasılmış?
[ARAF(7)/80-84]

İbn kayyım'ın Tariku'l Hicreteyn ve Babu's-Saadeteynadlı eserinin Ahiret Yurdunda Mükelleflerin
Mertebe ve Tabakaları
5. Tabakatın'da

peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmaktadır:

"Muhakkak ki Allah katında yaratılmışların / insanların en sevimlisi ve kıyamet gününde onlardan Allah'a yakın olanı adil yöneticidir. Şüphesiz ki insanlardan Allah'ın en çok buğz ettiği ve kıyamet gününde O'ndan en çok uzak olanı zalim yöneticidir." (Tirmizî, 1329; Ahmed, 3/22.)

Dünyada insanlar onların adaletlerinin gölgesinde bulundukları gibi, kıyamet gününde de onlar Rahman'ın
arşının gölgesinde bulunurlar. Gölgeye karşılık gölge... tam denk ve uygun bir mükâfat...
Bunlar için şeref ve üstünlük olarak, göklerde ve yerde bulunanların ve havada uçan kuşların onlara
salât getirmeleri, onlar için duâ etmeleri ve Allah'ın onları mağfiret etmesini dilemeleri yeterlidir.
Zalim yöneticilere gelince, göklerle yer arasındaki her şey hatta hayvanlarla kuşlar dahi onları lanetlemektedirler. Nasıl ki Allah ve melekleri, insanlara hayrı öğretenlere salât getirmekte; Allah'ın indirdiği hidâyet ve ilmi gizleyen ve bunu gizlemeye ilim ehlini sevkedenlere Allah, melekler ve bütün lanet edenler lanet
etmektedirler.
Bu ne yüce ve şerefli bir mertebe ve menkıbedir ki, bir vali ve yönetici yatağının üzerinde olduğu anda
bile bir hayır yapılıyor ve ondan dolayı onun "amel defterine" haseneler yazılıyor...
Onun adaletiyle amel edildiği sürece bu husus artarak devam ediyor...
Şüphesiz ki bunun bir saati, bunun dışındaki senelerce ibâdetten daha hayırlıdır. Böyle bir yönetici
nerde, kendi reayasını aldatan ve onlara zulmeden bir yönetici nerde!

Şüphesiz ki öyle yöneticiler için Allah cenneti haram kılmış ve cehennemi gerekli kılmıştır. Adaletli yöneticiler için şeref ve üstünlük olarak, onlar hakkında mazlumun bedduasının Allah'a yükselmemesi yeterlidir.
“İşte bundan dolayı İsrâiloğulları'na şöyle yazmıştık: "Bir cana kıymaya veya
yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olmaksızın kim bir kimseyi öldürürse bütün
insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa bütün insanların
hayatım kurtarmış gibi olur." Şüphesiz peygamberlerimiz onlara apaçık deliller
getirdiler. Ama bundan sonra da onların çoğu yeryüzünde taşkınlık
göstermektedirler.” (Maide, 5/32)
“İşte bundan dolayı İsrâiloğulları'na şöyle yazmıştık: "Bir cana kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olmaksızın kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa bütün insanların hayatım kurtarmış gibi olur." Şüphesiz peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler. Ama bundan sonra da onların çoğu yeryüzünde taşkınlık göstermektedirler.” (Maide, 5/32)

Yukarıda da eğer iyi okudu iseniz Kendi alimlerinizin eserlerinden Sahabe hakkında bir beyanat sunmuştum. Şimdi siz diye bilirmisiniz ki Sahabe için her şey mubahtır... O kadar savaş meydanlarında Öldürülenler dul kalan kadınlar ve yetim çocukların hakkı hepside değersiz olsun?



 
I Çevrimdışı

ibrahim eldrr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Bu DAVETCI_TC adli

Bne kendimi takiye içerisine girmedim ve şia olduğumu kimse sormadı ki bende inkar edeyim ıp numaram aynı bakarlarsa admınlar göreceklerdir!
Git Buti ile, köpekler ile, maymunlar, domuzlar, bel'amlar, mecusiler, kuyudaki sahte mehdin ve sebbihalar ile hasrol! Allah SvT soyunuzu kurutsun ve ellerimizle hakkinizdan gelsin.

Eğer silinmesi gerekecek yazı varsa bu da bu gibi hakaretlerdir ben kimseye hakaret etmemkteyim delil ve burhan üzere YAZITLARIMI SUNMAKTAYIM ELHAMDULULLAH ama sen?
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bne kendimi takiye içerisine girmedim ve şia olduğumu kimse sormadı ki bende inkar edeyim ıp numaram aynı bakarlarsa admınlar göreceklerdir!


Eğer silinmesi gerekecek yazı varsa bu da bu gibi hakaretlerdir ben kimseye hakaret etmemkteyim delil ve burhan üzere YAZITLARIMI SUNMAKTAYIM ELHAMDULULLAH ama sen?
Davetci ; Bizim hangi görüşlerimiz Kur-an ve Rasul'e ters, yazar mısınız ?
 
Ömer İbn Abdulaziz Çevrimdışı

Ömer İbn Abdulaziz

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
فَكَيْفَ إِذَا تَوَفَّتْهُمْ الْمَلَائِكَةُ يَضْرِبُونَ وُجُوهَهُمْ وَأَدْبَارَهُمْ

"Melekler, onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken halleri nasıl olacak?"

(Muhammed Suresi 27. Ayet)
 
Üst Ana Sayfa Alt