Allah'ın selamı Müminlerin üzerine olsun
Vaktiyle Suudi Arabistan'ın başmüftüsü pozisyonunda Abdülaziz bin Baz vardı. İki
gözü âmâ idi. Bundan 20 sene evvel, Bin Baz Riyad'dan, Şehit Ramazan el-Butî
Şam'dan telekonferans sistemiyle bir televizyon programına katıldılar. Bin Baz,
Allah'ın eli, gözü olduğunu, insana benzediğini âyetlerden delil getirerek
ispata çalıştı. Butî, bu âyetlerin mecaz olduğunu uzun uzadıya anlattı. Bin Baz
ısrar etti. Bunun üzerine Butî, "Kur'an-ı kerimde; Kim bu dünyada kör ise,
âhirette de kördür. Gideceği yer çok kötüdür, buyuruluyor" diyerek muhatabının
körlüğüne ima yaptı. Yani "mecaza inanmıyorsan, sen de cehennemliksin" demek
istedi. Halbuki âyet-i kerimedeki körlük, hakkı görmemek, yani iman etmemekten
kinayedir. Bin Baz cevap veremedi.
Kaynak :
Türkiye Gazetesi
Allah rahmet etsin kendisine gerçekten hür bir insandı...
Nickinizden nasil bir imanda oldugunuzu kestirmek zor degil. Fasik ve müsriklerin haber sitelerinden alinti yaparak burada bir aciklama yapmanizi sanirim pek takan olmaz.
Vermis oldugunuz linkte gecen Ramazan Butiye ait su söz onun ve onu destekleyen (haber sitesinin) itikadini desifre etmekte.
Halbuki Said Ramazan, zâlim ve dinsiz de olsa hükümete itaat edilmesinin Ehl-i sünnetin prensibi olduğuna
Seytana kalsa o da kendini hakli görmekte, üstüne birde ehli sünnetin prensibi demek moda oldu.
Albulaziz bin baz üzerinden müsrikler, sahih olan ehli sünnet inancina saldirmakdan geri kalmazlar.
Konu ve yanitimla alakasi ???
nasil bir imanda oldugunuzu kestirmek zor degil
Halbuki zâlim ve dinsiz de olsa hükümete itaat edilmesinin Ehl-i sünnetin prensibi olduğuna
Zalim ve dinsiz orduyu (Esed) sahabe gibi görenlerle haşrolunacak bir akide muvahhid midir?
ehli sünnetten bahsdeip takıyyuddin ennebhani'nin yazılarını delil getirmişsin ki o ehli sünnet imamı olarak tanıdığımız bir imam değil bir ikincisi müslimden getirdiğin hadise bakarsan senin rasul s.a.v gelen iki yahudiyide müslüman sayman lazımki onlar hem lailahe illallah diyolardı ve rasul'a s.a.v. vallahi sen Allahı nebisisin dediler.ama ibn kayyım onlar için kafirlerin en kafiri dedi. Allah senide kör etmiş anladığım nasuh bir tövbe et. kafirler içinde rahmet dileme... Allah sana hidayet etsinn.........TAKİYUDDİN EN-NEBHANİ
İslam Şahsiyeti cilt 1 adlı eserinde
Davranış Bozuklukları
Nitekim Rasulullah (asm) zamanında Sahabelerde bu şekilde bir kaç olay vuku bulmuştur. Sahabeler bazı emir ve yasaklara muhalefet ettikleri halde, muhalefetleri sebebiyle onlar, Müslümanlıklarından dolayı itham edilmediler. Bu davranışlar, onların İslâm şahsiyetine sahip oluşlarını da etkilemedi. Çünkü onlar melek değillerdi. Onlar, diğer insanlar gibiydiler. Masum da değillerdi. Zira onlar peygamber değildiler. Rasulullah (asm)’in, gizlenmesi hususunda çok hırslı olduğu halde Sahabeden Hatıb b. Ebi Beltaa, Rasulullah (asm)’in Kureyşlilerle savaşacağı haberini Kureyş kâfirlerine göndermişti. Rasulullah (asm), bir konu hakkında kendisiyle konuşmakta olan kadına, Fadl b. Abbas’ın şehvetle üst üste baktığını görünce Fadl’ın yüzünü eliyle başka tarafa çevirdi. Rasulullah (asm) kendilerini terk etmeyeceğine dair Ensar’la biatlaştığı halde, Mekke”nin fethedildiği sene Ensar, Rasulullah (asm)’in kendilerini terk edip ehline (Mekke’ye) döneceğini konuşuyorlardı. Huneyn’de ise Sahabenin büyükleri bile savaşın ortasında az bir grupla birlikte Rasulullah (asm)’i bırakarak kaçtılar. Ve daha bunun dışında vuku bulan bir kaç olaydan dolayı Rasulullah (asm) bu suçları işleyenleri Müslüman olmamakla itham etmedi ve bu durum onların İslâmi şahsiyetlerini de etkilemedi.
Sadece bu örnekler, davranışlarda meydana gelebilecek düşüşlerin Müslümanı, İslâm’dan ve İslâm şahsiyetine sahip olmaktan çıkarmayacağına delil olarak yeter.
Ancak bu ifadeler, Allah’ın emir ve yasaklarına muhalefet etmenin mübah olduğu anlamına da gelmez. Allah’ın emir ve yasaklarına muhalefetin haramlılığı ve keraheti şüphesizdir. İslâm şahsiyetine sahip olmak demek, dinine sımsıkı bağlı Müslüman niteliklerine muhalefet edilebileceği anlamına gelmez. Elbette ki dinine sımsıkı bağlanma özelliği, İslâm şahsiyetini oluşturmak için gereklidir. Müslümanın davranışlarındaki bu hatalar, Müslümanın bir beşer olduğu, İslâmi şahsiyetlerin de melekler değil insanlar olduğunun ifadesidirler. Onlarda meydana gelen sürçmeler cezalandırmaları gereken türden bir suç ise, bu günahları nedeniyle Allah’ın hükmüne göre cezalandırılırlar. Fakat İslâmi şahsiyete sahip olmamakla itham edilemezler.
"Doğrusu; Allah’ı ve peygamberini inkâr edenler, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isteyenler, bir kısmına inanır, bir kısmını da inkâr ederiz diyerek, bu ikisinin arasında bir yolu tutmak isteyenler; işte onlar gerçekten kâfir olanlardır...."(Nisa 150-151)
Karşı tarafı nasıl Lailahe illallah ve Muhammed'un Resulullah demesine rağmen sen nasıl kafir göreb ilirsin ki? Ozaman adaletli ol Munafık suresi sahabe hakkında indiğini pek ala bilkiyorsun aynı şeyleri onlar için neden gözetmiyorsun
İnsanların Uygulayacağı Hükümleri Koymak Sadece Allah (c.c)'a Ve Rasûlüne (s.a.v) Ait Bir İştirİnsanların
Uygulayacağı Hükümleri Koymak Sadece Allah (c.c)'a Ve Rasûlüne (s.a.v) Ait Bir İştir
İnsanların uygulayacağı hükümleri koymak sadece Allah (c.c)'a ve Rasûlüne(s.a.v) ait bir iştir. Vermek de Allah (c.c) ve Rasûlüne (s.a.v) aittir.
İşte bu hususta Allah (c.c)'ın buyruğu:
"Rasulüm size ne verdiyse alın, neyi de yasakladıysa ondan sakının!"(Haşr: 59/7)
İbn Teymiyye'nin Kulluk Risalesi'ni 1. Risalesi
anlamadığım şey alimlerinizin eserleri ile akideleriniz ve eylemleriniz çelişiyor ?
la ilahe illa esed diyen nusayri kafirlerinin ordusunu mu savunuyorsun?
Yezide Fasık diyipte Allah'ın hükümlerini icrat edicisi akidesini ben taşımıyorum ama!
İbn Teymiyye’nin MÜŞKİL AYETLERİN TEFSİRİ adlı eserine bakınız ki;
Faiz Meselesi adlı başlığın altında;
Ata b. Yasir (r.a.) 'dan: Muaviye altın veya gümüş su kabını ağırlığından fazla bir fiyata sattı. Ebu'd-Derda şöyle dedi:
"Rasulullah'ın bu gibi alışverişleri misli misline olmadığı için yasakladığını duydum."
Muaviye şöyle cevap verdi:
"Bu gibi şeylerde ben bir sakınca görmüyorum."
Bunun üzerine Ebu'd-Derda şöyle dedi:
"Muaviye'ye karşı beni savunacak kimse yok mu? Ben ona Rasulullah'dan söz ediyorum, o bana kendi görüşünü söylüyor." sonra Muaviye'ye şöyle çıkıştı:
"Senin bulunduğun yerde yaşamak bana haram olsun" Sonra Ebu'd-Derda Ömer'e gelip bu olayı anlattı. Ömer de Muaviye'ye:
"Bunu ancak bu şekilde ve tartıda aynı ve eşit olarak sat, başka türlü satma!" diye yazdı."
Malik, Muvatta, Kitabu'l-buyuu: 2/634.
Bir kıssa anlatılmaktadır…
İşlenilmiş Altın ve Gümüş Adlı başlık altında ise;
Eğer işlenilen şey su kabı gibi haram bir şey ise bunun satılması caiz değildir. Ubade'nin Muaviye'ye karşı çıktığı husus da budur. İbn Teymiyye şahitlik etmektedir.
Şimdi bu durumda sorum şu ? Neyse ne sorsam sizinde cevabınız eğer isabet ettiyse 2 sevap eğer hata etti ise de 1 sevap alır olucaktır.? Bu durumda kur’an’ın ve Hz. Resulullah (s.a.a) öncelikte mi gelir yoksa....?
Ne bu zıtlık bu çelişki Akhim!
Bu DAVETCI_TC adli
Git Buti ile, köpekler ile, maymunlar, domuzlar, bel'amlar, mecusiler, kuyudaki sahte mehdin ve sebbihalar ile hasrol! Allah SvT soyunuzu kurutsun ve ellerimizle hakkinizdan gelsin.
Davetci ; Bizim hangi görüşlerimiz Kur-an ve Rasul'e ters, yazar mısınız ?Bne kendimi takiye içerisine girmedim ve şia olduğumu kimse sormadı ki bende inkar edeyim ıp numaram aynı bakarlarsa admınlar göreceklerdir!
Eğer silinmesi gerekecek yazı varsa bu da bu gibi hakaretlerdir ben kimseye hakaret etmemkteyim delil ve burhan üzere YAZITLARIMI SUNMAKTAYIM ELHAMDULULLAH ama sen?