Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Ramazan'da Cüz Paylaşarak Kur'an Hatmedip Sevabını Ölmüşlere Bağışlamak Bid'at midir?

emrekara369 Çevrimdışı

emrekara369

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Ramazan Ayı boyunca insanlar tek başına veya ayrı ayrı cüz paylaşarak Kur'an-ı Kerim'i hatmedip Arefe günü de ölmüş bir insana sevabını bağışlıyorlar/gönderiyorlar. Bunun delili var mıdır? İslamdaki yeri nedir?
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Ne sünnette ne tabinden böyle bir uygulama varid olmamıştır.İslam da yeri yoktur.

üç amel dışında ölünün amel defteri kapalıdır kardeşim.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Ramazan Ayı boyunca insanlar tek başına veya ayrı ayrı cüz paylaşarak Kur'an-ı Kerim'i hatmedip Arefe günü de ölmüş bir insana sevabını bağışlıyorlar/gönderiyorlar. Bunun delili var mıdır? İslamdaki yeri nedir?
Kişi veya kişilerin Kur'an-ı Kerim hatmetmesi, cûz cûz dağıtarak hatmetmesi ve Kurân-ı Kerim muzakeresi ne demektir ve birbirlerinden farkları ve hangisinin câiz, hangisinin bid'at olduğunu inceleyelim.

Kur'an-ı Kerim okumanın hatta her harfine ecir verildiği sabittir.
"Bir kimsenin Allah'ın kitabından bir harf okuması bir hasenedir. Hasene de on misli sevab (mukâfat)la karşılanır. Ben size, 'Elif-Lam-Mim' bir harftir demiyorum. Belki "Elif" (başlı başına) bir harf, "Lam" da bir harf, "Mim" de bir harftir." (Tirmizî, Fedâilu'l-Kur'an, 16)


Kur'an-ı Kerimi tâlim ve ders verme maksadıyla özellikle sevabların katlandığı Ramadan Ay'ında (mukabele) okumak, sunnetle sabittir.
İbn Abbâs (Radıyallahu anhuma) şöyle demiştir:
Peygamber (s.a.v.) hayırda insanların en cömerdi idi. En cömert olduğu zaman da Ramadân'da Cibril'in kendisine çokça kavuştuğu zamandadır. Cibril aleyhi's-selâm Ramadân'ın her gecesinde O'nunla buluşur, gündüz geceden sıyrılıp çıkıncaya kadar -veya Ramadan Ay'ı çıkıncaya kadar- Peygamber Kur'ân'ı ona arzederdi. Cibril, Peygamber'e kavuştuğu zaman da Peygamber hayırda, eserken maniaya uğramayan rüzgârdan daha cömert olurdu.

(Buhârî, Bed’u’l-Vahy 1; Savm, bab 7, Hadis no: 12; Bed’u’l-Halk 6; Menâkıb 23; Fedâilu’l-Kur’an 7)

Bir kişi, Kur'an-ı Kerim'in nazil olduğu Ramadan Ay'ının önemine binâen Kur'an-ı Kerim-i bu ayda okuyup hatmedebilir.
Ebu Hurayra (r.anh) rivâyet ettiğine göre;
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

مَا اجْتَمَعَ قَوْمٌ فِي بَيْتٍ مِنْ بُيُوتِ اللَّهِ تَعَالَى، يَتْلُونَ كِتَابَ اللَّهِ وَيَتَدَارَسُونَهُ بَيْنَهُمْ، إِلَّا نَزَلَتْ عَلَيْهِمُ السَّكِينَةُ، وَغَشِيَتْهُمُ الرَّحْمَةُ، وَحَفَّتْهُمُ الْمَلَائِكَةُ، وَذَكَرَهُمُ اللَّهُ فِيمَنْ عِنْدَهُ
(
رواه مسلم ; وأبو داود )
"Bir topluluk Allah’ın evlerinden birinde toplanır, Allah’ın kitabını okur ve aralarında muzakere ederlerse, mutlaka üzerlerine manevî bir huzur iner, kendilerini rahmet kaplar ve melekler onları kuşatır.Allah da katındaki melekler arasında onları anar."
(Muslim ; Ebu Davud)

Kişi ister Ramadan Ây'ında ister farklı zamanlarda Kur'an-ı Kerimi hatim (baştan sona tamamen okuyup) bitirmek câizdir. Hatta bu okuyuşu esnasında kıraatinin kontrolu, ve ecir amaçlı iyi bilen birisinden tâkib etmesini, mukabele yapmasını, katılmasını isteyebilir. Fakat Türkiye'deki gibi genellikle Ramadanın ilk günü başlayıp arafe günü (Kadîr gecesi de olur) tamamlanarak duası yapılan Ramadan mukabelelerinin pratiği sunnete muhaliftir. Ayrıca bu mukabelelerde hatim piyasası oluşturup cûzler paylaşımları, toplu mukâbele organizasyonlarının da hem aslı yoktur hemde Kur'an hatmedilmiş olmamaktadır. (İlmî Araştırmalar ve Dâimi Fetvâ Komisyonu Fetvâları, C. 2, Sf: 480) Böyle yaparak Kur'an'ı okumaktaki amacı; sadece teberruk (ondan bereket ummak) ise, bu davranışta hata ve kusur vardır. Zirâ Kur'an okumakla Allah Teâlâ'ya yakın olmak, Kur'an'ı ezberlemek, anlamını düşünmek, hükümlerini anlamak, ondan ibret ve dersler çıkarmak, ecir ve sevab kazanmak ve dili onu tilâvet etmeye alıştırmak gibi birçok faydalar amaçlanır.

Kur'an-ı Kerim Okuduk(Hatim)tan Sonra Dua Etmek

Hatim duasının sıhhatında ihtilaf vardır. Suyûti'de bu konuda şöyle bir hadis geçer:
Rasulullah (s.a.v.) “Kim Kur’ân’ı hatmederse, onun kabul olunmuş bir duası vardır(Suyûtî, Camiu’s-Sağîr, II, 175) buyurmuştur.
Ancak hatim duasıyla ilgili bu tür rivâyetler meşhur hadis kitablarında bulunmadığı gibi, çok zayıf kabul edilen hadislerdir. Nureddin el Heysemi, Mecmau'z Zevaid'de ilgili rivâyetin zayıf olduğunu bildirmiştir. Bu yüzden Hanefi'lere göre hatim yapıldığında cemaatle dua yapmak mekruhtur. Çünkü bu konuda Rasulullah'dan bir şey nakledilmemiştir. (Şeyh Nizameddin ve Heyeti, 'el-Fetava el-Hindiyye fi Mezhebi'l-İmami'l-Âzam Ebi Hanife ve bi Hamişihi Fetavayi Kadıhan ve'l-Fetava el-Bezzaziyye , C.V , Sf: 318)
Hele duâda okuyanların ve kendileri için okunanların isimlerini zikretmek riyâya sebeb olacak çirkin bir bid'attır.

Hanefi alimlerine göre Kur'an-ı Kerimi hatmettikten sonra, camide ya da başka bir yerde topluca dua etmek, Rasulullah efendimizin ve ashabının uygulamadığı bir bid'attır. (Bezzaziye, 6/380; el-Fetava el-Hindiyye fi Mezhebi'l-İmami'l-Âzam Ebi Hanife ve bi Hamişihi Fetavayi Kadıhan ve'l-Fetava el-Bezzaziyye , C.V , Sf: 318 - 380)
Ancak hatim yapanın kendi çoluk çocuğunu toplayıp, evinde onlarla beraber dua yapması mustehabdır, denmiştir. (el-Fetava el-Hindiyye fi Mezhebi'l-İmami'l-Âzam Ebi Hanife ve bi Hamişihi Fetavayi Kadıhan ve'l-Fetava el-Bezzaziyye , C.V , Sf: 317)

Gerek ezberden, gerekse yüzünden Kur’ân’ı hatmeden kişinin, duasının Allah katında makbul olduğunu ve bir diğer hadislerinde de Allah’ın bu kimselere “cennette bir ağaç ihsan edeceğini” haber vermişlerdir (Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, C. I, 96)

İbn Merdûye'nin Ebû Hurayra'den naklettiğine göre: "Rasûlullah (a.s.), Kur'an'ı hatmettiği zaman ayakta dua ederlerdi".
Beyhakî'nin "Şûabu'l Îmân"da kaydettiğine göre;
Rasulullah (s.a.v.): "Kim Kur'an'ı okur da Rabb'ine hamdeder, O'nun Rasûlune salât eder ve Rabbinden mağfiret dilerse, karşılığında hayrı tâleb etmiş olur." (Beyhaki, Şuabu’l-İman, C. 2 / 416) buyurmuştur.

Beyhâki'nin yine aynı yerde Ebu Câfer'den naklettiğine göre Ali b. Huseyin Rasûlullah'ın Kur'an'ı hatmettiğinde, ayakta olarak O'na yanaşır hamdle hamdettiğini ve ... dua ettiğini söylemiştir.

İbn Durays'in nakline göre Abdullah b. Mes'ûd: "Kur'an'ı hatmedenin kabul olacak bir duası vardır" demiştir. (Suyûtî, ed-Durru'l Mensûr, C. VIII, Sf: 698 - 699)
Demek ki bu söz hadis değil, İbn Mes'ud'un sözüdür. Abde b. Lubâbe ve Mucâhid: "Kur'an hatmedildiğinde yapılan duanın makbûl olduğu söylenirdi" demişlerdir. (Suyûtî, et-Tibyân fi-âdâb-i hameleti'l-Kur'an 126; Dârîmî, Sunen, II/470; Nevevî el-Ezkâr'da, Hakem b. Uteybe'den sahih senetlerle rivayet edildiğini söyler)

İbnu'l-Cezerî, Câbir b. Abdullah'dan rivayet edilen;
"Kur'an sahibinin kabul olunmuş bir duası vardır. Allah isterse onu sahibine hemen dünyada verir, dilerse onu âhirate bırakır." (Dârimi; Suyuti Camiu’s-Sağir, 2/175) hadisine işaret ederek, "Kur'an'ı hatmedenin bu hadisin zâhirî manasına göre, dua etmesi mustehabdır" demektedir. (İbnu'l-Cezerî, Takrîbu'n-Neşr, 194)

Sahabeden Abdullah b. Mesud (r.anh), Abdullah b. Abbas ve Enes b. Mâlik (r.anhum) başta olmak üzere bazı sahabilerin de hatim dualarına katıldıkları, aile fertleriyle birlikte hatim duası yaptıkları rivayet edilmiştir. (Dârimî, Fazâilu'l-Kur'an, 33; el-Furi, Kenzu’l-Ummal, 1/392; İbni Kudame, el-Muğni, 1/803)
Mucâhid de, sahabenin hatim duasına iştirak etmeye özel bir önem verdiğini belirtmek üzere "Ashab-ı Kiram, ilâhî rahmet iner diye hatim esnasında hazır bulunurlardı" demektedir. (Suyûtî, ltkân, I, 311)

Ubey bin Kâb (r.anh)’ın şöyle dediği nakledilir:
“Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem), Nas suresini okuduğu zaman, Fatiha suresine başlar, sonra Bakara suresinin başından “ve ulaike humu’l-muflihun”a kadar okur, hatim duasını yapar, daha sonra da kalkardı.”
(Suyuti, el-İtkan, C. 1, Sf: 313)


Kurtubi şöyle der: “Ben derim ki: Kur'an'ı hatmettiği vakit, ailesini bir arada toplaması mustehabdır. Ebu Bekr el-Enbari anlatıyor: Bize İdris haber verdi: Bize Halef anlattı: Bize Veki Mis'ar'dan, o Katade'den naklederek dedi ki: Enes bin Malik Kur'an'ı hatmettiğinde aile halkını toplar ve dua ederdi. Bize İdris haber verdi. Bize Halef anlattı. Bize Cerir, Mansur'dan, o el-Hakem'den rivayetle dedi ki: Mucahid ve Ebu Lubabe'nin oğlu Abde ve bir grup kimse, mushaftan Kur'an'ı hatmederlerdi. Hatmin sonuna geldiklerinde bizlere: Yanımıza gelin, çünkü Kur'an hatmedildiği sırada rahmet iner, diye haber gönderirlerdi. Bize İdris haber verdi, bize Halef anlattı. Bize Huşeym, el-Avvam'dan, o İbrahim et-Teymi'den rivayetle dedi ki: Sabah saatlerinde Kur'an'ı hatmeden kimseye, melekler, akşamı edinceye kadar dua eder. Akşamın ilk vakitlerinde Kur'an'ı hatmeden kimseye de melekler, sabahı edinceye kadar dua ederler. O bakımdan onlar Kur'an-ı Kerim'i gecenin veya gündüzün ilk saatlerinde hatmetmeyi seviyorlardı.” (Kurtubi, Tefsir, 1/30)

Hatim Duası'nın hatmeden kimse tarafından yapılması en güzelidir. Hatim duası diye bilinen sabit bir dua yoktur. Kişi, hatimden sonra içinden geldiği gibi birkaç kelime ile duayı eda edilebilir;
Uygun olan, Kur'an-ı Kerimi okuyup hâtim eden muslumanın, okuduğu Kur'anın kabûlu, hataların afvedilmesi, ecrinin Peygamber (s.a.v.)'e, Âl-i Ashabına ve bütün mûminlerin ruhuna özellikle annem ve babamın ruhlarına ithaf ediyorum" gibi duayı ferden yapması doğru (okuan Kur'an-ı Kerim sevabı ölüye gidebilir diyen bâzı âlimlere göre) olandır. Gerekirse Enes b. Malik (r.anh) gibi aile fertlerini toplayarak dua etmesi câizdir. Fakat çeşitli kalabalıklar, cemaatler içerisinde günümüzdeki câmilerdeki gibi toplu hatim törenleri sünnette olmayan muhalif ve bidât uygulamalardan sakınılmalıdır. Mutlaka birisine para vermek ve kendisine hatim duası ettirmek şart olmadığı gibi uygun da değildir. Ayrıca birisinin Kur'ân-ı Kerîm'i hatmi munasebetiyle cemaatin hatim duasını icra etmesinin mekruh olduğunu söyleyenler de vardır. Çünkü Peygamber'den böyle bir şey vârid olmamıştır. (Şeyh Nizameddin ve Heyeti, 'el-Fetava el-Hindiyye fi Mezhebi'l-İmami'l-Âzam Ebi Hanife ve bi Hamişihi Fetavayi Kadıhan ve'l-Fetava el-Bezzaziyye , C.V , Sf: 318)



Ölüye Kur'an-ı Kerim Okumak; Okunan Kur'an-ı Kerim'den Sonra Sevabını Ölüye Bağışlamak

Özetle söyleyecek olursak; ölünün ruhuna Kur'an-ı Kerim okunup okunmayacağı ihtilaflı konu olmakla beraber sahih kavle göre sünnette olmadığı için ölüye Kur'an okunmayacağıdır.

Ölüye Kur'an-ı Kerim okumak bid'at olmakla beraber okunursa ne olur;
Rasulullah (s.a.v.) böyle bir şey yapmamış, bid'attır. Ölüye Kur'an okumak bid'atin hafif olanlarındandır.
Fakat bazı ilim ehli kıyas yaparak ölüye Kur'an-ı Kerim okunursa sevab gider demiştir. İmam Ahmed bin Hanbel (rahimehullah) de bunlardan biridir. İmam Nevevi (rahimehullah) de 'Allah dilerse sevabını ulaştırabilir; ulaştırmasa da okuyan okuma sevabını alır' demiştir.
Fakat İbn Kesir (rahimehullah) ise, 'bu güzel bir amel olsaydı Rasulullah (s.a.v.) yapardı. Ölüye dua edilebilir, hac ve oruç amelleri yapılabilir. Kur'an-ı kerim okuma konusunda ise 'evla olan okumamaktır. Okumak sevab olsaydı, Rasulullah (a.s.) yapardı, hayır işlemede yarışan sahabe yapardı' demektedir.
Bu derin ve geniş konuda diyeceklerimiz bu kadardır. Hatalar şahsımızdan, isabet ettiklerimiz Rabb'imizdendir.






 
Üst Ana Sayfa Alt