Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Rasulullah'ın (s.a.v.), Kâfir Kabileden Ölen Kişinin Diyetini Ödemesini Nasıl Anlamalıyız?

M Çevrimdışı

mübahis

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Esselamu aleykum
Rasulullah(s.a.v), bi'rimaune olayı sonrasında, sahabeden birinin o kabileden iki kişiyi öldürmesi üzerine bu iki kişinin diyetini ödemesinde hareketle İstişhad hareketlerinin caiz olmadığını söyleyenler var. Bu rivayetleri nasıl anlamalıyız?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Esselamu aleykum
Rasulullah(s.a.v), bi'rimaune olayı sonrasında, sahabeden birinin o kabileden iki kişiyi öldürmesi üzerine bu iki kişinin diyetini ödemesinde hareketle İstişhad hareketlerinin caiz olmadığını söyleyenler var. Bu rivayetleri nasıl anlamalıyız?
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh

Kardeşim bahsettiğiniz hadiseyi araştırabilmemiz için kaynağı ile yazınız ki bakabilelim.
İstişhad hadisesine cevaz veren ulemanın genel olarak delilleri aşağıdaki konuda bulunmaktadır.

Şehadet Eylemi - İstişhad Eyleminin Hükmü?

 
M Çevrimdışı

mübahis

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh

Kardeşim bahsettiğiniz hadiseyi araştırabilmemiz için kaynağı ile yazınız ki bakabilelim.
İstişhad hadisesine cevaz veren ulemanın genel olarak delilleri aşağıdaki konuda bulunmaktadır.


Şehadet Eylemi - İstişhad Eyleminin Hükmü?


Allah razı olsun hocam, olay diyanet yayınları "Peygamberimizin Hayatı" isimli kitapta geçiyor:

"Meûne Kuyusu Fâciası (Safer 4 H./Temmuz 625 M.)Necid Şeyhi Ebû Berâ Mâlikoğlu Âmir, Medine’ye gelerek Rasûlüllah (s.a.s.)’e:- Eğer Necid Bölgesine bir irşât hey’eti gönderirseniz, büyük bir kısmının Müslüman olacağını ümid ediyorum, dedi. Rasûlüllah (s.a.s.):Necid Bölgesi halkına güvenemiyorum, diye cevap verdi. Ebû Berâ, mürşitlerin hayatı için kabîlesi adına kesin teminât verdiğinden, Rasûlüllah (s.a.s.) Ebû Berâ’nın kardeşinin oğlu Âmir b. Tufeyl’e bir mektup yazdırarak, Münzir b. Amr’ın başkanlığında 70 kişilik bir hey’eti Necid Bölgesine gönderdi. Bunların hepsi de Suffe ashâbındandı. Kafile Medine’den 4 konak uzaklıkta Meûne Kuyusu (Bi’r-i Meûne) denilen yere varınca, içlerinden Harâm b. Milhân ile Rasûlüllah (s.a.s.)’in mektubunu Âmir b. Tufey’le gönderdiler. Âmir mek-tubu bile okumadan Harâm’ı şehid etti. Hey’etin tamamını öldürmek üzere kabîlesini (Âmiroğulların’ı) teşvik ettiyse de onlar “Biz Ebû Berâ’nın emân ve sözünü ayaklar altına alamayız”, diyerek ona uymadılar. Âmir b. Tufeyl Süleym Kabîlesi’ne mensûp Usayye, Rı’l, Zekvânve Lihyânoğuları ile Harâm b. Milhân’ın dönmesini beklemekte olan mürşitler üzerine hücum etti. Hepsi şehid oldu. İçlerinden yalnızca Ka’b b. Zeyd yaralı olarak kurtulmuştu. O da Hendek Savaşı’nda şehid oldu.Rasûlüllah (s.a.s.)’i, Cibrîl bu fâciadan haberdar etti. Seriyyedeki bütün ashâbın Rablarına kavuştular, Allah onlardan râzı oldu... diye bildirdi. Rasûlüllah (s.a.s.) bu fâciadan son derece elem duydu. Tam 40 sabah Rı’l, Zekvân, Usayye ve Lihyanoğulları için beddua etti.[233]Amr b. Ümeyye ise, olay esnâsında develeri otlatmakla görevli olduğu için esir düşmüş, sonra kurtulmuştu. Medine’ye dönerken, iki Necidliye rastladı. Şehid edilen arkadaşlarının öcünü almak için bunları uyurken öldürdü. Halbuki bunlar, Müslümanların himâyesinde olan Âmir oğullarındandı. Bu sebeple bunların âilelerine diyetleri (kan bedelleri) ödendi. "
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Allah razı olsun hocam, olay diyanet yayınları "Peygamberimizin Hayatı" isimli kitapta geçiyor:

"Meûne Kuyusu Fâciası (Safer 4 H./Temmuz 625 M.)Necid Şeyhi Ebû Berâ Mâlikoğlu Âmir, Medine’ye gelerek Rasûlüllah (s.a.s.)’e:- Eğer Necid Bölgesine bir irşât hey’eti gönderirseniz, büyük bir kısmının Müslüman olacağını ümid ediyorum, dedi. Rasûlüllah (s.a.s.):Necid Bölgesi halkına güvenemiyorum, diye cevap verdi. Ebû Berâ, mürşitlerin hayatı için kabîlesi adına kesin teminât verdiğinden, Rasûlüllah (s.a.s.) Ebû Berâ’nın kardeşinin oğlu Âmir b. Tufeyl’e bir mektup yazdırarak, Münzir b. Amr’ın başkanlığında 70 kişilik bir hey’eti Necid Bölgesine gönderdi. Bunların hepsi de Suffe ashâbındandı. Kafile Medine’den 4 konak uzaklıkta Meûne Kuyusu (Bi’r-i Meûne) denilen yere varınca, içlerinden Harâm b. Milhân ile Rasûlüllah (s.a.s.)’in mektubunu Âmir b. Tufey’le gönderdiler. Âmir mek-tubu bile okumadan Harâm’ı şehid etti. Hey’etin tamamını öldürmek üzere kabîlesini (Âmiroğulların’ı) teşvik ettiyse de onlar “Biz Ebû Berâ’nın emân ve sözünü ayaklar altına alamayız”, diyerek ona uymadılar. Âmir b. Tufeyl Süleym Kabîlesi’ne mensûp Usayye, Rı’l, Zekvânve Lihyânoğuları ile Harâm b. Milhân’ın dönmesini beklemekte olan mürşitler üzerine hücum etti. Hepsi şehid oldu. İçlerinden yalnızca Ka’b b. Zeyd yaralı olarak kurtulmuştu. O da Hendek Savaşı’nda şehid oldu.Rasûlüllah (s.a.s.)’i, Cibrîl bu fâciadan haberdar etti. Seriyyedeki bütün ashâbın Rablarına kavuştular, Allah onlardan râzı oldu... diye bildirdi. Rasûlüllah (s.a.s.) bu fâciadan son derece elem duydu. Tam 40 sabah Rı’l, Zekvân, Usayye ve Lihyanoğulları için beddua etti.[233]Amr b. Ümeyye ise, olay esnâsında develeri otlatmakla görevli olduğu için esir düşmüş, sonra kurtulmuştu. Medine’ye dönerken, iki Necidliye rastladı. Şehid edilen arkadaşlarının öcünü almak için bunları uyurken öldürdü. Halbuki bunlar, Müslümanların himâyesinde olan Âmir oğullarındandı. Bu sebeple bunların âilelerine diyetleri (kan bedelleri) ödendi. "
Kardeşim , Bîr'i Meûne faciası olarak bilinen bu vakıa malumdur fakat benim sorduğum buradan istişhad'a reddiye çıkaranların delili tam olarak nedir?
Yâni Amr bin Umeyye (r.anh), şehid olan arkadaşlarının intikamı olarak dönüşte müslümanların himayesindeki mâsum iki muşriki öldürmesi neticesinde, İslam devletinin ölenlerin ehline diyetini ödemesi zaten gereklidir. Merak ettiğim ve sorum şudur ki; istişhadi eylemi câiz görmeyenler diyeti ödenen masum muşriklerin öldürülmesi gibi, istişhad neticesinde mâsum insanlar ölmesinden dolayı mı böyle düşünüyorlar? Eğer böyle düşünüyorlarsa bu düşünce bâtıldır, isabetli değildir. Yahud bu durum ancak İslam devleti içerisinde veya İslam Devletinin andlaşmalı olduğu ülkelerdeki ehl-i kitabdan olan mâsum (zimmet ehl-i, muste'men) insanlar kâfirlerin öldürülmesinin haramlığına delil olur. Bu da istişhad değil, tüm öldürme ve taarruz şekillerini kapsar. Aksi taktirde günümüzdeki gibi İslam'ın devleti ve andlaşmalı olduğu kâfirlerin olmadığı, aksi ne küresel olarak müslümanlara safari düzenleneek soykırım uygulanan zaman ve mekanlarda tüm istişhadler mubâraktir, caizdir!

***

İslam ülkesinde bir kafiri öldüren müslüman veya zimmiye kısas tatbik edilmez. Ancak öldürülen şahıs muste’men olursa diyet ödenmesi gerekir. İslam ülkesinde bulunan iki muste’menden biri diğerini kasıtlı olarak öldürürse, katil de kısas edilir. Muste’menin, kul hakkı dışında işlediği suçlara ceza verilmez. İmam Ebu Yusuf’a göre sadece içki cezası tatbik edilebilir. İslam ülkesinde zimmeti kabul eden muste’men hakkında zimmet ehli hükümleri uygulanır.

Casusluk yaptığı ortaya çıkan muste’men, hakkında verilen devlet güvencesi (emanı) kaldırılmış olur ve çaprazlama uzuvları kesilerek (salbedilerek) öldürülür.
 
M Çevrimdışı

mübahis

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim , Bîr'i Meûne faciası olarak bilinen bu vakıa malumdur fakat benim sorduğum buradan istişhad'a reddiye çıkaranların delili tam olarak nedir?
Yâni Amr bin Umeyye (r.anh), şehid olan arkadaşlarının intikamı olarak dönüşte müslümanların himayesindeki mâsum iki muşriki öldürmesi neticesinde, İslam devletinin ölenlerin ehline diyetini ödemesi zaten gereklidir. Merak ettiğim ve sorum şudur ki; istişhadi eylemi câiz görmeyenler diyeti ödenen masum muşriklerin öldürülmesi gibi, istişhad neticesinde mâsum insanlar ölmesinden dolayı mı böyle düşünüyorlar? Eğer böyle düşünüyorlarsa bu düşünce bâtıldır, isabetli değildir. Yahud bu durum ancak İslam devleti içerisinde veya İslam Devletinin andlaşmalı olduğu ülkelerdeki ehl-i kitabdan olan mâsum (zimmet ehl-i, muste'men) insanlar kâfirlerin öldürülmesinin haramlığına delil olur. Bu da istişhad değil, tüm öldürme ve taarruz şekillerini kapsar. Aksi taktirde günümüzdeki gibi İslam'ın devleti ve andlaşmalı olduğu kâfirlerin olmadığı, aksi ne küresel olarak müslümanlara safari düzenleneek soykırım uygulanan zaman ve mekanlarda tüm istişhadler mubâraktir, caizdir!

***

İslam ülkesinde bir kafiri öldüren müslüman veya zimmiye kısas tatbik edilmez. Ancak öldürülen şahıs muste’men olursa diyet ödenmesi gerekir. İslam ülkesinde bulunan iki muste’menden biri diğerini kasıtlı olarak öldürürse, katil de kısas edilir. Muste’menin, kul hakkı dışında işlediği suçlara ceza verilmez. İmam Ebu Yusuf’a göre sadece içki cezası tatbik edilebilir. İslam ülkesinde zimmeti kabul eden muste’men hakkında zimmet ehli hükümleri uygulanır.

Casusluk yaptığı ortaya çıkan muste’men, hakkında verilen devlet güvencesi (emanı) kaldırılmış olur ve çaprazlama uzuvları kesilerek (salbedilerek) öldürülür.

Allah razı olsun hocam, gereken cevabı aldım. Rasulullah, ölen müşriklerin diyetini ödediği için, haksız yere ölmüş olduklarını iddia ettiler.
 
Üst Ana Sayfa Alt