Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Rasulullah'ın (s.a.v.) Vefatı ile İlgili İftiralara Nasıl Cevap Verilmeli?

Komutan Talut Çevrimdışı

Komutan Talut

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum. Ateist forumlarda bol bol bulunan bir kaç iftiranın cevabını öğrenmek için İnşallah bu konuyu açıyorum.

1- Rasulullah (s.a.v.) Aişe ve Hafsa annelerimiz tarafın zahirlendi (Haşa)

Bu iddilarına Ledud olayı olarak bildiğimiz hadisleri delil getiriyorlar. Ayrıca bu olaydan dolayı Resulullah'ın ölümden korktuğunu da iddia ediyorlar (Haşa) :

Rasûlullah'ın (asm) hastalığı, önce Meymûne'nin (r. anha) evinde başlamıştı. Hastalığı hafiflediği zamanlarda çıkar sahabilere namaz kıldırırdı. Ağırlaştığı zamanlarda ise: "Ebu Bekr'e emredin de halka namaz kıldırsın." buyururdu.
Rahatsızlığı, ağrı dolayısıyla şiddetlendiği bir sırada hanımları, amcası Abbas, Ümmü'l-Fazl bt. Haris ve Esma bt. Umeys (r. anhum) Allah Rasûlü (asm)'nün yanında toplanmışlardı. (Tedavi için) bir ilaç verme(1) konusunda istişare yaptılar ve baygın bir halde iken ilacı verdiler.
Ayıldığında Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurdu: "Bunu bana kim yaptı? Bu (eli ile Habeşistan'a doğru işaret ederek) şu taraftan gelen kadınların işidir!"
Rasülullah'a Ümmü Seleme ile Esma ilaç içirmişlerdi. Bundan dolayı dediler ki: "Ey Allah'ın Rasûlü! Zâtülcenb hastalığına yakalanmış olmanızdan endişelendik."
Allah Rasûlü (asm): "Bana ne ilacı verdiniz?" diye sorunca; "Ûd-i hindî, biraz vers ve birkaç damla, zeytinyağı." cevabını verdiler.
Bunun üzerine Allah Rasûlü: "Allah beni bu hastalığa bulaştırmamıştır!" buyurdu ve sonra şöyle ilave etti: "Amcam Abbas hariç, evde bulunanlardan aynı ilacı (ceza olarak) içmeyecek kimse kalmasın."(2)

Buhari ne Müslim’de Hz. Âişe'nin (r. anha) şöyle anlattığı naklediliyor:
"Rasûlullah'a (asm) ağzından ilaç vermiştik. "Bana ilaç vermeyin." diye işarette bulundu. Biz bunu, hastanın ilaçtan hoşlanmadığında yaptığı bir hareket gibi olduğunu düşündük. Ayıldığında (ilaç verdiğimizi anladı ve) şöyle buyurdu:
"Sizi bana ilaç vermekten menetmedim mi? (Bana ilaç verdiğinizde) aranızda bulunmadığından dolayı amcam Abbas hariç hepiniz (bu) ilaçtan içeceksiniz.”(3)

2) Hadisi İbn Sa'd (2/235), zayıf râviler kanalıylla Vâkıdî'den aktarmıştır. Bir benzerini Abdürrezzak, Musannef 'inde (9754) Esma bt. Umeys'den sahih bir isnadla nakletmiş, Hâkim (4/202) hadise sahihtir demiş, Zehebî de ona katılmıştır. Hafız İbn Hacer de hadisi Abdürrezzak'tan nakletmiş ve hadisin isnadının sahih olduğunu söylemiştir. (İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, 8/121)
3) Buhârî, Tıbb 21; Müslim, Selâm 85.

2- Rasulullah (s.a.v)'in Hayberde zehirli eti ağzına alıp tükürdüğü halde zehirden etkilendiğini biliyoruz. Vefatına sebep olan hastalıkta bu zehrin etkisi olduğuna dair rivayetler var bu durumun Maide 67. Ayetle çeliştiğini iddia ediyorlar (Haşa) :

Ey peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan O’nun mesajını iletmemiş olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Şüphe yok ki Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.
Maide 67

“Ben Hayber’de yediğim yemeğin acısını her zaman (ma ezalü ecidu) hissettim. İşte şu anda o zehrin tesiriyle içimdeki (şah-bel) damarlarımın koptuğunu görüyorum.” (Buhari, Magazi, 83)

3- Hz.Ömer ve Hz. Ebubekir'in Hafsa ve Aişe ile beraber Rasulullah'ı zehirlediğini iddia ediyorlar ( Haşa) :

- Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer Ensar’ın yanında olduklarından, Hz. Peygamber (asm)'in defnine iştirak edemediler. (Kenz’ul-Ummal, 5/652/ h. no: 14139)

Bu hadisi de delil getiriyorlar

4- Rasulullah'a Ashabından bazı kişiler Veda Haccı sırasında suikast girişiminde bulundu (Haşa):

Bu şekilde çarpıtabilecekleri bir rivayet bulamadım

5- Tebük Seferi dönüşünde Rasulullah'a ashabı suikast düzenledi (haşa) :


''İbni Hazm, el Muhalla'sında, Cilt 11, Sayfa 224'te şunları kaydetmiş:

المحلى ج: 11 ص: 224 ( وأما حديث حذيفة فساقط لأنه من طريق الوليد بن جميع وهو هالك ولا نراه يعلم من وضع الحديث فإنه قد روى أخبارا فيها أن أبا بكر وعمر وعثمان وطلحة وسعد بن أبي وقاص رضي الله عنهم أرادوا قتل النبي صلى الله عليه وسلم وإلقاءه من العقبة في تبوك (Ebubekir, Ömer, Osman, Talha ve Sa'd bin Ebu Vakkas, Tebük'te Rasulullah'ı öldürmeye kalktılar)

6- Şu iki rivayeti de Rasulullahın zehirlendiğine (Haşa) delil getiriyorlar bu rivayetler sahih midir veya açıklaması nedir ?

İbni Mesut, “Bana teklif edilse ki, ey İbni Mesut; sen yemin içer misin ki Muhammed katledilmiştir diye? Ben de derim ki, değil ki bir kere; dokuz sefer bu konuda rahatlıkla yemin içerim ki Muhammed suikasta kurban gitmiştir. Ancak bana, ‘Yemin içer misin ki Muhammed normal eceliyle ölmüştür diye?” teklif gelse, bu konuda tek bir sefer bile yemin içemem” diyor. Önemli bir kişiden önemli bir açıklama. Bu hadis, birçok İslami kaynakta geçmektedir. (108)

Şa’bi bu konuda, “Yemin ederim ki, Hz. Muhammed suikasta kurban gitmiştir” diyor. (109)


108) a- Zehebi, Siyer-i A’lam, 27/437.
b- İbni Kesir, Bidaye-Nihaye, hicri 9.yılı olayları Tebuk seferi kısmında ve 11. yılı olayları. Muhammed’in ölümü kısmında 5/247.
c- Hakim, müstedrek no: 4394, 3/60-61.
d- İbni Sad, 2/350.
e- İmam Ahmet b. Hambel, Müsned, Abdullah b. Mesut müsnedleri, no: 3435.
109) Müstedrek, Megazi, no: 4395.

Şimdi Kardeşler ben bunları buraya yazdım çünkü bu yalanlar üzerine bu kafirler kitap bile yazmış. Forumlarında sürekli paylaşıyorlar ve ilimden uzak olan cahil müslümanları fitneye düşürüyorlar. İslami herhangi bir sitede bu konu hakkında kapsamlı bir reddiye bulamadım. Yani müslümanların bu konuyu ele alması gerektiğini düşündüm. Ayrıca bunlara cevap bulmak isteyen müminler forumumuzu keşfedip faydalanabilir. @Abdulmuizz Fida hocamdan bunlara cevap vermesini Allah rızası için istiyorum. Şimdiden Allah razı olsun.
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
بسم الله الرحمن الرحيمد

LEDUD HADİSESİ


  • Bu hadisin şu ibarelerle Aişe Annemizden رضي الله عنها Sahih-i Buharide 6886. sırada zikredildiğine muttali oldum;​
لَدَدْنا النبيَّ صَلَّى اللهُ عليه وسلَّمَ في مَرَضِهِ، فقالَ: لا تُلِدُّونِي فَقُلْنا: كَراهيةُ المَرِيضِ لِلدَّواءِ، فَلَمَّا أفاقَ قالَ: لا يَبْقَى أحَدٌ مِنكُم إلَّا لُدَّ، غيرَ العبَّاسِ، فإنَّه لَمْ يَشْهَدْكُمْ.

  • Hakeza Sahih-i Müslimde de Aişe annemizden yine bu konuyla alakalı 2213. sırada hadisin zikredildiğine muttali oldum;​
لَدَدْنَا رَسولَ اللهِ صَلَّى اللَّهُ عليه وسلَّمَ في مَرَضِهِ، فأشَارَ أَنْ لا تَلُدُّونِي، فَقُلْنَا: كَرَاهيةَ المَرِيضِ لِلدَّوَاءِ، فَلَمَّا أَفَاقَ قالَ: لا يَبْقَى أَحَدٌ مِنكُم إلَّا لُدَّ، غَيْرُ العَبَّاسِ، فإنَّه لَمْ يَشْهَدْكُمْ.

Bu iki hadisinde Türkçe Tercümesi de Komutan Talut kardeşin naklettiği gibidir ki yine burada zikredelim;

Hz. Âişe'nin (r. anha) şöyle anlattığı naklediliyor:
"Rasûlullah'a (asm) ağzından ilaç vermiştik. "Bana ilaç vermeyin." diye işarette bulundu. Biz bunu, hastanın ilaçtan hoşlanmadığında yaptığı bir hareket gibi olduğunu düşündük. Ayıldığında (ilaç verdiğimizi anladı ve) şöyle buyurdu:
"Sizi bana ilaç vermekten menetmedim mi? (Bana ilaç verdiğinizde) aranızda bulunmadığından dolayı amcam Abbas hariç hepiniz (bu) ilaçtan içeceksiniz.”


EVVELA;

Bir defa bu kıssayı Aişe رضي الله عنها zikrediyor bütün dünyaya yayılmasını murad ediyor, nasıl düşünülebilir ki Aişe Annemiz Habibini, Peygamberini, Kocasını صلي الله عليه وسلم öldürdüğünü nakletsin?

SANİYEN;

Rasulullah صلي الله عليه و سلم Abbas رضي الله عنه dışında herkese o ilacı içmelerini emretti, eğer bu ilaç bir zehir olsaydı Rasulullah ile beraber bu zehri kullananlarında vefat etmesi gerekirdi ama böyle olmadı?

SALİSEN;

Rasulullah niçin Abbas'a رضي الله عنه kendisini zehirlediğini haber vermedi ?Bu sayede Abbas da Peygamberi zehirleyenlere (!) kısas uygulardı. Eğer Rasulullah'ın ص Abbas'a haber verdiğini iddia ediyorsanız, bunun delili nedir? Eğer haber vermediğini kabul ediyorsanız, Rasulullah'a verilen karışımın ilaç değilde zehir olduğunu Abbas رضي الله عنه bilemedi de siz nasıl anladınız?

RABİAN;

Yahudi bir kadının Rasulullah'a zehirli bir koyun etini yemesi için kendisine sunduğunu ama akabinde Allah Teala'nın duruma müdahil olup koyunu dile getirttiğini bu sayede Rasulullah'ı zehirlenmekten kurtardığı meşhur ve malumdur.

O zaman pek ala sorulur Allah Teala bu sefer de niçin Aişe Annemizin güya Rasulullah'ı zehirlediğini haber vermemiştir?


RASULULLAH'IN HAYBER'DE ZEHİRLENMESİ AYET-İ KERİME'YE AYKIRI MI?

Allah Teala Maide Suresinin 67. Ayet-i Kerimesinde Buyuruyor ki;

يَا أَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ مَا أُنزِلَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ ۖ وَإِن لَّمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُ ۚ وَاللَّهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِ ۗ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ
Ey peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan O’nun mesajını iletmemiş olursun. Ve Allah Teâlâ seni insanlardan korur. Şüphe yok ki Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.

İlim ehli bu ayet-i kerime ile mezkur hadisi şu şekilde manalarını te'lif eylemişlerdir;

''Kahr ve Galebe yoluyla Allah Nebisini katledilmekten muhafaza etmiştir, Hatta bu zehirli yemeği yedikten sonra bile senelerce yaşamış nice zaman cihat etmiş hatta Allah Peygamberine nice futuhatlar nasip eylemiştir ve Arap yarımadasındaki bütün halk iman etmiştir. Zehirin tesiri vücud-u şeriflerinde kalmış bu sebeble de Allah Teala ona şehadeti nasip eylemiştir.''

İmam Nevevi zehirlenme olayına farklı bir bakış açısıyla yaklaşmış ve demiştir ki;

فيه: بيان عصمته صلى الله عليه و سلم من الناس كلهم، كما قال الله: (والله يعصمك من الناس), وهي معجزة لرسول الله صلى الله عليه وسلم في سلامته مِن السم المهلك لغيره ، وفي إعلام الله تعالى له بأنها مسمومة، وكلام عضو منه له،

Bu zehirlenmeyle alakalı hadiste, Allah Rasulunun صلي الله عليه وسلم bütün insanlardan korunacağına dair bir beyan vardır. Allah Teala nasıl ki Maide/67. ayet-i kerime de; 'Allah seni insanlardan korur.' buyurmuştur. Bu ayet dahi Rasulu için helak edici zehirden selamette kalması hususunda ayrı bir mucizedir. Zira hadiste geçer ki Allah Teala bu etin zehirli olduğunu kendisine bildirmiştir ve o zehirli eti dile getirtmiştir.





Allah Teala'nın Rasulunu koruduğunu haber vermesi ile alakalı Allame Alusi'den (Vefat Tarihi:1854) şu nakilleri size sunalım inşallah;

والذي أميل إليه جمعاً بين الأخبار أن هذه الآية مما تكرر نزوله، والله تعالى أعلم، والمراد بالعصمة من الناس حفظ روحه عليه الصلاة والسلام من القتل والإهلاك، فلا يرد أنه صلى الله عليه وسلم شج وجهه الشريف وكسرت رباعيته يوم أحد، ومنهم من ذهب إلى العموم وادعى أن الآية إنما نزلت بعد أحد، واستشكل الأمران بأن اليهود سموه عليه الصلاة والسلام حتى قال: " لا زالت أكلة خيبر تعاودني وهذا أوان قطعت أبهري "

Bu ayetin iniş sebebi hakkında varid olan haberleri bir araya getirdiğimiz de şuna kanaat getiriyorum ki, bu ayet-i kerime birden fazla kez inmiştir. Allah en iyisini bilendir.

Buradaki ismet/korumadan murad edilen mana şudur ki Allah Rasulullah'ın صلي الله عليه و سلم'in ruhunu helaktan ve katledilmekten koruyacaktır.

Bununlan beraber bilinir ki Uhud savaşında dişleri kırılmış ve mübarek yüzleri yaralanmıştı. Ulemadan bir kısmı ayeti umumi manada anlamış ve bu ayetin Uhud savaşından sonra nazil olduğunu iddia etmişlerdir.

Ama bu iddianın doğruluğunu şu haber zorlaştırmıştır ki; Yahudinin teki Allah'ın Rasulunü zehirlemiş ve Peygamberimiz de şöyle demiştir;


“Ben Hayber’de yediğim yemeğin acısını her zaman hissettim. İşte şu anda o zehrin tesiriyle içimdeki (şah-bel) damarlarımın koptuğunu görüyorum.”

وأجيب بأنه سبحانه وتعالى ضمن له العصمة من القتل ونحوه بسبب تبليغ الوحي، وأما ما فعل به صلى الله عليه وسلم وبالأنبياء عليهم الصلاة والسلام فللذب عن الأموال والبلاد والأنفس، ولا يخفى بعده.

وقال الراغب: عصمة الأنبياء عليهم الصلاة والسلام حفظهم بما خصوا به من صفاء الجوهر، ثم بما أولاهم من الأخلاق والفضائل، ثم بالنصرة وتثبيت أقدامهم، ثم بإنزال السكينة عليهم وبحفظ قلوبهم وبالتوفيق، وقيل: المراد بالعصمة الحفظ من صدور الذنب، والمعنى: بلغ والله تعالى يمنحك الحفظ من صدور الذنب من بين الناس أي يعصمك بسبب ذلك دونهم،

Buna şöyle cevap veririm ki; Allah Subhanehu ve Teala katledilmek gibi belalardan koruyacağını tebliğin yerine ulaşabilmesi sebebiyle garanti etmiştir.



Rağıb el-İsfahani demiştir ki; Peygamberlerin korunması Peygamberlerin temiz ahlakının, pak cevherlerinin ve bilhassa ahlak ve faziletlerinin korunması hakkındadır ve hakeza ayaklarının sabit kılıması, kendilerine sekine indirilmesi, kalplerinin korunması ve başarılı kılınması hususundadır.

Denildi ki; Burada ki ismetten kasıt kendilerinden günah sadır olmaması hususundadır o zaman mana şu olur;


''Sana indirdiklerimi tebliğ et bu sayede Allah seni insanların gözü önünde günah işlemekten korur.

İbn Useymin ise bu konuda ilk başta görülen zahiri tezata (!) şöyle açıklık getirmiştir;

, جاء في تفسير القرآن للشيخ ابن عثيمين: فإن قيل: كيف يصح قول الزهري: إن النبي صلى الله عليه وسلم مات شهيدًا؛ لأن اليهود كانوا سببًا في قتله، وقد قال الله تعالى: {والله يعصمك من الناس}؟ فالجواب: المراد بقوله تعالى: {يعصمك من الناس}: حال التبليغ؛ أي: بلغ وأنت في حال تبليغك معصوم، ولهذا لم يعتد عليه أحد أبًدا في حال تبليغه، فقتله

Allah Teala'nın Maide/67'deki peygamberini insanlardan koruması, tebliği esnasına mahsustur. Yani; Sen Tebliğ et!, Sen tebliğin nihayete erinceye kadar seni koruyacağım!

İBN HAZM'IN SÖZLERİNE GELECEK OLURSAK

Aşağıdaki İbn Hazm'ın رحمه الله şu sözlerini naklediyorlar... Daha doğrusu makaslıyorlar...

وأما حديث حذيفة فساقط لأنه من طريق الوليد بن جميع وهو هالك ولا نراه يعلم من وضع الحديث فإنه قد روى أخبارا فيها أن أبا بكر وعمر وعثمان وطلحة وسعد بن أبي وقاص رضي الله عنهم أرادوا قتل النبي صلى الله عليه وسلم وإلقاءه من العقبة في تبوك

ama... Bu ibarelerin hemen arkasından gelen şu ifadeleri de nedense bizlere nakletmiyorlar...

وهذا هو الكذب الموضوع ، الذي يَلعن الله تعالى واضعَه ، فسقط التعلق به ، والحمد لله رب العالمين
Bu haber yalandır, uydurmadır! Allah bunu uydurana lanet etsin!












DAHA FAZLA MALUMAT İÇİN BAKINIZ;



 
Üst Ana Sayfa Alt