Böyle konulara temkinli yaklaşılması gerektiğini düşünüyorum. Bunların gerçekten Said Nursi'ye ait olduğunu nereden bilebiliriz? Nasıl peygamber adına hadis uyduran zalimler olabiliyorsa böyle alimler hakkında da yazılar uydurulabilir. Şu haliyle eğer bunlar gerçekten Said Nursi'ye ait ise bile bunlara olabildiğince hüsnü zan ile yaklaşıp tevil etmeye çalışmalıyız. Bunlar Muhyiddin-i Arabiler, Celaleddin Rumiler, Hallaclar için de geçerlidir. Hatta en çok tevile ihtiyacı olanlar bunlardır. Biraz empati, biraz anlayış...
Hangi nurcunun kendi evinde alıp okuyum itikat edindiği Risaleler hakkında uydurulmuş olabileceğine inandığını gördün. Aksine Allah tarafından yazdırılmış ayet gibi içindiklerini savunmayan bir Nurcu yoktur.
Peygambere isnad edilen uydurma hadisler hakkında; yine peygamber ummetinden olan muhaddisler uydurma olduğunu söylüyor ve usulu hadis ilmi gereğince delillendirmektedirler. Fakat Risale hakkında uydurma olduğunu söyleyen bir tane Nurcu yoktur. zaten olsa nurcu olmaktan çıkartılırdı!
Saidi Nursi yakın dönemde yaşamış olması hasebiyle Osmanlıca olan orjin el yazısıyla risaleleri hala mevcuttut kendi abilerinde. Ve bir tezatlık olmadığına iman etmektedirler ki kendi aralarında bu konuda ihtilaf da yoktur.
Mevlananın orjinal farçsa Mesnevisi Konya Mevlana Müzesinde sergilenmekte ve piyasada basılanın aynı farsçasıdır. Yani pornonun farsçası bile sapıklıktır.
Bu da Konya muzesindeki orjinal farça Mesnevi
Resimlerin devamı :
http://muze.semazen.net/content.php?id=00108
Hiç kimse torpilli olmadığı gibi hiç kimse de önyargılarla yaklaşılmaya layık değildir. Ben "Kuran ve sünnete ters düşün her düşünceye ve düşünüre sarılalım, küfrüyle şirkiyle "Müslümanım" diyen herkesi bağrımıza basalım" demiyorum ancak "Müslümanım" diyen ile "kafirim" diyene aynı muameleye yapmayalım. Kaldı ki kafirin bile küfrünü anlamaya çalışmalı neden iman etmediğini teşhis etmeli -ki doğru ilacını verebilelim ve sıhhate kavuşmasına vesile olabilelim. Hal böyleyken Müslüman olduğunu iddia eden birine sadece bir sözü için, anlamadan-dinlemeden "vaaay sen şunu dedin kafiiiiir oldun! vurun kellesini!!!" dememeliyiz. Eğer "arkadaş benim itikadım budur" diye sözünü açıklarsa ve itikadı da küfürse kafir deriz ama ölmüş gitmiş ve ortada ona isnad edilen şeylerin ona ait olduğunu bilemeyeceğimiz, kendisinden sorup öğrenemeyeceğimiz şeylerle bir insanın küfrüne hükmetmek büyük bir vebaldir. Biz isnad edilen kişilere kafir demekten çok isnad edilen sözün küfür olup olmadığına bakalım. öldükten sonra birilerinin sizin adınıza bazı eserler uydurup içine küfür sözler doldurmaları ve halkın bunlara dayanarak sizleri kafir bellemesi hoşunuza gider mi?
"Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz."
Kureyşli müşriklerde kendilerine muslumanız diyor ve peygamberi ve ashabını beğenmiyor, hac yapıyor, haceru'l esved taşını yerine koyma sevabına nail olabilmek için birbirleriyle kavga edecek duruma geliyorlardı. Fakat bunların kendilerini İslama nisbet etmesine Ne Allah
(Kuranda) ne de muminler itibar etmemiş aksine muşrik hukmunu vermişlerdir.
Ölmüş gitmiş bir adamın orijinal kitabında küfür itikatler var ve bundan döndüğünü gösteren bir sözü, yazısı ve matbaa hatası da yok ise o hali üzere kabul edilir. Çünkü islam zahire hükmeder, ötesi duygusallıktır, murcieliktir.
Hucurat suresindeki ayeti bize diyorsun :
"Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz."
Biz fasıkın haberini araştırdık acaba sen araştırdın mı ki burada acabalı , ihtimalli , ya böyle ise diyerek karşı çıkıyorsun.
Sana bu kişilere illa kafir de diyen yok Fakat küfür eserleri olduğunu, sapık olduğunu da mı diyemeyeceksin?
!sLaM4eVeR yazdıklarımı OKUduğunuzdan emin misiniz? Bir daha okuyun ki beni yanlış anladığınızı anlayacaksınızdır. Ama özetlemek gerekirse yukarıdaki mesajımda da belirttiğim gibi kimse torpilli yani dokunulmaz değildir, (peygamber bile dokunulmaz değildir, o da Allah'ın kitabı dışına çıkamaz ve kitab'a ters düşen sözler de ona ait olamaz) ama kimseye de önyargılı yaklaşamayız. Benim gözümde bir Celaleddin Rumi ile İbn Teymiyye eşittir. İkisi de aynı ölçüde dokunulmaz değildirler. Adı Celaleddin Rumi olan birisine "aaa bunun adı rumi o halde bu adam da orjinali gibi sapık bir sufidir." diye önyargıyla yaklaşamam ya da adı teymiyye olan birisine "aaa bunun adı teymiyye o halde bu adam da orjinali gibi muvahhid biridir" diye önyargıyla yaklaşamam.
Gelelim yumuşak tavrımın altındaki zihniyete, kalbimi yarıp da baktın mı be mübarek?! Empati kuralım demişim hemen ardından hiç söylemediğim birşeyi bana isnad etmişsin. İnsanları sevelim diye birşey demedim daha doğrusu insanları sevmeye çalışalım ama kafir olarak değil müslüman olarak sevmeye çalışalım. Bu yüzden, insanların sevebileceğimiz kişiler (müslüman) olması için gayret edelim. Bu yüzden empati kuralım, ANLAMAYA ÇALIŞALIM. Bu küfrüyle şirkiyle bağrımıza basalım demek değil, sözlerini islam'a nispet etmeye çalışalım demektir. Yukarıda da yazmıştım OKUmadın mı? Yukarıdaki yazdıklarımı göz ardı edip burada bana yaptığın ithamlarla beni sapık, müşrik, kafir sofi avukatı olarak belletip kardeş bellediğim tevhid ehlini bana karşı kışkırtabileceğini mi sandın?
Empati yaparsan Kureyşli muşriklerin "biz bunlara sadece Allaha yaklaşmak için ibadet ediyoruz" Zumer 3 ayetine de yap ta sonra bir bak bakalım 1400 kusur sendir senin gibi empati yapan mufessir var mı göresin.
Biz kimseyi putlaştırmıyor, hatadan munezzeh
(ismet) sıfatını vermiyoruz. Fakat sizler empati yaparak Ben Hakk olan Allahım , Cennette benim köşkümün tuğlaları altından, peygamberin ise gümüşten , Miraca çıktım, Bu kitap Alemlerin Rabbi tarafından gökten inmedir , Canım kadın çekti, allahta kıskanç olduğu için bana kadın olarak geldi , senin o gördüğün kadın Allahtı. vb. vb. Bitmez... diyenlere empati yaparak dünyada müşrik kafir bırakmayalım dediğinizin farkında değilsin!
la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim!!! Yahu arkadaş ben ne teymiyyeciyim ne de rumici, ne elbani tanırım ne arabi, ne hallac bilirim ne abdulvahhab; ben dinde Allah ve Muhammed'den başkasını tanımam. Buna Ebubekir, Ömer, Osman ve diğer ashab da dahildir. Bunlar dinde delil değildir. Onlar da ancak Allah ve Rasulünün yoluna uygun oldukları ölçüde değerlidirler. Bu yüzden ben ahmed'in, mehmed'in lafına aldırış etmem, ardına da düşmem. Çünkü bunların söylediği sözler dinde delil olmadığı için beni bağlamazlar. Ha! kendilerine isnad edilen sözlere bakarım ve bu söz küfür ya da şirktir ve bunu söyleyen yada yapan küfür, şirk işlemiştir derim ama kendisinden aslını sorup da öğrenemeyeceğim bir kimse adına isnad edilen sözlerden ötürü haksız yere kişiyi müşrik ya da kafir diye damgalamaktan Allah'a sığınırım. Teymiyye ve Rumi'nin eşit olmasından kastımın ikisine de önyargıyla yaklaşılmaması gerektiğindendir. Yoksa ben de Rumi'ye isnad edilen küfür ve şirk kokan şeylerden haberdarım. Aynı şekilde teymiyyenin mücessime olduğuna dair kendisine isnad edilen sözlerini de biliyorum ama ikisine de hemen sapık demiyorum. Tevil etmeye çalışıyorum. Müslümanlık dairesinde olmalarını istiyorum Çok mu kötü bir iş yapıyorum. Ne yapayım? Her insanı haruriler gibi kafir mi yapayım? Milleti islam'a nispet edince mürcie, küfre nispet edince de haruri oluyorsun. O halde ne yapmalıyız?
Diyeceğin kitabındaki bu sözü küfürdür demekle kalamaz. O küfür sözünü yazana da muvahhid biri gibi göremezsin! Kitabı değişmiş olabilir , empati yapayım, vs vs saçmalayamazsın. Her insanı kafir yap diyen yok fakat her sapığı da cennete yollama. Vasat olmak zor mu geliyor ? Şeytan sağından mı yanaşıyor?
Teymiyyeye mucessime diyenlere de değinecek olursam konuyla ilgili olarak; İbn teymiyyenin hiç bir kitabında mucessimelik yoktur aksine mucessimeleri tekfir eden yazıları kendi eserlerinde vardır. Fakat saydığımız tasavvuf büyüklerinin küfürleri ise kendi kitaplarından sayfa noları verilerek, sevdalılarının evlerinde bulunan, kendi sitelerinde yayınlanan linklerinde olmasıdır.
Sen nasıl ikisini bir görürsün? Hangi tasavvufcunun bizi şirkle itham edebilirmiş? Ama biz onları kendi sözlerinden , videolarından, kitaplarından ehli sünnete aykırı belgeliyor ve tehdit edip sakındırıyoruz.
Hallac ben Allah'ım dememiştir, ben Hakkım demiştir ama bunu "ben Allah'ın Hakk sıfatına kendimi ortak koşuyorum" olarak söylüyorum dediğini nereden biliyorsun? "Ben yoktan var olmuş biri olarak aslında bir hiçim sadece Allah'ın hak sıfatının tecelligahı bir bedenim" demek istediğini hiç düşündün mü? Hiç böyle bir hüsnü zan ile olaya yaklaştın mı?
Celaleddin Rumi ve Said Nursi'nin bana yazdırılıyor demesinden hiç onların yazdıklarının doğru olduğunu düşünüp "bunlar bana Allah tarafından ilham ediliyor" demiş olabileceğini düşünmedin mi? Şeytan vahyetmiş (vesvese vermiş) olabileceği gibi Allah da vahyetmiş (ilham etmiş) olabilir. O halde bunu nasıl anlarız? Kur'an ve sünnet eleğinden geçirerek. Eğer Kur'an ve sünnete uygun ise deriz ki "evet gerçekten bu yazılanlar Allah tarafından ilham edilmiş olabilir". Yok değilse "bunlar şeytan vesveseleridir" deriz.
Eşşekle cima etmek küfür müdür ki bunu ibret olarak sunmak küfr ya da şirk olsun. Allah Kur'an'da lut kavminden bahseder bilmez misin? Lut kavminin de ne mal olduğunu bilirsin sanırım.
"Demogoji de yapma , ibn teymiyye atılmış iftiralar vardır kendi kitapları vardır, varsa kitabında bir hata yiğitsen buraya dök, ama oradan buradan copy etme."
İbni teymiyyeye atılmış iftiralar vardır ama celaleddin'e, arabi'ye, hallac'a, yunus emre'ye atılmış iftira yoktur. öyle mi? Hayır, hayır. ben bunu kabul edemem. Böyle bir adaletsizlikten ALLAH'a sığınırım. Teymiyye'ye, Elbani'ye, Abdulvahhab'a iftira edilmesine nasıl karşıysam diğerlerine iftira edilmesine aynı ölçüde karşıyım. insanları haksız yere küfre, sapıklığa, şirke nispet edip o ithamların kendime dönmesinden korktuğum için bir insana kolay kolay küfre girme, tevbe et diyemem ama ben kimsenin akıl vermesine ihtiyaç duymaksızın sadece Allah'tan korkan biri olarak hep küfürden sakınır, ola ki bir yanlış yapmışımdır ihtimaline binaen bile tevbemi ederim ve bundan da asla gocunmam.
Hallacın "Enel Hakk"
(Hakk olan Allahım) demesini bile aklayabilecek akidesizliğe sahipsen, sen sıkı bir gayretle "Mısırın Meliki Benim" diyerek İlahlığını sadece Mısıra Hasreden Firavun Asheme'yi; İbn Arabi sapığı gibi "Firavun mumin olarak öldü, çünkü Allaha iman ettikten sonra günah işlemeden öldü" diyerek kolayca cennete sokacaksın!
Yazdırıldığına inandığın kitaplar için ise İslamdaki İlhamın ne olduğunu bilmeyecek kadar cahilsin. Bu konuya özel olarak Tevhid bölümünde İlham başlıklı yazı mevcuddur. susuzluğunu giderebilirsin.
Ayrıca ilham demede ısrarlı isen; Allahın yazdırdığı kitap neden porno kitaplarını aratmıyor? Bunları Allahın nasıl ve ne amaçla ilham ettiğini, diğer yazdırılan kitapta ise şirk unsuru kabirden yardım , uydurma hadisler, yahudi itikadı ebced ve cifirler, Gaybın tarihini vererek Kuranı yalanlamak olmasını da şu islami ilimlerde şahsına munhasır olan empatiyi kullanarak bize şerh edermisin?
Yukarıdaki yazdıklarımın iyice okunup gerekirse "tevil" edilmesini temenni ediyorum. Sitede kalıcı değilim sadece yanlış anlaşılmış olarak ayrılmak istemiyorum. tekrar okuyup cevaplarınızı bekliyorum inşaallah selamun aleykum.
Usulu fıkıhta tevil; Kuran ve sunnete uyacak şekilde olur. Firavunu bile aklayacak bir tevil olmaz, sonra seni bile tevil edemeyiz!
Seni yanlış anlamadık , Gerçekten bu yazılarından sonra anladım ki sen gerçekten aşırı iyi niyetlisin fakat itikadi ve tevhidi konularda bilgin olmadığı için bu hoşgörülük senin başına iş açmakta. Sana bir şahsi kinim yoktur. Burada büyük çoğunluk birbirini yazılardan tanır. Seni de yazılardan tanıdığım diğer kişiler gibi tanıyorum. Fakat şunu bilesin ki bu yaklaşım belki İslamdaki usulleri bilmeyen takvim yaprağı arkası muslumanlarının (!) hoşuna gider ama ahirette husrana uğratır. Sana iyi niyetle hatta senin deyiminle empati yaparak en kısa zamanda tevhidi konulardaki zaafını halletmeye , kendini yetiştirmeye bak derim. Tevhidi içerikli yazı ve kitapları okuyup sana karşı çıktığımız hatalarını da anlamaya çalış. Bunu sana iyi niyetimle tavsiye ediyorum. Bu hal üzere kalır, hala kibir ,nefs yapıp enaniyet sergilersen; istemesemde ilk mesajda dediğin gibi uzaklaştırılırsın.
Rabbim basiret versin. Hidayet Allahdandır.