Video Ruh Çağıran Şarlatanlar

Sofi Tarihçi Kadir Mısıroğlu, Erenköy Cemaatinin lideri Osman Nuri Topbaş ve Cinci Ayhan Altınbaş'ın bulunduğu ruh çağırma seansında yaşanan akla ziyan gelişmeler
Rasulullah (s.a.v.) ve Aziz Mahmud Hudayi'nin Ruhları (!) orada bulunan bir kadının bedeni üzerinden konuşmaya çağrıldı ve saçma sapan sorularla seviyelerini ortaya koydular!

Şu rezalete bakar mısınız? Şarlatanlığın bu kadarı olmaz. Bu tasavvufçuların hepsimi ahmak olur be kardeşim. Tarihçisinden hocasına kadar kandırılmaya müsait ahmaklar. Demek ki Deccal gelse ve gökten yağmur yağdırsa ilk tabi olacak olan bu ahmak sürüsü olacak.

osman nuri topbaştan bunu beklemezdim. kendisi sofiler arasında en üsturuplu ve akil adam diyebilirdim.. vay arkadaş

Abdulmuizz Fida' Alıntı:

(Cin'lerin Maskarası Olup) Ruh Çığırtkanı Şarlatanlar​

Sofi Tarihçi Kadir Mısıroğlu, Erenköy Cemaatinin lideri Osman Nuri Topbaş ve Cinci Ayhan Altınbaş'ın bulunduğu ruh çağırma seansında yaşanan akla ziyan gelişmeler
Rasulullah (s.a.v.) ve Aziz Mahmud Hudayi'nin Ruhları (!) orada bulunan bir kadının bedeni üzerinden konuşmaya çağrıldı ve saçma sapan sorularla seviyelerini ortaya koydular!

Genişletmek için tıkla ...

Topbaş sitesinde bunu yalanlamiş, montaj vs demiş, olabilir de belki ama niye o zaman aslini ses kaydi varsa bunlari birleştirmisler vs dememişler. Kisacik bi aciklama yapmişlar sadece.

Yalniz ruh, tayyip 2 sene sonra olecek demis.
Putin gibi tayyibin dubloru var mi acaba.
Kadir misiroglu 2019 da ölmüş.
Feto filan dediklerine gore 2015 den sonraki bi kayit bu.
Bi de ruhun arapca konusmasini beklerdim.

Yani bi de neden kadinin bedeninde bu ruh.
Bu cinci ayhan napmiş kadina yav.

Allah muhafaza

Bu gercekse asiri sacma
Degilse yine sacma.

Ölen kişi için berzah hayatı (âlemi) başlamıştır ve dünyaya bir daha dönemezler. Hatta şehid olmasından dolayı kendisine verilen nîmetlerden dolayı tekrar tekrar dünyaya dönüp defalarca Allah yolunda şehid olup aynı nîmetlere tekraren kavuşup dünyadaki kardeşlerine haber vermek isteyen şehidler bile dünyaya dönemezler.

"Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rab'leri katında rızıklanmaktadırlar. - Allah'ın lütfundan verdiği nimetle sevinçlidirler. Arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere de hiç bir korku olmayacağını ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler." (Âl-i İmran 169 - 170)

Cabir (r.anh) anlatıyor: Bir gün Rasulullah ile karşılaştım;
bana: “Ey Cabir! Seni üzüntülü görüyorum, hayırdır?” diye sordu.
Ben de: “Ey Allah’ın Rasulü! Babam Uhud savaşında şehid oldu. Arkasında çoluk-çocuk ve bir de borç bıraktı.” dedim.
O da: “Allah’ın babanı nasıl (güzel) karşıladığına dair sana müjde vereyim mi?” dedi.
“Buyurun ey Allah’ın Rasulu” deyince,
şöyle buyurdu: “Allah (şimdiye kadar) kiminle konuştuysa, ancak bir perde gerisinde konuştu. Fakat babanı diriltip kendisiyle vicahi / yüz yüze konuştu ve buyurdu ki: 'Ey kulum! Arzu ve isteklerini söyle, sana vereyim.' O da: 'Ya Rabb! Beni diriltmeni ve bir defa yolunda öldürmeyi istiyorum.', dedi.
Şanı yüce Rabb, şöyle buyurdu: 'Daha önce (ezeli ilmimde) şu kararı verdim ki, onlar (hiç kimse, ölümünden sonra) tekrar dünyaya geri gönderilmez.' İşte şu ayet bu konuda inmiştir: 'Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın.' (Âl-i İmran, 3/169)” (Tirmizi, Tefsiru sureti Al-i İmran, h.no: 3010)

Enes’ten yapılan rivayete göre Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:
"Cennete giden hiç kimse, yeniden dünyaya dönmeyi ve dünyalık adına herhangi bir şeyin kendisi için olmasını istemez. Şehid olan kimse bunun dışındadır. O, gördüğü o büyük mükâfattan ötürü, on defa daha (Allah yolunda) ölmek için dünyaya dönmeyi temenni eder / arzu eder.”
(Buhari, Cihad, 21; Müslim, İmaret, 109-1877)

“Şehidlerin ruhları, yeşil kuşlar şeklinde cennette diledikleri gibi dolaşırlar. Daha sonra, Allah’ın arşına bağlı kandillere konarlar.
Onlar bu durumda iken Allah onlara, “Dileyin benden ne dilerseniz!’ der.
Şehidler, 'Rabb'imiz! Ne isteyebiliriz ki, cennetin her yerini dilediğimiz gibi dolaşıyoruz!' derler.
Mutlaka bir şeyler istemeleri konusunda teklif gelince onlar söyle derler. 'Ruhlarımızı cesetlerimize tekrar geri gönder. Senin yolunda ölelim.'
Bunun dışında bir şey istemedikleri görülünce artık onlara bir sorulmaz.”
(İbn Mace, Cihad, 16; bk. Müslim, İmare, 121)

“Nihayet onlardan birine ölüm gelince (tekrar tekrar şöyle) yalvarır: “Rabb'im, beni dünyaya geri gönderiniz de daha önce terk ettiğim (iman ve) sâlih amellere sıkıca sarılayım!” Hayır! Bu, sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar bir berzah vardır.” [Mûminûn, 99-100]

Berzah kelimesi Kur'an-ı Kerîm'de üç yerde geçmektedir. Bunlardan "İki denizi kavuşmaları için salıvermiştir. (Böyle iken) aralarında karışmalarına engel perde (berzah) vardır karışamazlar. "(er-Rahman, 519-20) Ayrıca iki şey arasındaki engel anlamında kullanılmıştır. (el-Furkan, 53)

“Berzah”ın kelime mânasıyla ıstılah mânası arasında kuvvetli bir bağ vardır. Zira berzah hayatı, hem ölülerin dünyaya dönmesine engel olmakta, hem de dünya hayatı ile âhiret hayatı arasında sanki bir perde gibi durmaktadır.
Üstteki âyetin tefsirinde Mucâhid (v. 103/721), “ Berzah: البرزخ ” kelimesini, “ölüm ile dünyaya dönüşün arasındaki engel” diye açıkladıktan sonra Hasan Basrî’nin (v. 110/728): “Berzah, sizinle âhiret arasındaki şu kabirlerdir.” sözünü nakleder. [Mucâhid b. Cebr et-Tâbiî el-Mekkî el-Kureşî el-Mahzûmî, Ebü’l-Haccâc (v. 103/721), Tefsîru Mucâhid, thk. Dr. Muhammed Abdusselâm Ebu’n-Nîl, Mısır: Dâru’l-Fikri’l-İslâmi’l-Hadîs, 1410/1989, Sf: 488]

Halîl b. Ahmed el-Ferâhidî (v. 175/791) “berzah”a şu manaları verir: “Berzah, her iki şeyin arasında bulunan şeydir. Ölü berzahtadır, çünkü o dünya ile âhiretin arasındadır. Benzer şekilde «Berâzihu’l-îmân» da şek ile yakîn arasındaki mertebelere denir. Yine berzah, mahlûkât fenâ bulduktan sonra dünya ile âhiretin arasındaki zamana denir. Gölge ile Güneş arasındaki şey de berzahtır. Şöyle bir görüş de vardır ( قِيلَ ): Berzah, Cennet ile Cehennem arasındaki bir boşluktur.” [Halil b. Ahmed b. Amr b. Temîm el-Ferâhîdî el-Basrî, Ebû Abdurrahman (v. 175/791), Kitâbu’l-Ayn (I-VIII), thk. Dr. Mehdî el-Mahzûmî – Dr. İbrahim es-Sâmirrâî, Dâru ve Mektebetu’l-Hilâl, ts., IV, 338]


Peki, Kabirlerinde diri olan Peygamberler de mi dünyaya dönmezler! Evet

Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Nebiler (Peygamberler) , kabirlerinde diridirler, namaz kılarlar."
(Munzirî ve Beyhakî rivâyet etmiş, Beyhakî hadisin sahih olduğunu söylemiştir.
Hadisin, Buhârî ve Müslim'in sahihlerinde benzer rivâyetleri vardır.)

Peygamber (s.a.v.) bile, kendisine getirdiğimiz selamı kendinden menkul duyamaz. Ancak bu konuda görevli olan melek aracılığıyla duyar ve selamı alıp karşılık verir.

“Kabrimi bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm edin. Çünkü nerede olsanız salât ve selâmınız bana ulaşır.”
(Ebû Davud, Menâsik: 97)

Ebu Hurayra’dan (r.anh) gelen rivayete göre,
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Herhangi bir kimse bana selam verdiğinde, Allah ruhumu bana iade eder, ben de onun selamını alırım/selamına selam ile mukabele ederim”
(Ebu Davud, Menasik, 100)

İbnu Mes'ud (r.anh)'den, Rasulullah (s.a.v.) buyurdular ki:
"Yeryüzünde Allah'ın seyyah melekleri vardır. Onlar ummetimin selâmını bana tebliğ (ulaştırırlar) ederler."
(Nesâî, Sehv 46, (3, 43); Mustedrak, 2: 456, no. 3576)

Abdullah b. Ömer'den (r.anhuma) rivâyet olunduğuna göre;
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Sizden biriniz öldüğü zaman sabaha-akşam, (cennet ve cehennemde ona ait olan) oturağı kendisine gösterilir. Eğer ölü cennet ehlinden ise, kendisine cennet ehlinin oturağı gösterilir. Eğer ölü cehennem ehlinden ise, kendisine cehennem ehlinin oturağı gösterilir."
(Buhârî, hadis no: 3001 /Bed'u'l-Halk; Muslim, "Cennet ve cennet nimetlerinin vasfı" Hadis no: 2866)

Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Kâbir, ya cennet bahçelerinden bir bahçe yahud cehennem çukurlarından bir çukurdur."
(Tirmizî, Kıyamet, 26; el-Akidetu’t-Tahaviye,1/169; Ahmed b. Hanbel, el-Akide, Sf: 64-76; el-Lalekâî, İtikadu ehli’s-sünne, 1/156, 158, 166; Mûcemu'l evsad, Taberani ; Şamile)


Mesele İslam'da böyle iken videoda neler dönüyor?

Videoda adından da cinci olduğu mâruf şahıs ve ücretli mesai arkadaşı kadının bedeninde konuşan varlık en iyimser (kadın rol kesmiyorsa) olarak Cin'dir. Ruhların berzah aleminde olup dünya ile ilişiği kalmadığını yukarıda görmüş olduk.
Cin'ler girdikleri bedende ses telleri vasıtasıyla diledikleri lisanlarda konuşabilmektedirler.
****

Şu işin yapıldığı odaya bir tane AK-47 ve 1 sandık mühimmatla girip odayı bunların kanlarıyla boyayıp çıkacaksın, bunlar başka hiç bir şeyle ıslah edilmezler.