RUSYA'DA RİSALE-İ NURLAR YASAKLANDI, YÜZLERCE NUR TALEBESİ HAPSE ATILDI VE SADECE BİRKAÇ GÜN SONRA RUSYA’DA YÜZLERCE KİŞİYİ YARALAYACAK DÜZEYDE METEOR YAĞDI.
Yaşanan bu hadiseler bize çok manidar iki konuyu hatırlattı:
Birincisi: Bediüzzaman hazretlerinin "Evet Risale-i Nur'a ilişenler tokatlar yerler, yüzer vukuat şahiddir." sözünü..
İkincisi: Risale-i Nur’da geçen yaklaşık 70 sene önce yazılmış Rusaya’daki dinsizlik cereyanı ve gök taşlarından bahseden mektubu.. İşte Emirdağ Lahikasında geçen o mektup:
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Bütün tarih-i beşeriyede (insanlık tarihinde), katiyen misli (benzeri) görülmemiş ve kavm-i Lut un (Lut kavminin) başına yağan semavi taşlardan (gök taşlarından) daha müthiş taşlar, dinsizlik hesabına milyonlarla ehl-i imanı (iman ehlini) ve masumları edyan-ı semaviye (semavi dinler) ve kavanin-i İlahiye (İlâhi kanunlar) haricine dehşetli vasıtalarla sevk eden bir memleketi semavi taşlarla (gök taşlarıyla) tokatlamasının bir mukaddemesi olarak, resmi gazetelerin kat i haber verdikleri bir hadise-i semaviyeyi (gök hadisesini), âdetime muhalif olarak bir Nur şakirdi bana haber verdi. Dedim: Yirmi beş sene gazetelerin havadislerini merak etmedim. Fakat bu taşlar, Risale-i Nur'un dinsizlere manevi tokatlarını temsil ettiği cihette ve beş-altı sene evvel ondan haber verdiği için o şakirde dedim: "Git, yalnız o hadiseyi tamamıyla oku, tahkik et." O tahkik etti, geldi. Diyor ki:
"Bu baharda, Rusya nın Vladivostok Ormanlarına, zemin yüzünde hiç emsali görülmeyen büyüklükte semadan (gökten) taşlar düşmüş. Ve en büyüğü, yirmi beş metre uzunluğunda ve on metre boyundadır. Düştüğünde etrafındaki ağaçları devirmiş ve otuz kadar büyük çukurlar husule getirmiş. Tetkik edilen parçalarında demir, çelik ve başka maddeler, karışık olarak mizansız bulunmaktadır."
İşte resmi gazetelerin kat i verdikleri bu haber, 1360 sene evvel Sure-i Fil in mucizane --Onlara ateşte pişirilmiş taşlar attılar. (Fil Sûresi: 4)-- cümlesiyle 1359 tarihinde dünyayı dine tercih eden ve dinsizliği esas tutan, bir nevi medeniyet hesabına beşeri (insanları) yoldan çıkaranların başlarına, ebabil kuşları gibi, semavi tayyarelerden bombalar başlarına inecek ve semavi taşlar (gök taşları) yağdırmasına mukaddemesi (başlangıç/önden gelen) olacak diye haber veriyor.
(Emirdağ Lahikası)
Yaşanan bu hadiseler bize çok manidar iki konuyu hatırlattı:
Birincisi: Bediüzzaman hazretlerinin "Evet Risale-i Nur'a ilişenler tokatlar yerler, yüzer vukuat şahiddir." sözünü..
İkincisi: Risale-i Nur’da geçen yaklaşık 70 sene önce yazılmış Rusaya’daki dinsizlik cereyanı ve gök taşlarından bahseden mektubu.. İşte Emirdağ Lahikasında geçen o mektup:
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Bütün tarih-i beşeriyede (insanlık tarihinde), katiyen misli (benzeri) görülmemiş ve kavm-i Lut un (Lut kavminin) başına yağan semavi taşlardan (gök taşlarından) daha müthiş taşlar, dinsizlik hesabına milyonlarla ehl-i imanı (iman ehlini) ve masumları edyan-ı semaviye (semavi dinler) ve kavanin-i İlahiye (İlâhi kanunlar) haricine dehşetli vasıtalarla sevk eden bir memleketi semavi taşlarla (gök taşlarıyla) tokatlamasının bir mukaddemesi olarak, resmi gazetelerin kat i haber verdikleri bir hadise-i semaviyeyi (gök hadisesini), âdetime muhalif olarak bir Nur şakirdi bana haber verdi. Dedim: Yirmi beş sene gazetelerin havadislerini merak etmedim. Fakat bu taşlar, Risale-i Nur'un dinsizlere manevi tokatlarını temsil ettiği cihette ve beş-altı sene evvel ondan haber verdiği için o şakirde dedim: "Git, yalnız o hadiseyi tamamıyla oku, tahkik et." O tahkik etti, geldi. Diyor ki:
"Bu baharda, Rusya nın Vladivostok Ormanlarına, zemin yüzünde hiç emsali görülmeyen büyüklükte semadan (gökten) taşlar düşmüş. Ve en büyüğü, yirmi beş metre uzunluğunda ve on metre boyundadır. Düştüğünde etrafındaki ağaçları devirmiş ve otuz kadar büyük çukurlar husule getirmiş. Tetkik edilen parçalarında demir, çelik ve başka maddeler, karışık olarak mizansız bulunmaktadır."
İşte resmi gazetelerin kat i verdikleri bu haber, 1360 sene evvel Sure-i Fil in mucizane --Onlara ateşte pişirilmiş taşlar attılar. (Fil Sûresi: 4)-- cümlesiyle 1359 tarihinde dünyayı dine tercih eden ve dinsizliği esas tutan, bir nevi medeniyet hesabına beşeri (insanları) yoldan çıkaranların başlarına, ebabil kuşları gibi, semavi tayyarelerden bombalar başlarına inecek ve semavi taşlar (gök taşları) yağdırmasına mukaddemesi (başlangıç/önden gelen) olacak diye haber veriyor.
(Emirdağ Lahikası)
