Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale "... Sabredenlere Ecirleri Elbette Hesabsız Olarak Verilecektir" (Zumer 10)

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
إِنَّمَا يُوَفَّى الصَّابِرُونَ أَجْرَهُم بِغَيْرِ حِسَابٍ
" ... Sabredenlere Ecirleri Elbette Hesabsız Olarak Verilecektir" (Zumer 10)

Bakara, 2/245 ve 261 âyetlerinin nüzul sebebinde geçtiği üzere İbnu'l-Munzir, İbn Ebî Hatim, Sahîh'inde İbn Hibbân, İbn Merdûye, Şuabu'l-İman'da Beyhakî'nin ve Musned'inde Ebu Hatim el-Bustî'nin İbn Ömer'den rivayetle tahriclerinde o şöyle demiştir:
"Mallarını Allah yolunda harcayanların misali bir dâne gibidir ki o dâne yedi başak bitirir..." âyeti nazil olunca Peygamber (s.a.v.): "Rabb’im ummetime artır dedi de "Kimdir o ki Allah'a güzel bir ödünç versin de Allah onu kat kat, birçok katlar artırsın." (Bakara, 2/245) âyeti nazil oldu.
Efendimiz (s.a.v.): "Rabb’im ummetime daha artır." dedi de bu sefer "Sabredenlere ecirleri elbette hesabsız olarak verilecektir." âyeti nazil oldu.

İbnu'l-Munzir'in Sufyân'dan rivayetinde Peygamber (s.a.v.)'in ummetine artırmayı ifade eden âyetlerin sırası biraz değişik olup şöyledir: "Her kim bir hasene işlerse ona on misli var." (En'âm, 6/160) âyeti nazil olunca Peygamber (s.a.v.): "Rabb’im, ummetime artır." dedi, "Kimdir o ki Allah'a güzel bir borç verir..." âyeti nazil oldu.

Peygamber (s.a.v.) yine: "Rabb’im, ummetime artır." dedi de "Mallarını Allah yolunda harcayanların misali bir dâne gibidir ki o dâne yedi başak bitirir..." (Bakara, 2/261) âyeti nazil oldu. Peygamber (s.a.v.) tekrar: "Rabb’im ummetime artır." dedi de bu "Sabredenlere ecirleri elbette hesabsız olarak verilecektir." âyeti nazil oldu. (Kurtubî, El Camiul Ahkamul Kur'an, C. III, Sf: 197; Suyûtî, ed-Durru'l-Mensur fi't-Tefsîri'l-Me'sûr, 1,747)

Malik b. Enes'in de yüce Allah'ın: "Sabredenlere de ecirleri hiç şubhesiz hesapsız verilir" buyruğu hakkında şöyle dediği nakledilmiştir: Bu, dünyadaki musibetlere ve kederlere sabretmektir. Şubhesiz başına gelen musibetlerde teslimiyeti elden bırakmayıp kendisine yasak kılınan şeyleri terk eden kimsenin alacağı ecrin miktarı, hesabı yoktur.

Katâde de şöyle demiştir: Allah'a yemin ederim, bu durumda ne kile, ne de terazi olacaktır. Enes'in bana anlattığına göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "(Kıyamet gününde) mizanlar konulur. Sadaka ehli getirilir. Ecirleri terazilerle tastamam verilir. Namaz ve hac da aynı şekilde. Sonra bela ve musibete uğramış kimseler getirilir. Onlar için terazi konulmaz. Herhangi bir amel defterleri açılmaz. Ecir üzerlerine hesabsız bir şekilde sağanak sağanak yağdırılır.
Yüce Allah da: "Sabredenlere de ecirleri hiç şubhesiz hesabsız verilir" diye buyurmuştur. Öyle ki dünyadaki afiyet ve esenlik içerisinde olanlar keşke cesetleri makaslarla kesilmiş olsaydı diye temenni edeceklerdir. Buna sebeb ise bela ve musibet ehlinin alıp gidecekleri fazilet ve lütuflardır." (Ebu Nuaym, Hilye, III, 91; Taberani, Kebir, XII, 182 (İkisi de İbn Abbas'tan); Deylemi, Firdevs, V, 482)

el-Huseyn b. Ali -Allah ikisinden de radı olsun-den dedi ki: Dedem Rasûlullah (s.a.v.)'ı şöyle buyururken dinledim: "Farzları eda et. İnsanların en çok ibadet edeni olursun. Kanaatkar olmaya bak, insanların en zengini olursun. Yavrucuğum, şubhesiz cennette bela ağacı diye bilinen bir ağaç vardır. Bela ehli getirilir ve onlar için ne mizan kurulur, ne de amel defterleri açılır. Ecir ve mükâfat üzerlerine sağanak sağanak yağdırılır."

Sonra Peygamber (s.a.v.): "Sabredenlere de ecirleri hiç şubhesiz hesabsız verilir" buyruğunu okudu. (Taberani, Kebir, III, 92 -ancak Hasan (r.a.)'dan; Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, II, 305'te zikredildikten sonra; ravilerinden Sa'd b. Tarifin oldukça zayıf olduğunu belirtmektedir)

Abd b. Humeyd ve İbn Cerir’in bildirdiğine göre Katâde, "Sabredenlere mukâfatları elbette hesapsız olarak verilir" buyruğunu açıklarken: "VAllahi, mukâfatları verilirken ne ölçü, ne de tartı olacaktır" demiştir. (İbn Cerir, 20, 179)

İbn Merdûye'nin Enes b. Mâlik'ten bildirdiğine göre;
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Allah bir kulu sevdiği ve onu dostu yapacağı zaman üzerine belayı sağanak bir şekilde gönderir.
Bu kul dua edince melekler: «Bu tanıdık bir sestir» derler.
Cibril: «Ey Rabb'im! Falan kulunun ihtiyacını gider» deyince.
Yüce Allah: «Onu bırak. Ben onun sesini duymayı seviyorum» buyurur.
Kul: «Ey Rabb'im!» dediği zaman,
Yüce Allah: «Buyur ey kulum, iste. izzetime yemin olsun ki. Bana hangi duayı yaparsan bu duana karşılık vereceğim ve Benden hangi şeyi istersen bu isteğini yerine getireceğim. Ya istediğini hemen vereceğim veya (kıyamet günü için) daha iyisini vermek üzere yanımda saklayacağım, ya da bu duana karşılık büyük bir belayı senden uzaklaştıracağım» karşılığını verir.
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle devam etti: "Kıyamet günü teraziler kurulur, namaz ehli getirilir ve namazlarının
sevabı ölçülerek verilir. Oruç ehli getirilir ve oruçlarının sevabı tartılarak verilir. Sadaka ehli getirilir ve sevabları tartılarak verilir. Hac ehli getirilir ve sevabları tartılarak verilir. Sonra bela ve musibete uğramış kimseler getirilir. Onlar için terazi konulmaz. Herhangi bir amel defteri açılmaz. Ecir, üzerlerine hesabsız bir şekilde sağanak sağanak yağdırılır, öyle ki dünyadaki afiyet ve esenlik içerisinde olanlar keşke cesetleri makaslarla kesilmiş olsaydı diye temenni edeceklerdir. Yüce Allah'ın, “Sabredenlere mukâfatları elbette hesabsız olarak verilir' buyruğu buna işaret etmektedir.
(Tahrîcu Ehâdisu'l-Keşşâf’ta (3/201) geçtiği üzere ibn Merdûye. ibn Hacer, hadisin senedinin zayf olduğunu söylemiştir)

Taberânî ve ibn Merdûye'nin Hasan b. Ali'den bildirdiğine göre;
Rasûlullah (s.a.v.): "Cennette, Belvâ denilen bir ağaç vardır. Kıyamet günü belaya maruz kalanlar getirilir ve onların hesab defterleri açılmaz, kendileri için terazi kurulmaz ve üzerlerine sağanak bir şekilde ecir yağdırılır" buyurup, "Sabredenlere mukâfatları elbette hesabsız olarak verilir” âyetini okudu..
(Taberânî (2760); Heysemi Mecmau'z-Zevâid'de (2/305) ravilerden Sâ'd b. Tarif’in çok zayıf olduğunu söylemiştir.)

«Yalnız sabredenlere ecirleri hesâbsız ödenecektir

Evzâî der ki: Onlara ölçü ile, tartı ile verilmeyecek; onlara avuç avuç verilecektir.
İbn Cureyc de şöyle demiştir: Bana ulaştığına göre, onlara amellerinin sevabı hiç bir şekilde hesâb edilmeyecek, ancak bunun üzerine onlara artırılacaktır. Suddî de «Yalnız sabredenlere ecirleri hesabsız ödenecektir.» va'dinin cennette gerçekleşeceğini söyler. (İbn Kesir tefsiri)


0001787627001-1.jpg
 
Hawkeye Çevrimdışı

Hawkeye

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
إِنَّمَا يُوَفَّى الصَّابِرُونَ أَجْرَهُم بِغَيْرِ حِسَابٍ
" ... Sabredenlere Ecirleri Elbette Hesabsız Olarak Verilecektir" (Zumer 10)

Bakara, 2/245 ve 261 âyetlerinin nüzul sebebinde geçtiği üzere İbnu'l-Munzir, İbn Ebî Hatim, Sahîh'inde İbn Hibbân, İbn Merdûye, Şuabu'l-İman'da Beyhakî'nin ve Musned'inde Ebu Hatim el-Bustî'nin İbn Ömer'den rivayetle tahriclerinde o şöyle demiştir:
"Mallarını Allah yolunda harcayanların misali bir dâne gibidir ki o dâne yedi başak bitirir..." âyeti nazil olunca Peygamber (s.a.v.): "Rabb’im ummetime artır dedi de "Kimdir o ki Allah'a güzel bir ödünç versin de Allah onu kat kat, birçok katlar artırsın." (Bakara, 2/245) âyeti nazil oldu.
Efendimiz (s.a.v.): "Rabb’im ummetime daha artır." dedi de bu sefer "Sabredenlere ecirleri elbette hesabsız olarak verilecektir." âyeti nazil oldu.

İbnu'l-Munzir'in Sufyân'dan rivayetinde Peygamber (s.a.v.)'in ummetine artırmayı ifade eden âyetlerin sırası biraz değişik olup şöyledir: "Her kim bir hasene işlerse ona on misli var." (En'âm, 6/160) âyeti nazil olunca Peygamber (s.a.v.): "Rabb’im, ummetime artır." dedi, "Kimdir o ki Allah'a güzel bir borç verir..." âyeti nazil oldu.

Peygamber (s.a.v.) yine: "Rabb’im, ummetime artır." dedi de "Mallarını Allah yolunda harcayanların misali bir dâne gibidir ki o dâne yedi başak bitirir..." (Bakara, 2/261) âyeti nazil oldu. Peygamber (s.a.v.) tekrar: "Rabb’im ummetime artır." dedi de bu "Sabredenlere ecirleri elbette hesabsız olarak verilecektir." âyeti nazil oldu. (Kurtubî, El Camiul Ahkamul Kur'an, C. III, Sf: 197; Suyûtî, ed-Durru'l-Mensur fi't-Tefsîri'l-Me'sûr, 1,747)

Malik b. Enes'in de yüce Allah'ın: "Sabredenlere de ecirleri hiç şubhesiz hesapsız verilir" buyruğu hakkında şöyle dediği nakledilmiştir: Bu, dünyadaki musibetlere ve kederlere sabretmektir. Şubhesiz başına gelen musibetlerde teslimiyeti elden bırakmayıp kendisine yasak kılınan şeyleri terk eden kimsenin alacağı ecrin miktarı, hesabı yoktur.

Katâde de şöyle demiştir: Allah'a yemin ederim, bu durumda ne kile, ne de terazi olacaktır. Enes'in bana anlattığına göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "(Kıyamet gününde) mizanlar konulur. Sadaka ehli getirilir. Ecirleri terazilerle tastamam verilir. Namaz ve hac da aynı şekilde. Sonra bela ve musibete uğramış kimseler getirilir. Onlar için terazi konulmaz. Herhangi bir amel defterleri açılmaz. Ecir üzerlerine hesabsız bir şekilde sağanak sağanak yağdırılır.
Yüce Allah da: "Sabredenlere de ecirleri hiç şubhesiz hesabsız verilir" diye buyurmuştur. Öyle ki dünyadaki afiyet ve esenlik içerisinde olanlar keşke cesetleri makaslarla kesilmiş olsaydı diye temenni edeceklerdir. Buna sebeb ise bela ve musibet ehlinin alıp gidecekleri fazilet ve lütuflardır." (Ebu Nuaym, Hilye, III, 91; Taberani, Kebir, XII, 182 (İkisi de İbn Abbas'tan); Deylemi, Firdevs, V, 482)

el-Huseyn b. Ali -Allah ikisinden de radı olsun-den dedi ki: Dedem Rasûlullah (s.a.v.)'ı şöyle buyururken dinledim: "Farzları eda et. İnsanların en çok ibadet edeni olursun. Kanaatkar olmaya bak, insanların en zengini olursun. Yavrucuğum, şubhesiz cennette bela ağacı diye bilinen bir ağaç vardır. Bela ehli getirilir ve onlar için ne mizan kurulur, ne de amel defterleri açılır. Ecir ve mükâfat üzerlerine sağanak sağanak yağdırılır."

Sonra Peygamber (s.a.v.): "Sabredenlere de ecirleri hiç şubhesiz hesabsız verilir" buyruğunu okudu. (Taberani, Kebir, III, 92 -ancak Hasan (r.a.)'dan; Heysemi, Mecmau'z-Zevaid, II, 305'te zikredildikten sonra; ravilerinden Sa'd b. Tarifin oldukça zayıf olduğunu belirtmektedir)

Abd b. Humeyd ve İbn Cerir’in bildirdiğine göre Katâde, "Sabredenlere mukâfatları elbette hesapsız olarak verilir" buyruğunu açıklarken: "VAllahi, mukâfatları verilirken ne ölçü, ne de tartı olacaktır" demiştir. (İbn Cerir, 20, 179)

İbn Merdûye'nin Enes b. Mâlik'ten bildirdiğine göre;
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Allah bir kulu sevdiği ve onu dostu yapacağı zaman üzerine belayı sağanak bir şekilde gönderir.
Bu kul dua edince melekler: «Bu tanıdık bir sestir» derler.
Cibril: «Ey Rabb'im! Falan kulunun ihtiyacını gider» deyince.
Yüce Allah: «Onu bırak. Ben onun sesini duymayı seviyorum» buyurur.
Kul: «Ey Rabb'im!» dediği zaman,
Yüce Allah: «Buyur ey kulum, iste. izzetime yemin olsun ki. Bana hangi duayı yaparsan bu duana karşılık vereceğim ve Benden hangi şeyi istersen bu isteğini yerine getireceğim. Ya istediğini hemen vereceğim veya (kıyamet günü için) daha iyisini vermek üzere yanımda saklayacağım, ya da bu duana karşılık büyük bir belayı senden uzaklaştıracağım» karşılığını verir.
Rasûlullah (s.a.v.) şöyle devam etti: "Kıyamet günü teraziler kurulur, namaz ehli getirilir ve namazlarının
sevabı ölçülerek verilir. Oruç ehli getirilir ve oruçlarının sevabı tartılarak verilir. Sadaka ehli getirilir ve sevabları tartılarak verilir. Hac ehli getirilir ve sevabları tartılarak verilir. Sonra bela ve musibete uğramış kimseler getirilir. Onlar için terazi konulmaz. Herhangi bir amel defteri açılmaz. Ecir, üzerlerine hesabsız bir şekilde sağanak sağanak yağdırılır, öyle ki dünyadaki afiyet ve esenlik içerisinde olanlar keşke cesetleri makaslarla kesilmiş olsaydı diye temenni edeceklerdir. Yüce Allah'ın, “Sabredenlere mukâfatları elbette hesabsız olarak verilir' buyruğu buna işaret etmektedir.
(Tahrîcu Ehâdisu'l-Keşşâf’ta (3/201) geçtiği üzere ibn Merdûye. ibn Hacer, hadisin senedinin zayf olduğunu söylemiştir)

Taberânî ve ibn Merdûye'nin Hasan b. Ali'den bildirdiğine göre;
Rasûlullah (s.a.v.): "Cennette, Belvâ denilen bir ağaç vardır. Kıyamet günü belaya maruz kalanlar getirilir ve onların hesab defterleri açılmaz, kendileri için terazi kurulmaz ve üzerlerine sağanak bir şekilde ecir yağdırılır" buyurup, "Sabredenlere mukâfatları elbette hesabsız olarak verilir” âyetini okudu..
(Taberânî (2760); Heysemi Mecmau'z-Zevâid'de (2/305) ravilerden Sâ'd b. Tarif’in çok zayıf olduğunu söylemiştir.)

«Yalnız sabredenlere ecirleri hesâbsız ödenecektir

Evzâî der ki: Onlara ölçü ile, tartı ile verilmeyecek; onlara avuç avuç verilecektir.
İbn Cureyc de şöyle demiştir: Bana ulaştığına göre, onlara amellerinin sevabı hiç bir şekilde hesâb edilmeyecek, ancak bunun üzerine onlara artırılacaktır. Suddî de «Yalnız sabredenlere ecirleri hesabsız ödenecektir.» va'dinin cennette gerçekleşeceğini söyler. (İbn Kesir tefsiri)


Rabbim sizlerden razı olsun hocam. Sabretmek, korku-ümit arasında kalmak her zaman en hayırlısı olanıdır.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt