Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Sadırdan Satıra

Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Yürek sızlar bazen.
En derinden hissedilir o sızı.
Çaresizlik hissettirir kimi zaman, kimi zamanda yalnızlık..
Herkese anlatamazsın hissettiklerini. Hoş anlatsan bile yaşadığın duygu zerreciklerini dile dökmenin
hakkını veremezsin ki.
Duygular cümleleşir mi dudaklarında?
Anlatır mı senin yerine ne hissettiğini?
Yalnızlık anlatabilir mi sana ne kadar çektirdiğini?
Peki ya hüzün? Nasıl anlatacak anlık ziyaretlerini...

Kaç isyanı bastırdığını anlatabilir mi yüreğin?
Kaç kez Estağfirullah dediğini sayabilmiş mi beynin?
Dudakların ne kadar "Hayırlısı" dediğini söyleyebilir mi?
Bak tekrar çarpıyor yürek, Estağfirullah diyerek..
Yine haykırıyor dudaklar hayırlısı umudunu.
Ama ümitvar olmalıyız ey yürek!
Seni de beni de var edene bel bağlamalıyız.
Yoksa mı?
Yoksası yok ey yürek.
Yoksası olamaz!
Allah varsa başka bir seçenek aranmaz.
O'na dayanan hiçbir sırt değmemiştir yere, değmez de.
Kimsenin anlayamadığı, kimseye anlatamadıklarını en iyi bilenden başkası mı ferahlığı verecek sana ey yürek!
Gelme bilmemezlikten..

Sende biliyorsun ey yüreğim, yalvarırım kapan secdeye.. eğilebildiğin kadar yükseleceksin biliyorsun, gelme bilmemezlikten.
Ey bedenin hakimiyetini, Hükümdarların hükümdarından alan beynim, emret tüm uzuvlarıma, en çokta dört nala çarpan yüreğime. Emret onlara ki bilsinler hadlerini.
Fısılda unuturlarsa, "Allah varsa gam yok."

Hâşâ! Ne mümkün, ne mümkün O'nun olduğu yerde, O'nun emrettiği yerde aksi olabilecek birşey.
Hep söylersin ya yüreğim sende "O ol der ve olur herşey."
Hani bazen dolup taştığında O'nun dilemesi ile kurtulmaz mısın yüklerinden? Öyleyse nedir bu bilmemezlikten gelişin? Haydi ey yürek, çarp şimdi çarpabildiğin kadar.
Çarp şimdi Aff diyerek..


Firαk..
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Vurmak lazım değil miydi tâ yüreğinden,
Sevdalarını dünyaya satanları.
Söylesene ey şehid!
Hangi iman gözyumabiliyor ihanete!?
Delik heybelerini dolduradursunlar, dünya ile!
Söylesene, ahirete yatırım yapmış ey yiğid, ne kadar mutlu olduğunu.

Oysaki anlatsan da
Hangi kalem güç yettirir yazmaya,
Hangi kağıdın kalbi dayanır tattığın nimetlerin, inci gibi üstüne dizilmesine.


Dünya gözünün görmediği,
Dünya kulaklarının duyduğunu hakkıyla akledemediği nimetlerden bahsediyorsun.
Delik heybelerden peyder pey dökülüveren dünyalıklara sevdalı,
Gözü!
Gönlü!
İmanı körelmişlerin anlayamadıkları ve anlayamayacakları nimetler...


Ey nur yüzlü hurilere bakmaya doyamayan bahtiyar, izzet sahibi,
Öyle bir nimete kavuştun ki,muazzamiyetin hakim olduğu topraklardayken bile
Pislik yuvası dünyaya dönüb, kavuştuğun nimete aynı hasret ve istekle tekrar tekrar kavuşmayı diliyorsun Rahman ve Rahim Olandan.


Herkes azı dişleri ile sarılmışken muhteşemiyatın hüküm sürdüğü yurda,
Sen ey şehid!
Sen biliyorsun işte o nimetin güzelliğini.
Biliyor ve tekrar tekrar istiyorsun.



Firαk..
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Nasılsın diyorlar
Iyiyim diyorum, iyiyim...
Kurşunla karışık yağmur altında, Kan kırmızısı karlar eşliğinde yaşıyorum.
Gözlerim eşlik ediyor gecenin sessiz olmayışına.
Insanlar bizleri dinliyor kalbleri kapalı.
Açık olsa idi sızmaz mıydı az da olsa vicdan, içeri.

Iyiyim diyorum.
Gündüzümüzü güneş aydınlatıyor tüm güzelliği ile gecemizi ise gözleri güneş misali kamaştıran bombalar..
Her zaman sıcak bizim buralar. Düştüğü yeri yakıyor bombalar ve değdiği insanı cennete uğurluyor kurşunlar.
Misket oynamayı çok severdim ben, ta ki misket bombalarıyla tanışana dek.

Güneşi de sevmiyorum artık, kalabalığı ve insanları da.
Gecenin sessizliğine karışmak istiyorum kaybolurcasına.
Tutub ellerinden hayallerimin haydi gerçekleşme zamanı demek istiyorum.
Sende beni yarıyolda bırakma insanlık gibi.


Yalın ayak yürüyorum vicdanlar üzerinde ve kaybolmuş insanlığı arıyorum.
Ah!
İnsanlık...

Bizi, bizi yok edenlere bırakan insanlık.
Vallahi bizde sizi size bırakmayacağız.
İki elimiz iki yakanızda olacak. Merak etmeyin ütüsünü bozmayız yakalarınızın. Ne me lazım, bizi yok edenlere karşı sinenizde habsolmuş öfkeleriniz uyanır.

Uyanır da, ihanet üstüne ihanet eder ve bize kusub öfkenizi boş yere heba edersiniz.

Bizi öldürenlere kızmıyorum aslında.
Onların iman ettikleri şey bunu onlara emrediyor.
Ve ölmek pahasına olsa bile vazgeçmiyorlar yollarından.
Ben bizi Kafirlerin vicdanlarına bırakan müslümanlara haykırıyorum öfkemi.
Değmez mi gözyaşlarım kalplerine? Ah değse de yeşerse iman tohumu yüreklerinde.

Soruyorum size, Allah'a mı iman etmiyorsunuz, imanınızda samimi mi değilsiniz?
Ölmekten mi korkuyorsunuz yoksa?


Merak etmeyin biz her gün ölüyoruz. İnanın bişey olduğu yok, aksine kirli dünyadan sıyrılıb ölümsüzlüğe adımlıyoruz.

Bari korkak olarak ölme demeyeceğim, korkaklık bahane olabilir belki bazı şeylere.
Ben bari hain olarak ölme diye haykıracağım insanlığın sağır kulağına.


Hain olarak ölürsen, bahaneler havuzuna dalsan bir daha çıkamaz buğulur gidersin. Zira hiçbir bahane aklamaz hainlik kokan sözlerinizi.

Göz pınarlarımız kurudu, çorak topraklara döndü. Ses tellerimiz "Yardım edin" cümlelerini kurmaktan bıkıb doladı boğazımıza tellerini ve fısıldadı benliğimize.
"Susun artık. Sağırlar ülkesine seslenmeyi bırakın."

Ölüyoruz diyorum yine.
Kusura bakmayın dudaklarımız hep aynı cümleleri iletiyor ülkenize. Ama Ölüyoruz işte.
Bildiğiniz gibi yani bir değişiklik yok.
Durumlar hep aynı.
Biz hep Ölüyoruz.


Firαk..
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Dilimde birikmiş dualar, yüreğimde habsedilip kilit üstüne kilit vurulmuş hüzünler ve musluğu sımsıkı kapatılmış gözbebeklerim ile bekliyorum,
gelmesi gereken günleri.


Özlem özlem biriktiyorum kelimelerimi ve sevda dilinde dökmeyi bekliyorum içimi.
Sonu uçurum cümlelerimi itiyorum zihnimin en kuytu köşelerine.
Gözyaşlarım ile canlandırıyorum, çorak hayallerimi.


Bekliyorum, beklenmesi gereken günleri.
Yaşayacağım, yeni doğmuş kadar taze sevinçleri.
Tedirgin korkularımın basıp üstüne, yükseleceğim özgürlüğe.


Tutsaklığa meftun düşüncelerimin, toprak atacağım üstüne.
Özgürlük haykıran bakışlar edineceğim ve satılmış insanlığın yüreğine yüreğine bakacağım.


Çoğalsın diye paylaşacağım özgürlüğü. Ve tutsak edeceğim, bizleri bencil kılan düşünceleri!
Bizlerin efendisi olduğunu iddia edenlerin, yüzüne kusacağım gerçekleri!

Tutup ellerinden düşüncelerin, götüreceğim asıl Efendi'nin huzuruna!
Ve secde secde yükseldiğini göreceğim.
Kırılan zincirler ile vurulacak boyunlarına, sahte efendilerin.


Ve bu insanlık haykıracak tüm dünyaya, "Lâ"
Sahte efendilerin, korku dolu cümleleri kâr etmeyecek elbette!
Dizleri üstüne çöküp, düşünceleri uğruna can verecekler!
Ve sonra devam edecek kutlu insanlar! "İlaheillallah!"


Firαk..
 
Son düzenleme:
A Çevrimdışı

asansorboslugu

Üye
İslam-TR Üyesi
Şuara-224/225/226/227:

Şairler(e gelince), onlara da sapıklar uyarlar.
Onların her vâdide başıboş dolaştıklarını
Ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmedin mi?
Ancak iman edip iyi ameller işliyenler ve Allahı çok zikredenler ve kendilerine zulmedildikten sonra öclerini alanlar müstesna, yarın bilecek o zulmedenler hangi ınkılâba münkalib olacaklar

(tefsir) Şuara-227:

Şeytanîdirler Ancak iman edip iyi ameller işleyenler, sözleri işlerine uygun olarak iyilik isteyenler ve Allah'ı çok ananlar, şiirlerinin çoğu Allah'ı birleme, O'na hamd ve şükretme ve O'nun yüceliğini ifade ile Allah'ı anma ve yarattığı şeylerden O'nun kudretini hatırlama, ile O'na kulluk yapmayla ilgili olanlar ve kendilerine zulmedildikten sonra öclerini alanlar müstesna. Yani hiciv yaparlarsa kendilerine, yani müminlere yapılan zulmün öcünü almak, söylenen hicvi reddetmek için söylerler. İşte böyle; mümin, iyi, Allah'ı zikreden ve müminlere yapılan zulüm ve haksızlığın öcünü alan, hakkın savunucusu Abdullah b. Revaha ve Hassan b. Sabit ve Ka'b b. Malik ve Ka'b b. Züheyr gibi müslüman şairleri o kötü hallerden müstesnadırlar. Bunlar sadıktırlar, bunlara tabi olanlar sapkın değildirler.(E.Hamdi.Yazır)
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Yürekler buğulandı bak gözyaşı selinde
Kardeş dediklerimiz kafirlerin elinde
Vicdan ise varlık-yokluk muhasebesinde
Dön bak enkazlar altına insanlık nerede?


Yüzlerimiz gaflet içinde gülmek peşinde
Kalbler beşeriyet sevdasına gömülmüş de
Gözler adeta önündekilere körebe
Dön bak enkazlar altına insanlık nerede?


Yağmur yerine kan yıkıyor topraklarımı
Çiçek yerine misk kokusu sardı etrafı
Sevda türküsüyle sıkıyorlar kurşunları
Kalbi hasret ile attıran Rabb'in rızası


Yüreklerimizde en güzel hicran yarası
Kalbi heyecanla attıran cennet sevdası
Gönüle hoş geliyor acısı ve tatlısı
Kalbi hasret ile attıran Rabb'in rızası...



Firαk..


Hece ve kafiye kuralına -kendimce- tam olarak uyduğum ilk şiir sanırım : )
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Dağların dilinden anlamıyordu herkes Usame
Dünyayı ayağının altında alıp şehadete yükselemiyordu
Sen ahdine vefa gösterenlerdendin Usame
Her gün dünya telaşesinde yüzlerce ahd çiğneniyordu.



Senin ellerine lüksiyat değil silah yakışıyordu Usame
Seni sen yapan davaya aşkın dağlara sevdandı
Ümmeti yüzüstü bırakmayıp baş tacı ettin Usame
Yüzlerce yüreğe kazınan sevginle bu halk senin yanındaydı



Sen koca bir yiğid, mucahidlerin öğretmeniydin Usame
Kalemin silah defterin kafirin göğsüydü
Geride dillere destan bir sen bıraktın birde binlerce Usame
Allah'ın sana verdiği izzet ile düşman bile seni övdü.


Firαk..
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
Geçen sene Diyarbakırda toplanacaklardı alçak hdp öncülüğünde buna tepki olarak yazmıştım. Şimdi ise yer istanbul..
Geçen sene tepkilerden kaynaklı toplanamamışlardı bu sene de öyle olur inşeAllah..
 
Muwahhide Tevhid Çevrimdışı

Muwahhide Tevhid

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Lut kavminin torunları diyorlar kendilerine ama bu soysuzların çocukları olmaz biliyorsunuz. Allah azze we celle'nin verdiği o temiz ve pak fıtratı kirleten mel'unlar sürüsü bunlar. Helak olan bir toplumun ayak izlerini takip eden necisler onlar.
Rabbim ayaklarımızı dini üzere sabit kılsın.. Allahumme Amin..
 
Şamil Basayew Çevrimdışı

Şamil Basayew

Sabret nefsim Allah bizimle beraberdir..
İslam-TR Üyesi
Allaha hamdolsun orada Sünni hizbullah cemaati var oradaki müslüman kardeşlerin bu camianın yanında durması şart yoksa kürt şehirlerinde islam diye birşey kalmayacak hdp mahvetti kürtleri.
 
H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
daha geçen hafta diyarbakırın en işlek semti ofiste,ağaçlara kılıf olarak lgbt renkleri giydirilmişti,bu hafta ise kılıflar yok...

Diyarbakırlı müslümanlar daha ölmedi,ve onlar rahat rahat asla yürüyemiyecekler.
Diyarbakır müslümanlarındır ve asla kafirlere yem edilmeyecek...
 
Nesîbe Lena Çevrimdışı

Nesîbe Lena

"عِشْ حَمِيداً، وَمُتْ شَهِيدًا"
Moderatör
İslam dininin ortaya ilk çıktığı zamanlardan bu zamana hatta hayatın sonuna kadar var olan durumlardan bir tanesi de Allah'ın dinini seçen nadide insanlar, Allah'tan başka her şeye kul olan aileleriyle karşı karşıya kalmıştır. Tabi bu herkes için geçerli bir durum değildir. Ama çok yaygın olduğunu söylemekten geri kalmayacağız maalesef. Bunlara verebileceğimiz örneklerden biri şüphesiz Mus'ab b Umeyr'dir. İslam'ın güzelliğini fehm edince şirk dolu hayatı elinin tersiyle itmişti. Zengindi Mus'ab çok zengindi ama o geçici ve onu ateşe sürükleyecek bir zenginliği değil, gözlerin görmediği, kulakların duymadığı sınırsız isteklere sahib olan insanın isteklerinin de ötesinde ebedi bir zenginliği (Cenneti) sevmişti. Yakışıklıydı Mus'ab kapısında onlarca kız vardı ama o Allah nezdinde yüz güzelliğinin bir öneme sahib olmadığını öğrenmişti ve Allah nezdinde önemli olan salih ameller ile güzelleşmeyi seçmişti. Mus'ab soylu bir aileye, anneye sahibti ama İslam deyince annesinin nasıl bir canavara dönüştüğünü görmüştü, bundan da geçti Mus'ab ve Allah ona dünyada da ahirette de eşlik edecek kardeşler nasib etti. Bir de bir Talha b Ubeydullah vardı ki İslam'ın güzelliğini görünce zenginlikten geçti. İslam deyince tüm eş, dost, akrabanın onu kırbaçlamasına, zulmetmesine dayandı çünkü sonunda cennet vardı o bunu anlamıştı..
İşte o zamanda nasılsa şimdi de öyleydi...
İnsanlar öyle yenilikler katmışlardı ki İslam'a, İslam, İslam olmaktan çıkmıştı. Peygamberin getirdiği islama şirk, bidat, hurafe, batıl karıştırmışlardı ve İslam diye önümüze sürmüşlerdi. Ama Allah'ın vaadi haktı ve her daim asıl İslam'ı yaşayanlar olacaktı.
Tevhid'i bilip yaşayanlar dur dediler bu iğrenç yaşayışa, karşı çıktılar, düzeltmek için uğraştılar. İşkence görende oldu, aç-susuz kalanda, eve hapsedilen de.. Her şey Allah rızası içindi ve sonunda cennet vardı. Cennet kolay değildi bedel isterdi. İslam en kutlu davaydı ve bu Dava Bedel İster di.
Hani derdi ya Şamil Basayew de, "Bir dava uğrunda ölecek kadar değerli değilse, uğrunda yaşanacak kadar da değerli değildir" diye işte öyleydi, gerekirse bu can bu davaya verilirdi.

|Dava Bedel İster, kitabımdan küçük bir alıntı.
 
Ömer2 Çevrimdışı

Ömer2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Jazakallahu hayr
 
Üst Ana Sayfa Alt