Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Sadreddin Yüksel

A Çevrimdışı

ALI25

La edri
İslam-TR Üyesi
Sadreddin Yüksel

Sadreddin Yüksel 1336/1920 tarihinde Sarayönü ilçesinde doğar. Doğumundan sonra ebeveyni tarafından Konya’nın merkezine, Şeyh Sadreddin Konevî Camiine1 götürülür. Bu camide postnişîn olan bir şeyh tarafından kendisine ‘Sadreddin’ adı verilir. Kısa bir süre sonra, mütareke döneminin ardından memlekete, Koçeri köyüne dönülür. Aynı köyde, Hamidiye alayları paşalarından ve aynı aşiretten, ünlü Haydaranlı Kör Hüseyin Paşa da bulunuyordu. Ailesi, bu paşanın maiyyetinde bir aile, dolayısıyle Paşa’nın çocuklarıyla birlikte büyür. Henüz yedi yaşında iken babası Tahir Efendi hastalanarak Adilcevaz’ın Arin köyünde (bugünkü Göldüzü Köyü) genç yaşta vefat eder. Vasiyeti üzerine cenazesi Koçeri Köyünde defnedilir. Bir yıl sonra da -1928’de- Hüseyin Paşa namaz kılarken, kendisinin eski adamlarından ve Huyti Aşireti Reisi Hacı Musa Bey’in oğlu Medeni Bey tarafından öldürülünce aile himayesiz kalır. 11-12 yaşlarında okumak üzere ailesinden ayrılıp Kur’an-ı Kerîm’i hatmeder.

Aslen Bitlis’in Adilcevaz İlçesinin Koçeri (Bugünkü Erikbağı) Köyünden olup ailesi Kürtlerin Haydaran Aşiretinden gelmektedir. Babası Tahir Efendi (Vefatı:1927) Haydaran aşiretinin Asiyan kolundan, Annesi Hatun Hanım ise (vefatı: 1985) aynı aşiretin Marhuran kolundandır. Dedesi Ali Ağa Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesinde şehit düşer. Cihan Harbi esnasında Rus ordularının Ermeni çeteleriyle birlikte Adilcevaz ve çevresine tasallutu dolayısıyle Tahir Efendi bir kısım akrabalarıyla birlikte memleketini terk eder ve Konya’nın Sarayönü kazasına gelip yerleşir.

1920’de Sarayönü’nde doğan Sadreddin Yüksel’in ömrü ilim peşinde koşmakla ve ilim öğretmekle geçti. Sultan Ahmed Camii imamı Merhum Gönenli Mehmed Efendi’nin kurslarında ve İsmail Ağa Kur’an Kursunda talebelere Arapça İslâmî ilimler okuttu. Sultan Ahmed Camii eski imamlarından, Şeyh Muhammed Şefik Arvasi’den teberrüken ilim icâzeti aldı. 1968 yılında ise, Diyanet İşleri Başkanlığınca İstanbul Merkez vaizliğine tayin edildi. Bu arada, İstanbul müftülüğü ile Yüksek İslam Enstitüsü’nde Tefsir dersleri vermeye başladı. Yine aynı tarihlerde, günlük Bugün gazetesinde yazıları yayınlandı.

Bir medresede çeşitli Kürtçe kitaplar okuduktan sonra, Arapça tedrisata başlar. İlkin, Muş’un Bulanık ilçesinin Purkaşin Köyünde Molla Zübeyr’in yanında biraz sarf-nahiv okur. Sonra, Resulan Ve Koğak Köylerinde okumaya devam eder. 1934 yılında Bitlis’in Norşin Nahiyesine (bugünkü Güroymak İlçesi) gider. Burada, ünlü Kürd Nakşibendi-Halidî meşayihinden Şeyh Abdurrahman Et-Tahî’nin2 (Vefatı: 1304/1886) medresesine girer. Bu sırada, medrese, adı geçen Şeyh Abdurrahman Et-Tahî’nin torunu Şeyh Ma’sum (vefatı: 1971) tarafından idare edilmektedir. Bu medresede Şeyh Takiyuddin3 (Vefatı: 1968) ve Molla Abdülbâkî ‘nin4 yanında okur.

Daha sonra, Norşin Medresesine bağlı, Mutki’nin Ohin (Şimdiki Yukarı Koyunlu) Köyündeki medrese’ye giderek, burada, medresenin sahibi ve Şeyh Fethullah El-Verkanisî’nin5 (Vefatı: 1317/1899) oğlu Şeyh Alauddin Efendi6 (Vefatı: 1949) ve onun oğlu Mazhar7 (Vefatı: 1988) Efendi’nin yanında tedrisata devam eder. Ve Şeyh Alauddîn Efendi’den el alarak Nakşibendi tarikatına intisab eder. Daha sonra Baykan ilçesinin Havil köyüne gidip Molla Muhyiddin Efendi’nin8 (Vefatı: 1988) yanında tedrisatını tamamlar. Bundan sonra Norşin’e dönüp burada ders vermeyi, talebe yetiştirmeyi sürdürür. 1947 yılında Şam’a gitmek ister. Şeyh Ma’sum’un oğlu Şeyh Ma’şuk Efendi (Vefatı: 1975) ile Suriye’ye bir seyahatte bulunur. Burada, Şeyh Ma’şuk Efendi’nin9 şeyhi ve Şeyh Muhammed Ziyauddîn Efendi’nin10 hulefasından Şeyh Ahmed El-Haznevî’yi11 (Vefatı: 1950) ziyaret eder. O sırada Şam’da bulunan Şeyh Muhammed İsa’nın12 isteğiyle Şam’a gidip yerleşmek istese de Şeyh Ma’sum gitmesini istemediğinden vazgeçerek Norşinde medrese hocalığı yapmaya devam eder. Bu sıralarda, 1945 yılında Bediüzzamanla tanışıp mektuplaşmaya başlar. 1952 yılında ise birkaç kez bizzat Emirdağ’da kendisini ziyaret eder.

Şeyh Ma’sum Efendi onu kendisine damat olarak seçer. Ve 1951 yılında Şeyh Ma’sum’un kızı Sarete ile evlenir. 1955 yılında mecbur kaldığından askere gitmek durumunda kalır ve Menemen’de başladığı askerliğini Ankara’da tamamlar. Askerlik dolayısıyle Ankara’da iken, bazı subaylar kendisinden Arapça dersler alıp , yanında okurlar. Bunun yanısıra Diyanet Teşkilatı ile de irtibat sağlayıp, kendisine teşkilattan fetvalar sorulmaktadır. 1958 yılında, Ankara’da Müftülük imtihanına girer. O sırada Diyanet İşleri Reisi olan Eyüp Sabri Hayırlıoğlu tarafından imtihan edilir. Müftülük imtihanında birinci olarak Siirt’in Baykan ilçesi müftülüğüne tayin edilir. Aynı yıl Bediüzzaman’ın talimatıyla, İşaratu’l-İ’caz tefsirini yayına hazırlayıp bir takriz ile birlikte Ankara’da yayınlar. Fakat kısa bir süre sonra müftülük görevinden istifa edip Norşin’e dönüp ders vermeye devam eder. 1960 yılında, Muş’un Bulanık ilçesinin Neynik köyüne taşınıp burada fahri imamlık yapar. 1962 yılında ise yine Bulanık ilçesinin Liz Nahiyesine (bugünkü Erentepe beldesi) taşınarak burada da fahri imamlığa devam eder. 1963 yılında ise, İstanbul’a gelir. İstanbul ile memleketi arasında gidip gelir. Bu sırada, İstanbul’da neşredilen haftalık Yeni İstiklâl gazetesinde yazılar yazmaya başlar. 1964 yılında Diyanet İşleri Reisliği tarafından Kur’an-ı Kerim meâl ve tefsiri hazırlamakla görevlendirilir. Fakat bu proje sonradan yarım kalır. 1966 yılı sonunda ise, ailesini alarak İstanbul’a taşınır. Sultan Ahmed Camii imamı Merhum Gönenli Mehmed Efendi’nin (Vefatı:1991) kurslarında ve İsmail Ağa Kur’an Kursunda talebelere Arapça İslâmî ilimler okutur. Bu tarihlerde, Sultan Ahmed Camii eski imamlarından, Şeyh Muhammed Şefik Arvasi’den13 teberrüken ilim icâzeti almıştır14. 1968 yılında ise, Diyanet İşleri Başkanlığınca İstanbul Merkez vaizliğine tayin edilir. Bu arada, İstanbul müftülüğü ile Yüksek İslam Enstitüsü’nde Tefsir dersleri vermeye başlar. Bu sıralarda, günlük Bugün gazetesinde yazı yazmayı da sürdürür.

1972 yılında, evinde Risale-i Nur külliyatı bulundurmaktan takibata uğrayıp mahkemeye sevkedilir. 1975 yılında ise, o sırada İstanbul müftüsü olan Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı’nın kendisine olumsuz bir tavır takınmasından dolayı İstanbul merkez vâizliğinden istifa etmek durumunda kalır. Yeniden çok sevdiği tedrisata döner. 1996 yılında gözlerinde arız olan damar hastalığının artıp, tedrise engel olmasına kadar tedrisata devam eder. Bu dönemde, çeşitli usûl, fıkıh, tefsir, kelam, siyer ve mantık kitaplarıyla Sarf ve Nahiv kitapları okutur. Bunların yanısıra, Mevlâna Celâleddîn-i Rumi’nin Mesnevisi, Sa’di’nin Gülistan’ı, Molla Cami’nin Divânı ve Baharistan’ı, İbn Fârız Divânı, Hafız Divânı, Mevlâna Halid-i Bağdadî’nin Divânı, Birgivî’nin Tarikat-ı Muhammediye’si gibi önemli eserleri de okutur. Ayrıca, Bediüzzaman’ın, İşaratu’l-İ’caz Fi Mezani’l-İcâz adlı tefsiri, Mesnevi-yi Nuriye ve mantık üzerine yazdığı Kızıl İcâz adlı eserlerini de okutur. 7 çocuk babası olup, Kürdçe ve Türkçenin yanısıra Arapça ve Farsça bilmekteydi. 13 Zilhicce 1425/25 Aralık 2004 Tarihinde bir Cumartesi günü sabah saat 10:30 civarında evinde vefat eder.

Eserleri

*Dinî Ve İlmî İncelemeler, 1969, Ötüken Yayınları, İstanbul

*Asrî Kâmus, Arapça-Türkçe Lügat, 1973, Hilâl Yayınları, İstanbul

*İctihad-Taklid Ve Telfik Risalesi ( Muhammed Abduh, Reşid Rıza Ve Hayreddin Karaman’a Reddiye), 1975, Fazilet Neşriyat İstanbul

*Prof. Muhammed Hamidullah’ın İslâm Peygamberi ve Muhammed Resulullah Adlı Eserlerine Reddiye, 1975, Fazilet Neşriyat, İstanbul

*Mevlâna Halid-i Bağdâdî’nin Divanı Ve Şerhi, 1977, Sabah Kültür Yayınları, İstanbul

*İslâmî Araştırmalar, 1982 Tûba Yayınları, İstanbul

*İslâmî Açıdan Lâiklik, 1983, Tahran-İran

*Makaleler-I, 1985, Madve Yayınları, İstanbul

*Makaleler-II, 1987, Madve Yayınları, İstanbul,

*Günümüz Meselelerine Kur’an’dan Cevaplar, Makaleler-III, 1988, Madve Yayınları, İstanbul

*Makaleler-IV, 1990, Madve Yayınları, İstanbul.

*İslamî Araştırmalar, İkinci Baskı, 1992, Madve Yayınları, İstanbul

*Makaleler-V, 1993, Madve Yayınları, İstanbul

Arapça eserleri

*Şerhu’l-Elğâz, (Bahauddîn ‘Amilî’nin “Keşkul” adlı kitabındaki Lüğazlar üzerine Şerh), 1983, Şamil Yayınevi, İstanbul.

Risâletun Fi Şe’ni’l-Cum’ati, (Cum’a Namazı Üzerine) 1983, İstanbul.

*Haşiyetu ‘Ala Şarhi’s-Sudûr Fi Şerhi Hâli’l-Mevta Fi’l-Kubûr, (İmam Celaluddîn ‘Abdurrahman Es-Suyûtî’nin (Vefatı: 911/1505), Kabir Alemi ile alakalı kitabına Haşiye), 1985, Kahraman Yayınları, İstanbul

*Haşiye ‘Ala Tefsiri İşârâti’l-İ’caz Fi Mezani’l-İcâz (Bediüzzaman’ın İşaratu’l-İ’caz adlı Tefsirine Haşiye), 1988, Med-Zehra Yayınları, İstanbul

*Şerhu İsa Ğoci, (Molla Halil El-Es’ardî’nin (Vefatı: 1257/1841) İsa Goci adlı Mantık kitabına Şerh), 1988, Tebliğ Yayınları, İstanbul.

*Tahkîk Ve Haşiya ‘Ala Mecelleti’l-Ahkâmi’l-’Adliyye (Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’nin Arapça Nüshası üzerine Tahkik Ve Haşiyeler; Yayınlanmamıştır.)

*Haşiyetu ‘Ala Divâni İbn Fârid (İbn Farız Divanı’na Haşiye), yayınlanmamıştır.

*Ta’likât ‘Ala Haşiyeti Kızıl İcâz Fi ‘İlmi’l-Mantik (Bediüzzaman’ın Ahdarî’ye ait Süllem adlı manzum mantık kitabı üzerine Kızıl İcâz adıyla yazıp yayınladığı, Haşiyesi üzerine geniş bir Ta’likat; Müfid Yüksel tarafından yayına hazırlanmış olup, yayınlanma aşamasındadır.)

Makalelerinin Yayınlandığı Gazeteler:

*Yeni İstiklâl (Haftalık Gazete, 1961-66 yılları arasında Mehmed Şevket Eygi Tarafından yayınlanmıştır.)

*Bugün (Günlük Gazete, 1966-1971 yılları arasında yayınlanmıştır.)

*Sabah (Günlük Gazete, 1981 yılına kadar yayınını sürdürmüştür.)

*Ufuk (Haftalık Gazete)

*Büyük Gazete (Haftalık, 1976-1980 yılları arasında Mehmet Şevket Eygi tarafından yayınlanmıştır.)

*Yeni Asya (Günlük Gazete)

*Millî Gazete

Aylık Dergiler:

*Hilâl (Salih Özcan Tarafından çıkarılan aylık Dergi.)

*İmza (1989-1994 yılları arasında yayınlanmıştır.)

Girişim vs.

Hazırlayan: Müfid Yüksel

25 Aralık 2005

http://www.19.org/tr/3227/sadrettin-yuksel/

[Türkiyede bizi etkilemis alim iste bu ve bunun gibi kimselere alim diyorum bu bilene Medrese usulunde tahsil görmüs ve o on iki ilmi okuyup bellemistir. Bizim acimizdan cumhuriyet döneminde bunun gibi türkiyede baska bir alim daha yoktur ve böyle ilmi ile amil karsisinda kim olursa olsun taviz vermeyen vede hakki söylerken kimseden cekinmeyen.]
 
Üst Ana Sayfa Alt