T
Çevrimdışı
takva1
Misafir
Zalim rejimlerin tahtları sallanmaya başladıkça, gerçek yüzleri de bir bir ortaya çıkıyor.
Kâfirlerden aldığı izinle tağut Kaddafi'ye "çek git" diyebilmenin hazzını yaşayan yöneticilerin Suriye'deki katliam karşısındaki suskunluğu, Türkiye'deki ajan medya kuruluşlarının ve yazarların katliamdan hiç bahsetmemesi, aslında şaşılmayacak bi durumdur.
Suriye'de inanılmaz bi katliam yaşanıyor. Tanklar Müslümanların üzerinden geçerek eziyor, çoluk-çocuk-kadın-yaşlı-genç demeden, Şebbiha denilen güvenlik güçleri Suriye'li Müslümanları kıyımdan geçiriyor. İran yöneticileri ve Lübnan'da mücahid (!) olarak bilinen Hizbullah ne yapıyor dersiniz?
İran devleti ve hükumetinin dosyası zaten kabarıktır. (Ayrıntıya girmiyoruz) ABD'nin Irak'ı, Afganistan'ı, Pakistan'ı işgal edip, Müslümanların kanlarını akıtmadaki en büyük ortağı İran devletidir. Bu aşağılık rejim meydanlarda İsrail'e kükreyerek (!) dünya Müslümanlarını aldatmakla meşguldür. Müslümanlara karşı yalnızca laf üretirken, kâfirlere bomba, lojistik ve askeri destek verirler.
Bugün, katil Suriye rejimine desteğini ifade etmekten çekinmeyen İran yöneticileri, Suriye ordusu ve istihbaratına eğitim ve malzeme desteği sağlıyorlar ve bunu açıkça ifade etmekten de utanmıyorlar. Her fırsatta göbek büyütmekten başka bir işi olmayan ordusuyla, meydanlarda hava atan İran Devleti yöneticisi Ahmedînecad, olayların büyümesinden sonra, Suriye yönetiminin İran’dan gelmiş olan yaklaşık 1 milyon Şiî’ye bir gün içerisinde vatandaşlık hakkı vermesine karşılık tüm bu katliamları görmezden gelerek zalim-katil Esad’ı desteklediğini açıklamıştır. Hatta, 28.05.2011 tarihli ajanslarin iddilarına göre İran yöneticileri, Suriye'ye bizzat asker göndererek zalim yönetime karşı ayaklanan Müslümanları katledeceklerini açıkladılar.
Lübnan mücahidine (!) gelince.. Her fırsatta, yahudilerden yediği bozgunu "2006 zaferi" olarak kutlayan, utanmaz Hizbullah lideri Hasan Nasrallah şöyle diyor:"Suriye halkının büyük kısmı hala onu destekliyor. Reforma inanıyor, ciddi ve kararlı. Dahası onun gerçekten çok büyük reformlar yapmaya hazır olduğunu da biliyorum. Ancak bunu sakince, yavaş yavaş ve sorumluluk bilinciyle yapacaktır." Bir konuşmasında Kuran'a bile iftira atan bu sahtekar adamın bu yalanları söylemesi hiçte şaşırtıcı değildir. Çünkü kendisi Lübnan'daki tağuti rejimden memnundur. Rafa kaldırdığı "Cihad" farizasını kullanarak, İsrail'e kükreyerek (!) Müslümanları aldatan Hizbullah'ın milletvekillerinden Nevvaf el Mussaui yaptığı açıklamada, "Bugün, bir kez daha Suriye'nin yanında olduğumuzu, Suriye rejimine sadık kaldığımızı ve onunla dayanışma içinde olduğumuzu ifade etmek isterim" demekten çekinmemiştir.
Akıl sahipleri, İran ve Hizbullah liderlerinin ne kadar sahtekar ve ikiyüzlü olduğunu, İsrail'in 2008 Gazze saldırılarındaki tutumlarında da görmüşlerdir. Hani? Irak, Afganistan, Filistin, Somali, Çeçenistan, Pakistan, Moro, Patani, Doğu Türkistan yıllardır işgal altında değil mi? Nerede övündüğünüz ordularınız, füzeleriniz? Ey sahtekar tağutlar!..
Bunu neden yapıyorlar? Kim bu adamlar?
İran rejimi, Suriye rejimi ve Lübnan Hizbullahı'nın ortak özelliği şudur: Onlar rafizidir, nusayridir, şiilikle, alevilikle alakaları yoktur. Onlara göre Hz. Ali (haşa) Allah'tır. Hz. Ebubekir, Hz. Osman ve Hz. Ömer (ra)'ye olan düşmanlıkları da gizli değildir. Rafiziler sahabeye söver, Hz. Aişe (ra) annemizi zina yapmakla itham ederler. Onların aslında İsrail ve ABD ile hiçbir sorunları yoktur. Osmanlı Hilafet Devleti'ni de, her zaman arkadan vurmayı iyi bilmiştir rafizi İran'lılar. Tek dertleri Müslümanları oyalamak ve işgal edilecek yeni İslam beldelerinde bozgunlar, fitne fesat çıkararak kâfirlerin ekmeğine yağ sürmek, saltanatlarını devam ettirmektir. Mesela Irak'ta, Afganistan'daki işgalcilerin kuklaları Nuri el Maliki ve Hamid Karzai rejimlerinin hepsi de İran, Suriye ve Türkiye desteklidir. Oradaki mücahidler yalnızca işgalci kâfirlere karşı değil, İran Devleti'nin ajanlarına karşı da mücadele etmektedirler.
Bugün Suriye rejiminin devrilmesi, yerine İslam Devleti kurulması demek, İsrail için, bölgedeki tağut rejimler için büyük bir tehlike, Filistin için büyük bir rahatlama olacaktır, Allah'ın izniyle. İşte bu yüzden, Türkiye, İran veya Hizbullah yöneticileri katil Suriye rejiminin devrilmesini asla istemezler. Taa ki kâfir ABD, yeteri kadar Müslüman öldürdükten sonra, kuklası olan Esad'ın biletini kesinceye kadar...
"....Zalimler, nasıl bir inkılâpla devrilip gideceklerini yakında görecekler." [Şuârâ:227]
Suriye'deki katliamdan bazı kesitler..
ebu_mansur: Zijn video's, favorieten en meer op Dailymotion
Kâfirlerden aldığı izinle tağut Kaddafi'ye "çek git" diyebilmenin hazzını yaşayan yöneticilerin Suriye'deki katliam karşısındaki suskunluğu, Türkiye'deki ajan medya kuruluşlarının ve yazarların katliamdan hiç bahsetmemesi, aslında şaşılmayacak bi durumdur.
Suriye'de inanılmaz bi katliam yaşanıyor. Tanklar Müslümanların üzerinden geçerek eziyor, çoluk-çocuk-kadın-yaşlı-genç demeden, Şebbiha denilen güvenlik güçleri Suriye'li Müslümanları kıyımdan geçiriyor. İran yöneticileri ve Lübnan'da mücahid (!) olarak bilinen Hizbullah ne yapıyor dersiniz?
İran devleti ve hükumetinin dosyası zaten kabarıktır. (Ayrıntıya girmiyoruz) ABD'nin Irak'ı, Afganistan'ı, Pakistan'ı işgal edip, Müslümanların kanlarını akıtmadaki en büyük ortağı İran devletidir. Bu aşağılık rejim meydanlarda İsrail'e kükreyerek (!) dünya Müslümanlarını aldatmakla meşguldür. Müslümanlara karşı yalnızca laf üretirken, kâfirlere bomba, lojistik ve askeri destek verirler.
Bugün, katil Suriye rejimine desteğini ifade etmekten çekinmeyen İran yöneticileri, Suriye ordusu ve istihbaratına eğitim ve malzeme desteği sağlıyorlar ve bunu açıkça ifade etmekten de utanmıyorlar. Her fırsatta göbek büyütmekten başka bir işi olmayan ordusuyla, meydanlarda hava atan İran Devleti yöneticisi Ahmedînecad, olayların büyümesinden sonra, Suriye yönetiminin İran’dan gelmiş olan yaklaşık 1 milyon Şiî’ye bir gün içerisinde vatandaşlık hakkı vermesine karşılık tüm bu katliamları görmezden gelerek zalim-katil Esad’ı desteklediğini açıklamıştır. Hatta, 28.05.2011 tarihli ajanslarin iddilarına göre İran yöneticileri, Suriye'ye bizzat asker göndererek zalim yönetime karşı ayaklanan Müslümanları katledeceklerini açıkladılar.
Lübnan mücahidine (!) gelince.. Her fırsatta, yahudilerden yediği bozgunu "2006 zaferi" olarak kutlayan, utanmaz Hizbullah lideri Hasan Nasrallah şöyle diyor:"Suriye halkının büyük kısmı hala onu destekliyor. Reforma inanıyor, ciddi ve kararlı. Dahası onun gerçekten çok büyük reformlar yapmaya hazır olduğunu da biliyorum. Ancak bunu sakince, yavaş yavaş ve sorumluluk bilinciyle yapacaktır." Bir konuşmasında Kuran'a bile iftira atan bu sahtekar adamın bu yalanları söylemesi hiçte şaşırtıcı değildir. Çünkü kendisi Lübnan'daki tağuti rejimden memnundur. Rafa kaldırdığı "Cihad" farizasını kullanarak, İsrail'e kükreyerek (!) Müslümanları aldatan Hizbullah'ın milletvekillerinden Nevvaf el Mussaui yaptığı açıklamada, "Bugün, bir kez daha Suriye'nin yanında olduğumuzu, Suriye rejimine sadık kaldığımızı ve onunla dayanışma içinde olduğumuzu ifade etmek isterim" demekten çekinmemiştir.
Akıl sahipleri, İran ve Hizbullah liderlerinin ne kadar sahtekar ve ikiyüzlü olduğunu, İsrail'in 2008 Gazze saldırılarındaki tutumlarında da görmüşlerdir. Hani? Irak, Afganistan, Filistin, Somali, Çeçenistan, Pakistan, Moro, Patani, Doğu Türkistan yıllardır işgal altında değil mi? Nerede övündüğünüz ordularınız, füzeleriniz? Ey sahtekar tağutlar!..
Bunu neden yapıyorlar? Kim bu adamlar?
İran rejimi, Suriye rejimi ve Lübnan Hizbullahı'nın ortak özelliği şudur: Onlar rafizidir, nusayridir, şiilikle, alevilikle alakaları yoktur. Onlara göre Hz. Ali (haşa) Allah'tır. Hz. Ebubekir, Hz. Osman ve Hz. Ömer (ra)'ye olan düşmanlıkları da gizli değildir. Rafiziler sahabeye söver, Hz. Aişe (ra) annemizi zina yapmakla itham ederler. Onların aslında İsrail ve ABD ile hiçbir sorunları yoktur. Osmanlı Hilafet Devleti'ni de, her zaman arkadan vurmayı iyi bilmiştir rafizi İran'lılar. Tek dertleri Müslümanları oyalamak ve işgal edilecek yeni İslam beldelerinde bozgunlar, fitne fesat çıkararak kâfirlerin ekmeğine yağ sürmek, saltanatlarını devam ettirmektir. Mesela Irak'ta, Afganistan'daki işgalcilerin kuklaları Nuri el Maliki ve Hamid Karzai rejimlerinin hepsi de İran, Suriye ve Türkiye desteklidir. Oradaki mücahidler yalnızca işgalci kâfirlere karşı değil, İran Devleti'nin ajanlarına karşı da mücadele etmektedirler.
Bugün Suriye rejiminin devrilmesi, yerine İslam Devleti kurulması demek, İsrail için, bölgedeki tağut rejimler için büyük bir tehlike, Filistin için büyük bir rahatlama olacaktır, Allah'ın izniyle. İşte bu yüzden, Türkiye, İran veya Hizbullah yöneticileri katil Suriye rejiminin devrilmesini asla istemezler. Taa ki kâfir ABD, yeteri kadar Müslüman öldürdükten sonra, kuklası olan Esad'ın biletini kesinceye kadar...
"....Zalimler, nasıl bir inkılâpla devrilip gideceklerini yakında görecekler." [Şuârâ:227]
Suriye'deki katliamdan bazı kesitler..
ebu_mansur: Zijn video's, favorieten en meer op Dailymotion