Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Şehid Seyyid Kutub'tan Muhteşem Tesbit

mehmed cihad Çevrimdışı

mehmed cihad

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
"Allah bilir, ama benim görüşüme göre gerek siyonist yahudiler ve gerekse haçlı hıristiyanlar Afrika'nın, Asya'nın ve Avrupa'nın geniş alanlarında kök salmış olan bu dinin bağlılarını, materyalist ideolojiler aracılığı ile ateistliğe sürüklemekten, müslümanların kalblerindeki Allah inancını tamamen söküp atmaktan umut kesmişlerdir. Tıpkı bunun gibi, müslümanları gerek misyonerlik faaliyetleri aracılığı ile ve gerekse emperyalist baskılar altında başka bir dine döndürmekten de umutlarını kesmişlerdir. Çünkü bizzat insan fıtratı, değil İslâm inancı altında, putperestlik inancı altında bile ateistliği tiksinti ile reddetmektedir. Bunun yanısıra hiçbir din, İslâm'ı tanımış, hatta onun sadece mirasçısı olabilmiş bir kalbi pençesi altına almaya cüret bile edemez.

Allah bilir ama, kişisel kanaatime göre siyonist yahudiler ve haçlı hıristiyanlar bu ümitsizliğin sonucu olarak komünist ideoloji ya da misyonerlik faaliyeti aracılığı ile bu dine açıkça karşı çıkma yönteminden vazgeçerek, bunun yerine daha iğrenç, daha sinsi yollara başvurmuşlardır. Bu daha sinsi ve aldatıcı, tuzaklı yollardan biri İslâm ülkelerinin başına kendilerine bağımlı rejimler, ajan yönetimler getirme yoludur. Bu rejimlerin ve yönetimlerin hepsi İslâm kılığına bürünürler, İslâm inancına bağlı görünürler, hiçbir zaman dini kökünden inkâr etmezler. Fakat bu aldatıcı perde arkasında misyonerlik kongrelerinin karara bağladıkları, "Siyon Protokolleri"nin öngördüğü fakat bunca zamandır yürürlüğü koyamadıkları plânların ve projelerin tümünü yürürlüğe koyarlar."

(Şehid Seyyid Kutub, Fi Zilali'l-Kur'an, En'am 3)

İslam Düşüncesi: Şehid Seyyid Kutub'tan Muhteşem Tesbit
 
mehmed cihad Çevrimdışı

mehmed cihad

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İslam, toplum arasındaki sevgiyi göz önünde bulundurduğu gibi, kişinin ahlakının temizliğine de önem verir. Ahlakı ve vicdanı olan birisi faiz yiyemez. Faizin yaygın olduğu herhangi bir toplumda da sevgi ve saygı diye bir şey kalmaz. Benden onu iki lira olarak geri almak için bana bir lira veren kişi, benim düşmanımdır. Hiçbir zaman ruhum ona ısınamaz ve kalbim de ona sevgi besleyemez. Oysa yardımlaşma, İslam toplumunun temellerinden birisidir. Bu temeli faiz zayıflatır ve çökertir. İşte İslam, bundan dolayı faizden tiksinir.

(Şehid Seyyid Kutub, İslam-Kapitalizm Çatışması)

http://islamdusuncesi.blogspot.com/2013/01/faiz-islam.html
 
mehmed cihad Çevrimdışı

mehmed cihad

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
"Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız, sakın ayrılığa düşmeyiniz." (Ali İmran, 103)

Allah'ın ipine sarılmaktan kaynaklanan bu kardeşlik, yüce Allah'ın ilk müslüman cemaate bahşettiği bir nimettir. Yüce Allah, bu ihsanını sevdiği kullarına bahşetmiştir. İşte burada yüce Allah onlara bu nimetini hatırlatarak cahiliyye döneminde nasıl "düşman" olduklarını hatırlatıyor. Çünkü Medine'de Evs ve Hazreç'ten bir tek düşman bile kalmamıştı. Bunlar Medine'de yaşayan iki Arap kabilesiydi. Aralarındaki düşmanlığı teşvik edip bu iki kabilenin bağını koparmak isteyen ve düşmanlık ateşini körükleyen yahudiler de onlara komşuluk ediyordu. Bu yüzden yahudiler, hiçbir zaman yapamadıkları ve hep onunla yaşadıkları özelliklerine uygun bir ortam bulmuşlardı. Ancak İslâm'dan başka hiçbir gücün ve toptan sarıldıkları ve O'nun nimeti sayesinde kardeş oldukları Allah'ın ipinden başkasının biraraya getiremeyeceği, bu kalpleri biraraya getirmek suretiyle yüce Allah, bu iki kabilesinin kalplerinin arasını uzlaştırmıştır.

Tarihi kinlerin, kabileci arzuların, şahsi menfaatlerin ve ırkçı bayrakların, yanında çok küçük kaldığı, Allah yolunda kardeşlikten başka hiçbir güç bu kalpleri biraraya getiremezdi. Ve ancak, büyük ve yüce Allah'ın sancağı altında saflar biraraya gelebilir.

(Fi Zilali'l-Kur'an)
 
mehmed cihad Çevrimdışı

mehmed cihad

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Davette Açıklık ve Duruluk
İnanca ilişkin gerçeği kesin ve dobra dobra haykırmak, sertlik ve kabalık anlamına gelmez. Bilindiği gibi Peygamberimize, insanları Rabbinin yoluna çağırırken düşündürücü, etkileyici ve tatlı öğüt verici bir dil kullanması emrediliyor. Kur'an-ı Kerim'in farklı direktifleri arasında çelişki olmaz. Gerçeği açık ve kesin bir dille haykırmak ile, etkileyici ve tatlı öğüt verici bir üslup kullanmak, birbirleri ile bağdaşmaz şeyler değildir. Çünkü duyurma ve tanıtmanın yolu ve yöntemi ile içeriği ve konusu ayrı ayrı şeylerdir. Amaç inanca ilişkin gerçeği söylerken yağcılığa sapmamak, gerçeğin ortalarında buluşmaya razı olan bir uzlaşmacılığa yeltenmemektir. Çünkü inanca ilişkin gerçekler ortalamacı çözümlere elverişli değildirler.

.....

İtikada ilişkin doğru söz haykırılınca, hidayete yatkın kalplerin en ücra köşelerine kadar işler. Fakat eğer kekelenerek, kem-küm edilerek söylenirse iman etme yeteneği taşımayan katı kalpleri yumuşatamaz. Oysa kimi zaman hak davetçisi, gerçeği yumuşatarak, ya da allandırıp pullandırarak bu katı kalplerden olumlu karşılık alabileceğini umar.

(Fi Zilali'l-Kur'an, Maide 67-69 Tefsiri)
 
mehmed cihad Çevrimdışı

mehmed cihad

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
"İslam, beşeriyyetin sadece inançlarını, düşüncelerini, kavramlarını, duygu ve ibadetlerini değiştirmek için gelmemiştir. İnsanlığa içinde yaşadığı ve geçireceği merhalelerden herhangi birinde geri dönmesi mümkün olan, cahili hayatın dışında değişik bir hayat kurmak için gelmiştir. Cahiliyye, yaşam şekillerinden bir şekildir; zamanın belli bir dilimi değil..."

(İslam Düşüncesi, s. 203)
 
mehmed cihad Çevrimdışı

mehmed cihad

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
"Din, sıcak bir ruh ve müdâfaa edilen bir itikad olmaktan çıkarılıp, san'at ve ticaret haline getirilirse din adamları tehlikeli bir âfet olur. Bu tip din adamları inanmadıkları şeyleri dilleriyle söylerler. Ve hayrı emrettikleri halde kendileri yapmazlar. İyiliğe çağırdıkları halde kendileri iyilikten kaçarlar. İlâhi kelâmın aslını değiştirip tahrif ederler. Allah'ın kat'i hükümlerini birtakım menfaat ve arzulara göre te'vil ederler. Yahûdi hahamlarının yaptığı gibi, dıştan ilâhi hükümlere uyar görünüp, diğer taraftan devlet adamlarını ve zenginleri memnun etmek için din hakikatlarıyla bağdaşmayan fetvâlar verirler."

(Fî Zılâl-il Kur'an 1/142)
 
Üst Ana Sayfa Alt