Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

SELEFİ CİHADI

C Çevrimdışı

cevan_pedayi2

Üye
İslam-TR Üyesi
selefi cihadını çok beyeniyorum


Mütercim: Ebu Ammar (Tawhed)
Rahman ve Rahim Olan ALLAH’ın adıyla…
Hamd, “Savas size farz kılındı" 1 diyene, Salât ve selam,
küfredenleri “Beni isitiyor musunuz? Muhammed’in nefsini elinde
tutana yemin ederim ki ben sizi kesmekle geldim” 2 sözüyle uyaran
Resulüne olsun.
Bundan sonra:
Đnsanlar arasındaki ihtilaf kaçınılmaz ve süphe olmayan vakıa olup,
kevni bir sünnettir. ALLAH subhanehu ve teala söyle buyuruyor: “Rabbin
dileseydi bütün insanları bir tek millet yapardı. (Fakat) onlar ihtilafa
düsmeye devam edecekler. Ancak Rabbinin merhamet ettikleri
müstesnadır. Rabbin onları bunun için yarattı” 3
Hasan El-Basri rahimehullah bu ayet hakkında söyle der: “ ‘Rabbin
onları bunun için yarattı’ yani: Đhtilaf için” 4
Aynı sekilde Nebi sallALLAHu aleyhi ve sellem Emir’ül Mü’minin
Muaviye Bin Ebi Süfyan’dan rivayet edilen hadiste söyle demektedir:
“Yahudi ve Hıristiyanlar yetmis iki firkaya bölündüler. Bu ümmette
yetmis üç fırkaya bölünecektir. Biri hariç hepsi atestedir. Süphesiz o
cemaattir” 5
Süphesiz bu ümmette önceki ümmetlerin yolunu aynı sekilde yol
edinmis, onlar gibi ihtilaf etmistir. Bu ümmetten Kur’an ve Sünnet’in
getirmis olduğu eskiden beri süregelen emirlere tutunanda olmustur,
yoldan sapıp ta Đslam dairesinden çıkanda… Emir ve yasaklara
1 Bakara /216
2 Tirmizi
3 Hud/118-119
4 Camiul Beyan 15/535
5 Đmam Ahmed

muhalefet edip de Đslam’dan çıkmayan da olmustur. Bunlar sadece
Rasulullah’ın sallALLAHu aleyhi ve sellem ondan çıkanın mahvolacağını
vaat ettiği sünnetinden çıkmıslardır.
Ebu’l Hasan Ez-Zehebi rahimehullah söyle der: -Tarih boyunca
müntesipler arasındaki ihtilaflar ve fırkalasma bu ümmete kadar devam
etmistir- “Đnsanlar tek ümmetti. Dinleri Ebu Bekir ve Ömer zamanında
kaim idi. “Fitne kapısını kapatan” (Ömer) sehid edildiği zaman kapanan
fitne kapısı da kırılmıs oldu. Ser önderleri Osman’ı radıyALLAHu anh da
sehid ettiler ve fırkalasma baslamıs oldu.
Cemel Vak’ası ve Sıffın Vak’ası oldu ve daha sonra Hariciler ortaya
çıkıp Sahabe radıyALLAHu anhum’u tekfir ettiler ve daha sonra Rafizi ve
Nevasıb ta ortaya çıktı… Sahabenin son zamanlarında ise Kaderiyeciler
ortaya çıktı. Tabiin zamanında Basra’da Mutezile, Horasan’da Cehmiyye
ve Mücessime, Ehl-i Sünnet’in zuhur etmesi ile beraber ortaya
çıkmıstır.
Đki yüz yıl sonra ise zeki ve kelamcı olan Halife Me’mun gelmistir.
Eski kitapları getirtip, Yunan vecizelerini tercüme ettirdi. Bunlarla
yatıp bunlarla kalkıyordu ve basıbos bir sekilde yasıyordu. Cehmiyye,
Mutezile ve Sia’nın önde gidenleri yükseliyorlardı. Bu gidis sonunda
ümmetin alimlerinin imtihan olunduğu ümmetin ağır yükü olan
Kur’an’ın mahluk olduğu sözüne kadar ulastı…” 6
Đhtilaf atesi ise yok olmadı. Fırkalar o günden bu güne çoğalmakta
idi. Herhangi bir fırkanın tümü bu fırkalardandır. Herhangi bir hizbin
tamamı bu hiziplerdendir. Onların menhecine ve yoluna davet ederler.
“Ne var ki insanlar kendi aralarındaki islerini parça parça böldüler.
Her gurup kendilerinde bulunan ile sevinip böbürlenmektedirler.” 7
Aralarında savas halinde olan çesitli akaid ve menheclerin önünde
Müslüman saskın ve kararsız bir sekilde durur… Bu yollardan hangisini
yol edinsin?! Bu menheclerden hangisine bağlansın?!
Bu soruya cevap olarak sunu deriz:
Selefi Cihad’ın yolunu yol edinip ona iltihak et! Ki, akidede Selefi,
menhec de ise cihadi olursun! Bu ise Selef’in radıyALLAHu anhum’un
menhecidir… Niçin Selef Akidesi ve Niçin Cihadi Menhec? Diyen biri
olursa;
Söyle deriz:
6 Siyer-i A’lam-ı Nübela 11/236
7 Mu’minun/53


SELEF AKĐDESĐ:
Evet Selef Akidesi!... Çünkü ALLAH bunu övüp tezkiye etmistir.
Rasulunu sallALLAHu aleyhi ve sellem ve Ashabını radıyALLAHu anhum
muhatab alarak söyle buyurur: “Eğer onlar da sizin inandığınız gibi
inanırlarsa doğru yolu bulmus olurlar; dönerlerse mutlaka
anlasmazlık içine düsmüs olurlar. Onlara karsı ALLAH sana yeter.” 8
Kim akidede Sahabe ve Selef-i Salihin’e uyarsa doğru yolu bulmus olur.
Kim onlara muhalefet ederse ayrılık (tefrika) ehlinden olur. Selef
yolunu tutan yeryüzünde aciz bırakılmıs değildir. Süphesiz ALLAH mü’min
kullarına yeteceğini vaad etmistir.
Aynı sekilde Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem de Selef
akidesinden olanın kurtulacağını ve diğerlerinin helak olacağını
bildirmistir. Nebi sallALLAHu aleyhi ve sellem söyle buyurmustur:
“Ümmetim yetmis üç fırkaya ayrılacaktır. Biri hariç hepsi atestedir.”
“Bu hangi fırkadır?” dediler. Rasulullah -sallALLAHu aleyhi ve selem- de:
“Bugün benim ve ashabımın üzerinde bulunduğudur” 9
Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem Selefi övüp, bundan sonra
gelenleri ise (halefi) zemmetmistir: “Ümmetimin en hayırlısı, içinde
bulunduğum kusaktır, sonra onları izleyenler ve sonra da onları
izleyenlerdir. Sizden sonra kavim olacak, bunlar sahitlik yapacaklar
ama sahitlikleri geçerli olmayacaktır. Hainlik yapacaklar ve
kendilerine güvenilmeyecektir. Adaklar adayacaklar ama yerine
getirmeyecekler ve sisman olacaklardır.” 10
Seyhul Đslam Đbni Teymiyye rahimehullah söyle der: “Kur’an ve
Sünnet’i iyi düsünen kisi için su kesinlikle bilinen bir gerçektir ki; Bu
ümmetin en hayırlı asırı –Amel, söz, itikad ve diğer bütün faziletlerdeilk
asırdır. Sonra bundan sonraki asır, daha sonra bundan sonra gelen
asırdır. 11 Bunda Ehl-i sünnet’in ve diğer taifelerin icması vardır. Selef,
Haleften bütün faziletler bakımından daha üstündür. Đlim, iman, akıl,
din, beyan ve ibadetlerde… Onlar bütün meselelerde ilk söze
sahiptirler. Bunu, Đslam dininin temel meselelerine kibirlenenden ve
ALLAH’ın kendisini ilim ile saptırdığından baskası reddetmez.
Bu konuda Đmam Safii rahimehullah risalesinde ne güzel demistir:
“Onlar (Selef) bütün ilim, akıl, din, fazilet, ilim elde edilen bütün
sebeplerde veya hidayete ulasmada bizim üstümüzdedirler. Onların
görüsü bizim için kendi nefsimizin görüsünden daha hayırlıdır.” 12
8 Bakara/137
9 Taberani
10 Muttefekun Aleyh
11 Sahabe, Tabiin, Etbau’t Tabiin. (Mütercim)
12 Mecmu’ul Fetava 4/158

5
Akıl sahipleri için bu geçenler ayan beyan ortadadır ki, Selef akidesi
atesten kurtaran, Daru’l Ebrar’a, cennete ulastıran yoldur. Bunun
dısında kalan akide ve mezhepler ALLAH’ın azabına ulastıran helak edici
bir yoldur.
ALLAHu Teala söyle buyurur: “Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin
de karardığı bir gündür” 13
Ebu’l Abbas Abdullah Đbni Abbas (r.a) bu ayeti okuduktan sonra söyle
der: “ ‘Yüzlerin ağardığı’: Ehl-i Sünnet, ‘yüzlerin karardığı’ ise bidat
ehlidir.” 14
“Neden Cihadi Menhec?” Sorusuna Gelince;
Çünkü cihad yolu ALLAH’ın, Resulü’ne sallALLAHu aleyhi ve sellem su
sözüyle emretmis olduğu yoldur; “Artık ALLAH yolunda savas. Sen,
kendinden baskası (sebebiyle) sorumlu tutulmazsın. Müminleri de tesvik
et.” 15
Kurtubi rahimehullah bu ayetin tefsirinde söyle der: “ ‘Artık ALLAH
yolunda savas. Sen, kendinden baskası (sebebiyle) sorumlu
tutulmazsın.’ Yani; Sirk ehlinden olan ALLAH’ın düsmanlarıyla savas ey
Muhammed! Ayetteki “ALLAH yolunda” ise; Sana seriat kıldığı yolda
(Đslam) canınla onlarla savas. “Müminleri tesvik et” Yani, onları sana
emretmis olduğum sekliyle seninle savasmaya tesvik et.” 16
Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem bu sebeple kılıcı ile ALLAH’ı
birlemeye davetçi olarak gönderildi. Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve
sellem söyle buyurmaktadır:
“Kıyametin kopmasına yakın bir zamanda kılıçla gönderildim. Ta ki
sadece ALLAH’a ibadet edilsin ve O’na ortak kosulmasın.” 17
Yine kafirlerle savasmayı emretmistir. Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve
sellem söyle buyurur: “Đnsanlarla ‘La ilahe illALLAH Muhammedun
Rasulullah’ deyinceye kadar savasmakla emrolundum” 18
Bu Nebi’nin sallALLAHu aleyhi ve sellem ALLAH’ın bize ona tabi
olmakla emrettiği yoludur. Yüce ALLAH söyle buyurmaktadır: “Rasulullah
da sizin için güzel bir örnek vardır” 19
Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem cihaddaki korunma ve
savunmadan Huzeyfe (ra) kendisine sorduğunda belirtmistir: “Ey
13 Ali Đmran/106
14 Đbn-i Kesir Tefsiri 2/92
15 Nisa/84
16 Camiu’l Beyan 8/579
17 Đmam Ahmed
18 Muttefekun Aleyh
19 Ahzab/21

6
ALLAH’ın Rasulu bu hayırdan sonra bundan önce serrin olduğu gibi yine
ser olacak mı? O da: ‘Evet’ dedikten sonra Huzeyfe (ra); Bundan
korunmanın yolu nedir? Diye sorunca Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve
selem: ‘O kılıçtır’ buyurmustur.” 20
Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem cihadı terk etmenin Ümmetin
acısını çektiği zilletin sebebi olarak belirtmistir. “Đ’yne 21 ile alısveris
yaptığınız, öküzlerin pesine takılıp çiftçilikle yetindiğiniz ve cihadı terk
ettiğiniz zaman ALLAH size bir zillet verir ve yeniden dininize
dönmedikçe sizden onu kaldırmaz.” 22
ALLAH subhanehu ve teala cihad yolunu izleyenlere hidayeti vaad
etmistir. “Bizim uğrumuzda cihad edenleri elbette kendi yollarımıza
eristireceğiz” 23
Seyhul Đslam Đbni Teymiyye rahimehullah söyle der: “Bu sebepten
dolayı cihad, ilim kapıları ile kusatılmıs olan hidayetin
gerekliliğindendir. ALLAH’ın su ayeti de buna delildir: “Bizim uğrumuzda
cihad edenleri elbette kendi yollarımıza eristireceğiz” 24 ALLAH kendi
yolunda savasanı bir hidayet üzere kılar. Bu sebeple iki imam Abdullah
B. Mübarek ve Ahmed B. Hanbel ve diğerleri söyle der: “Đnsanlar
herhangi bir sey üzere ihtilafa düstükleri zaman ne üzere olduklarına
bakın. Süphesiz hak onlarla beraberdir. Çünkü ALLAH; “Bizim uğrumuzda
cihad edenleri elbette kendi yollarımıza eristireceğiz” 25 buyurmustur.”
26
Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem bize, Taifet’ül Mansura’nın
ALLAH yolunda savasan ve mücahid bir taife olduğunu bildirmistir:
“Ümmetimden bir grup kıyamet gününe kadar hak üzere savasmaya
devam edecektir. Onlara muhalif olanlar kendilerine zarar veremezler
ve ALLAH’ın emri gelinceye kadar böyle devam ederler.” 27
Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem söyle buyurmustur:
“Ümmetimden bir taife hak üzere savasmaya devam edecek, ALLAH
da, onlar ile bazı kavimlerin kalplerini saptıracak ve bunlardan onların
rızkını sağlayacaktır, bu hal kıyamete kadar devam edecektir.” 28
Yine söyle buyurmustur: “Ümmetimden bir grup kıyamet gününe
20 Đmam Ahmed
21 Đ’yne: Faizle yapılan alısverislerden bir çesittir. Özelliği: Bir kisinin, vakti tayin edilmis
bir bedel ile (veresiye) bir seyi birisine satması, daha sonra aynı malı, sattığı kisiden pesin
olarak daha düsük bir ücret ile satın almasıdır. Bu sekilde, pesin bedel ile veresiye bedeli
ayırarak faizli bir kar elde edilmis olmaktadır
22 Ebu Davud
23 Ankebut/69
24 Ankebut/69
25 Ankebut/69
26 Mecmu’ul Fetava 28/442
27 Müslim
28 Sünen-i Nesai/3333

7
kadar hak üzere savasmaya devam eder. Meryem oğlu Đsa iner, onların
emiri, “Bize imamlık yap” der. O ise; “Hayır, birbirinize emir olmanız
ALLAH’ın bu ümmete bir ikramıdır” der.” 29 Bu taife, ALLAH’ın onları
yeryüzüne varis kılıncaya kadar kalıcıdır.
O halde Rasulullah’ın sallALLAHu aleyhi ve sellem tezkiye edip
çoğaltmaya tesvik ettiği Taifet’ül Mansura, bizzat kılıçla savasan
taifedir. Onlara karsı çıkan ve terk eden kesinlikle onlardan değildir.
Bununla beraber Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem bu topluluğa
katılmayı içinden geçirmeyen kimseye nifak hükmünü vermistir.
“Kim savasmadan veya savasmayı içinden geçirmeden ölürse nifaktan
bir sube üzere ölür.” 30
Đmam Nevevi rahimehullah bu hadisin serhinde söyle der: “Bundan
kastedilen; kim bunu yaparsa (savasmaz veya savasmayı içinden
geçirmezse) süphesiz bu vasfı ile cihaddan geri duran münafıklara
benzer. Süphesiz cihadı terk etmek nifak subelerinden biridir.” 31
Bütün bu geçenlerden sonra…
Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem selef akidesini tezkiye edip,
ona tutunmayı emrettiği su sözü bu yöndedir; “Bugün benim ve
ashabımın üzerinde bulunduğudur”.
Yine Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem “Ümmetimden bir grup
ALLAH’ın emri gelene kadar hak üzere savasmaya devam
edecektir.”sözüyle ‘Cihad Menheci’ni tezkiye edip bu yola tesvik
etmistir.
Güzelce açığa çıkmaktadır ki, Selefi Cihad ALLAH ve Rasulü’nün
sallALLAHu aleyhi ve selem zafer ve Đslam düsmanlarını kahretmesini
vaad ettiği Taifet’ül Mansura’nın ta kendisidir. Bu yola muhalefet eden
herkesin Selef-i Salihin akidesine inanmadığı veya cihad yolunu yol
edinmeyip, sapıtıp rezillerden olduğu da yine açıkça ortaya çıkmıstır.
Ve sen Müslüman kardesim! Selefi mücahid ol ki kurtulusa eresin!
Mücahidler topluluğuna katıl ki kazanasın! “kâfirlere karsı çetin, kendi
aralarında merhametli” 32 olanların yoluna tabi ol! Münafıkların
yolundan uzak dur onlar ki “Eğer onlar (savasa) çıkmak isteselerdi
elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat ALLAH onların
davranıslarını çirkin gördü ve onları geri koydu; onlara "Oturanlarla
beraber oturun!" denildi.” 33
Müjdeler olsun El-Kaide yolunu üstlenenlere!
29 Müslim
30 Müslim
31 Serh-i Sahih-i Müslim 5/309
32 Feth/29
33 Tevbe/46

8
Müjdeler olsun El-Kaide yolunda yürüyenlere!
Nasihat:
Đbn-i Kayyım rahimehullah söyle der: “ALLAH ve esenlik yurdunun
davetçisi, onurlu nefisleri, yüce himmetleri harekete geçirdi. Đman
münadisi sağlam bellekli kulağı olanlara davetini duyurdu, dirilere
ALLAH'ı isittirdi. Kisiyi duydukları, iyilerin makamlarına ulasmak için can
atar hale getirdi, gittiği yolda sarkılar söyleyip onu costurdu. Bineği onu
ancak yerlesim (âhiret) yurdunda üstünden indiidi. ALLAH Rasûlü
sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdular ki: "Kendisi yolunda cihada
çıkanlara ALLAH 'Yalnız Bana inandığı ve peygamberimi tasdik ettiği için
cihada çıkan kimseyi elde ettiği mükâfat yahut ganimetle sağ-salim
döndüreceğim yahut da cennete koyacağım' diye garanti vermistir.
Sayet ümmetime mesakkatli geleceğini bilmeseydim hiçbir seriyenin
ardından yerimde oturmazdım. Can-ı gönülden arzu ediyorum ki, ALLAH
yolunda öldürüleyim, sonra diriltileyim. Sonra öldürüleyim, sonra
diriltileyim. Sonra öldürüleyim..." 34 ” 35
Bu tercüme Đmanlı Genç Ekibi Tarafından Hazırlanmıstır.
Salih Dualarınızda; Hakka yönelmis, batıla ve tağuta karsı dis bilemis
olanlara karsı destek veren bizlere de yer ayırınız.
Tefekkür ile…
34 Buhari
35 Zadul Mead 3/64
ALINTI:
 
C Çevrimdışı

cevan_pedayi2

Üye
İslam-TR Üyesi
BİRLİK




"Ey inananlar, niçin yapmayacağınız şeyi söylüyorsunuz?""Yapmayacağınız şeyi söylemek, Allah yanında en sevilmeyen bir şeydir.""Allah, kendi yolunda kurşunla kaynatılmış binalar gibi saf bağlayarak çarpışanları sever." (Saf Suresi, 2-4)


Bu ayetlerin inişi sırasında cihad konusunda ibret verici ve düşündürücü şeylerle karşılaşırız.Her şeyden evvel gelip geçici bazı zayıflık anlarıyla insan ruhu karşımıza çıkar. Allah'ın sürekli terbiyesi, yönlendirme ve hatırlatmasıyla yardımı olmazsa hiçbir güç o ruhları bu zayıf durumlarından koruyamaz. İşte bazı rivayetlerde belirtildiği gibi bir müslüman kitlesi. Hem de muhacirlerden bir kitle. Mekke'deyken doğuştan gelen kahramanlık sahibi ve heyecanla dolu olduklarından Allah'ın kendilerine savaş izni vermesini istiyorlar. Ama o zaman savaştan ellerini çekmeleri, bunun yerine namaz kılıp zekat vermeleri emrolunuyor. Allah'ın takdir ettiği vakit gelip te Medine'de "Üzerlerine savaş farz kılınınca..." "Bir de onlardan değersiz bir insan grubundan Allah'tan korkar gibi veya ondan daha çok korktuklarını gördüm. Ve dediler ki: "Rabbimiz neden bizim üzerimize savaşı yazdın, yakın bir süreye kadar bizi geciktirmeli değil miydin?" Veya Medine'de bulunan Müslümanlar Allah katında amellerinin sevimlisinin ne olduğunu soruşturup yapmak istiyorlar. Ama cihad emri gelince bundan kaçınıyorlar.
Gerçekten çok az bir kısmı bile gözümüzü açmamız için yeterlidir. Gözümüzü açıp insan ruhunun yardımcı bir kuvvete ne kadar ihtiyacı olduğunu, zor yükümlülüklerle karşılaşınca bir destek arama durumunda olduğunu ve ancak böylece doğru yolda yürüyebileceğini, zayıf anlarını yenebileceğini görmemiz ve yüce ufuklara böylece tırmanabileceğini görmemiz için yeterlidir. Ayrıca rahat anlarda bir yükümlülük isteğinde bulunduğumuz zaman alttan almamız gerektiğini, istediğimiz yükümlülük omzumuza binince dayanamama durumumuzun da olabileceğini anlatmaktadır bize. İşte bu ilk Müslümanlardan oluşan bir topluluk zaafa düşüyor ve yapamayacakları şeyleri söyleyerek Allah'ın bu derece cezalarına muhatap oluyorlar.
İkinci olarak da Allah'ın, kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf halinde savaşanları sevmesi hitabıyla karşılaşıyoruz. Evet Allah'ın yolunda savaşmak için bu derece derin bir teşvikini görüyoruz. Burada hatırımıza ilk gelen nokta bu teşvikin savaştan kaçınma hareketini dengelemek için olduğudur. Ne var ki olayın bahsedilen bu sebebi bizi hiçbir zaman bu emrin genel olduğunu ve ardında sürekli bir hikmeti kapsadığını kabulden alıkoyamaz.
Şurası muhakkak ki İslam savaşa can atmaz ve sevdiği için savaşmaz. Sadece şartların kendisini zorlaması veya takip ettiği hedefin büyük bir mana taşıyor olmasından dolayı savaşı farz kılar. İslam insanlığı en son ve değişmez Allah'ın nizamıyla yönetir. Bu düzen her ne kadar normal yaratılışa sahip insanların isteklerine uygun gelse de bununla birlikte ruhların üstün seviyelere çıkıp karar kılması için ağır yükümlülükler koyar. Bu arada yeryüzünde bu düzenin yerleşmesinden hoşlanmayan birçok kuvvet bulunacaktır. Bu düzenin yerleşmesi onların sahte değerlere ve batıl ölçülere dayalı birçok ayrıcalıklarının ellerinden alınmasına sebep olacaktır. Ve bu düzen insan hayatına hakim olduğu zaman tüm bu kuvvetlere karşı amansız bir savaş açacaktır. İşte bunu bilen o güçler, ruhların imanın gerektirdiği seviyede kalabilme konusundaki zaaflarından faydalandığı gibi geçmiş nesillerin bıraktığı artıkları da kullanarak bu düzene karşı çıkar ve yoluna dikilirler. Şer her zaman kötü, batıl her zaman yanlış, şeytan ise aşağılıktır. İşte bunun içindir ki iman yükünü taşıyanların ve Allah nizamının bekçiliğini yapanların şerrin oyuncaklarını ve şeytanın yardımcılarını yenebilmeleri için çok güçlü olmaları gerekir. Hem vücut yapılarıyla kuvvetli olmalıdırlar ki düşmanlarını yensinler, hem de ahlaki yapılarıyla. Ve bu yeni düzenin anlatılması; inanç hürriyetinin sağlanması ve herkesin inandığı gibi yaşama hürriyetine sahip olması içindir. Savaşmaktan başka çere kalmadığı zaman iman edenlerin savaşmaları gerekir. Onlar savaşırken yalnız ve yalnız Allah yolunda savaşırlar. Nasıl olursa olsun bir şahsi kazanç elde etmek veya batıl değerlere bağlılık için değil. Ve Allah'ın Resulü buyuruyor ki: "Kim Allah sözünün en üstün olması için savaşırsa o Allah yolundadır."
Allah sözüyle Allah'ın iradesi anlatılmak istenmektedir. Bizim anladığımız kadarıyla ilahi irade kainat kanunlarıyla birlikte hareket eder. Zira bütün kainat Rabbini hamd ile zikretmektedir. İslam kainat kanunlarına uyan ve bütün kainatla birlikte insanlara da Allah'ın şeriatıyla hükmeden en son ilahi nizamı getirmiştir.
Elbette ki bu ilahi nizama karşı birtakım fertler direnecek, bazı kitleler ve devletler buna karşı koyacaktır. Ve elbetteki İslam direnmekte olan bu gruba karşı çıkacak ve onlarla savaşacaktır. Bundan dolayı bu nizamın başarısı ve yeryüzünde Allah'ın sözünün gerçekleşmesi için Müslümanların savaşmaktan başka çareleri yoktur. Bunun için Allah kendi yolunda kenetlenmiş bir duvar gibi saf halinde savaşanları sever.
Üçüncü olarak da Allah'ın "Kenetlenmiş bir duvar gibi saf halinde" savaşan mücahitleri sevmesi durumuyla karşı karşıyayız. Cihad ferdi olduğu kadar da toplumsal bir yükümlülüktür. Çünkü İslam'a karşı çıkanlar toplu birlikler halinde karşı çıkarlar. Bunun için mücahitlerin de düzenli vücut halinde bulunmaları ve düşmanlarını böyle karşılamaları gerekir. Düzenli saflar, sağlam ve dayanıklı birlikler halinde olmalıdır. Zira bu din toplumun dinidir. Birbirleriyle uyuşan ve birbirlerine bağlı toplumlar oluşturmak ister. Bundan dolayı bir köşeye çekilip yalnız başına ibadet eden veya tek başına cihad eden yahut da tek başına yaşayan kişiler bu dinin bulundurulması gereken özelliklerinden uzaktırlar. Cihadın gereklerinden ve hayata hakimiyet durumundan ortaya çıkacak düzenden uzaktırlar. Halbuki Allah mü'minler için sevdiği manzarayı, inandıkları dinin özellikleri kendilerine çiziyor. Gidecekleri yolu aydınlatıyor.
Ve Kur'an'ın canlandırdığı kuvvetli yardımlaşma hareketini "Kenetlenmiş bir duvar gibi saf halinde" sözüyle anlatıyor. Öyle bir duvar ki bütün tuğlaları birbirine sıkı bir vaziyette sarılmış ve birbirinin yardımcısıdır. Her tuğlanın ayrı bir görevi var ve her biri ayrı bir deliği kapar. Çünkü bir tuğla yerinden kaldırılacak olursa yapı bütünüyle yıkılır. Bir tuğla; altındaki, üstündeki, sağındaki ve solundaki tuğlalarla bağlantısını kaybedecek olursa binanın tamamı yıkılır. Bu ifade bir gerçeğin betimlemesidir. Yoksa genel bir manada betimleme değildir. İslam cemaatini ve bu cemaat içerisindeki fertler arası ilişkileri anlatmaktadır. Duygu ve hareket ilişkisini belirtmektedir. Belirli bir hedefe yönelen ve belirli bir düzene uyan toplumun fertleri arasındaki ilişkileri ve dayanışmayı canlandırmaktadır.
 
Üst Ana Sayfa Alt