Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Türkiyedeki Selefi Cihadi Akımın (!) Analizi...

G Çevrimdışı

gungelir

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Bir sitede buldum.Çok ilginç bilgiler veriyor.Türkiyede cihada ilgi duyan kişileri ifşa etme duygusuyla yazıldığı her halinden belli olan bu yazıyı kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

Newsweek Türkiye
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Cezekallahu Hayran...

Üstte adım Geçen (Haberin) yazının Tamamı...

Nesweek adlı Haber Ajanlarının Hazırladığı bir Mekale...

Hamas'ın kurucusu Şeyh Ahmet Yasin dört yıl önce bir İsrail helikopterinden açılan ateşle öldürüldüğünde, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Enes (Ailesi soyadının açıklanmasını istemiyor) üzerinde "şehit" yazan büyük bir posterini odasının duvarına astı. Yasin, 22 yaşındaki Enes'in kahramanıydı. Ailesiyse Enes'in ne tür çevrelere girip çıktığından endişeliydi. Ancak bir gün Enes annesine "O kâfirin resmini indir" dedi. Enes'in, gördüğünden şaşkına dönen annesine açıklaması gecikmedi: "Hamas, siyasete bulaşarak kâfirliği seçti."
Ailesi bu fikir değişikliğinin nedenini sonradan anladıklarını söylüyor. "Meğer Enes geçen yıl yeni bir çevreye girmiş" diyor babası. Emniyet'in aileye verdiği bilgiye göre Mısır'da El Ezher Üniversitesi'nden mezun olup bir dönem Afganistan'daki El Kaide kamplarında bulunan 'Hanzala' kod adlı Halis Bayancuk, Enes ve başka gençlerle İstanbul'da temas kurmuş, onları örgütlemeye başlamıştı. Halis Bayancuk'un babası Hacı Bayancuk da güvenlik güçlerinin 2000'deki "Mezar evler"i ortaya çıkaran operasyonları sonrası açılan Hizbullah davasında tutuklu olarak yargılanmaya devam ediyor (Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada 22'si tutuklu 10'u tutuksuz 32 sanık, 156 kişinin öldürülmesiyle suçlanıyor). Hanzala'nın etrafında toplananlar en yakınlarını bile kolaylıkla "kâfir" olarak niteleyebiliyordu. Mayıs 2008'de Emniyet güçlerinin gruba yönelik operasyonunun ardından Enes de, Hanzala gibi El Kaide üyesi olduğu iddiasıyla tutuklandı.

Türkiye'de son aylarda Enes'inki gibi endişeli pek çok anne baba var. Güvenlik güçleri, yılbaşından bu yana Van, Konya, Gaziantep, Muş, Bingöl, Diyarbakır ve İstanbul'da El Kaide bağlantılı örgütlenmelere karşı art arda operasyonlar düzenliyor. Bu operasyonlarda 150'den fazla kişi gözaltına alındı. 50'ye yakınının El Kaide üyesi oldukları iddiasıyla halen tutukluluğu sürüyor. İstanbul'da yapılan operasyon sonucu gözaltına alınan 33 kişiden dokuzu hemen serbest bırakılırken, geçen ay hakim karşısına çıkan tutuklulardan 15'i serbest kaldı, 9'unun tutukluluğu devam ediyor.

Oysa bu hafta beşinci yılını dolduran Kasım 2003'teki İstanbul HSBC Bankası Genel Müdürlüğü ve İngiltere İstanbul Başkonsolosluğu'na düzenlenen saldırılardan 2008'e kadar, El Kaide'ye yönelik operasyon yok derecek kadar azdı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nden kamuoyuna yapılan açıklamaya göre operasyonlardaki artışın gerekçesi, El Kaide'nin yeni sempatizan ve militanlar topladığı istihbaratı. Emniyet İstihbarat Dairesi'nin raporlarında, "Türkiye'de El Kaide'ye insan kaynağı sağlayan grupların güçlendiği" belirtiliyor. İslamcı örgütleri yakından tanıyan sosyolog Müfit Yüksel ile 'cihat bölgelerinde' hayatını kaybeden kişileri araştıran ve "Şehitlerimiz" isimli bir kitabı bulunan Mehmet Ali Tekin gibi muhafazakâr isimler de, hem dünyada hem de Türkiye'de El Kaide sempatizanlarının sayısında son yıllarda artış olduğunu savunuyor. Onlar bu durumu "Ortadoğu ve Orta Asya'daki Amerikan işgallerinin devam etmesine" bağlıyorlar. Afganistan, Irak, Lübnan ve Keşmir gibi çatışma bölgelerinde araştırmalar yapan ABD'deki Massachusetts Üniversitesi'nden İslam Tarihi doçenti Brian Glyn Williams ise, "Türkiye'nin doğusunda hem Türk hem de Kürtler'in yer aldığı ciddi bir cihatçı gruplaşmanın söz konusu olduğunu" savunarak ekliyor: "Bu gruplar, cihadı İslam'ın altıncı şartı olarak görecek kadar fanatik."

Emniyet'ten Mayıs ayında yapılan bir açıklamaya göre, El Kaide'ye insan kaynağı sağlayan grupların güçlenmesinin en önemli göstergelerinden biri, cihadı teşvik eden kitaplarla internet sitelerinin sayısındaki artış. Savaşmak için çatışma bölgelerine gidip son yıllarda dönen yüzlerce kişi, etraflarına topladıkları gençlere çeşitli yayınlarla cihat fikrini aşılamaya çalışıyor. Son operasyonlarda tutuklanıp örgüt lideri olmakla suçlananların başta Afganistan olmak üzere bu bölgelere gidip geldiği, operasyonlardan sonra İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan ve Newsweek Türkiye'nin ulaştığı dava dosyasında da belirtiliyor. Bu bölgelere kaçak yollarla gidildiğinden, gidip gelenlere dair net rakamlar bulunmuyor. Ancak bölgeden dönenlerin ifadelerine bakılırsa, 1992'deki Bosna Savaşı'ndan beri bu tür çatışma alanlarına giden Türkler'in sayısı sekiz binin üzerinde. En çok tercih edilen bölgeyse Afganistan. El Kaide'ye yönelik operasyonların "CIA, İngiliz İstihbaratı ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) işbirliğinin gelişmesiyle arttığını" söyleyen Williams da yukarıdaki rakamları teyid ediyor ve ekliyor: "Yabancı savaşçılar intihar eylemlerine Taliban'dan daha yatkın."

Kasım 2006'da çevirmeniyle birlikte Taliban tarafından kaçırılan ve birkaç gün rehin tutulan Asia Times Online isimli yayın organının Pakistan büro şefi Seyid Selim Şahzad da bölgeyi yakından tanıyor. Geçen ay Fransız Le Monde Diplomatique Dergisi'nde yayımlanmış "Tora Bora'nın Genç Türkleri" başlıklı bir de makalesi bulunan Şahzad, Tora Bora grubunun komutanı Qari Bilal Ahmadi vasıtasıyla "Türk militanların eğitimlerini izlediğini" söylüyor. Şahzad, "Veziristan, Bajaur ve Pakistan'ın diğer şehirlerinde bazı Türk savaşçılarıyla görüştüğünü fakat yanlarında sürekli komutanları olduğundan geçmişlerine dair ayrıntılı bilgi edinemediğini" de ekliyor. Türkler'in nu kamplara hangi yollarla ulaştığını sorduğumuzda yanıtı şöyle: "Bir Türk vatandaşının Pakistan'a girmesi zor değil. Havaalanlarından ya da İran üzerinden Pakistan'a geliyorlar. En çok kullanılan yol otobüsle İstanbul'dan Tahran, oradan Zahidan ve Taftan üzerinden Zhob. Türk gençler Zhob'da bağlantılarıyla buluşup Kuzey ya da Güney Veziristan'a geçiyorlar. Yol, gizli servisler tarafından izlendiğinden geçen aylarda bu güzergâhta birkaç Türk tutuklandı. Bu nedenle başka yollar da kullanıp bazen Quetta, hatta Karaçi'de buluşup aynı bölgelere gittikleri oluyor." Buradaki Türkler'in genellikle biri Avrupa olmak üzere çift vatandaşlıkları olduğunu belirten Shahzad, "kamplarda çok kez Türk-Alman kökenlilerden bahsedildiğine kulak misafiri oldum" diyor. Güvenlik gerekçesiyle isminin açıklanmasını istemeyen Afganistan'da görevli üst düzey bir Batılı diplomat da "bölgede daha fazla yabancı savaşçı görüyoruz, en başta da Türkler, Çeçenler, Araplar, Özbekler, Türkmenler ve Pakistanlılar geliyor" diye onaylıyor. Eğitimli ve donanımlı olan bu yabancı militanlar, Afgan isyancıların genellikle yaptığı gibi karşılıklı ateşten sonra çekilmek yerine kalıp savaşma eğilimindeler.

Türkiye'deki operasyonlarda tutuklananların evlerinde ele geçirilen belgelerin başında, Emniyet'in "örgütsel doküman" olarak nitelediği ve içeriğiyle El Kaide'ye insan kaynağı sağlama amacını ortaya koyan kitaplar göze çarpıyor. Örneğin Selefi Cihadi adlı grubun (Hz. Muhammed'in takipçilerini temel alan, sonradan İbni Teyyime'nin düşüncelerinden etkilenerek şiddeti savunan bir grup) "El Umde," "Cihada Teşvik," "El Cihat Vel İctimad," "Demokrasi Dindir" ve "İslam'da Şahadet Operasyonları" gibi kitapları, polisin el koyduğu yayınlar arasında en çok dikkat çekenler. Bunlar da yine dava dosyasında mevcut. Öte yandan kitaplar kadar yazarları da ilginç. "Müslümanlar'ın alması gereken askeri eğitim" gibi teorik bilgilerin bulunduğu 641 sayfalık El Umde'nin yazarı, Mısırlı doktor Abdulkadir bin Abdulaziz. Kitabının önsözünde El Kaide'nin iki numaralı ismi Eymen El Zevahiri'nin en yakın arkadaşı olduğunu savunuyor. Bu kitabın üzerinde yer alan yayınevi adı Şehadet. Konya merkezli yayınevinin sahibi Murat Gezenler "Bugüne kadar cihadı teşvik eden 14 kitap bastık" diyor. Kitaptaki telefon numarasından ulaşarak Konya'daki evinde görüştüğümüz Gezenler, Selefi görüşlü Arap yazarların kitaplarını Türkçe'ye çeviriyor.

Gezenler 2001'de Afganistan'a gitmiş. "ABD'ye karşı savaşmak için Kandahar'da bulunduğunu ama 20 gün sonra Türkiye'ye döndüğünü" söylüyor. Gezenler, cihadı hararetle savunuyor ama "O ulvi mertebeye henüz ulaşmadım" diyerek "savaşçı" olmadığını belirtiyor. Afganistan'dan döndükten sonra bir operasyonda tutuklanan ve dört ay cezaevinde kaldığını belirten Gezenler "yayımladığı kitaplar için devlete bir kuruş vergi ödemediğini" de itiraf ediyor. Zaten söz konusu yayınevine ait ne bir vergi levhası, ne de bir ofis bulunuyor. Bu nedenle kitaplara dair net bir satış rakamı da yok. Ancak yayıncı, rakamın 10 binler düzeyinde olduğu iddiasında. Ona göre bu kitaplar büyük oranda ücretsiz dağıtılıyor. Üzerinde aynı yayınevinin adı bulunan "İslam'a Çağrı" adlı kitapçık ise 100 bin adet basılmış, 83 bini dağıtılmış. 17 bini de polisin el koyduğu yayınlar arasında. Son dönemde üzerlerine çok gelindiğinden ve çatışma bölgelerine gidişlerin zorlaştığından yakınan Gezenler'in iddiasına göre "Silahlı direniş mutlaka Türkiye'ye yansıyacak."

El Kaide'ye ilginin arttığına dair gösterge olabilecek bir başka gelişmeyse, ana sayfalarında genellikle "Kur'an ve silah"ın yan yana gösterildiği, alenen cihat çağrısı yapan internet sitelerinin sayısının ve onlara ilginin artması. Örneğin takva.com adresli bir site, son birkaç yılda 2 milyonun üzerinde giriş yapılınca İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla (06.02.2008 tarih ve 2008/288 nolu karar) kapatıldı. Emniyet'in farklı dava dosyalarında bulunan bazı kayıtlara göre bu tür siteler (takva.com, sehadetvakti.com, akidemiz.com, cihateri.net, elhadid.com, tevhitarslanları.com, davetvecihad.com ve selefidavet.com gibi) aracılığıyla El Kaide'ye eleman kazandırıldığı belirtiliyor.

Bu sitelerin forum sayfalarına katılanlar, çatışma bölgelerinde savaşmaya teşvik ediliyor. İslam dışındaki siyasi sistemler şiddetle eleştiriliyor. Mısır, Türkiye, Suriye, Suudi Arabistan, Libya, Fas, Ürdün, Tunus ve Lübnan'daki düzen ve bu ülkeleri yönetenler de kâfirlikle suçlanıyor. Söz konusu internet sitelerindeki yazı, fotoğraf ve video görüntülerinde bazı eylemler yer verilerek, düzenleyenlerin "şehit oldukları" vurgulanıyor.

Türkiye'de cihat ve direnişi savunanların sayısının arttığı konusunda birleşen İslamcı yazarlar, İslam'ın şiddetle birlikte anılmasınaysa karşı çıkıyor. Yine de sosyolog Yüksel'e göre şiddet içerikli düşünce her geçen gün daha fazla taraftar buluyor. Müslüman gençlerin bir dönem direniş bölgelerine gitmeleri için teşvik edildiğini savunan Yüksel "Çeçenistan'da ve diğer bölgelerde savaşanlar için camilerde para toplandı" iddiasında bulunuyor. Yüksel'e göre "Artık Selefi düşüncedeki gençlerin Che Guevara gibi bir idolü var; Usame Bin Ladin." Yüksel, bunun bazı Müslüman ülkelerde bulunan yabancı güçler nedeniyle "işgalin yayıldığına dair" anlayıştan kaynaklandığını iddia ediyor.

Filistin ve İslami gruplar üzerine makaleleri bulunan araştırmacı Nureddin Şirin ise dünyada ve Türkiye'de Selefi düşünceyi savunan Müslümanlar'ın arttığını söylüyor. Ona göre "Özellikle El Kaide'nin 11 Eylül sonrası dünya çapında oluşturduğu rüzgârla birlikte Irak, Afganistan, Çeçenistan ve Somali gibi cephelerde işgalci güçlere karşı sürdürülen direniş Selefi çizgideki Müslümanlar'ın cihad ruhunu alevlendirdi." Şirin, Batılılar'ın buna "global cihadist akım" adını verdiğini ve bu Selefi Cihadi çizginin Arap dünyasından Pakistan ve Endonezya'ya, Türkiye'den Filipinler'e kadar taban bulduğunu savunuyor.

Konuyla ilgili araştırmalar yapan Tekin, çatışma bölgelerine gidip dönenlerden. "Önce Afganistan ardından Bosna'ya savaşmak için gittiğini" kaydeden, daha sonra gazeteciliğe (2000 yılında Umut operasyonuyla kapatılan Selam Gazetesi) başlayan Tekin, son olarak da Çeçenistan'daki savaşa tanık olmuş. Tekin, El Kaide ve Selefi Cihadi saflara kayan gençlerin psikolojilerinin anlaşılması için çaba gösterilmesi gerektiği düşüncesinde.

Bu noktada kritik bir değerlendirme de Williams'dan geliyor. "Bazı gençler, çatısı altında buluşmasa bile El Kaide'nin eylemlerini destekliyor. Bu destek Türkiye'de son aylarda çok daha yoğun" diyen Williams'a göre "Bu çevrelerde sivillere yönelik eylemler yapan PKK'ya sert tepki gösterilmesi, ancak yine sivil hedefleri vuran El Kaide'nin aynı şiddetle protesto edilmemesi bir işaret. Gençlerin El Kaide'ye sempatiyle bakmasında 'Metal Fırtına' gibi kitaplar ile 'Kurtlar Vadisi Irak' türü filmler etkili oldu. Türkiye yeni militanların kaynağı durumunda."

Tüm bu olaylar ve üzerine yapılan analizler şunu gösteriyor. Filistin, Irak, Afganistan hatta Kafkaslar'daki çatışma ortamı sürdükçe El Kaide çatısı altında faaliyet yürüten gruplar yeni tanıtım fırsatları yakalıyor. Türkiye'de gençlerin giderek daha fazla atomize olan ve tam olarak izlenemeyen iletişim yöntemleri kullanan gruplara katılması, gelecek günler için sivillere yönelik öngörülemeyen saldırı riskini arttırıyor.


(Afganistan'dan Sami Yousafzai ve Ron Moreau'nun katkılarıyla)
 
R Çevrimdışı

rambo

Üyeliği İptal Edildi
Banned
yazının içeriginden daha önemli olan yazının yazarı yazar daha önce vakıt gazetesinde dış haberlere bakıyordu .yazdıgı yazılarda karşı mahallenin hoşuna gidecek bizim sözde açıklarımız .
Yani anlayacagınız Ahmethakan ın yeni versiyonu .islami camiayı sat karşı mahalleye yaran
ayrıca nesweek CIA NIN dergisidir
 
Ahmed- Çevrimdışı

Ahmed-

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Müslümanların sayısı degil "Müslümanım diyenlerin sayısı " olacaktı ne dersiniz? yanlışsam beni düzeltin!
 
Üst Ana Sayfa Alt