Suriye’de Nusret Cephesi komutanlarına ve ailelerine IŞİD tarafından yapılan suikastlar ve IŞİD sözcüsü Adnani’nin el Kaide’yi İbrahimin dininden ve Usame’nin yolundan çıkmakla itham ettiği şu günlerde, dünyadaki tüm cihad cephelerinde ilmi otorite kabul edilen âlimlerden Şeyh Ebu Katade Filistini (Allah onu güçlü kılsın ve hürriyetine kavuştursun) de Ürdün hapishanesinden risale yayınlayarak ihtilaf hakkındaki fetvasını yayınladı. Şeyh Ebu Katade Filistini, risalesinde IŞİD için Harici ve cehennem köpeği ifadelerini kullanırken, dinin ve cihadın maslahatı için bu gerçekleri açıkladığını söyledi. Dün yayınlanmasına rağmen bir günde her dile çevrilen ve sosyal medyada tüm dünyada gündem olan bu mektubu siz okuyucularımıza tam metin olarak sunuyoruz:
Cihad Ehline Ve Cihadı Sevenlere Bir Mektup
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Ona dayanır ve Ondan yardım dileriz. Tüm hamdu senalar âlemlerin Rabbi Allah’adır. Allah’ın elçisi Muhammed’e, aile ve ashabına selam olsun. Bu mektubu derin bir kederle yazıyorum, Allah’ın yarattıklarına yüklediği vaatler olmasaydı bu mektubu yazmakta acele etmezdim. Vallahi bu mektubu ortaya yayınlatmamak için kendimle çok mücadele ettim. Ancak inandığım doğruları gizlemekten korkarak yapamadım. Cihada ve cihad eden insanlara gelmesi muhtemel zararı def etmek için halka açık ve gizli olarak elimden gelen her şeyi yaptım, ancak bazıları batıl, fesad içinde ve yanlış yollarda boğulmaktadır. Onların ana öncelikleri cihada fayda sağlamak değil, onu mahvetmektir. Bu kelimelerin sorumluluğu Irak İslam Devleti ve onun Şam topraklarındaki şubesi tarafından üstlenilmelidir.
Askeri ve İslami lider kadrosu ile birlikte bu grubun “cehennem ateşinin köpekleri” olduğu hiçbir şüphe gölgesi olmaksızın açıkça bana malum olmuştur, yaptıkları işler de buna şahitlik etmektedir. Peygamberin (sav) şu tarifine en çok uyan kişiler de onlardır:
“Onlar müşrikleri bırakır ve Müslümanları öldürürler. Vallahi eğer onlara erişecek kadar yaşarsam, Ad kavminin öldürüldüğü gibi onları öldürürüm!”
Yaptıkları fenalıklardan dolayı bu hükmü verirken tereddüt etmiyorum ki kendilerine ta hakikat olan sözlere, nasihat ve rehberliğe kulaklarını tıkayana kadar tavsiyeler iletmeye çalıştım. Bu kelimelerimi onlarla münasebeti olup da bir gram “Sünnet, Din ve Takva” sahibi olan ve Müslüman kanı dökmekten korkan kişilere söylüyorum ki onlar hakkında Peygamberin sözleri bu şekildedir.
Peygamberin bu çağın insanları hakkında yaptığı bu nebevi tarif onlar için başka bir kelime aramaya hacet bırakmamaktadır. Bazıları “Harici” teriminin onların akidesine uymadığını, Haricilerin büyük günahlar işleyenlerin kâfir olduğuna inandıklarını söyleyecektir. Ancak Resulullah’ın tanımı gerekçelerine bakmaksızın bizlere onların özelliklerini bildirmiştir. Ali (r.a.) zamanındaki liderlerinin özellikleri bugünkü özelliklerinin aynısıdır. Bu sebeple Nebevi hüküm haricinde kimse bir tartışmaya girmemelidir. Bu kişilere örnek, Nusret Cephesi –Allah onları korusun-, Nusret’in komutanları ve âlimleri gibi doğruluk sahibi insanlarla savaşan kişilerdir.
Zevahiri gibi hikmet sahibi cihad liderlerini ve komutanlarını suçlayan veya Zevahiri’nin menhecini değiştirdiğini iddia edenler kelimelerle oynamaktadır. Bu ise cihad yolu hakkında bir tecrübelerinin olmaması, cihad insanlarının inançlarını, sözlerini ve metotlarını anlamadıkları içindir. Dr. Eymen’in (Zevahiri) -Allah onu korusun- fikriyatının Ebu Abdullah (Usame) bin Ladin’den farklı olduğunun iddia edilmesi tuhaftır. Böyle iddiaları ortaya atanları kendilerine benzeyen, cihad tarihini ve cihad liderlerinin yaptıklarını bilmeyen kişilerden başkası dinlememektedir.
Sözleri ve terminolojilerinden dolayı başkalarını yoldan sapmakla suçlayanlara gelince, asıl onların kendileri yalancı, cahil ve yoldan sapmış olarak tanımlanmayı hak etmektedir. Bütün bunlar beni fazla etkilemediyse de, işledikleri suçlar onlardan beri olduğumuzu ve onları reddettiğimizi ilan etmeyi zorunlu kılmaktadır, çünkü nebevi tanım kendilerine uymaktadır.
Birçok şeyler söyleyecek önemsiz adamlar olacağını biliyorum. Bunlardan en hafifi “hapiste, hiç birsey bilmeyen bir adam” olduğumdur. Diyorum ki: “Vallahi, ben sizin bildiklerinizden fazla şey biliyorum.”Mesele bilgi edinmek değil, bildiklerimi söyleyebilme zorluğudur. Başkaları gibi her gün açıklama yapabilecek bir durumda değilim. Bu sebepten dolayı meydan çocuklara ve anlayıp bilmeksizin cahilin kabilesine tutunduğu gibi Devle’sine tutunan fanatiklere kalmıştır. Bu beyanatımda bu tür kişilere özellikle hitap etmiyorum. Dinde yeni çıkmış şeylerin (bidatlerin) insanlar arasında yayılması, bir köpeği zayıflatan, görme duyusunu ve ferasetini yok eden bir hastalık gibidir. Başka bir açıdan baktığımda meselenin bu raddeye gelip hakikatin ortaya çıkması ve safların belirginleşmesini sağladığı, cihad grupları ile aşırı ve bidatçi gruplar arasındaki farkı ortaya koyduğu için Allah’a hamd ediyorum. Şam topraklarındaki Mücahid kardeşlerimin bir zamanlar kendi saflarında zalimlere karşı savaşan insanlar eliyle çektikleri tüm acıları hissediyorum, bu kişilerin çılgınlıkları eski cihad arkadaşlarının kanlarını cehalet ve aşırılıkları sebebiyle helal saymalarına yol açmıştır.
Tüm Mücahidlere ve onları sevenlere Peygamberin (sav) şu hadisini dikkatle incelemelerini tavsiye ediyorum: “Ümmetimden bir taife hak üzere devam edecektir…”. (Tırmizi – Hadisin tam metni: Ümmetimden bir taife hak üzere galip olmaya kıyamete kadar devam eder. Onları yardımsız bırakanın, onlara muhalefet edenlerin onlara bir zararı olmaz – çevirmen). Bu öyledir ki, çabaları, terleri ve kanlarıyla cihadı besleyen cihad liderleri ve komutanlarına attıkları iftiralarla, mücrimlerin çökertmeye çalıştığı sürekli zincir bu gruptur. Hayır! Onlar ailelerini, çocuklarını ve zamanlarını da feda ettiler. Bütün bunlardan sonra bu mücrimler feci açıklamalarla ortaya çıkıyorlar. Bu sebeple Nusret Cephesi’ndeki Dr. Sami Ureydi, Ebu Mariya Iraki, Ebu Abdullah Sami ve ayrıca El Muheysini gibi değerli ilim talebelerine sabırla hakikati açıkladıkları ve cahilin cehalet kokan açıklamalarını def ettikleri için teşekkür ediyorum. Biliyorum ki burada Şam’daki tüm ilim talebelerinin ismini zikretmem mümkün değil.
Cihad ondan nefret eden düşmanlardan etkilendiği kadar cihadı seven cahil kişilerden de etkilenmektedir. -Cihadı seven cahiller- düşmanları kadar cihada zarar vermektedir. Doğruluk sahipleri yüzleştikleri bu insanların suçlarının verdiği acılara sabretsinler. İlim ve feraset sahipleri Peygamberin şu hadisi üzerinde düşünsünler: “Onlara yetişirsem onları Ad kavminin öldürüldüğü gibi öldüreceğim!” Bu söz Hayber, Beni Nadir veya Beni Kaynuka Yahudilerine uygulanmamıştır. Bu söz Kureyş’e de uygulanmamıştır. Ve bunlar onun en fena düşmanlarıydı. Bu, köpeğin çılgınlığı asla iyileştirilemeyeceği ve onlardan hayatta kalanları Muhammed (sav) ümmetine zarar vereceği içindir. Tarihine bakıldığında bu grubun durumu budur. Bazen içlerinden bir ya da iki kişi kurtulur, çöllerde ve ilmin az olduğu yerlerde sapkın inançlarını yayar ve eskiden yaptıkları ise hızla geri dönerlerdi. Bugün bu insanlar geçmişte var olanlarla ayni kişilerdir. İkisi arasında en küçük bir fark bile yoktur. Sual eden kişiler onlar hakkındaki hükmü veya bunun delilini sorarsa cihad milletine baksınlar. Bu kişilerin cihad milletini düşman sayacak, mürted sıfatlarını onlara atfedecek, liderlerine suikast düzenleyecek ve mallarını helal sayacak dereceye ulaşmaları şok edicidir. Tüm bunlardan sonra sual edene tereddüt edecek ne kalmıştır!
Onlar hakkında benim sözlerim budur. Allah’la bu duruşla buluşacağım ve eğer bu sözler cihadın faydasına olmasaydı, eğer sessiz kalabilseydim öyle yapardım. Vallahi bu sözlerle sadece size nasihat vermeyi amaçlıyorum. Yalnızca Sünneti tasdik etmek, cahili def etmek ve cihadın bu kişilerden masumiyetini beyan etmek istiyorum. Bu sözleri, insanların sorularına, bana karşı çıkacaklara ve şüphesi olanlara cevap veremeyecek bir pozisyonda birisi olarak söylüyorum. Allah’ı elimden geldiği kadar hoşnut etmekten başka endişelenecek çok az şeyi kalmış birisi olarak söylüyorum. Yukarıda bahsedilenler aynı kökten gelen diğer âlimlerin de görüşleridir. Ancak her şahsın kendine has bir mazereti ve yordamı vardır.
Allah herkesi kendi sevdiği ve hoşnut olduğuna iletsin. Allah cihada ve mücahitlere zafer versin. Âmin, âmin.
KARDEŞİNİZ EBU KATADE
Yayınlanma tarihi: 28 Cemaziyülahır 1435, 28 Nisan 2014
Metnin Arapça Aslı: http://www.gulfup.com/?agNbFw
Metnin İngilizce Çevirisi: http://www.gulfup.com/?qPABey
Çeviri: Ekrem Yılmaz
Ümmet-i İslam / Özel Haber
Moderatör tarafında düzenlendi: