Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Mümtehine, 4. Ayet: İbrahim'de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, "Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir" demişlerdi. Yalnız İbrahim'in, babasına, "Senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez" sözü başka. Onlar şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır."
Şu salgın günlerinde dahi akletmeyip gerçek hüküm ve hikmet sahibinin kim oldugunu idrak edememek basiretlerinin ne denli kör, küfürlerinin ne denli şedid oldugunu gösteriyor. Allah subhane ve teala bunları küfürlerinin içinde boğup perişan etsin.
Madde 7.- Ahkâmı şer'iyenin tenfizi, umum kavaninin vâz'ı, tadili, feshi ve muahede ve sulh akti ve vatan müdafaası ilânı gibi hukuku esasiye Büyük Millet Meclisine aittir. Kavanin ve nizamat tanziminde muamelâtı nâsa erfak ve ihtiyacatı zamana evfak ahkâmı Fıkhiye ve hukukiye ile âdap ve muamelât esas ittihaz kılınır. Heyeti Vekilenin vazife ve mesuliyeti kanunu mahsus ile tâyin edilir.
Hakimiyet burada Casiye suresinde (16. ayet) kullanılan manada mülk ve idare ifade eder: (وَلَقَدْ آتَيْنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ الْكِتَابَ وَالْحُكْمَ وَالنُّبُوَّةَ)
Anayasada idarenin kayıtsız şartsız millete tahsis edilmesine rağmen, yargının şeriat olarak belirlendiği göze çarpıyor. Hakimiyet meselesini öne çıkartan mütefekkirlerden Ebu'l Ala Mevdudi de benzer bir şekilde, dinin gereği yargıyı Allah'a tahsis ederken aynı zamanda idari nizam olarak şuraya dayalı bir demokrasi ön görmüştür. TBMM ve Mevdudi hakimiyet kelimesini farklı anlıyorlar ve belki Mevdudi'nin verdiği anlam (yargı) daha münasiptir çünkü Kuran-ı Kerim'de galibiyetle bu manada kullanılmıştır. Ancak kelime ve manaların karıştırılmış olmasından öte, hakimiyet davası örnekteki metne bir zıtlık teşkil etmiyor, yani Allah mutlak hakim (şari) millet de hükmünü yürütücü (müneffiz) ve hükmüyle yargılayıcı (kazi) oluyor.
Erdoğan'ın kullanımı 1921 senesi TBMM'ne istinaden olduğu için bu kullanımını yargı veya teşri değil idareye hamletmek daha uygundur.