Aslında sanki biraz yanlış anlaşılma var gibi geliyor bana. Ubeydullah Arslan'ın söylemek istediği
ile sarf ettiği sözler uyuşmamış.
Hani " İslam'ı sevdirmek istiyorsanız, tebliğ yapmak istiyorsanız tekfirci, dışlayıcı bir anlayış ve katı bir tutum ile değil de İslam'ı sevdirecek daha makul bir dil kullanmalısınız" demek istiyor.
Hepimiz aynı hatalara düşmedik mi? Tevhid Akidesi ile ilk tanıştığımızda, İslam'dan bir haber
kimselere hemen " hakimiyet " konusunu işlemedik mi? Zamanlamayı ve karşı tarafın içerisinde bulunduğu cehaleti dikkate almadan bodoslama dalarak yok şu küfür yok bu küfür diyerek tepki almadık mı?
İşte Ubeydullah Arslan'ın " Radikalizm " den kastetmek istediği de sanırım buydu. Yani kalplerine nüfuz etmeden başarı sağlayamazsınız, taraftar bulamazsınız.
Tecrübelerim de bunu teyit etmektedir ki, muhatabımızın halini dikkate almadan yapılacak
yanlış bir yöntem, tebliğ Ubeydullah'ın da dediği gibi asla işitilmeyecektir ve karşılık bulmayacaktır.
Yeni doğmuş bir bebeğin açlığını biberon ile gidermek yerine katı besin vermek cinayettir.