Ramazanın 11. günü bizi ortası mağfiret olan bu aya eriştiren Allah'a hamd olsun.
Bugün daha önceden duyduğum bir olayı tekrar duymak nasip oldu ve galiba bu kez ilk duyduğuma nazaran daha çok etkiledi beni. Beni etkileyen ve daha dikkatli olmamı gerektiren bu yaşanmış olayı sizlerle de paylaşmak isterim.
Konumuz gereği dilimizi her anlamda temizlemiz gerektiği konusu geçerken şu olay anlatıldı. Bir ablanın dilinden
"Ben kardeşimi çok seviyordum ve çok kıymet veriyordum. Hatta o kadar çok seviyordum ki sürekli ona dualar ediyordum. Onun için sürekli yaptığım bir duam vardı. 'Allahım' derdim, 'Allah'ım sana elem vermesin, Allah sana acı hissetirmesin....' diye dua ederdim.
Bir kaç sene sonra bir gün kardeşim hastalandı ve apar topar hastaneye kaldırdık.
Öğrendik ki kardeşim çok hastaydı. Doktor, hastalığının çok ilerlediğini ve ağrıyı hissettiren sinirlerin öldüğünü söyledi."
SubhanAllah...
Bu yaşanan olaydan benim çıkardığım, değil dua ederken günlük konuşmalarımızda dahi ne söylediğimizin farkında olmalıyız ki günlük bir konuşmada espiri yoluyla söylenen bir şeyin daha sonrasında yaşandığına da şahit oldum.
İkinci ise acının da bir nimet olduğunu anladım. Vücudumuzda en ufak bir organımız bile ağrıdığında vücudumuz hemen alarma geçiyor ve biz bundan dahi şikayet ediyoruz.
Şimdi anlıyor muyuz "Kahrolası insan ne kadar da nankördür" ayetini..
Allah her daim hayrın güç yettirebildiğimizi nasib eylesin. Sabreden ve şükreden kullarından eylesin.
Bugün daha önceden duyduğum bir olayı tekrar duymak nasip oldu ve galiba bu kez ilk duyduğuma nazaran daha çok etkiledi beni. Beni etkileyen ve daha dikkatli olmamı gerektiren bu yaşanmış olayı sizlerle de paylaşmak isterim.
Konumuz gereği dilimizi her anlamda temizlemiz gerektiği konusu geçerken şu olay anlatıldı. Bir ablanın dilinden
"Ben kardeşimi çok seviyordum ve çok kıymet veriyordum. Hatta o kadar çok seviyordum ki sürekli ona dualar ediyordum. Onun için sürekli yaptığım bir duam vardı. 'Allahım' derdim, 'Allah'ım sana elem vermesin, Allah sana acı hissetirmesin....' diye dua ederdim.
Bir kaç sene sonra bir gün kardeşim hastalandı ve apar topar hastaneye kaldırdık.
Öğrendik ki kardeşim çok hastaydı. Doktor, hastalığının çok ilerlediğini ve ağrıyı hissettiren sinirlerin öldüğünü söyledi."
SubhanAllah...
Bu yaşanan olaydan benim çıkardığım, değil dua ederken günlük konuşmalarımızda dahi ne söylediğimizin farkında olmalıyız ki günlük bir konuşmada espiri yoluyla söylenen bir şeyin daha sonrasında yaşandığına da şahit oldum.
İkinci ise acının da bir nimet olduğunu anladım. Vücudumuzda en ufak bir organımız bile ağrıdığında vücudumuz hemen alarma geçiyor ve biz bundan dahi şikayet ediyoruz.
Şimdi anlıyor muyuz "Kahrolası insan ne kadar da nankördür" ayetini..
Allah her daim hayrın güç yettirebildiğimizi nasib eylesin. Sabreden ve şükreden kullarından eylesin.