E
Çevrimdışı
Ebu & Dücane
Misafir
Muhterem kardeşlerim,
Bütün bu sıkıntıların başı,bir yerde kafir yada müslüman ayırımının yapılamaması,birinin kafir olarak gördüğünü diğerinin müslüman olarak görmesi meselesidir.Kafirlere olan sevgi,saygı,dostluk,karşılıklı dayanışmaya onay veren bir kişi müslümanlık yönünden problemlidir.Bir müslüman diğer bir müslümana muhalefet ettiği zaman,düşünüyor ki,bu kişi,kafirlere karşı sevgi ve muhabbet besliyor ve beni onlara teslim edebilir.Aynı şekilde,bir müslüman,bir kafir ile işbirliğine giriyor,bu durumda gene diğer müslüman diyor ki,bu beni her zaman satabilir ve bana kendi menfaati için zarar verebilir.Böylece müslümanlar arasında karşılıklı güven duygusu yok olmaktadır.Bu gün suriyedeki olaylarda ajanlar her kılığa girmektedir.Müslüman ve kafir karışık bir toplumda,kimin kimin için büyük bir tehdit olduğu ortaya çıkarılamamaktadır.Bundan dolayı bir müslümanın en ufak bir düzeyde de olsa kafirlerle ilişkilerindeki bir zaafiyet,onu başka bir müslüman için ajan ve hain konumuna sokabilmektedir.
Bu nedenle bu karışık yapının artık ayrışması gerekmektedir.Yoksa müslümanlar devamlı birbirini satılmış ve hain olarak görmeye devam edecek,aynı noktada birleşemeyeceklerdir.
El Kaide yıllarca gerilla tipi saldırılarla uluslar arası küfür ittifakını zarar vermeye ve yok etmeye çalıştı.Fakat,bu ittifak satılmış müslümanları yanlarına çekerek,bu hareketi boğmaya çalıştılar ve kendilerine bu hususta türlü hile ve desiselerle taraftar buldular,aynı zamanda ülkelerin en güçlü yapılarını kendi saflarına kattılar.Suriyede de cihad uzadıkça kafirler lehine,aynı yapıyı oluşturmak için zaman kazanılmaya çalışılmaktadır.
Suriyede de laik bir sistemle yıllardır sorun yaşamamış ve bu küfür sistemini kanıksamış bir halk var.Bu halkın esad gibi, bir zalime karşı durmalarındaki ana gaye sadece zulmüne başkaldırı şeklinde olmuştur.Yani itikat ve akide yönünden küfre rıza var ama zulme rıza yok.Bu durumda birinci öncelik itikad ve akide olması gerekirken,ikinci seçenek yani zulüm ortadan kalktığı zaman bu halkın aynı küfre razı olma durumu devam edecektir.Bu kargaşa arasında,itikadı ve akideyi öne geçiren tevhidi muhacirler,bu alanda Allahın izni ile suriye topraklarını islamlaştırma operasyonu için fırsat bulmuşlardır.
Şimdi bu cihad alanında tevhidi davet ile cihad eden hakiki anlamda önceliği islamı tevhide döndürme gayretinde olan iki grup vardır.Birisi IŞID,diğer El Nusra.Diğer grupların islamın tevhidi boyutunda çok büyük problemleri vardır.Önceki parağrafta belirttiğimiz zulüm kaldırılınca küfre rıza gösterenler olacak,dolayısıyla saflar gene değişebilecektir.
Bu nedenle denilebilir ki,IŞID ve Nusra bu fırsatı birbirleriyle işbirliğine giderek daha da genişletmeli,diğer grupların insafına ve insiyatifine bu davayı bırakmamalıdır.Diğer grupların bu iki gruba biatı yada tabiiyeti sağlanmalıdır.
IŞID ve Nusra arasındaki menheci farklılıklardan doğan görüşler,islamın tevhidi yapısını bozan bir unsur değildir.Menhec sadece,izlenecek yolda,islam için daha fazla maslahatın elde edilmesi meselesidir.Diğer taraftan,IŞID ile Nusra arasındaki şeri mahkemeler birleştirilmelidir.Artık bu zamandan sonra Bu iki grubun şeri mahkeme kararlarından dolayı çatışmaya hazır olmaları,kişisel maslahatları,islamın maslahatına tercih etmiş olmalarına sebep olacaktır.Şeriatta büyük zararları önlemek için küçük zararlara katlanma kuralına uyulmalıdır.
Bundan başka,IŞID ın her ne kadar karar vermede aceleci bir bir yapıya sahip olarak cihad etsede,hataları olsada,bu hatalarını,cihadın yok edilmesine ve kafirlerin sevinmesine,islam davasının ayaklar altına itilmesine sebep olacak şekilde,kin ve garez,intikam boyutuna taşımamak gerekir.Gerektiğinde İslam devleti altında birleşilmeli,zayıf yapılar ve problem çıkaracak kurumlar ıslah edilmelidir.Bu zamandan sonra,artık geriye dönüş olmamalıdır.
El Nusra Rakka Emirinin irtidat nedeniyle öldürülmesi (Şehit İnşallah) hadisesi,IŞID ve El Nusra arasında müzakere edilip,gerektiğinde yanlış içtihad verildiğinin IŞID tarafından kabul edilip,hata edildiği kabul edilip diyeti ödenerek,aradaki öfke ve intikam hırsı kaldırılmalıdır.
Şu bilinmelidir ki,hiç bir dava,hiç bir menfaat,hiç bir acı,hiç bir öfke,hiç bir kin ve düşmanlık,İslamın tevhid inancının ve davasının önüne geçirilemez.Artık birbirimize karşı kılıçların kırılma,kafirlere karşı vurulma,birbirimizin kusurlarını örtme,İslam düşmanlarının hile ve oyunlarını ortaya çıkarma,birbirimize karşı yumuşak ve hoşgörülü,kafir ve islam düşmanlarına karşı sert olma zamanı.
Hamd Alemlerin Rabbi Allah İçindir.
Bütün bu sıkıntıların başı,bir yerde kafir yada müslüman ayırımının yapılamaması,birinin kafir olarak gördüğünü diğerinin müslüman olarak görmesi meselesidir.Kafirlere olan sevgi,saygı,dostluk,karşılıklı dayanışmaya onay veren bir kişi müslümanlık yönünden problemlidir.Bir müslüman diğer bir müslümana muhalefet ettiği zaman,düşünüyor ki,bu kişi,kafirlere karşı sevgi ve muhabbet besliyor ve beni onlara teslim edebilir.Aynı şekilde,bir müslüman,bir kafir ile işbirliğine giriyor,bu durumda gene diğer müslüman diyor ki,bu beni her zaman satabilir ve bana kendi menfaati için zarar verebilir.Böylece müslümanlar arasında karşılıklı güven duygusu yok olmaktadır.Bu gün suriyedeki olaylarda ajanlar her kılığa girmektedir.Müslüman ve kafir karışık bir toplumda,kimin kimin için büyük bir tehdit olduğu ortaya çıkarılamamaktadır.Bundan dolayı bir müslümanın en ufak bir düzeyde de olsa kafirlerle ilişkilerindeki bir zaafiyet,onu başka bir müslüman için ajan ve hain konumuna sokabilmektedir.
Bu nedenle bu karışık yapının artık ayrışması gerekmektedir.Yoksa müslümanlar devamlı birbirini satılmış ve hain olarak görmeye devam edecek,aynı noktada birleşemeyeceklerdir.
El Kaide yıllarca gerilla tipi saldırılarla uluslar arası küfür ittifakını zarar vermeye ve yok etmeye çalıştı.Fakat,bu ittifak satılmış müslümanları yanlarına çekerek,bu hareketi boğmaya çalıştılar ve kendilerine bu hususta türlü hile ve desiselerle taraftar buldular,aynı zamanda ülkelerin en güçlü yapılarını kendi saflarına kattılar.Suriyede de cihad uzadıkça kafirler lehine,aynı yapıyı oluşturmak için zaman kazanılmaya çalışılmaktadır.
Suriyede de laik bir sistemle yıllardır sorun yaşamamış ve bu küfür sistemini kanıksamış bir halk var.Bu halkın esad gibi, bir zalime karşı durmalarındaki ana gaye sadece zulmüne başkaldırı şeklinde olmuştur.Yani itikat ve akide yönünden küfre rıza var ama zulme rıza yok.Bu durumda birinci öncelik itikad ve akide olması gerekirken,ikinci seçenek yani zulüm ortadan kalktığı zaman bu halkın aynı küfre razı olma durumu devam edecektir.Bu kargaşa arasında,itikadı ve akideyi öne geçiren tevhidi muhacirler,bu alanda Allahın izni ile suriye topraklarını islamlaştırma operasyonu için fırsat bulmuşlardır.
Şimdi bu cihad alanında tevhidi davet ile cihad eden hakiki anlamda önceliği islamı tevhide döndürme gayretinde olan iki grup vardır.Birisi IŞID,diğer El Nusra.Diğer grupların islamın tevhidi boyutunda çok büyük problemleri vardır.Önceki parağrafta belirttiğimiz zulüm kaldırılınca küfre rıza gösterenler olacak,dolayısıyla saflar gene değişebilecektir.
Bu nedenle denilebilir ki,IŞID ve Nusra bu fırsatı birbirleriyle işbirliğine giderek daha da genişletmeli,diğer grupların insafına ve insiyatifine bu davayı bırakmamalıdır.Diğer grupların bu iki gruba biatı yada tabiiyeti sağlanmalıdır.
IŞID ve Nusra arasındaki menheci farklılıklardan doğan görüşler,islamın tevhidi yapısını bozan bir unsur değildir.Menhec sadece,izlenecek yolda,islam için daha fazla maslahatın elde edilmesi meselesidir.Diğer taraftan,IŞID ile Nusra arasındaki şeri mahkemeler birleştirilmelidir.Artık bu zamandan sonra Bu iki grubun şeri mahkeme kararlarından dolayı çatışmaya hazır olmaları,kişisel maslahatları,islamın maslahatına tercih etmiş olmalarına sebep olacaktır.Şeriatta büyük zararları önlemek için küçük zararlara katlanma kuralına uyulmalıdır.
Bundan başka,IŞID ın her ne kadar karar vermede aceleci bir bir yapıya sahip olarak cihad etsede,hataları olsada,bu hatalarını,cihadın yok edilmesine ve kafirlerin sevinmesine,islam davasının ayaklar altına itilmesine sebep olacak şekilde,kin ve garez,intikam boyutuna taşımamak gerekir.Gerektiğinde İslam devleti altında birleşilmeli,zayıf yapılar ve problem çıkaracak kurumlar ıslah edilmelidir.Bu zamandan sonra,artık geriye dönüş olmamalıdır.
El Nusra Rakka Emirinin irtidat nedeniyle öldürülmesi (Şehit İnşallah) hadisesi,IŞID ve El Nusra arasında müzakere edilip,gerektiğinde yanlış içtihad verildiğinin IŞID tarafından kabul edilip,hata edildiği kabul edilip diyeti ödenerek,aradaki öfke ve intikam hırsı kaldırılmalıdır.
Şu bilinmelidir ki,hiç bir dava,hiç bir menfaat,hiç bir acı,hiç bir öfke,hiç bir kin ve düşmanlık,İslamın tevhid inancının ve davasının önüne geçirilemez.Artık birbirimize karşı kılıçların kırılma,kafirlere karşı vurulma,birbirimizin kusurlarını örtme,İslam düşmanlarının hile ve oyunlarını ortaya çıkarma,birbirimize karşı yumuşak ve hoşgörülü,kafir ve islam düşmanlarına karşı sert olma zamanı.
Hamd Alemlerin Rabbi Allah İçindir.
Son düzenleme: