Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Suud Kraliyeti İhtişamı

Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
İ Çevrimdışı

İbn Abdilvahhab

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Bu Kralcılar Osmanlı devletini , hadisle mujdelenmiş fatih sultanı , İmam Maturudi ve İmamı azamı murcie sapık görüp tekfir ediyorlar değil mi?
sende tekfir ediyor musun?


Delil getir..Fsmyi tekfir ettiklerine dair..
Bu arada Fsm hadisle müjdelenmemiştir...
İstanbulu feth eden komutan ne güzel komutandır... hadisini fsmye yamama...Mehdiyi işaret ediyor bu hadis
Asıl istanbulun fethini Mehdi yapacaktır.

Kuburriye devleti olan Osmanlı devletinin kabirciliğini sen savunuyorsan ibn teymiyeyi ve ibn abdilvahhabı tekfir etmen gerekir.
 
ا Çevrimdışı

التوحيد

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Şia ve Haricilerin sayla sümük ağlayarak Suud böyle yaptı şöyle yaptı demesine alıştık biz aldırış etmiyoruz...Ehlisünnet Ulemasının ne söylediği bizi ilgilendirir..Elhamdulillah ehlisünnet uleması Suudi Ailesi için neler diyorlar biliyoruz...

yau bunlar tarihi gerçekler zahmet ediver de araştır
bunlar yaşanmadı mı? olmadı mı?
pes

neyse sen laftan anlamayacaksın anlaşıldı, taassubun basiretini köreltmiş
 
İ Çevrimdışı

İbn Abdilvahhab

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Suudlu ehlisünnet alimlerinin osmanlının yaptıklarına dair eleştirileri biliniyor..Özellikle İbn abdilvahhab döneminde.Kalkıpta osmanlıya şöyle demiyorlar mı böyle demiyorlar mı demen..Senin osmanlıdan yana taraf olduğunu gösterir...

Sen almanyada tahtadan tüfek ile hilafet devletini(!) (nerdeyse artık bu devlet) ilan eden kaplancılardan değil misin ?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Tagut Suud Yoneticileri ve İktidarı
7566


Kuveyt'li Profosör Abdullah Nefisi : Arab Rejimleri Şeytanın Dostu
7565
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Suudlu ehlisünnet alimlerinin osmanlının yaptıklarına dair eleştirileri biliniyor..Özellikle İbn abdilvahhab döneminde.Kalkıpta osmanlıya şöyle demiyorlar mı böyle demiyorlar mı demen..Senin osmanlıdan yana taraf olduğunu gösterir...

Sen almanyada tahtadan tüfek ile hilafet devletini(!) (nerdeyse artık bu devlet) ilan eden kaplancılardan değil misin ?


Pislik iftiralara devam ediyorsun iftirana delilini yazacağına iyice azgınlaştın !

Benim kim olduğumu öğrenirsin zamanla
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
OSMANLI'YA SAPIK DİYEN ORİJİNAL SAPIKLARA ŞEYH ZEVAHİRİ'DEN TOKAT

7531

Şeyh Eymen Ez Zevahiri'nin Türk Halkına hitaben yaptığı açıklamasını türkçe olarak sunuyoruz

Mesaj Yazının tamamından alıntı

Türk halkı, hükümetlerini Filistin topraklarına tecavüz edenleri tanımaya devam etmekten ve Afganistan’daki Müslümanların öldürülmesinde yer almaya ısrar etmekten alıkoyma sorumluluğunu taşımalıdır. Türk halkı, genelde tüm İslam beldelerini özelde ise Filistini savunma noktasında Osmanlı Devleti tarafından oynanan şanlı rolü yeniden ortaya koymalıdır.

Osmanlılar beş yüz yıl boyunca Müslümanları ve topraklarını Haçlıların açgözlülüğüne karşı savundular. Onların evlatlarının rolü nasıl birkaç yardım gemisiyle sınırlandırılabilir? Müslüman beldelerden en ufak bir yer dahi tehdit edildiğinde orayı savunmak için Osmanlı Devleti, dev ordular ve bütün denizlere açılan filolar gönderiyordu. Onların evlatlarının rolü, kurtlar denizinde bir koyun gibi seyreden bir ya da birkaç gemiye nasıl düşebilir? Müslüman Türk Halkı, Müslümanların tarihindeki ve kültüründeki gerçek rollerini öğrenmelidir. Osmanlının rolü, İslamı savunmaktı. Müslüman Türk Halkının tarihi budur. Bu, onların yeniden kuşanmaları gereken sorumluluk ve yeniden almaları gereken şanlarıdır. Osmanlı Türkleri, açgözlü saldırganlara karşı Mücahid idiler, onlar sadece birkaç ton yardım sunmadılar. İki rol ne kadar da farklı! Türkiye’deki Müslüman kardeşlerim! Hükümetiniz ve ordunuz tarafından İslama ve Müslümanlara karşı düşmanca sergilenen tehlikeli rolü anlamalısınız. Hükümetiniz ve ordunuz, Global Haçlıların elinde mevcut kampanyalarında maşa edilmiştir.

Bu Hilafet bizi bir araya getirdi. Ümmeti beş yüz yıl boyunca Haçlıların hırs ve istilalarından korudu. Beytil Makdisi korudu ve Filistinin mahvolmuş cesedinin üzerine İsrailin kurulmasını önledi. Hilafet düşünce Haçlı kurtların bize karşı saldırıları her taraftan yoğunlaştı. Beldelerimizin daha önce yağmalamadıkları kısımlarını mahvettiler ve İsrail, esir ettiği Beytil Makdisi kuşatan bir devlet olarak kuruldu. Haçın ordusu, açık laiklikleri ve gizli Haçlı ideolojileriyle geldiler ve İslam bedenini dilimlere ayırmaya başladılar.

Hilafet Türkiyesi bütün hastalıklarına rağmen bizi savundu. Şimdi ise Türkiye laik oldu ve bize saldırıyor. Hilafet Türkiyesi bütün zayıflığına rağmen bizi elinden gelen en iyi şekilde her bir açgözlüye karşı savundu. Şimdi ise Türkiye laik oldu ve açgözlü bütün Haçlılara yardım ediyor ve bizden ganimet olarak alınanları onlarla paylaşıyor. Hilafet Türkiyesi bütün kusurlarına rağmen mukaddesatımızı korudu. Bugün laik Türkiye kanlarımızı, mallarımızı ve mukaddesatımızı almak için geliyor. Hilafet Türkiye’si bizi koruyup barındırdı. Bugün laik Türkiye, bizi Kuranı aşağılayan, Peygamberimizle (s.a.v) alay eden İslam düşmanlarına teslim ediyor. Türkiye bütün kusur ve hastalıklarına rağmen şanımızın, saygınlığımızın, egemenlik ve vahdetimizin bir sembolüydü.

Türkiye’deki Müslüman kardeşlerim! Durumu anlamak için tarihi okumamız gerekir. Fatih Osmanlı ordusu Viyana kapılarına dayandığında Safaviler, Hilafeti sırtından vurmak için Haçlılarla beraber komplo kuruyordu. Bugün de Safaviler (Şiiler) Afganistan ve Irakta aynı rolü oynuyorlar.

Birinci Dünya Savaşında Haçlı İngilizler, Hilafeti iki Arap hançeriyle sırtından vurdular, ikisi de İngiliz bayrağının haçı altında olduğu ve onların altınlarıyla, teçhizat ve istihbaratlarıyla desteklendiği halde İslami bir davete sahip olduklarını iddia ediyordu. İlk hançer, Neciddeki Abdulaziz El Suudun hançeriydi, o ki savaşın başlarında İngilizlerle, İngilizlerin kendisiyle bütün bağlılıklarını elde ettiği el-Katif anlaşmasını imzalayan kişiydi. Bunun karşılığında, İngilizler, (Arap) Yarımada(sın)daki Osmanlı varlığıyla savaşmaları için onlara para ve silah desteğinde bulundular. Bu mutabakat, 1915 yılında Abdulaziz el Suud ile El Raşid arasında geçen Cirab savaşında öldürülen İngiliz istihbarat subayı Yüzbaşı Shakespearein koordinasyonuyla bitirildi. Abdulaziz el Suud, şirk ve bidatle savaştığını iddia ediyorken Hilafet Devletini İngiliz hançeriyle vurdu.İkinci hançerin sahibine gelince o, şerif Hüseyin bin Alidir. O ki Birinci Dünya Savaşının başında Arap devleti kurma iddiasıyla Osmanlı devletine karşı ayaklandı. Arap devletine hükmetme hakkının Haşimilere ait olduğu iddiasındaydı.Casus Shakespera, Abdulaziz el Suuda eşlik ediyorduysa, casus “Arap Lawrence” de Şerif Hüseyin’e ve oğlu Faysal’a eşlik ediyordu. Abdulaziz el Suud ve Şerif Hüseyin bin Ali’nin oğulları ve torunları yollarına devam ediyor. Dedelerinin Birinci Dünya Savaşındaki Haçlı İngilizlerle olan ittifakını sürdürdüler. Bugün de Haçlı Amerikalıların İslam’la olan savaşında ittifak ediyorlar. Maalesef, bu sefer Türk ordusundan ve hükümetinden de yardım görüyorlar. Eğer kötülük âlimleri dün Hilafeti düşürmeyi destekleyen fetvalar verdilerse torunları da bugün Müslümanlarla savaşında Müslümanları öldürmek için Amerikan ordusunda savaşmaya cevaz veriyor. İsrail’in izniyle ve razı olduğu fetvaları veriyorlar ve Irak’ta Amerikalılarla savaşmaya karşı fetva veriyorlar. Bir de (Irak) ordusuna, polisine, Ulusal Güvenliğe ve Uyanış Konseyi’ne katılmaya cevaz veren fetvalar veriyorlar. Irak’ta cihada çıkmaya karşı fetva veriyorlar ve dinlerin birliğine, İsrail’deki mücrimlerin en büyüklerine gülümsemeye ve el sallamaya çağırıyorlar.

Türkiye’deki Müslüman kardeşlerim!
Hükümetiniz ve ordunuz, Afganistanda Müslümanlarla savaşıyor, temiz evlatlarınız ise canları ve mallarıyla oradaki kardeşlerini korumak için kalktılar, İslami Emirliğe yardım ettiler ve Fatih Sultan Mehmedin şanını tekrar dirilttiler. “Allah emrinde galiptir. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.”
İşte sizin temiz evlatlarınız, Cihad cephelerine, Şehadet meydanlarına ve yakın bir fethin şanına doğru koşuyorlar inşallah; izzet ve saygınlığın Afganistanına, İslamın ve Cihadın Afganistanına, Hicretin ve Nusretin Afganistanına, adaletin ve Şeriatın Afganistanına. O halde tertemiz Mücahid evlatlarınızı destekleyin, onlara yardım edin ve onların örnekliğini takip edin.

*******

Bu müthiş yazıyı buraya delillendirdik ama, Şehid Şeyh Usame Bin Ladin'e bile sapık deyip ondan beri olan sapıklar, Şehy Eymen ez Zevahiriye aynısı dememeleri mümkün değildir!
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
İLÂHİ SIFATLAR KONUSUNDA SELEF AKAİDİ

Selçukluların Hizmetleri

Selçuklu Devleti'nin ilk dönemlerinde Râfızîler ve Karmatîler - âlimleri ve idârecileriyle - gün yüzüne çıkıp güçlenmişler, hattâ Şam ve Irak'ta egemen olmuşlardı. Halife Kâim'i, Bağdat'tan, Tekrît'e çıkarmışlar, meşhur Besâsîrî olayında halifeyi orada hapsetmişlerdi.
Bunun akabinde Selçuklular gelip bu Râfızîleri hezimete uğrattılar, Şam ve Irak'ı fethettiler; Horasan'da onlara galebe çaldılar; Mısır'da onlara engel oldular.
Selçuklular döneminde Nizâmü'l-Mulk gibi vezirler, Ebû'i-Meâlî el-Cüveynî gibi âlimler vardı.
İşte bu Selçuklular, Sünnet'i uygulayıp ihya ettikleri ve Râfızîler, Karmatîler ve benzerlerinin bid'atlarını reddedip engelledikleri ölçüde ümmet nazarında bir değer ve mevki kazandılar.
İmam Mâlik'in ashabından olup onun yolundan giden Ebû'l-Velîd el-Bâcî, Kadı Ebûbekr b. el-Arabî ve benzerleri gibi müteahhir âlimlerin durumu da aynıdır. Bunlar da ancak Sünnet ve hadîse bağlılıklarından dolayı ta'zîm olunurlar.
İbn Habîb ve İbn Sahnûn gibi ileri gelen şahsiyetler ise ayrı bir konumda bulunmaktadırlar.

Şeyhulislam İbn Teymiyye ; mecmuu'l Fetava Cilt : 4
 
ا Çevrimdışı

التوحيد

Üyeliği İptal Edildi
Banned
İşte Gerçekler ;

1979 Yılı Kabe Baskını

1979 Ramazanında Arabistanın büyük kentlerinde dağıtılan bildiride Suudi rejimi eleştiriliyor devletin dini niteliğini kaybettiği belirtiliyor ülkede yeni bir İslami rejimin kurulmasının gerektiği anlatılıyordu.

Cuheyman el-Uteybi ;

Cuheyman Suudi rejiminin dini niteliğinin kalmadığını dolayısıyla Müslümanların rejime itaat etme yükümlülüklerinin kalmadığını söyledi. Ülkedeki kötü gidişatın önüne geçilmesi için hayatın her alanında şeriatin tekrar uygulanmaya başlamasının gerektiğini vurguladı.

Cuheyman bu konuşmasını yaparken adamları da işgalden önce mescidin alt katlarına sakladıkları silahları mescidin ilk katına çıkardılar. Silahlar eylemcilere dağıtıldı dış kapılar kapatıldı yüksek minarelere silahlı nöbetçiler yerleştirildi mevziler planlara göre hazırlandı. İçeriye giriş-çıkışlar yasaklandı.

İşgalcilerin Talepleri

Devrimcilerden bir tanesi mikrofonlar aracılığı ile isteklerini ilan ediyordu:

1. Batıdan ithal edilen kültür taklid ve değerlere son verilerek islamiyetin adaletli kültür ve değerlerinin yerleştirilmesi emperyalist batılı ülkelerle ilişkilerin kesilmesi.

2. Babadan oğula geçen kraliyet düzeninin yıkılarak İslam devletinin kurulması hain Suud ailesinin yargılanması ve halktan çaldıklarının geri verilmesi.

3. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyen ülkeyi emperyalistler ve yabancı firmalara otlak yapan Kral Halid ve ailesinin kafirliklerinin ilan edilmesi.

4. İslam’a ve müslümanlara karşı düşmanca tutumu nedeniyle ABD’ye petrol ihracatının durdurulması ülkenin ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde petrol üretiminin azaltılarak Milli Servetin heder edilmemesi.

5. Arap yarımadasını ellerine geçiren tüm yabancı askeri uzmanlar ve danışmanların yurt dışı edilmesi yabancı askeri üstlerin kaldırılması.

Sabah namazına gelen binlerce sivile çıkmakta serbest oldukları söylenir. Çoğunluğu çıkar. yaklaşık 30 kişinin eylemcilerle kaldığı tahmin edilmektedir.

Kabe’yi kuşatan Kraliyet Muhafız Alayı mutaasıp asker ve subaylardan müteşekkildir. İnançlarından dolayı Mescid’de silahlı bir çatışmaya girmeyeceklerini beyan ederler. Suudi hükümeti bu dönemde tam bir şakınlık dönemindedir. Kabe’nin kan dökülerek alınmasının İslam aleminde yaratacağı olumsuz etkiden çekinmektedir.

Suudi kralı Halid hemen muhafızları teftişe gider. Kabe’nin Harici isyancılar tarafından işgal edildiğini görevlerinin Allahın Evi’nin temizlenmesi olduğunu görevlerini yapmazlarsa Pakistanlı paralı askerleri kullanacağını söyler. Bazı muhafızlar ikna olur olmayanlar ise tutuklanır.

1979 Kabe baskını yapan eylemcilerin sayısı en az 500 olarak tahmin ediliyor.

Eylemden önceki gecelerde büyük miktarda yiyecek malzemesi ilk yardım malzemesi ve cephane mescidi haram’ın alt katındaki mahzenlerde saklanıyor. Böylece eylemcilerin çok uzun süre dış destek almaksızın direniş yapabilmesi mümkün oluyor.

SUUDİ REJİMİ İLK ŞOKU ATLATTIKTAN SONRA

Suudi yönetimi ilk günlerdeki şoku atlattıktan sonra bazı önlemleri uygulamaya sokar:

1) Eylemcilerle bağlantısı olacağı şüphesiyle tüm üniversiteleri geçici olarak kapatıp binlerce yabancı müslüman öğrenciyi uçaklarla memleketlerine gönderirler.

2) Mısır El-Ehram Gazetesi’ne göre Mekke Medine ve Taif şehirlerinde sokağa çıkma yasağı konuldu.

3) Yabancı gazeteciler Mescid-i Haram’a yaklaştırılmadılar. Bu önlem kimilerine göre operasyonda kullanılacak Amerikalıları gözden gizlemek içindi.

4) Silahlı Kuvvetlerde seferberlik ilan edildi. İzinler kaldırıldı.

5) Kara ve deniz sınırlarında güvenlik artırıldı. Karayollarında zırhlı yelekli güvenlik kuvvetleri sık kontrol noktaları kurdu.

6) Yönetim aleyhinde yayınları kontrol amacıyla postanelerde denetim kuruldu.

Devlete yakın Suudi ulemasının fetvasını arkasına alan Suudi yönetimi biraz rahatlar. Fetva gereği önce işgalcilere süre verilip teslim olmaları isteniyor. Cuheyman bunu kabul etmiyor. Ardından askeri operasyon işgalin 6. günü başlar.

Önce kapıları tutan direnişçilere yoğun ateş ile uzaklaşmaları denenir. Kapılar iyi istihkam edildiği için bu başarılamaz. İsyancılardan Mescid’in minareleri yerleşen keskin nişancılar Suudi askerlerini avlamaya başlar.

Ardından ağır zırhlı araçlarla mescidin kapıları kırılarak içeri girilir. Bir yandan da helikopterlerden mescide indirme yapılır. İndirme sırasında gene çok sayıda Suudi askeri kaybedilir. Bu arada bazı helikopterler mesciddeki direnişçilerin üzerine bombalar atar. Mescidin zemin ve üst katlarından göğüs göğüse çarpışmalar sonucunda Suudi güçleri zemin katı ve üst katları ele geçirir.

Fransız timi GIGN’de doğrudan doğruya alt katlara girmeyi düşünmez. Bunun yerine alt katlara göz yaşartıcı gazlar verilir bu gazların etkisiyle kimi direnişçi teslim olur kimisi elinde silah ateş ederek dışarı çıkar ve vurulur. Ancak alt kat hala temizlenememiştir. Bu sefer alt katlara tonlarca su boşaltılır. Su iyice yükseldiğinde ise yüksek voltajlı elektrik verilir. 5 aralık 1979 günü Kabe işgalcilerden kurtarılmış olur.

Bir Fransız gazetesinin haberi üzerine Fransız özel timinin Kabe’yi kurtardığı açığa çıkar.

Bilanço:

Operasyonda Suudi güçlerinden ölenlerin sayısı 127 isyancılardan ölenlerin sayısı 117 olarak açıklanmıştır. Hacılardan namaza gelenlerden ölenlerin sayısı 26′dır. Yüzlerce de yaralı vardır. Yargılamalar sonucunda 63 kişi idama mahkum olur kafaları kesilerek infaz edilir.
 
Muhammed Yusuf Çevrimdışı

Muhammed Yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
akhiler ilimder de bu kralcı zihniyetten midir? ben öyleler diye biliyorum ama yanlışa düşmekte istemiyorum.
 
Üst Ana Sayfa Alt