Leys, Ebu Ubeyd, Kisai, Vahidi ve lügatçıların cumhuruna göre tağut; Allah'tan (cc.) başka ibadet edilen her şeydir.
Bu kelime tekil, çoğul, erkek ya da dişi her şey için kullanılmaktadır.
Tekil olana örnek şu ayettir:
"...Tağut'a muhakeme olmak istiyorlar! Oysa onu inkar etmekle emrolunmuşlardı..." (Nisa 4/60)
Çoğul olana örnek de şu ayettir:
"...Kafirlerin dostları da tağutlardır. Onları aydınlıktan karanlıklara çıkarırlar..." (Bakara: 2/257)
Dişi olarak kullanılmasına örnek şu ayettir:
"Tağut'a kulluktan kaçınan..." (Zümer: 39/17)
Cevheri'ye göre tağut; kahin, şeytan ve sapıkların başı olan her şeydir.
Ömer b. Hattab, İbni Abbas ve bir çok müfessire göre ise tağut; şeytandır.
İbni Kesir bu görüş hakkında şöyle der:
"Bu gerçekten kuvvetli bir görüştür. Çünkü bu görüş tüm cahiliye ehlini, onların hakem edindikleri ve yardım istedikleri şeyleri kapsamaktadır."
Vahidi'ye göre:
Allah'tan (c.c.) başka ibadet edilen tüm mabudlar tağuttur.
İbni Abbas'a göre:
Cibt putlar, tağut ise onlara hizmet edenlerdir. Çünkü bunlar putlar adına birtakım yalan şeyler uydurarak halkı saptırırlar.
İbni Abbas'ın başka bir görüşüne göre:
Cibt kahin; tağut ise sihirbaz demektir.
Seleften biri, "...tağuta muhakeme olmak istiyorlar..." (Nisa: 4/60) ayetiyle ilgili olarak:
"Bu, Yahudi Kab b. Eşreftir." Birisi de:
"Bu Huyey b. Ahtab'tır" demiştir. Bu ikisi, sapıklığın liderliğini yaptıkları için bu adı almayı hak etmişlerdi. Çünkü bunlar azgınlıkta çok aşırı gitmiş, halkı aldatmış ve Allah'a (c.c.) isyan etmede Yahudilerin kendilerine itaat etmelerini sağlamışlardı. İşte kim bu nitelikleri üzerinde bulundurursa tağuttur.
İbni Kesir: "...tağuta muhakeme olmak istiyorlar..." (Nisa: 4/60) ayetiyle ilgili olarak:
"Bu ayet Ka'b b. Eşrefi hakem kabul etmek ya da cahiliye düzeninin mahkemelerine gitmek isteyenler hakkında nazil olmuştur." der. Benzeri şeyleri açıklarken de der ki:
"Ayet, hüküm bakımından geneldir. Bütün bunları kapsar. Çünkü Kitap ve Sünnetten yan çizen herkesi yermektedir. İşte bunun için tağuttan maksat Kitap ve Sünnet dışındaki mahkemelerdir."
Bunlardan çıkan sonuca göre; tağut ismi, Allah'tan (c.c.) başka mabud olarak tanınan bütün varlıkları içine alır. Batıla çağıran ve bunu güzel bulan tüm dalalet başkanlarını, aralarında Allah (c.c.) ve Rasulü'nün (s.a.v.) hükmüne aykırı olan cahiliye hükümleriyle hükmedilmesini isteyenleri, kahinleri, sihirbazları, put ve puthaneleri bekleyenleri, nöbet tutanları, türbelere türbedarlık edenleri, başkalarına "Bu türbede veya kabirde yatan kimse kendisine gelenlerin ihtiyaçlarını karşılar" diyerek kafa bulandıranları, kısaca insanları saptıran tüm yalancıları içine alır. Bütün bunların aslı ve en büyüğü de şeytandır. İşte bu en büyük tağuttur.
Bu kelime tekil, çoğul, erkek ya da dişi her şey için kullanılmaktadır.
Tekil olana örnek şu ayettir:
"...Tağut'a muhakeme olmak istiyorlar! Oysa onu inkar etmekle emrolunmuşlardı..." (Nisa 4/60)
Çoğul olana örnek de şu ayettir:
"...Kafirlerin dostları da tağutlardır. Onları aydınlıktan karanlıklara çıkarırlar..." (Bakara: 2/257)
Dişi olarak kullanılmasına örnek şu ayettir:
"Tağut'a kulluktan kaçınan..." (Zümer: 39/17)
Cevheri'ye göre tağut; kahin, şeytan ve sapıkların başı olan her şeydir.
Ömer b. Hattab, İbni Abbas ve bir çok müfessire göre ise tağut; şeytandır.
İbni Kesir bu görüş hakkında şöyle der:
"Bu gerçekten kuvvetli bir görüştür. Çünkü bu görüş tüm cahiliye ehlini, onların hakem edindikleri ve yardım istedikleri şeyleri kapsamaktadır."
Vahidi'ye göre:
Allah'tan (c.c.) başka ibadet edilen tüm mabudlar tağuttur.
İbni Abbas'a göre:
Cibt putlar, tağut ise onlara hizmet edenlerdir. Çünkü bunlar putlar adına birtakım yalan şeyler uydurarak halkı saptırırlar.
İbni Abbas'ın başka bir görüşüne göre:
Cibt kahin; tağut ise sihirbaz demektir.
Seleften biri, "...tağuta muhakeme olmak istiyorlar..." (Nisa: 4/60) ayetiyle ilgili olarak:
"Bu, Yahudi Kab b. Eşreftir." Birisi de:
"Bu Huyey b. Ahtab'tır" demiştir. Bu ikisi, sapıklığın liderliğini yaptıkları için bu adı almayı hak etmişlerdi. Çünkü bunlar azgınlıkta çok aşırı gitmiş, halkı aldatmış ve Allah'a (c.c.) isyan etmede Yahudilerin kendilerine itaat etmelerini sağlamışlardı. İşte kim bu nitelikleri üzerinde bulundurursa tağuttur.
İbni Kesir: "...tağuta muhakeme olmak istiyorlar..." (Nisa: 4/60) ayetiyle ilgili olarak:
"Bu ayet Ka'b b. Eşrefi hakem kabul etmek ya da cahiliye düzeninin mahkemelerine gitmek isteyenler hakkında nazil olmuştur." der. Benzeri şeyleri açıklarken de der ki:
"Ayet, hüküm bakımından geneldir. Bütün bunları kapsar. Çünkü Kitap ve Sünnetten yan çizen herkesi yermektedir. İşte bunun için tağuttan maksat Kitap ve Sünnet dışındaki mahkemelerdir."
Bunlardan çıkan sonuca göre; tağut ismi, Allah'tan (c.c.) başka mabud olarak tanınan bütün varlıkları içine alır. Batıla çağıran ve bunu güzel bulan tüm dalalet başkanlarını, aralarında Allah (c.c.) ve Rasulü'nün (s.a.v.) hükmüne aykırı olan cahiliye hükümleriyle hükmedilmesini isteyenleri, kahinleri, sihirbazları, put ve puthaneleri bekleyenleri, nöbet tutanları, türbelere türbedarlık edenleri, başkalarına "Bu türbede veya kabirde yatan kimse kendisine gelenlerin ihtiyaçlarını karşılar" diyerek kafa bulandıranları, kısaca insanları saptıran tüm yalancıları içine alır. Bütün bunların aslı ve en büyüğü de şeytandır. İşte bu en büyük tağuttur.