
Taliban sözcüsü Kari Yusuf Ahmedi, Şark El Evsat gazetesine verdiği röportajda, gelecekte ABD elçiliklerini ve askeri komuta merkezlerini hedef alacaklarını söyledi. Sözcü El Kaide'nin çok güçlendiğini ve artık kendilerine ihtiyaç duymadığını belirtirken, Arap devrimlerinin de İslami hareketleri güçlendirdiğini ifade etti. Ahmedi: "Arap devrimleri Afgan direnişinin ABD'yi zarara uğratıp askeri, ekonomik ve meşruiyet olarak çökertmesi nedeniyle gerçekleşti" yorumunu yaptı.
Kari Yusuf Ahmedi'nin röportajı:
Gelecekte Amerikan büyükelçiliklerini ve askeri komuta merkezlerini hedef alacağız
Şark El Evsat: Washington'un Afgan Taliban'ının Katar'da politik amaçlı bir ofis açmasına izin verdiği yönündeki raporlar hakkındaki fikrinizi öğrenebilir miyiz? İngiliz basını 11 eylül olaylarının üzerinden on yıldan daha uzun bir süre geçmiş olması göz önünde bulundurularak Amerika'nın bu hareketinin barış yolunda önemli bir adım olduğunu belirtiyor.
Ahmedi: Evet bu doğru... Amerika ve müttefikleri Taliban İslam Emirliğini kontrol etmeyi başaramayınca bizim ile barış anlaşması yapmak zorunda kaldı ve bu doğrudan iletişim yollarının açılması ile olabilir. Emirlik cihadcı çıkarlara hizmet edecek, işgalin sona ermesini garantiye alacak ve Afganistan'a güvenliği tekrar geri getirecek olan bu ofisin açılmasından sonra üzerine düşeni yapacaktır.
Ş: Taliban'ın görüşmelere başlamak için ön şartları nelerdir?
A: Bizim görüşmelere başlamak için ön şartımız işgalin bitmesi ve Amerika'nın Afganistan halkının işlerini Afgan halkına bırakmasıdır.
Ş: Arap baharı sizce Afganistan'a da ulaşacak mı?
A: Dünyadaki savunmasız insanların bu kıyamı, geçtiğimiz yüzyılda işgalcilere karşı ortaya çıkan Afgan direnişini ve Afgan halkının Amerika ve onun NATO çatısı altındaki işbirlikçilerinin işgali karşısında devam etmekte olan uğraşılarından ilham almıştır ve onları kendi arzularına ters olarak yönetenlere karşı isyana kalkmaları konusunda harekete geçirmiştir. Bu yüzden şöyle dersek daha doğru olur: İşgalcilere karşı "direniş baharı" Allah'ın lütfu ile Amerikan hegemonyasının sonbaharı- ekonomik askeri ve mesriyet acilarindan ugradigi zarar- ile Afganistan'da başladı ve bitti. Bu da beraberinde onun Arap dünyasındaki otoriter rejimlerinin yıkılışını getirdi.
Ş: İddia edildiği gibi Taliban Suudi Arabistan, Libya, Mısır ve başka yerlerde de politik ofisler açmayı düşünüyor mu?
A: Afgan halkının on yıl süren cihad ve vahşi işgalcilerin mezalimlerinin karşısında Afgan halkının sergilemiş olduğu sebat bütün dünyanın dikkatini çekmiş ve Afgan cihadının ne kadar güçlü olduğunu öğrenmişler ve de Afganistan sahnesindeki durumun gerçeklerini kabul etmişlerdir. Bu durum ise tüm dünyada birçok ülkenin İslam Emirliği ve İslam Emirliği Politika Ofisi ile iletişime geçme arzularını beraberinde getirmiştir. İzin verilmesi durumunda Taliban bu ülkelere ve diğerlerine politik ofis açmayı memnuniyetle karşılar.
Ş:Afganistan'da bulunan Amerikan güçleri tarafından tekrar tekrar dile getirilen barış görüşmelerine hazır oldukları yönündeki açılamaları hakkındaki değerlendirmeleriniz nedir?
A:Amerika her ne kadar bu yönde somut hiçbir şey elde edememiş olsa da; bizim cihadi gücümüzü bertaraf etmek için elinden gelen her şeyi yaptıktan sonra, yine İslam Emirliği ile anlaşmak istemekte. İslam Emirliği 10 yıl önce Amerikalılara, problemlerin ideal çözümü için güç kullanımına bağlı kalmadan barışçıl görüşmeler yürütülmesi gerektiğini belirtmişti. Şimdi Amerikalıların İslam Emirliği ile görüşmeler yapmaya hazırlanması İslam Emirliğinin gücünü ve Afgan halkının cihadının haklılığını ispat eder niteliktedir. Onların bu girişimleri binlerce askerleri öldürülmeden, yaralanmadan ve Afganistan'da milyarlarca dolar harcamadan önce gerçekleştirmeleri gerekirdi.
Ş:Amerika'nın Afganistan Büyükelçisi Ryan Crocker, daha önce Şark El Evsat gazetesini Washington'un 2001'den bu yana 20 milyar dolardan fazla bir parayı Afganistan'da sivil yardımlara aktardıklarını açıkladı. Crocker bu para ile %37'si kız olmak üzere 7 milyon Afgan çocuğunun eğitilmesi gibi somut işler gerçekleştiğini belirtti. Ancak Taliban devrinde kız çocuklarının eğitilmesi yasaktı. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
A:Bizim yorumumuz: Amerikalıların Afganistan'daki katkılarını yüzbinlerce Afgan kadın ve çocuğunun öldürülmesi ve ülke altyapısının ağır şekilde hasar görmesi gibi olumsuz sonuçlar ile kıyaslayınız. Bunun yerine Amerika Büyükelçisi beyanlarında, Afgan halkında yaygınlaşmakta olan ahlaksızlıklar nedeni ile gün geçtikçe daha da yaygınlaşan ve gözlerinin önünde gerçekleşen büyük küçük her türlü hırsızlık vakalarını referans almalıdır.
Amerika Büyükelçisi 20 milyar doların Afganistan altyapısına harcandığını iddia etmektedir ancak Amerikan büyükelçiliği koruması altında olan hükümet kurumlarında meydana gelen yolsuzlukları görmezden geliyor. (bu ve benzeri olaylara dair belgeler Amerikan basınında da yer almış hükümet olayların araştırılacağını açıklayarak gündemden düşürülmesini sağlamıştı.)
Büyükelçiye sormak istiyorum: Afganistan'ın göbeğinde, büyükelçiliğe sadece birkaç kilometre mesafedeki Kabil mülteci kampında 27 çocuğun ölümünü de (-ki bu haberi uluslararası medya da görmezden geliyor) göz önünde bulundurursak bu kadar büyük miktardaki parayı nereye harcadınız? Bu ölümlerin sebebi uygunsuz barınma şartlarıydı, hem de Kabil'de... Çünkü bu çocuklar, en zorlu hava şartları olan kar ve dondurucu soğuklarda bile mülteci kamplarında yaşamak zorunda bırakılmıştı!
Amerikan büyükelçisi ülkesinin sözde katkılarından bahsederken askerlerinin Afgan halkına karşı işledikleri suçları ve verdikleri zararları da eklemesi lazım ki onlar ölenlerin cesetlerine saldırmış (cesetlere idrarını yapan asker görüntüleri daha önce medyaya yansımıştı...) çocuklara cinsel saldırıda bulunmuş ve hatta masum insanları savaş uçakları ile bombalamış ve öldürmüşlerdi.
Ş:Eğer Taliban tekrar Afganistan'ı idare etmeye başlarsa, ülkedeki yaşam standardını yükseltmek için ne gibi planlarınız var? Basıl dış dünya ile bağlantı kuracaksınız?
A: İslam Emirliğinin hareket tarzı ekonomik ve kalkınma planları oluşturmayı, Afgan halkının yaşam standartlarını yükseltmeyi içermektedir. Diğer yandan dış dünya ile olan ilişkilerin hangi minval üzere olacağı müminlerin Emiri Molla Ömer tarafından resmi ve açık bir şekilde belirtilmiştir. Bu konuda bilgi sahibi olmak isteyenler Müminlerin Emiri'nin açılamalarını incelemeleri yeterli olacaktır.
Ş: Taliban'ın Kabil'in göbeğinde güpegündüz gerçekleştirdiği saldırıların amacı nedir? Örneğin, diplomatik bölgeye yapılan saldırılar, Amaç Karzai yönetiminin güvenliği sağlamadaki yetersizliklerini ortaya çıkarmak mıdır?
A: Bu Amerikan büyükelçiliğinin ve diğer yabancı ülkelerin askeri karargâhlarına yapılan son saldırı olmayacaktır. Biz onları gelecekte de başka taktikler kullanmak sureti ile hedef alacağız. Bu şekildeki hareketlerimizin amacı Taliban mücahidlerinin Afganistan'ın başkenti olan Kabil'de de varlılarını sürdürdüklerini ve ne denli güçlü olduklarını göstermek ve Amerikalıların mücahidleri Afganistan'ın bazı bölgelerinden çıkardıkları yönündeki iddialarının ne denli boş iddialar olduğunu ispatlamaktır.
Ş: Batı medyasının bazı kuruluşlarına göre barış görüşmelerinin Afganlı moderatörü Molla Muhammed Tayyib Aga Almanya'ya uçakla geçerek barış anlaşması sağlanması için görüşmeler yürütmekte. Bu iddialar doğru mu?
A: Kaçış mücahidlerin âdeti değildir. Kardeşimiz Muhammed Tayyib Aga hiçbir yere uçakla gitmiş değil. O İslam Emirliği bünyesinde kendi görevi olan işler ile meşgul durumda hizmetine devam etmektedir. Bu Batı medyasının kendi çapında doğruladığı bir iddiadır bizi bağlamaz.
Ş: Sizin izlenimlerinize göre NATO bombardımanları Afganistan'da ne ölçüde sivillere zarar vermiştir?
A: Çok büyük çapta, Batı medyasının açıkladıklarının çok daha fevkinde bir kayıp söz konusudur.
Ş: Taliban'ın mali kaynakları nelerdir? Taliban Arap ve Körfez'den bu manada yaralanmakta mıdır?
A: Mücahidlerin en büyük maddi ve manevi destekçisi Afgan halkıdır. Afgan halkı mücahidlere hem nakdi hem de ayni olarak destek olmakta ve yardımda bulunmakta. Tabi İslam dünyasındaki kardeşlerimizin bizlere olan desteklerini ve Amerikan Emperyalizmi karşısında bizimle beraber göstermiş oldukları direnişi de unutmamalıyız.
Ş: Amerikan yetkililerinin iddia ettikleri bir şey daha var; Taliban'ın finansal olarak ayakta kalabilmek için afyon ekiminden gelen fonlara ihtiyacı olduğu iddiaları. Bu iddialar doğru mu?
A: Amerikalıların söyledikleri her şeye inanmayın. Örneğin onlar Taliban'ın kendi kontrol ettikleri bölgelerden püskürtüldüğünü de söylüyorlar. Eğer bu iddialara inanıyorsanız bırakın Afyon ekimini, burada bile oturamıyor olmamız gerekirdi.
Defalarca söyledik ve burada bir kez daha söylüyoruz, Cihad farzdır ve hiçbir zaman bu uyuşturucu maddelerden fon sağlamadık, sağlamayacağız da. Afganistan'dan uyuşturucunun kökünü kazımak İslam Emirliğinin açık politikasıdır.
Ş: Amerikan kuvvetleri birçok kere, sizin İran'dan teknoloji, geliştirilmiş patlayıcı cihazlar gibi destekler aldığınızı iddia ediyor. Bu iddialar doğru mu?
A: İzin verirseniz Amerikalılara bir çift sözümüz olacak. Afganistan cephesine dış yardım o kadar kolay ulaşsa ve etkili olsaydı sizin galip gelmeniz gerekirdi; çünkü siz en az 47 ülkeden askeri destek almaktasınız.
Evet, biz Allah'ın izni ile birçok konuda önemli gelişmeler elde ettik ki bunlardan sadece biri IED adı verilen gelişmiş patlayıcı sistemlerdir. Bu sistemler ile Amerikanları ve onların müttefiklerini bozguna uğrattık ve gelecekte de bunları daha da geliştireceğiz Allah'ın izni ile...
Ş: Bize Taliban'ın ne kadar savaşçısı olduğunu söyler misiniz? Sizin silahlarını bırakarak rehabilitasyon ve barıştırma programı adı verilen çalışmalar ile topluma kazandırmalarına katılan Taliban üyeleri hakkında görüşleriniz nelerdir?
A: İslam emirliğinin savaşçılarının sayısı Karzai, onun birkaç bakanı ve onun birkaç para için çalışan memuru hariç tün Afganistan halkıdır. Topluma kazandırma programlarına gelince; her gün bu programlara katıldıkları söylene kişi miktarına ilişkin yayınlanan rakamlar sadece Karzai ve çetesinin Amerika ve diğer batı devletlerinden para koparmak için sattıkları birer projeden ibarettirler. Bu yollar ile onların ne büyük meblağlarda paralar aldıkları malumdur.
Ş: Bir Taliban savaşçısı ayda ne kadar para almakta? Günlük yaşantısı nasıl?
A: Allah'ın adını yüceltmek için canını ve kanını hatta ruhunu feda eden birisi paha biçilemez adağını karşılığında maddi ödül almayı reddedecektir.
Ş: Neden Amerikalılar Molla Ömer'i yakalamakta şimdiye kadar başarısız oldular?
A: Bu olayın sırrı Rasulullah'ın (Selam O'nun üzerine olsun) şu sözlerinde görülebilir. "Tüm ümmet sana bir fayda getirmek için bir araya gelseler, Allah'ın senin için yazdığından başkasını sana sağlayamazlar. Yine tüm ümmet sana bir zeval getirmek için bir araya gelseler yine sana Allah'ın yazdığı kadardan daha başka bir zarar veremezler" (Tirmizi, Ahmed)
Ş: Siz birinin Bin Laden'e ihanet ederek onun Abbottabad'da nerede kaldığını Amerikalılara bildirerek onun ölümüne yol açtığını düşünüyor musunuz?
A: Bence bu soruyu Amerikalılara sormalısın!
Ş: Afganistan'da patlayan bu yolsuzluk olayları hakkında ne düşünüyorsunuz?
A: Karzai yönetimine baktığınızda yolsuzluğun tam olarak tanımını görürsünüz zaten o ve organizasyonu mafyaya benzemektedir. İnsanlar onun yönetiminde yer alan herkesi Amerikalılar tarafından Afganistan'ın kaynaklarını çalabilmek için yerleştirilmiş birer rüşvetçi eşkıya olarak görmektedir. Bizler onlardan Afganistan gibi bir İslam ülkesini yönetirken iyi şeyler yapmalarını beklemiyoruz.
Ş: Taliban hareketi ülkenin yönetimini elinde bulundurduğu dönemde kadınların eğitim almasını neden yasakladı? Hareketin, kendi dışişleri bakanı Molla Vekil Ahmet'in günlük olarak uluslararası haber ajanslarını uydudan takip ettiğini Şark El Evsat'a açıkladığı dönemde ülkede çanak antenleri neden yasakladı?
A: İslam Emirliği Afganistan'ı yönettiği süre boyunca bayanların eğitimi için doğru şartların sağlanması için yoğun çaba sarf etti ve biz asla bayanların eğitim almasını yasakladığımızı da söylemedik. İddia edildiği gibi Taliban yönetimi döneminde bayanların eğitim oranı sıfır düzeyinde gerçekleşmemiştir. Kabil ve başka kentlerde camilerde kız okulları açılmıştı ancak bu okullar ülke geneline yayılmamıştı ki bunun da sebebi ekonomik sorunlar ve hiçbir kurum ya da yabancı ülkenin Emirliğimize destek sağlamamış olmasıdır.
Çanak antenlerin yasaklanması konusuna gelince, biz bu kanalları toptan yasaklamadık. Hatta Kabil'de El-cezire, Abu Dabi, CNN gibi kanalların resmi ofisleri vardı. Sizin de belirttiğiniz gibi Molla Mütevekkil'in uydu kanallarını o dönemle izleyebilmesi bile iddiaların yersiz olduğuna yeterli bir kanıttır. Biz bu sözünü ettiğimiz haber kanalları için tüm imkânlarımızı seferber ettik ancak Kabil'in düşüşünün ilk gününde El Cezire ofisini bombaladılar ve o kanalın tüm naklen yayın imkânını imha ettiler.
Evet, biz açık saçık kanalların kapatılmasını emrettik çünkü Afgan halkında bilgi ve ahlaki açıdan yozlaşmaya neden oluyordu. Bugün halk bu gibi kanalların ahlakı nasıl etkilediğini anlamış bulunmakta ve Amerikan hegamonisinde bile insanlar, hatta Karzai Meclisi üyeleri, bu gibi kanalların kapatılması yahut yayınlarının durdurulması için baskıda bulunmaktalar.
Ş: Afgan kadınları neden Taliban ile görüşmeler yapıldığı veya Taliban'ın tekrar yönetime yakın olduğu şeklindeki haberlere tepki göstermekte, bunun ülkedeki kadın hakları için bir tehlike olduğunu iddia etmekte? Bu iddialar doğru mu? Eğer Taliban iktidara gelirse ülke çapında açılan yeni okullarda öğrenim gören binlerce kızın kaderi ne olacak?
A: Afganistan'da güvenliğin sağlanması erkeklerden çok bayanların talep ettikleri bir durum ve İslam Emirliği kadınların haklarını, İslam öğretileri çerçevesindeki bir eğitimi de kapsayacak şekilde, gözetmektedir ve bu gelecekte de devam edecektir.
Ş: Ülkede dökülen kana ve yıkıma bakıldığında Afganistan'da barışı tahsis etmenin ve istikrarı sağlamanın zamanı gelmedi mi?
A: Ülkede emniyet ve güvenliğin sağlanması her Afgan vatandaşının haklı talebidir ve bu durumda yapılması gereken bir şey varsa o da Amerika ve müttefiklerinin ülkemizi işgalden vazgeçerek insanlara yaşattıkları savaş atmosferine bir son vererek halkımızın özgür bir şekilde yaşamasına izin vermek olacaktır.
Ş: Afganistan'da Taliban'ın kontrol ettiği bölgelerde Taliban'a bağlı mahkemelerde Şeriat'a göre mi hüküm verilmekte?
A: Bizim mahkemelerimiz Karzai idaresindeki bölgelerde bile mevcuttur ve o bölgelerin insanları da olayların çözümünde bizim hâkimlerimize başvurmakta çünkü bu hakimler dürüstlükleri, ahlaksız olmayışları ve rüşvet almayışları ile bilinmektedirler.
Ş: 350 Afgan din âliminin ülkede İslam Şeriat kanunlarının uygulanması için yaptıkları çağrıdan memnun musunuz? Bu gelişmeyi Afgan toplumu ile bir uzlaşı hareket olarak görüyor musunuz?
A: İslam Şeriat kanunlarının uygulanması insanoğlunun mutluluğunu sağlar ve milyonlarca Afgan bunun ülkesinde uygulanabildiğini görebilmek, en azından buna zemin hazırlayabilmek için şehit olmuştur. İslam Emirliği İslam Şeriat'inin uygulanmasını Afganistan'da politik önceliklerinden biri olarak belirlemiştir.
Ş: Neden Afganlılar Taliban mahkemelerine kendi aralarındaki anlaşmazlıklarının çözümü için başvuruyorlar?
A: Çünkü Karzai yönetimi mahkemeleri adaletsizlik ve rüşvet batağına saplanmış bulunmakta.
Ş: Sizce uyuşturucu ekimi sorununu nasıl çözebiliriz? Batı medyasının iddia ettiği gibi ülke ekonomisi elde edilen vergi gelirleri göz önünde bulundurulunca gerçekten de uyuşturucuya dayalı faaliyetlerden yarar sağlamakta mıdır?
A:Uyuşturuculara gelince, Taliban ülkeyi yönettiği dönemde bu tür faaliyetleri yurt çapında tamamen yasaklayarak bu sorunu çözmeyi başarmıştı. Ancak Amerika ve müttefikleri ülkeyi işgal ettiklerinde uyuşturucu maddelerin ekimini desteklediler ve çiftçilere para vermek suretiyle onları teşvik ettiler. Amerikalılar uyuşturucu ticaretini arttırmak ve yeni pazarlar bulabilmek için çalıştılar ve bu maddelerin uçak marifeti ile transferini gerçekleştirdiler. Dolayısıyla, uyuşturucu ticaretinin artmış olmasının müsebbibi de Amerikalılardır!
pressmedya.com