ESSELAMU ALEYKUM VE RAHMETULLAHİ VE BEREKETUHU KARDEŞİM
GÜNÜMÜZÜN HASTALIKLARINDAN BİRİSİDE BU "TAMAM" VEYA "SÖZ" DEYİP VERİLEN İŞİ YAPMAMAK VE BU VAADİ YERİNE GETİRMEMEKDİR... EVET KARDEŞİM TAMAM DEMEK BU İŞİ KABUL EDECEĞİM DEYİP KARŞIDAKİNİ BU İŞİ YAPACAĞINA İNANDIRMAK İÇİN YETERLİDİR VE SÖZ VERMEK İLE AYNI MANAYA GELİR...
“Ey iman edenler! Sözlerinizi yerine getirin.” (Maide; 1) Hz. Peygamber (sav) de bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur: “Üç şey kimde bulunursa -oruç da tutsa namaz da kılsa- o, münafıktır; konuştuğu zaman yalan söyleyen, verdiği sözden cayan ve itimat edildiği halde emanete ihanet eden.” (Buhari, Müslim)
Abdullah bin Ömer (ra) vefat edeceği sırada şöyle demişti: “Kureyş'ten bir adam benden kızımı istemişti. Ben de söz verir gibi oldum. Allah'a yemin ederim ki nifakın üçte biriyle O'nun huzuruna varamam. Kızımı o adama nikâhladığıma siz şahit olun.”...
Öyleki zamanında Resulullah (sav) kendisine sorulan bir soru üzerine: “Yarın size bu istediğiniz hususları haber vereceğim” deyip “inşaallah”demediği için Râsulullah (sav) onbeş gün geçtiği halde yüce Allah bu konuda ona bir vahiy indirmedi ve Cebrail de yanına gelmediği bilinir.
Hz Peygamber (SAV) de şöyle buyuruyor:
“Mümin kardeşine yerine getirmeyeceğin bir söz verme.”
“Sana itimat edene (verdiğin sözü tut).”
Hz Peygamber (SAV)’in hadislerinde de belirtildiği gibi Müslüman, tutamayacağı hiçbir konuda söz vermemeli, yapabileceği, yerine getirebileceği bir konuda söz vermelidir. Çünkü verilen söz sorumluluğu gerektirir. Bu sözün sonuçlarına göre kişi ya mükâfat elde eder ya da cezalandırılır. Bu sorumluğa Kur’an şöyle işaret etmektedir:
“Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur.”
وَأَوْفُواْ بِالْعَهْدِ إِنَّ الْعَهْدَ كَانَ مَسْؤُولاً:
“Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.”
(İSRA SURESİ – 34. AYET)
İNSALARIN SÖYLEDİĞİ HER SÖZ
YAPTIĞI HER İŞ MELEKLER TARAFINDAN KAYDEDİLİR:
İnsanların söylediği her söz ve yaptığı her iş melekler tarafından kayda geçirilmektedir:
مَا يَلْفِظُ مِن قَوْلٍ إِلَّا لَدَيْهِ رَقِيبٌ عَتِيدٌ:
“İnsan hiçbir söz söylemez ki, onun yanında (yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın.” (KAF SURESİ – 18. AYET)
Ayeti bu gerçeği ifade etmektedir. Bunun tabi sonucu olarak da ahirette bu kayıtlar açılacak ve kişi buna göre hesaba çekilecektir. O günde yapılan işlerden olduğu kadar, söylenen, verilen ama tutulmayan sözlerden de sorulacağını ifade eden Peygamberimiz (SAV) bu konuda şöyle buyurur:
“İnsanlar, dillerinin ekip biçtiğinden, dilleriyle söyleyip kazandıkları şeylerden dolayı yüzüstü cehenneme sürüleceklerdir.”
Dinimiz, mensuplarına sözünde durmayı emreder. Kur’an’da iman, yalnızca zihni bir inanma değil, bunun yanında kişinin ilâhi emirlere gönüllü bir şekilde uyacağına dair taahhüdü olarak değerlendirilmek suretiyle iman ile ahid, söz verme arasında sıkı bir irtibat kurulmuştur. Hz Peygamber (SAV) şöyle buyuruyor:
“Ahde vefa, sözünde durmak imandandır.”
“Ahdine vefası olmayanın, imanı da (dini de) olamaz.”
Hz Peygamber (SAV) bu hadislerinde, sözünde durmanın imanla irtibatına dikkat çekmiş, ahde uygun hareket etmeyi imandan saymış, ahde aykırı davranmayı ise münafıklık alametleri arasında göstermiştir.
NOT: VERDİĞİN ÖRNEĞİ DEĞERLENDİRECEK OLURSAK KİTABI SANA VEREN ARKADAŞIN KİTABI VERİRKEN BU KİTABI MUTLAKA OKU BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR MESELE VAR DEMİŞ OLSA TAMAM DEYİP O KİTABI OKUMASAN SÖZ VERMİŞ OLURSUN...FAKAT SANA BİR KİTAP VERİPDE AL BU KİTABI OKURSUN DİYE BİR MECBURİYET YÜKLEMEDEN YANİ NEZAMAN İSTERSEN OKU FAYDALAN DESE BUNDA BİR VEBAL TOKTUR ALLAHU ALEM...