Hak bir tanedir diyorsun ama bidat ehli olmayan iki tane görüşten bahsediyorsun. Hak birdir doğru, ama biz onu her daim kati surette keşfedemediğimiz için hak olmaya talip birden fazla görüş tezahür ediyor.
1- "Cehalet mazerettir diyen alimler" Mürcienin aksine bu mazereti her amele geçerli kılmıyorlar diyorsun. Ancak mesele hangi amelin (mazeretli mazeretsiz) küfür olduğudur. Namazı terk edene kafir demeyen Mürcie midir? Mazeretin hangi amelde geçerli olup, hangisinde olmadığına kim karar verecek? Bu konudaki istidlal zannidir, o yüzden karşı tarafı tarihi muallak bir fırkaya nisbetle yaftalayarak kendi görüşünü üste çıkarmaya çalışmak verimsiz bir çabadır, ancak husumet yayar. Mürcie yaftası çoğunluk ulemanın benimsediği "iman tasdik ve ikrardır" tarifine binaen sürdürülüyor, sanki buradaki tasdikten kasıt mücerret marifetmiş gibi! Tasdik iltizama taahhüde şamildir. Kimse sarih bir nassın küfür olarak vasıf ettiği bir amele küfür değildir dememiştir.
2- "Cehalet mazeret değildir" diyen alimler kim oluyor, bu görüşü biraz daha açarmısın? Ne için hüccet ikametini şart koşuyorlar? Benim bildiğim cehalet mazeret değildir diyen alim yok, ki sen de bunu mutlak surette söylemediklerini söylüyorsun, öyleyse neden bu şekilde sınıflandırılıyorlar?
* * *
Türkiye'de savaş yok, herkes davetçi konumunda. Laik bir nizamı benimsemenin veya mecliste Allah'ın şeriatını ilga edici hükümler çıkartmanın şirk dolayısıyla küfür olduğu konusunda herkes müttefik. Öyleyse bunun ötesinde niçin hükumete karşı farklılaşan tutumlar bazında bir husumet sürdürülüyor aynı davanın yolcuları arasında?
İhtilaf olması doğal, münazara da yapılsın ama bu Mürcie-Harici polemiği ekseninde dönmemeli.
Kardeş mürcienin ne olduğu açık değil mi? İnkar şartı getirmesi mürcienin bir özelliği değil midir? Bana teşriyle ilgili hangi alim inkar/helal sayma şartı getirmiş bunun cevabını verebilir misin? Selef alimlerinin mürcienin ne olduğuyla ilgili ittifakı gayet açıkken ulemanın çoğunluğu diyerek bunu basitleştiremezsin.Kelime oyunu yapmamanı tavsiye ediyorum.Sen de biliyorsun ki iki tür mürcie vardır:
1- Mürcienin fukahası
2-Mürcienin gulatı
Alimlerin tekfir ettiği mürcienin gulatının küfür amellerine inkar şartı getirerek imanın tarifini öne sürüp inkar etmedikçe dinden çıkmaz demeleriyle günümüzde teşride bulunanların(ki icmaen küfürdür) küfrünü helal saymadıkça dinden çıkmazlar demeleri mürcienin gulatının özelliklerindendir.Mürcienin fukahası alimler küfür amellerini işleyenlerin küfrüne hükmederler ama bunu kişinin kalbindeki inkara bağlarlar olay bu.Şimdi birisi teşri gibi açık bir küfür ameline helal saymadıkça kafir olmaz kıstasını getirirse bu apaçık mürcie dir.Tagutları aklayan bu kişilere husumet duymamız gayet de doğrudur.Bunu kimse kınayamaz.
İbn Teymiyye rahimehullah'ın naklini de şuraya bırakayım:
"Selef, küfre düşürücü günahlar
nedeniyle tekfir hususunda, inkarı başlıbaşına bir şart olarak
kabul eden aşırı Mürcie’yi tekfir etmişlerdir"[Mecmuu’l-Fetâvâ, 7/209 ve 205]
Cehaleti mazeret sayan alimlerin de mazeret saymayan alimlerin de üzerinde ittifak ettiği meseleler vardır ki: Teşri gibi, Allah'a sövme gibi meselelerde kişinin cehaleti mazeret değildir.Dolayısıyla alimlerin ihtilafı her meselede değildir.Yani şöyle diyebiliriz ki cehalet konusu kişiye, duruma, meseleye göre değişir.İş cehaleti küfür ameli işleyen herkesi onu helal saymadıkça kafir olmayacağını düşünenin yaptığı gibi değildir.
Cehaletin mazeret olmadığını söyleyen alimlerden birisi Şeyh Ali el Hudayrdır.Şu anda Suudda hapistedir.Bu alimler hafi meselelerde bunu işletirler.
Cehaleti mazeret saymayan alimlerin kim olduğunu öğrenmek istersen Tarık Ebu Abdullah hocayı takip edebilirsin.
Mazeret sayan alimlerin usulünü öğrenmek istersen de İsmail Hoca, Musa Hoca gibi hocaları takip edebilirsin.
Hak bir tanedir dedim evet.Bunu söylerken hak bidat ehlinin görüşlerinin içerisinde değildir.Hak Ehli sünnet alimlerinin ihtilafının içerisindedir.Bidat ehlini ise ehli sünnetten saymıyoruz.Bundan bahsettim.Yukarıdaki kişiler ise ya cehaleti herkese mazeret sayanlar ya da cehaleti hiç kimseye mazeret saymayanlardandır.Bunlara da mürcie ve aşırılar hatta hariciler demek yanlış değildir çünkü bu grupların özelliklerini taşırlar.