Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Tekfir ve İlmi olgunluk.

E Çevrimdışı

Ebu SILA

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İlmi Olgunluk ve Tekfir

İlim ehli veya diğer ifadeyle âlim olan kişi hamaset ve bilgiçlik taslamaktan uzaktır. Zira gerçek anlamda ilim; kemalettir, olgunluktur, sükûnettir ve her şeyden önce kendini bilmektir. Bunun yanında bir de bilgi yüklü kişiler ile bilgili olduğunu zanneden mürekkeb cahiller vardır. Bunların ilki en iyi ihtimalle belam, ikincisi ise tekfirci olur.

Uzatmak istemem, ekte verdiğim sayfa, bizim ümmetçe hem şahsına ve hem de eserlerine çok değer verdiğimiz âlimlerimizden olan Şemseddin Muhammed ez-Zehebi’nin Siyeru Alami’n Nübela adlı kıymetli eserinin 15. cildinin 88. sayfasıdır.

Zehebi burada Ebul Hasan el-Eşari’den bahsederken, ilginç bir anekdotu da zikrederek diyor ki: “Ben, Eşari’ye ait olduğu sabit olan beğendiğim bir söz gördüm. Beyhaki rivayet ettiği bu sözde diyor ki: Ben Ebu Hazim el-Abdevi’den duydum ki o da Zahir bin Ahmed es-Serahsi’den şunu söylediğini işitmiştir: Bağdad’daki evimde Ebul Hasen el-Eşari’nin eceli yaklaştığında beni çağırdı, yanına gittiğimde şöyle dedi: “Benim kıble ehlinden hiç kimseyi tekfir etmediğime şahit ol! Çünkü hepsi tek bir ma’buda işaret ediyor. Bütün bu tartışmalar falan sadece ibare ihtilafıdır (ifade farklılığıdır).”
Diyorum ki ben de böyle inanıyorum. Nitekim şeyhimiz İbn Teymiyye de son demlerinde; “Ben bu ümmetten hiç kimseyi tekfir etmiyorum” diyerek; «Nebi ﷺ sadece mümin abdesti muhafaza eder.» [1] buyurdu, şu halde kim abdestle namaza devam ederse, işte o müslimdir diyordu.”

Eşari, sonra İbni Teymiyye ve ardından Zebehi, kıbleye yönelerek -riya ve nifak olmaksızın- Allah’a ibadet eden kimseyi tekfir etmediklerini söylüyor. Üstelik Zehebi’nin aktardığı ve beğendiği bu sözlerden, hem Eşari ve hem de İbni Teymiyye’nin daha önceki tekfir fetvalarından da döndükleri anlaşılıyor. Kuşku yok ki bu, ilmi kemalet ve olgunluktur.

Şimdi adı geçen âlimlerin yanında esamilerinden bahsetmenin bile komik olacağı öyle tipler var ki; bırakın bidat ehlini, Ehli Sünnet’ten bile kendileri dışında kimseyi Müslüman kabul etmezler! Oysa tekfir dediğimiz olgu, şeri - hukuki bir süreçtir ve mahkemede görülen davanın neticesinde, hukuki yaptırımları olacak şekilde karara bağlanır.

İşte bu noktada bile Molla Ali Kari, Kadı Ayyad’ın Şifası’na yaptığı şerh çalışmasında diyor ki:
“Âlimlerimiz, Müslümanın küfrüne işaret eden doksan dokuz vecih varken, sadece bir vecih İslam üzere bırakılmasına işaret ediyorsa, kadı ve müftü bu vecihle amel etmelidir demişlerdir. Bu kaide Resûlullah ﷺ’ın; «Yapabildiğiniz kadar Müslümanlardan hadleri def edin. Eğer bir çıkışı varsa, yolunu açın. Zira imamın affetmekte hata etmesi, ceza vermekte hata etmesinden çok daha iyidir.» [2] hadisinden alınmıştır.”
Alıntı.
---------------
[1] Ahmed: 5/276; Darimi: 1/168; İbn Mace: 277; Hakim: 1/130
[2] Tirmizi, 1424; İbni Ebi Şeybe Musannefi: 29094: Hakim: 8163.
 
Üst Ana Sayfa Alt