Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Tesettürü Bekleyen Tuzak: Ruhunu Kaybetmek

:)sümeyye:) Çevrimdışı

:)sümeyye:)

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Tesettürü Bekleyen Tuzak: Ruhunu Kaybetmek”


Modernitenin icat ettiği yeni paganizmin ilahı modacılar, dayattıkları "moda" diniyle tesettüre de yeni mana ve biçim verme gayretkeşliğine soyunmuş, sözüm ona bazı İslamcılar da tesettürü şirin göstermek, tesettür üzerindeki baskıları azaltmak gerekçesiyle bu modacılara alkış tutmaktadır. Daha sık görmeye başladığımız "tesettür defileleri" anlaşılan artarak devam edeceğe benziyor!

Açıkça görmek gerekir ki,

"tesettüre davet"
"davetkar tesettür"e

dönüş-türülerek Müslüman hanımın tesettürü hedef alınmıştır. Her ne kadar biz konuyu Türkiye bağlamında ele alıyorsak da bu olgu sadece Türkiye'ye has bir şey de değil. Arap ve Arap olmayan İslam coğrafyasına ait TV'lere ve özellikle dini programları sunan hanımların tesettürüne baktığımızda ne demek istediğimiz daha açıkça anlaşılacaktır. Ziynetleri teşhir ederek örtünme yolları en ince şekilde öğretilmekte, sanki Müslüman hanıma; "Aynı zamanda hem örtülü hem de **** olabilirsin." telkinleri yapılmaktadır. Postmodernizmin helal ve haram koalisyonu anlayışı öteki olan her şeyi aslında bozarak kabullenme eğilimindedir.

İslami tesettürü "davetkar tesettür"e dönüştürme çabası İblis'in dahi şapka çıkartacağı bir hinliktir. Böylece "tesettür"den ruhu çekip alınarak tesettür "ahlaksızlaştırılmak" istenmektedir. Her Müslüman -hanım ve erkek- tesettüre kurulan tuzağın farkında olarak bu komployu geçersiz kılma direnişinde bulunmalıdır, gerekirse bedelini de ödeyerek. Yapılması gereken ilk iş özellikle de genç dimağlarda tesettürün taşıdığı ve ma'şeri vicdanda da kabul görmüş vechiyle; ahlaki boyutuna, diğer bir ifadeyle tesettüre hayat veren, onu o yapan ruhuna dikkat çekmektir.

İbadetlerin Birer Ruhu Vardır
'ın(cc), insanlara ittiba etmeleri için gönderdiği şer'i hükümler sadece şekli değildir. Şer'i hükümlerin konulmasında birey ve toplum için hayatî gaye ve maksatlar vardır; bunlar yerine getirilmiyorsa yahut eda edilen ibadetler sonuçta bu gayelere götürmüyorsa o ibadetlerin katında makbuliyeti en iyimser yaklaşımla tartışmalıdır. Nasıl ki insan madde ve ruhtan mürekkep ise ibadetler de böyledir; bir zahirî bir de batınî boyutu vardır. Bunlardan birini hangi ibadetten çekip alırsanız, 'o ibadet istenilen gaye ve maksada götürmeyecektir.

Takva- Örtü İlişkisi

Yukarıda anlatılanların ışığında şöyle dersek yanılmış olmayız: Tesettürü tesettür yapan, onu giymiş bedenin taşıdığı ruhun kalitesidir, takvasıdır, vakarıdır. Bütün ibadet ve davranışlarda olduğu gibi tesettürün ruhu da budur. Tesettürü podyumlarda mankenler de giyiyor; ancak, dikkat ettiyseniz tesettür o bedenleri örtmüyor, birkaç metre kumaştan başka bir şey ifade etmiyor. Manken tesettürü, "lütfen bana bak" etiketi gibi durmaktadır. Kadının kişiliğini değil dişiliğini öne çıkarmakta ve maalesef kadını cinsel bir obje olarak sunmaktan geri durmamaktadır.

Modernitenin kadına kurduğu en büyük tuzak, sözüm ona "özgürlük" kurmacasında onu soyup erkeğin cinsel objesi kılmasıdır. Modernitenin, koyduğu ölçülere göre, güzel olmayan ve cinsel obje olmaktan çıkmış yaşlı kadınlara tahammülsüzlüğünün sebebi de burada yatmaktadır. Bunun farkında olan Batı kadını ilerleyen yaşına rağmen genç ve güzel kalabilmek için estetik ameliyatlara, güzellik salon-larına servetler harcamaktadır. Zira yine Batı'da ortaya çıkmış aydınlanma paradigması olan "Düşünüyorum o halde varım.”ın yerini "Soyunuyorum, tüketiliyorum, o halde varım." almıştır. Ben varım diyen kadının, varlığını özellikle bedeni üzerinden ispatlaması gerekmektedir. Sanatçı kişiliğinden daha fazla **** özellikleriyle öne çıkmış güya sanatçılar ideal modeller olarak toplumun önüne konmuştur.

Örtülüyken Çıplak Olmak
Örtülüyken çıplak olmak mümkün müdür?
İlginçtir, bu soru İslam'ın ilk dönemlerinden beri tartışılır olmuştur. Böyle bir vakıa olduğundan değil elbette. Peygamber Efendimizin (s.) bir hadislerinde fitne tezahürlerinden olan; "örtülüyken çıplak kadınlar" zümresini zikrettiğinden, hadis şârihleri de bu konuyu vuzuha kavuşturmaya çalışmış; 'hem örtülü hem de çıplak' haberini ümmete bir uyarı olması sebebiyle de tartışmışlardır.
Hadis şârihlerinin bu hadisi anlamlandırmada zorluk çekmeleri hadisi anlamlandıramadıkları manasına gelmez. Ancak, bu garabetin yani örtünme ve çıplaklığın aynı anda bir arada olması, tezatların bir arada olması manasına geldiğinden şerhte zorlandıkları aşikârdır. Eğer hadis şârihleri bizim gördüklerimizi görselerdi: "Ya Rab! Habibine bahşettiğin bir mucize herkese aşikâr oldu. Giyinik; ama çıplak kadınlar zümresi bu asırda olduğu kadar başka hiçbir asırda tezahür etmedi!" derlerdi.

Söz hadis şârihlerinden açıl-mışken, onların mezkur hadis üzerine söylediklerinden bir nebze de olsa zikretmek sanırım yararlı olur:

Örtülüyken açık olma hali genel olarak; bedeni yahut bedenin tenini hissettirecek tarzda şeffaf giysilerle örtünmek, yahut kokular sürerek topluma çıkmak, kırıtarak yürümek, haramlara meyletmek vb. fitne tezahürleri tarzında anlaşılmıştır.

Bu yorumlara, örtüyü bedene yapışacak, beden hatlarını belli edecek tarzda dar ya da pantolon giyinme, tesettürü; bedeni teşhir eden, zararlı okları (yabancı bakışı) celbeden bir araç kılma halleri de katılabilir.
Benim öncelikle bu hadisten anladığım, "Hicab’ı hicapsızlaştırmak" alarmıdır.

Kendisiyle röportaj yapan gazeteye, nargile içerken ve burnundan duman çıkarırken poz veren, toplum içinde elinde sigarayla tafra atan, Tarkan'ın konserine gidip en ön safta: ''Tarkan! Senin için çıldırıyorum!" çığırtkanlığı yapan tesettürlü acaba ne kadar kendinde? Ve ne kadar tesettürünün bilincinde? Bu tür görüntüler tesettürün, metafizik alemle ilişkisini nasıl koparacağının alâmetidir; sekülerleşmesidir.


Son Söz

Takva, Teala karşısında ruhun tüm samimiyetiyle saygı duruşudur. Amel’e yansıması da O’nun buyruklarını sevgi ve korku dengesinde eda etmektir.

Zira, 'a itaatin ve bütün güzel davranışların temelidir takva. Takvasız tesettür vakarsızdır; işte bu nokta, tesettür özelinde ibadet ve geleneğin ayrıştığı noktadır.

Tesettürden takva çalınmak isteniyor; yani tesettürün ruhu isteniyor; sözün özü, tesettür katledilmek isteniyor. Bu cinayete dur diyelim. Suskunluğumuzla, tepkisizliğimizle bu cinayete ortak olmayalım.

Tesettürü, üniversite kapısındaki yasakçı zihniyet ruhsuzlaştıramaz. Tesettürü ancak bizim duyarsızlığımız ruhsuzlaştırır, ahlaksızlaştırır. O zaman üniversite kapısındaki yasakçı zihniyet ruhsuzlaştırılmış tesettüre geçit verir. Şu bilinmelidir ki, yasak 'birkaç metrelik kumaş parçasına' değildir, yasak o kumaştaki ruhadır, ahlakadır, özedir.

Davetkâr bir bakış İslam'da nasıl reddedilmişse, davetkâr bir tesettürün de reddedileceği izahtan varestedir. Tesettür her şeyden önce ruhsal bir edeptir; bu onun bedensel bir edep olduğunun inkârı değil, bilakis gerekçesidir.


Nur Suresi'ne iman etmiş bir tesettür bu edebi en güzel şekilde temsil edecektir!

-alıntı-
 
Üst Ana Sayfa Alt