Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Anket Tevhid Akidesiyle Nasıl Tanıştınız ?

A Çevrimdışı

Ademoqlu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
O günkü imanımı özledim..
 
A Çevrimdışı

Ademoqlu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Diğer Konulardaki Hidayet Öyküleri:


و عليكم السلام ورحمة الله وبركاته
Küçük yaştan beri klasik, sorgulamasına izin verilmeyen, muhafazakâr bir aile içerisinde büyümüş bir çocuktum. Belli döneme kadar ailemin fikirleriyle hayatıma devam etsem de, daha sonra fikirlerim tamamen değişti. Lise döneminde ciddi bir araştırma içine girmiş, islamdan bir hayli uzaklaşmış biriydim. Sonuç maalesef hıristiyan olmamla sonuçlandı. Bunda yanlış kişiler ile islamî konuşmalar içinde bulunmamın etkisinin de büyük olduğunu düşünüyorum.
Hıristiyan dediysem, kola içmenin bile haram sayıldığı bir mezhepti.
Hatta siyah çay bile içilmiyordu, genelde bitki çayı içerdik ))
Varoluşsal sancılar sonucu seçmiş olduğum yeni bir dinin bana aradığımı vereceğine o kadar emindim ki; bir süre gerçekten mutlu ve huzurluydum. İslamda bulamadığım ne varsa bulduğumu düşünüyordum. Benimsediğim siyasal ideolojime de en uygun din buymuş gibi geliyordu. Fakat bir süre sonra ciddi iç bunalımları, beni hıristiyanlıktan da uzaklaştırdı.
Sonrasında "evet Allah var, ama dinler gereksiz" gibi sapıkça düşünceler ve deizmi benimsedim. Artık daha rahat ve özgürdüm.

"Allah'a inanıyorum ama bir dine mensup olmak zorunda mıyım ki, müslüman kelime anlamı olarak "Allah'a teslim olan" demekse, ben de Allah'a teslim oluyorum." diyordum kendime. Semavi dinlerdeki ortak öğütleri uygulayıp iyi bir insan olmaya çalışıyordum.
Fakat bir süre sonra hem arkadaş çevresi, hem siyasi görüşüm beni "Allah varsa bunca zulm neden var?" klişelerine itti ve kaçınılmaz son; ateist olmuştum.
Ama sancılarım hiç bitmiyor, hep bir şeylere sığınmak istiyordum. Bunu hayatımdaki insanlarla gidermek istedikçe darbe üstüne darbe yiyordum adeta.
Ben cahiliyyenin en dibini, en pisini görmüş biriydim.
İslamdan uzak bir "müslüman" bile değildim; çünkü müslüman değildim.
Bugün müslümanlar ile savaşan kâfirlerden biriydim.

Tüm bunlar yaşanırken ben bir rüya gördüm. Hayatımın en korkunç rüyasıydı. Subhan Allah. İliklerime kadar yaşadım o anları.
Uyuyorum, cehennemin kapısında uyandım. Yüzümü, bedenimi saran sıcaklıkla uyandım. Yalvarıyorum. Allah’ım ne olur bir şans ver, vallahi çok pişmanım. Rabbim bir kere namaz kılayım da öyle at beni cehenneme.. Bir ses.. “Sen o hakkı kaybettin, atın cehenneme!” Uyandım. Uyandığıma ilk kez bu kadar şükretmiştim. Ezan okunuyordu uyandığımda. Bedenim, cehennemin sıcağını hissetmiş gibiydi. Yazın en kızgın güneşin altında kavrulursunuz da, deriniz ateş gibidir hani; işte öyleydim, uyandığımda.

Ve o sabah namaza başladım.
İman ettim, tüm çevremle iletişimimi kestim.
Bütün hesaplarımı kapattım, numaramı değiştirdim.
İman ettim, bir iki hafta sonra Rabb’im hidayet nasip etti, Tevhid’le tanıştım. Elhamdu Lillâh hidayetim o kadar çabuk gerçekleşti. Rabbime ne kadar şükretsem azdır.
İman ettim, direk tesettüre girdim, ferace ve büyük siyah şal takıyordum. Yaklaşık iki hafta kadar sonra elhamdu Lillâh eldiven takmaya başladım.
Adem Sözkesen'in bir cuma hutbesini dinlemiştim, cehennemden 2 nefes konulu hadisi anlatıyordu. O videodan sonra peçe takmaya karar verdim.
İman ettikten 1,5 ay kadar sonra peçeye girdim.
Elhamdu Lillâh İslâm ile tamamlanmış hissettim kendimi. Rabb’im beni İslâm ile şereflendirdikten sonra geçmişteki o depresif hallerimden eser kalmadı. Kendimi bir yere, bir şeylere ait hissedememe hissinden uzaklaştım. Tabiri caizse yeniden doğdum.
Benim varoluşsal sancılarım İslâm ile bitti.
Ben cahiliyyenin bataklığındayken, Allah azze ve celle beni İslâm vadisinde açan bir çiçeğe çevirdi.

Ben azılı bir kâfir iken Allah azze ve celle benden ümidini kesmemiş, bana islâm olmayı nasib etmiş. Benim müslüman olma sebebim bu ))

Çok uzun olduysa, affola.

16 yaşımda iken namaza başlamıştım lakin henüz sorgulama gibi bir durumum yoktu. Namaz ve zikirler ile geçiyordu günüm, sonra bir şekilde ateist ve bilimum kafirlerin iddialarına merak sardım. Çok sancılı süreçlerden geçtim, her şüphe ile karşılaştığımda "Allah'ım seni daha iyi zikredebilmek için bu şüpheyi benden savuştur" diye dua ederdim. Bu çeşit çok duam olmuştur ve de "bu son, bunun cevabını bulayım diğer iddialara bakmayacağım" derdim. Allah azze ve celle sabırlıdır ya kardeşler, işte böyle dua etmeme rağmen yeniden o sayfalara bakar ve yine aynı duayı ederdim. Elhamdülillah Allah Subhanehu her zaman doğruyu göstertti, bu tür sitelere bakmaktan da komik bir olay neticesinde vazgeçtim. Kafirler kendilerini rezil etmişti, cehaletleri apaçık ortaya çıkmıştı. Elhamdülillah artık kurtulmuştum. Daha sonrasında ise selefin akidesi ile tanışmak nasip oldu, bu site vesilesi ile :)
Neden Müslümanız? Bu sorunun en iyi cevabını fıtratımız veriyor aslında, insan şüphe içinde bocalayarak bir hayat yaşayamaz. Olursa genellikle intihar ile biter. Allah Subhanehu bizi yarattı bize nimetler bahşetti, kitap indirdi peygamberler gönderdi. Bize iman etmeyi emretti, biz aciz kullar başka ne yapabilirdik zaten? İman etmek hepimiz üzerinde var olan bir haktır.

Uzunca kendi hikayemi anlatmışım, mazur görün lakin hoşuma gidiyor ne yapayım? :)

Anket - Tevhid Akidesiyle Nasıl Tanıştınız ?

Bu konuyu okurken aklıma geldi bu soru, merak ediyorum kardeşlerimin dönüş yaptıktan sonraki ilk tepkileri, değişimleri, tecrübelerini.

Ben bir kısmını yazıp konuyu başlatayım inşaAllah.

İslamla tanışma evresinden sonra yani biraz bahsetmek gerekirse o şaşkınlıkla gelen öfke, yalnızlık, pişmanlık, sudan çıkmış balığa dönme, ya hu bu insanlar ateşe gidiyor gibi duygu karmaşaları biraz biraz durulduktan sonra ki ilk davetimi anlatayım:

Ben ailem hariç çevremden tüm iletişimi kesmiştim bir 6 ay kadar çünkü kendim bazı şeyleri yerine oturtmaya çalışıyordum. Bir an geldi tamam artık ben çıkıp insanlara bu dini anlatmalıyım dedim ve soluğu en yakın arkadaşımın yanında aldım. Gece saat 3 falandı heralde, nasıl bir ateş düştü ise içime sabahı bekleyemedim.

Kendisi ateist olduğunu iddia eden hippinin teki idi. Ben onu gece yatağından kaldırıp bir parka getirdim ve ilk sözlerim ona şunlar oldu

"Sen aklını ilah edinen bir müşriksin"
"Seninle artık dost olamam, ancak müslümanlar kardeştir"
"Sana artık hiçbir sırrımı veremem, sen müslüman olana değin seninle sadece islam konuşabilirim"
"Şimdi ya müslüman olursun ya da ben evime dönüyorum"

***

Kendisi beni iyi tanırdı ve gerçekten de geri dönüp bir daha onunla konuşmayacağımı biliyordu. O yüzden kendisine İslamı anlatmamı istedi.

Problem şu ki neyi nerden nasıl anlatacağımı hiç bilmiyordum, hatırladığım elime kağıt kalem alıp
"Bak bu şeytan, bu da Adem (a.s). Olay böyle başlıyor hacı." diye başlayıp
"Şimdi bu mekkeli müşrikler" diye devam edip
"Bak işte sen bu mutezile gibi aklını ilah edinmişsin" ile bitirmiştim.

***

Davet nedir, kimedir, nasıldır.. işte bunları hep sonradan öğrendim/öğreniyorum.

-Çocuk mu? Ha onunla 5 yıl oldu hala uğraşıyoruz. =)

İlk müslüman olduğum dönemler okuduğum ilk islama dair yazı Seyh el Makdisi'nin mahkemelerle ilgili yazısının tercümesi idi. Herkese "şeyh el Makdisi diye biri var, mahkemelere gitmek haram diyor, biliyor musun?" diyip duruyordum.
Bana çok radikal gelmişti o dönem. Yazıda gerekirse hapis yatılması gerektiği yine de ifade verilmemesi gerektiği vs yazıyordu. Hatırladığım kadarıyla. Tabi bir kardeşi kurtarmak için gibi istisnalar vardı. Sonra Seyh Makdisiyi unuttum... sanırım daha liberal hocaları dinlemeye başladım. yıllar geçti bu sitede duyuyorum ismini çokça. Ama o fetvasının oldukça katı olduğunu hatırlıyorum. Akaid ile iman tabi bazen orantı içinde olmuyor. Allah affetsin rahmet etsin hepimize.

"Savaş size farz kılındı, gerçi o size hoş gelmez. Olabilir ki siz, bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa ki o sizin için bir hayırdır. Yine olabilir ki, siz bir şeyi seversiniz, oysaki o sizin için bir kötülüktür. Allah bilir, siz bilmezsiniz."Bakara 216
"Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir."Furkan 70

Tevhid akidesini ilk 9.sınıfta tanıdım.12.sınıfın sonlarında amel etmeye başladım.Ve şehir dışına üniversite okumak için gittim.Allah azze ve celle'nin ikramıyla burada sohbetler yaptık kendi kendimi yetiştirip, kitap okumaya ve ayet ezberlerine verdim elhamdulillah.Ailemin yanına geldiğimde sert mizaçlı ve çok keskindim.Allah azze ve cellenin ikramıyla aileme güzel davranmaya başladım.Lise'de gece namazlarına gittiğimde beni arayıp küfür eden babam, artık evet bu devlet "TAĞUT" demeye başladı elhamdulillah.

Ve cahiliyyede vazgeçtiğim bayan bir arkadaşım vardı, Allah bizi affetsin.Sadece hadislerde bahsedilen imanın lezzetini alabilmek için vazgeçtim.Ve onu zor bir durumda bıraktım.Ama Allah azze ve celle şahiddir, Geceleri olsun, özel günlerde olsun hep kendisine dua ettim.Özel vakitlerde duada bulundum.Hidayete girmiş olsamda kalbimde ona karşı muhabbet vardı ve ben duvarlar örmüştüm.Sürekli hidayet bulması için dua ettim.3,5 yıl sonra bir abimin nasihati ile kendisine dönüş yapmaya karar verdim.Eğer müspet ise anlaşırsak evlenme teklifini direk edecektim.Sosyal medyadan araştırarak kendisini buldum.Kendisini buldum derken tahminen bulmuştum elhamdulillah kendisinin bir tane bile fotoğrafı yoktu.Gerek paylaşımlarından gerek arkadaşlarından kendisinin olduğunu tespit ettikten sonra.Edeb ve usul çerçevesinde kendisine meramımı açtım.Kolay olmadı tabi.Netice şu an evliyiz elhamdulillah.Allah azze ve celle bizi sevsin.Salih amelleri bize kolaylaştırsın.Ve bize firdevs cennetini nasip etsin.(Allahumme amin)

3 yil oncesine kadar dinle alakasi olmayan tagudun sisteminde ogretmenlik yolunda ilim alan tek basina yanliz takilan biriydim. Birden tesetture gectim. Ama oncesinde bi ay faln ciplak giyinik hukmunde dolasirdim. Sonradan o kafama tas gibi düşen hadis-i gördüm ve cok utandm yerin dibine girdim. Dini arastrmaya basladm. Carsaf giymeye basladm sulalede tek carsafli peceli. Neyse daha yeni birseyden haberi olmayan guraba özlemim. Bi müşrikin yoneltmesiyle nurculara takildim. Ama bi turlu isinamadm. Cogu cemaate baktm kafama yatmadi. Ocak ayinda 2017 de yeni yeni arastirarak tevhidi arastrdim. artk imtihanlar agirlasmisti medrese ye gittim. Binevi evden cevreden kurtulmak icin. Ve medresede ruhum daraliyordu cinler musallat oldu bana ve bizi erkek muftunun önüne cikardilar kizdim diklendim hicalara cikmak istemedigimi beyan ettim . Kizdilar bana. hoca hakknda hos olmayan kelimeler etti muftu amma ederkende celiskili konustu guldum. Ve konusmasi bittigi gibi tagudun sistemini inkar ettim muftuye kararli bi sekilde sordum. Müftü şok etraftaki hoca ve ogrenciler iptal videoya ceken adamida gitti. Tagudu red ettim diye beni kovdular medreseden . Fitne cikardigimi dolayli yollardan soylediler iftira ettiler . ALLAH kimsenin hakkini kimseye birakmaz dedim. Neyse velhasıl cemaatimi cok seviyorum. ALLAH azze ve celle hakkı haykıran hocalari eksik etmesin. Imtihanlar hala da devam ediyor elhamdülillah . Mutluyum yaaa mutluyum... :srnsml::komik:

Eskiden Namaz kılardım ama içimde hep gerçek İslam'ı ve bunu yaşayan insanları bulma, görme hayalim vardı... Çünkü ben biliyordumki biz İslam'ı eksik yaşıyorduk mesela Namaz kılıyor ama zekat, cihad vs yoktu... Ama sonunda Allah c.c karşıma Namaz, Oruç, Zekat, Hac, Güzel ahlaklı, Cihad eden yani İslamı ne fazla ne eksik aynen Hz. Muhammed'in yaşadığı gibi yaşayan ve memleketi ekseri Afganistan, Şam, Türkiye ve daha birçok ülkeden insanları internet ortamında bulmamı sağladı... Rabbim sen razı olana kadar sana şükürler olsun..
 
A Çevrimdışı

Ademoqlu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Eslem Berire : Esselamualeykum ve rahmetullahı ve berekatuhu
Yaşanmıslıklar tazelenecek olsada yazıyorum cunku hıcbırsey bıtmedı..;
Bakara 256. Ayetı kavrayınca
Butun hayatım bır ayetle buyuk bır yıkılışla yıkıldı beynımde ..
Hersey ters duz oldu yer degıstırdı , hanı dıyorlar ya beynı yıkanmış aynen oyle ..
Butun dunya yok oldu sankı gerıye kımse kalmadı .Hem aglıyor hem kahroluyor hemde butun cewreme bugz edıyordum.Ewden butun esyaları dagıtıp
Allah yoluna sehıt olmaya gıdecegımı söyluyordum...( gene aynıyım.) Bır telefonda durumu anlayan annem ılk rauntu nıkabımı makaslayıp cöpe atmakla baslattı..elımden tutup dısarı cıkarmak ıstesede nafıle ıdı..
Cahılıyyede ewlı oldugum sahsa telefon ederek ıslamı anlattım ..kendısı askerdı
Bılıyordum kabul etmeyecegını etmedıde..Dondugunde benı kolumdan suruyerek kapıya koydu.Orda kalsaydım..Gerı alıp zulme dewam ettı
Gunler ezıyetler bırbırını kovalıyor bır yandan turlu turlu teklıflerde bulunuyorlardı..Ne ıstersem yapacaklarını bıldırıp dönmem ıcın yenı fıkırler uretıyorlardı . Hıcabı cıkarıp soyledıklerımden vazgecmem ıcın adeta yalvarıyorlardı..Vazgecmmeyıncede malum sıddete basvutuyorlardı ..Butun aıleler toplanıyor bır odaya alıp sorguya cekıyor hakkımda yapılması gerekenlerın hukmunu verıyorlardı ..Neoldugunu anlayamıyor buyuk bır tramva gecırıyordum..
Yaşadıgım butun luksu elımden alıp kımseyle gorusmeme ızın vermıyorlardı
Hic kımse yok ne gıdebılecek nede kacabılecek..Sıddetın ardı gelmıyor ıslamı anlattıkca butun ew basıma gecırılıyordu..
Bır ayetle geldıgım yerı anlayamamısken
Bır gece ruyamda ; Aynı sahısla kavga ettıgımı ıstemedıgım seylere zorladını ve agladıgımı gòrdum sonra basımı göge kaldırdım semada LAILAHE ILLAH ( arapca) yazmaya başladı gorunmeyen bırsey semaya laılahe ıllah yaxıyor sag tarafına mescıdı aksa sol tarafına mescıdı nebewı görunuyor Heycandan aglıyordum..
Sonra o sahsa bana zulmetyıgı ıcın Allahdan azab inıyor agzından ırınler cıkarıyordu..
Rabbım benım yanımdaymış meger ..Iman herkeze nasıp olmuyormuş.Haftalar aylar yıllar bu sawaşla gectı daha ımanım tadını yaşayamadan hayatımı zından ettıler
Oyle kolaymı kurtulmak ellerınden
Yıllarca kacdım dolastım bılmedıgım yerlerde...
Ahh anne.. ölmem ıcın ettıgın dualar kabul olmadı ..Tutmadı bedduaların
Kafırlık genınızde ben ne yapayım..
Memur gönderdıler olmadı amır gönderdıler olmadı..Ahh kı ne ahh
Muftu geldı olmadı ..Bırde cin gönderdıler
Orayı hıc sormayın..
Hayatta kaldım Rabbım sayesınde
Bugun hala yaşıyorum ben hala aynıyım ayaktayım şukredıyorum Allahdan Mescıdı aksada sehıt olmayı temennı edıyorum..

FETHUMMUBİN : Davası büyük olanın derdide büyük olur.
Kim dertsiz bir dunya umuyorsa büyük yanılgıdadır demektir.
Sabreden bilsinki ecri veren Allahtır.Musibete sabredene iki ecir vardır.
Tevhid beni benden aldı Rabbe kul etti.Meğer koca bir hiçmişim.Gerçek sandığım ailem dostlarım hepsi koca bir yalanmış.
Elhamdulillah hayatımız düzene girdi yalanlar gerçek oldu.Ailem de davamda arkadaş oldu.Yıllarımı alsada oldu.Değişim canımı acıttı ama buna üzülmüyorum.iyiki bunlar olmuş.Muhim olan sonuç..
BİZ BUNCA ŞEYİ NE İÇİN YAŞADIK.KAZANDIKLARIMIZI KOLAYCA UNUTMAK TERKETMEK KAYBETMEK İÇİN Mİ YOKSA BU HALKAYA BAŞKALARINIDA KATMAK İÇİN Mİ.
Eğer unutmamak için diyorsanız ozaman gelin imanımızı birkez daha tazeleyelim.
Rabbe şükürler olsun.
LA İLAHE İLLALLAH!!!!

Turab 21 : Tevhid ile tanışmam belki de çoğunuzda da olduğu gibi demokrasi ve hakimiyet meselesi ile oldu. Youtube'dan bir hocanın videolarını dinlemeye başladım. en yakın arkadaşıma da anlattım. Beni ilahiyat okuyan kuzeninin yanına götürdü. Daha yeni öğrenmeye başlamışken birde ilahiyatçıyla munazara etmeye kalktım. Biraz rezil oldum tabi :D. Her neyse ondan sonra kitaplara yönelmeye başladım tevhid ile ilgili demokrasi ile ilgili. Ondan sonra tevhid ehli bir cemaatin sohbetlerine gitmeye başladım. Aradan 1-2 ay geçtikten sonra üniversite bitti memlekete döndüm. Tabi gittiğim gibi gelmedim. Kıyafetler bol, sakal uzun :). Baskı ile karşılaştım. Tartışmalar oldu aile içinde. Yavaş yavaş normale dönüyor durum. Tartışmamaya çalışıyorum, tartışsam da birşey kazanmıyorum. Şu an ise KPSS çalışıyorum. Başta reddettim memur olmayı Memurluk yemininden dolayı fakat zorunlu olmadığı bilgisini aldım. 3 hafta sonra sınava giriyorum. Allah'tan hayırlısı neyse onun olmasını diliyorum. Sizden de kendim için dua istiyorum. Allah hepimizden razı olsun. :)

Selamun aleyküm.

Tevhid akidesiyle tanışalı en fazla iki sene olmuştur. Geleneksel müslüman bir aile içinde yetiştiğim için herkesin karşılaşabileceği sıkıntılarla karşılaştım bende. Bazı konularda aileme karşı mücadele vermek zorunda kaldım ve hala da kaldığım oluyor ama alıştılar sayılır elhamdülillah.
Bu forumu bayadır takip ediyordum aslında ama üye değildim. Merak ettiğim konuları okuyordum sadece.
Şimdi de bir şeyler yazmak istedim, çünkü son zamandır dışardan yansıyan sıkıntılardan ziyade içsel bir savaş içindeyim.
Ve belki yazmak iyi gelir dedim.
Tevhidi benimsedim ve hayatıma geçirmeye çalışıyorum. Çok fazla eksiğimin olduğunun farkındayım bu yüzden ilim peşindeyim. Ama bende bildim bilesi hep bu mantık arama meselesi var. Her şeyde. Her şeye felsefi açıdan yaklaşıyorum ve belki haddimden fazlasını veya erişebileceğimin fazlasını bilmek istiyorum. Şüphe barındırmıyorum içimde Allah muhafaza ama açıklayamadığım bir arsızlık bu benimkisi sanırım.
Hem biraz da fiziksel bir tükenmişlik yaşıyorum hemde içimde anlam veremediğim bir boşluk var. Birden bire oluştu bu. Elim kolum kalkmıyor hiçbir şeye. İçimde bir şeyler koptu sanki. Bir zamanlar uğrunda çabaladığım maneviyat a dair bile bir şey bulamıyorum içimde. Tek İslam açısından değil. Her şeye karşı hissizleştim. Azı dişlerimle İslama, imanıma tutunuyorum.
Korkuyorum tökezlemekten.
İnancımı yitirmekten.
Korkuyorum samimiyetsizlikten, riyadan ve
Delirmekten...

Allaha emanet.

Ah Vahayfa;
herkes bizden yana diyor ama kimse yanımızda değil ,biz yalnız ölüyoruz.


Dünya hayatı; hakikati öğrenmeye başladıkça üzerime olmayan bir elbise gibi.Neresinden çekmeye kalksam diğer tarafı ya kısa kalıyor yada uzun geliyor.Baharla birlikte filizlendim sanırım daha çok yeniyim.sudan çıkmış balık misali duyduklarım karşısında çok şaşkınım .henüz bir şeyler yaşayamadım çünkü kendim daha pek bir şey bilmiyorum .aslında nereden başlayacağımı da bilmiyorum .maalesef geleneksel din anlayışı karşısında erkekler kadar hür olamıyoruz.son zamanlar iyice kızışan olaylardan dolayıda sohbet ,kitap veya tevhid ehli bir arkadaş aile tarafından pek hoş karşılanmıyor .elimden geldiği kadarıyla kendim bir şeyler yapmaya çalışıyorum ama buda benim yavaş ilerlememe sebep oluyor.3-4 ay oldu değişimim başlayalı ama yeni öğrenmeye başladım .insan bir anda her şeyi bilmek istiyor galiba yani bende öyle oluyor.

Tevhid akidesiyle yeni tanışan bir sosyoloji(felsefe)öğrencisi olarak bir anda bütün sosyal hayatımı bitirmek içsel olarak bende de -deliriyor muyum acaba- düşüncesi oluşturmadı değil hani:)
 
Pangea Çevrimdışı

Pangea

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Diğer Konulardaki Hidayet Öyküleri:
Kardeşim nasıl derledin bunca hikayeyi tüm forumdan ma şa Allah ne çok uğraşmışsın. Alıntılarda benden de bir yazı var ama konuya tam uygun değil. Zamanında bu konuyu görüp “hava atmayayım anlatmayayım” diye yazmamıştım ama şimdi belki birilerine faydası olur diye yazacağım benim islamla tanışmamı.

Almanyada geleneksel olarak müslüman olan bir aileye doğdum. Geleneksel dediysem sözde. Ama lafta bile değil sadece konsept olarak. Fatihayı bile bilmezdim ama bismillah kelimesini duymuşluğum vardır, belki anneannemden, bilemiyorum. Kimse namaz kılmaz Kuran okumaz haftasonları o şehirde ve çevrede yaşayan uzak akrabalar biraraya gelir erkekler poker oynar kadınlar okey. Neyse böyle yıllar geçti babam vefat etti biz Türkiyeye döndük.

Burdayken bir kitap okudum pi’nin yaşamı diye. Kitapta güneydoğu asyadaki bir çocuk anlatılıyordu. Çocuk tanrıyı arıyor hem islama hem budistlere hem papazlara yakın görünüp aslında hepsinin dini vecibelerini yerine getiriyordu (öyle böyle) ben doğruyu arıyorum ama hangisi doğru nereden bileyim gibisinden bir cümle hatırlıyorum kitaptan. Yıl 2001 2003 arası. O denli içime işlemiş hala hatırlıyorum. Çocuklarınızın ne okuduğuna dikkat edin kardeşler.

Neyse sonra bir ara yine çok ünlü empati kitabını okumuştum. Orada benim düşüncelerimin deizmle çok benzeştiğini anlayıp deist olduğuma kanaat kıldım. Sonra türkiyede yapmadık geri döndük almanyaya.

Sonra bir sebepten tekrar türkiyeye döndük. Üniversitenin 2. Sınıfındaydım 2014. Bunalımlar uykusuzluk dertlerim vardı. Biri namaz kıl dedi iyi geliyormuş uykusuzluğa. Müslüman değilim ama namaz kıldım. Uçtuğumu ayağımın yerden kesildiğini hissettim. Uykusuzluğuma iyi geldi mi hatırlamıyorum ama düşüncelere itti beni. Deist olarak bir yaratıcının varlığından emindim ama bu yaratıcının bizden talepleri olacağını düşünmüyordum dinlerin gerçek olduğunu düşünmüyordum. İnternette peygamberimize sas ve islama atılan bir ton iftirayı okumuştum. Ama bir din gerçekse bu son din olmalıydı, bunu söylüyordu mantığım. Sonra 2014 ramazan geldi çattı. Ben Allaha dua etmiştim Allahım gerçeksen varsan bunu bileyim diye.ramazanın ortasında bir rüya gördüm. Gittim gusül abdest aldım oruca başladım. namaza başladım. işte böyle başladı. Elhamdulillah. Ne kadar şükretsem az. Ölüp ahiretin varlığını anlayıp dünyadayken inanmayanların cehennem azabını görünce bize bir şans daha ver ne gerekiyorsa yapalım hatta fazlasının yapalım diye yalvaranlardan olmayacağım, o sonsuz pişmanlığı yaşamayacağım diye umut edebiliyorum ne şanslıyız kardeşlerim elhamdulillah.
 
A Çevrimdışı

Ademoqlu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim nasıl derledin bunca hikayeyi tüm forumdan ma şa Allah ne çok uğraşmışsın. Alıntılarda benden de bir yazı var ama konuya tam uygun değil. Zamanında bu konuyu görüp “hava atmayayım anlatmayayım” diye yazmamıştım ama şimdi belki birilerine faydası olur diye yazacağım benim islamla tanışmamı.

Almanyada geleneksel olarak müslüman olan bir aileye doğdum. Geleneksel dediysem sözde. Ama lafta bile değil sadece konsept olarak. Fatihayı bile bilmezdim ama bismillah kelimesini duymuşluğum vardır, belki anneannemden, bilemiyorum. Kimse namaz kılmaz Kuran okumaz haftasonları o şehirde ve çevrede yaşayan uzak akrabalar biraraya gelir erkekler poker oynar kadınlar okey. Neyse böyle yıllar geçti babam vefat etti biz Türkiyeye döndük.

Burdayken bir kitap okudum pi’nin yaşamı diye. Kitapta güneydoğu asyadaki bir çocuk anlatılıyordu. Çocuk tanrıyı arıyor hem islama hem budistlere hem papazlara yakın görünüp aslında hepsinin dini vecibelerini yerine getiriyordu (öyle böyle) ben doğruyu arıyorum ama hangisi doğru nereden bileyim gibisinden bir cümle hatırlıyorum kitaptan. Yıl 2001 2003 arası. O denli içime işlemiş hala hatırlıyorum. Çocuklarınızın ne okuduğuna dikkat edin kardeşler.

Neyse sonra bir ara yine çok ünlü empati kitabını okumuştum. Orada benim düşüncelerimin deizmle çok benzeştiğini anlayıp deist olduğuma kanaat kıldım. Sonra türkiyede yapmadık geri döndük almanyaya.

Sonra bir sebepten tekrar türkiyeye döndük. Üniversitenin 2. Sınıfındaydım 2014. Bunalımlar uykusuzluk dertlerim vardı. Biri namaz kıl dedi iyi geliyormuş uykusuzluğa. Müslüman değilim ama namaz kıldım. Uçtuğumu ayağımın yerden kesildiğini hissettim. Uykusuzluğuma iyi geldi mi hatırlamıyorum ama düşüncelere itti beni. Deist olarak bir yaratıcının varlığından emindim ama bu yaratıcının bizden talepleri olacağını düşünmüyordum dinlerin gerçek olduğunu düşünmüyordum. İnternette peygamberimize sas ve islama atılan bir ton iftirayı okumuştum. Ama bir din gerçekse bu son din olmalıydı, bunu söylüyordu mantığım. Sonra 2014 ramazan geldi çattı. Ben Allaha dua etmiştim Allahım gerçeksen varsan bunu bileyim diye.ramazanın ortasında bir rüya gördüm. Gittim gusül abdest aldım oruca başladım. namaza başladım. işte böyle başladı. Elhamdulillah. Ne kadar şükretsem az. Ölüp ahiretin varlığını anlayıp dünyadayken inanmayanların cehennem azabını görünce bize bir şans daha ver ne gerekiyorsa yapalım hatta fazlasının yapalım diye yalvaranlardan olmayacağım, o sonsuz pişmanlığı yaşamayacağım diye umut edebiliyorum ne şanslıyız kardeşlerim elhamdulillah.

Allah razı olsun. Abdullah Azzam bir kitabında ''Nice ölü kalpler var ki şehidlerin ilginç hayatını dinleme suretiyle dirilmiştir.'' diyor. İnşaAllah +17 bin defa görüntülenen bu konu birilerinin kalbinin dirilmesine vesile olurda bizede bir ecir düşer.
 
Son düzenleme:
M Çevrimdışı

mübahis

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Benim hikayem çoğunuzdan farklı ben Müslüman/İslama müntesib bir aileden değil, bildiğiniz dinsiz bir anne-babadan doğdum.
Babamın mesleği gereği Türkiye'nin pek ok yerinde dağınık bir çocukluğum geçti, 2 senedirde KKTC'de ikamet ediyorum.
Aranızda o kesimden gelen kardeşleimiz varsa bilirler, onların inanç meselelerine bakışı pek müsbet değildir umumen ancak ben böylde değildim. Çocukluğumdan bu tarafa felsefe ile içli dışlı olduğumdan ötürü olsa gerek inanç meselelerine hep ilgi duydum.
2 sene kadar evvel yeni buluğa girdiğim zamanlardı, misyonerik faaliyeti yürüten kişiler elime "Kutsal Kitap" denilen bir metin verdiler.
Aslında o kadar ciddi bir niyetle okuduğum söylenemez ama okudukça ilgimi çekti, böylece beni buraya sürükleyecek bir macera başlamıştı.
Kitab-ı Mukaddesi okuduğum zaman peygamber mucizelerinden cidden etkilenmiştim. İlk başta anlıyamıyorsunuz tabi ama daha sonra ürpermemk elde değil.
Daha sonra, kıbrısa taşındık. İngilizcem çocukluğumdan bu tarafa iyidir, Hristiyan turistlerle konuştum bir kaç sefer ama pek tatmin olduğum söylenemez. Daha sonrada Hristiyan ve Yahudi çevre ile içli dışlı oldum ancak cidden tutarsız geliyorlardı. Ama yayınlarını takip ettiğim için artık emin olduğum şey Ateizmin batıl olacağıydı. Başka bir makale yazmayı düşünüyorum, artık ateizm ölmüştür. Bilim ve felsefe ateizmi öldürmeye devam ediyor. Velakin Hristiyanlıktaki Teslis inancı daha büyük bir karmaşaydı; diofizit inanca göre, Mesih(a.s) hem tamamen insan hemde tamen İlah idi. Oğul demek ALLAH demekti, Baba demek ALLAH demekti ve Ruh Ul-Kudüs demek ALLAH demekti ama mesela Baba, Oğul veya Ruh Ul-Kudüs değildi.
Yani durum şu kadar komik: 1+1+1=1 aynı zamanda 1≠1. Bunları sorduğunda "Teslim olman lazım" cevabını alıyorsun. +Peki bunların hak olduğu nereden belli?
-İncil'de böyle yazıyor
+İncilin hak olduğu nereden belli?
-404 not found.
Burada bir kaç cevab alırsınız, "Kalben hissedersin" diyebilirler. Ama o hissi duymuyorsam ne olacak? Kaldıki hissettiğim şey, bilnçaltımın bana oynadığı bir oyunda olabilir? Bir diğer cevab ise Tevrat ile uyuml olduğu iddiasıdır. Peki tevratın hak olduğunu nereden bileceğiz? Kaldıki Tevrata uygunluğuda başlı başına bir problem.
Kıbrısa taşındığım için oradaki Yahudi nufusu ile görüştüm.
Yahudilerin bizimle pek bir derdi yok misyonerlik anlamında. Onlara göre Cennet, yanlız Yahudilerin değil 7 evrensel "Benî Nuh" yasaya uyan herkesin hakkı 7 yasa ise şunlar
1. Allah'a lanet etmemek
2. Şirk koşmamak
3. Adam öldürmemek
4. Zina etmemek
5. Hırsızlık yapmamak
6. Canlı hayvanı yememek( Burada kastedilen hayvanları öldürmeden azalarını kesip yemek)
7. Adaletli bir yasal nizam kurmak
İtikadları gereği bunları yapan Müslümanları tekfir etmezler. "Peki Filistin" diyeceksinizki, buda ayrı bir konudur inşallah bir gün yazarım. Kısaca anlatmak gerekirse, Yahudilere göre Yahudiler seçilmiş bir ulustur. Dünyaya Allah'ın dinini ve şeriatını yaymak için seçilmişlerdir bu amaçla onlara o topraklar vadedilmiştir. Bir kişi sonradan Yahudi olmadıkça asla Yahudiler ile bir olamaz. Kısmen bizim "İnsanlık için en hayırlı ümmet" anlayışı yada "Taifet'ul Mansura" ile benzeştirebilirsiniz. Yahudi olmayanlar onların üstünlüğünü kabul etmek zorundadır, buna mukabil Yahudiler daha katı kurallarla muhatabdırlar vs.
Bu cenahta fazla ilgimi çekmedi, dünyaya bir ütopya anlatıyorlar ve insanlık için reçeteleri ve kendilerince katı bir Tevhid inançları var. Bunlara mukabil Tanah'ta geçen Peygamber kıssalarının durumu ve Tanah'ta "Tekvin" bölümü hariç neredeyse ahiret diye bir yerin geçmemesi insanı düşündürüyor. Bizdeki bir nevi Sünnet'in karşılığı olan Talmud ise daha kötü durumda.
Bu iki grubla görüşürken, inanca dair metinler okuduğum için genelde Kur'an meali reklamı çıktı. Gerçekten şaşırmıştım, Müslüman bir toplumun içinde yaşamama karşın Kur'an pek aklıma gelmemişti. Aslında şaşılacak bir şey yoktu, ailem zaten inançsızdı ve bende inanç konularına merak saldım salalı Kıbrıs'ta ikamet ediyordum.
Kur'an'ı okudum, diğer okuduğum metinlerden ciddi olarak farklıydı, bir kaç tane örnek vermek gerekirse
1. Kur'an'da ciddi bir düzen yoktu. Konular dağılmış bir şekildeydi ve Hz Muhammed'in(s.a.v) hayatına dair hemen hiç bir şey yoktu.
2. Müslümanların yaptıkları. Namaz, Oruç vb şeylerin nasıl yapılacağı yoktu.
3. Müslümanların inandığı itikad konuları yoktu
4. Yorum yoktu. Konuşan direk ALLAH'tı
Bütün bunlar beni etkilemişti. Hristiyan cenah ısrarla Müslümanları putperest gibi gösteriyordu. Yahudiler ise Kutsal Yasanın değişmeyeceğini söylüyordu.
Dediğim gibi Kur'an'da Peygmaberin hayatı olmadığı için, Peygamberin hayatını okumak istedim. Hamidullah hocanını siyerini okudum. Gerçekten etkilenmiştim tarihe meraklı bir insan olarak şunu söyleyebilirim, Tarihte Allah Rasulü kadar başarılı bir ikinci lider bilmiyorum.
Daha sonra Ehli Kitab cenahına Peygamberimizi sordum. Hristiyanlar saçma sapan şeyler söylediler, bir kısmı Çarmıh ile Peygamberliğin bittiğini söylerken bir kısmı o'nun(s.a.v) Peygamber olmamasının sebebi olarak İncile muhalefetini gösteriyordu. Yahudiler ise Kutsal Yasa'yı ve Levililer kuralını gösteriyorlardı. Onlara göre, Peygamberlik Levioğullarına has bir şeydir. Bu sebebdendirki Davud ve Süleyman'ı (İkisinede selam olsun) Peygamber değil Kral kabul ederler. Bizim için Selahaddin-i Eyyubi ne ise onlar içinde Davud ve Süleyman aynı anlamı ifade eder.
Daha sonra biraz araştırdım. Şii kesim bir dönem ilgimi çekti ancak vaz geçtim. İtiraf etmek gerekirse bunda Hristiyanların havarilere ve 70'lere gösterdiği saygıyı görmemin bir etkisi var.
Sonraları, Türkiye'nin etkisi ile Sufi cenah ilgimi çekti zira İslami kesimin genel olarak okuduğu Necib Fazıl, Saidi Nursi, Gazzali, Rabbani gibi kişiler hep sufi idi. Aynı zamanda Selefilerden Ebu Hanzala denk geldi internette. Biraz kötü bir şekildede olsa Selefileride tanımış oldum. Daha sonra Tamamı sahih olduğu söylenen Buhari, Müslüm ve Muvattayı Yarı yarıya hakikatı görmeye başlamıştım. Pandemiden ötürü inancın pratik ve güncel şeklini görme imkanım olmadığından buna dair bir şeyler okudum. Bu arada siteye mesajımı bıraktım ve Elhamdulillah sonunda bir kaç gün evvel Şehadet getirdim. Fatihayı ve Muvavvizeteyni ezberledim artık tek başımada namaz kılabiliyorum
 
A Çevrimdışı

AhmedElTurki

Üye
İslam-TR Üyesi
Benim hikayem çoğunuzdan farklı ben Müslüman/İslama müntesib bir aileden değil, bildiğiniz dinsiz bir anne-babadan doğdum.
Babamın mesleği gereği Türkiye'nin pek ok yerinde dağınık bir çocukluğum geçti, 2 senedirde KKTC'de ikamet ediyorum.
Aranızda o kesimden gelen kardeşleimiz varsa bilirler, onların inanç meselelerine bakışı pek müsbet değildir umumen ancak ben böylde değildim. Çocukluğumdan bu tarafa felsefe ile içli dışlı olduğumdan ötürü olsa gerek inanç meselelerine hep ilgi duydum.
2 sene kadar evvel yeni buluğa girdiğim zamanlardı, misyonerik faaliyeti yürüten kişiler elime "Kutsal Kitap" denilen bir metin verdiler.
Aslında o kadar ciddi bir niyetle okuduğum söylenemez ama okudukça ilgimi çekti, böylece beni buraya sürükleyecek bir macera başlamıştı.
Kitab-ı Mukaddesi okuduğum zaman peygamber mucizelerinden cidden etkilenmiştim. İlk başta anlıyamıyorsunuz tabi ama daha sonra ürpermemk elde değil.
Daha sonra, kıbrısa taşındık. İngilizcem çocukluğumdan bu tarafa iyidir, Hristiyan turistlerle konuştum bir kaç sefer ama pek tatmin olduğum söylenemez. Daha sonrada Hristiyan ve Yahudi çevre ile içli dışlı oldum ancak cidden tutarsız geliyorlardı. Ama yayınlarını takip ettiğim için artık emin olduğum şey Ateizmin batıl olacağıydı. Başka bir makale yazmayı düşünüyorum, artık ateizm ölmüştür. Bilim ve felsefe ateizmi öldürmeye devam ediyor. Velakin Hristiyanlıktaki Teslis inancı daha büyük bir karmaşaydı; diofizit inanca göre, Mesih(a.s) hem tamamen insan hemde tamen İlah idi. Oğul demek ALLAH demekti, Baba demek ALLAH demekti ve Ruh Ul-Kudüs demek ALLAH demekti ama mesela Baba, Oğul veya Ruh Ul-Kudüs değildi.
Yani durum şu kadar komik: 1+1+1=1 aynı zamanda 1≠1. Bunları sorduğunda "Teslim olman lazım" cevabını alıyorsun. +Peki bunların hak olduğu nereden belli?
-İncil'de böyle yazıyor
+İncilin hak olduğu nereden belli?
-404 not found.
Burada bir kaç cevab alırsınız, "Kalben hissedersin" diyebilirler. Ama o hissi duymuyorsam ne olacak? Kaldıki hissettiğim şey, bilnçaltımın bana oynadığı bir oyunda olabilir? Bir diğer cevab ise Tevrat ile uyuml olduğu iddiasıdır. Peki tevratın hak olduğunu nereden bileceğiz? Kaldıki Tevrata uygunluğuda başlı başına bir problem.
Kıbrısa taşındığım için oradaki Yahudi nufusu ile görüştüm.
Yahudilerin bizimle pek bir derdi yok misyonerlik anlamında. Onlara göre Cennet, yanlız Yahudilerin değil 7 evrensel "Benî Nuh" yasaya uyan herkesin hakkı 7 yasa ise şunlar
1. Allah'a lanet etmemek
2. Şirk koşmamak
3. Adam öldürmemek
4. Zina etmemek
5. Hırsızlık yapmamak
6. Canlı hayvanı yememek( Burada kastedilen hayvanları öldürmeden azalarını kesip yemek)
7. Adaletli bir yasal nizam kurmak
İtikadları gereği bunları yapan Müslümanları tekfir etmezler. "Peki Filistin" diyeceksinizki, buda ayrı bir konudur inşallah bir gün yazarım. Kısaca anlatmak gerekirse, Yahudilere göre Yahudiler seçilmiş bir ulustur. Dünyaya Allah'ın dinini ve şeriatını yaymak için seçilmişlerdir bu amaçla onlara o topraklar vadedilmiştir. Bir kişi sonradan Yahudi olmadıkça asla Yahudiler ile bir olamaz. Kısmen bizim "İnsanlık için en hayırlı ümmet" anlayışı yada "Taifet'ul Mansura" ile benzeştirebilirsiniz. Yahudi olmayanlar onların üstünlüğünü kabul etmek zorundadır, buna mukabil Yahudiler daha katı kurallarla muhatabdırlar vs.
Bu cenahta fazla ilgimi çekmedi, dünyaya bir ütopya anlatıyorlar ve insanlık için reçeteleri ve kendilerince katı bir Tevhid inançları var. Bunlara mukabil Tanah'ta geçen Peygamber kıssalarının durumu ve Tanah'ta "Tekvin" bölümü hariç neredeyse ahiret diye bir yerin geçmemesi insanı düşündürüyor. Bizdeki bir nevi Sünnet'in karşılığı olan Talmud ise daha kötü durumda.
Bu iki grubla görüşürken, inanca dair metinler okuduğum için genelde Kur'an meali reklamı çıktı. Gerçekten şaşırmıştım, Müslüman bir toplumun içinde yaşamama karşın Kur'an pek aklıma gelmemişti. Aslında şaşılacak bir şey yoktu, ailem zaten inançsızdı ve bende inanç konularına merak saldım salalı Kıbrıs'ta ikamet ediyordum.
Kur'an'ı okudum, diğer okuduğum metinlerden ciddi olarak farklıydı, bir kaç tane örnek vermek gerekirse
1. Kur'an'da ciddi bir düzen yoktu. Konular dağılmış bir şekildeydi ve Hz Muhammed'in(s.a.v) hayatına dair hemen hiç bir şey yoktu.
2. Müslümanların yaptıkları. Namaz, Oruç vb şeylerin nasıl yapılacağı yoktu.
3. Müslümanların inandığı itikad konuları yoktu
4. Yorum yoktu. Konuşan direk ALLAH'tı
Bütün bunlar beni etkilemişti. Hristiyan cenah ısrarla Müslümanları putperest gibi gösteriyordu. Yahudiler ise Kutsal Yasanın değişmeyeceğini söylüyordu.
Dediğim gibi Kur'an'da Peygmaberin hayatı olmadığı için, Peygamberin hayatını okumak istedim. Hamidullah hocanını siyerini okudum. Gerçekten etkilenmiştim tarihe meraklı bir insan olarak şunu söyleyebilirim, Tarihte Allah Rasulü kadar başarılı bir ikinci lider bilmiyorum.
Daha sonra Ehli Kitab cenahına Peygamberimizi sordum. Hristiyanlar saçma sapan şeyler söylediler, bir kısmı Çarmıh ile Peygamberliğin bittiğini söylerken bir kısmı o'nun(s.a.v) Peygamber olmamasının sebebi olarak İncile muhalefetini gösteriyordu. Yahudiler ise Kutsal Yasa'yı ve Levililer kuralını gösteriyorlardı. Onlara göre, Peygamberlik Levioğullarına has bir şeydir. Bu sebebdendirki Davud ve Süleyman'ı (İkisinede selam olsun) Peygamber değil Kral kabul ederler. Bizim için Selahaddin-i Eyyubi ne ise onlar içinde Davud ve Süleyman aynı anlamı ifade eder.
Daha sonra biraz araştırdım. Şii kesim bir dönem ilgimi çekti ancak vaz geçtim. İtiraf etmek gerekirse bunda Hristiyanların havarilere ve 70'lere gösterdiği saygıyı görmemin bir etkisi var.
Sonraları, Türkiye'nin etkisi ile Sufi cenah ilgimi çekti zira İslami kesimin genel olarak okuduğu Necib Fazıl, Saidi Nursi, Gazzali, Rabbani gibi kişiler hep sufi idi. Aynı zamanda Selefilerden Ebu Hanzala denk geldi internette. Biraz kötü bir şekildede olsa Selefileride tanımış oldum. Daha sonra Tamamı sahih olduğu söylenen Buhari, Müslüm ve Muvattayı Yarı yarıya hakikatı görmeye başlamıştım. Pandemiden ötürü inancın pratik ve güncel şeklini görme imkanım olmadığından buna dair bir şeyler okudum. Bu arada siteye mesajımı bıraktım ve Elhamdulillah sonunda bir kaç gün evvel Şehadet getirdim. Fatihayı ve Muvavvizeteyni ezberledim artık tek başımada namaz kılabiliyorum
Bugün bir kardeş daha kazanmışız.Ne mutlu ümmetimize.İmanın kutlu olsun kardeşim.Allah ayaklarını İslam üzere sabit kılsın.Allah seni ve soyunu İslama hayırlı kimseler kılsın.Allah senin soyundan nice müminler göndersin.Allah torunlarını o zor ve çetin günlerde Mehdi aleyhisselamın askerleri kılsın.Alemlerin Rabbinin izni ve affı ile cennetlerde buluşmayı nasip etsin.
 
İmam Malik Çevrimdışı

İmam Malik

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Benimki aslında bir süreç şeklinde yaşandı. Çocukken 4 sene kadar FETÖ'cüler ile muhatabdım İslami kesim olarak ama Erdoğan ile araları bozulduktan sonra ve özellikle yaşın ilerlemesi ile oradaki gerek üst sınıftaki öğrencilerin durumunu gerekse kendilerinden olmayan herkesi çarmıha geren anlayışlarından ötürü çocuk aklımlada olsa kalbim pek ısınmamıştı ama en azından İslami bir hassasiyet kazanmıştım. 15 temmuz sonrası dönemde, her kurumda olduğu gibi eğitim alanında yapılan ihraçlar nedeni ile onlardan pek eser kalmadı. Bir sene sonra Hizbullah cemaati ile tanıştım, zaten Yasin BÖRÜ katliamından ötürü fıtri olan adalet duygum nedeni ile onlara bir yakınlığım vardı. Doğu medreselerinden birinde İlim okumaya başladım, ilim okurken ister istemez Muvahhidlerin özellikle İsim-Sıfat ile Sünnet-Bidat konusundaki ve bir kısım güncel meseleler hakkındaki yazıları ile karşılaştım. İlk başta görüş farkı diye düşündüm. Velakin, Sufi ve Kelamcıların bunlara verdiği reddiyeleri incelediğimde özellikle İsim-Sıfat meselesi hakkındaki yorumların son derece tekellüf ile yapıldığını gördüm, Arap Dilini felç eden bu yaklaşımdan sonra Sünnet-Bidat meselesinde ise kadim ulemadan pek bir cevab yok ama o zamanlar çok itimad ettiğim Ebubekir SİFİL'in yaptığı açıklamaların tutarsızlığını farkettim. Güncel meselelerde bir iki mesele hariç çok problem yaşamadım, zira zaten o cemaatte bunların çoğunu kabul ediyordu (Askerlik, Cihad vb hatta oy verme konusu dahi ihtilaflıydı) Şia meselesinde ise görüşüm değişmedi zira zaten o zamanlar dahi onları bu yönden çok eleştirmiştim.
Daha sonra pandemi patlak verdi, Elhamdulillah evde olduğum süreçte daha iyi araştırmaya başladım
 
H Çevrimdışı

Havîn

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İçimden buraya yazmak geldi bu gece. . .
Maalesef dibimde yılların birikimi babam olması beni hidayete erdirememişti. .Kördüm hiç birini görmemişim .Bir kaç yanlış islamı yaşayan insan yüzünden islamdan soğumuştum. .
Ne acı !
Gözlerime siyah bir perde çekilmişti sanki uygulanan muameleler islamın yobazlık ve kadına işkence dini olduğunu düşünmeme sebep oluyordu. (hâşâ hâşâ)
(Bunları yaşamam aslında bana çok şey öğretti,ailemin hatalarından kendi yapmam gereken doğruları öğrendim. misal davette çok çok yumuşak olmam önce insanlığımla,merhametimle sıcak bir bağ kurmam gerektiğini öğrenmiş oldum)Ama maalesef ki bana o kadar güzel anlatılmadı islam .ailem gergin,sert ve katıydılar,gözleri dönmüş gibi beni yola getirmeye çalışıyorlardı,aslında herşeyi berbat etmişlerdi. . .
Bir Menzilde veya bir tarikatta bulunmadım ama sıkı bir komonist olma yolunda emin adımlarla ilerliyordum. .Artık fikirlerim zamanla aileme şok etkisi veriyordu. Asi,Mutsuz,Geçimsiz,Hayattan hiç bir zevk almayan biri olup çıkmıştım. .(O zamanlar özellikle annemi üzdüğüm zamanlar aklıma geldikçe içim daralıyor)

Şimdi belki tasvip etmediğim davranışları olsalar bile ben youtubede izlediğim bir video sayesinde beynime bir şüphe tohumu düşürdüm abartısız 2 gün boyunca bir sürü video izledim,Zaten ilk videodan sonra ağlayarak kalkıp namaz kılıp,tövbe ettim. .
Gün geçtikçe daha çok daha çok derken ilim deryasının akıntısına bıraktım kendimi.Şimdilerde okumaya,öğrenmeye doyamıyorum daha çok daha çok okumak ve hayatıma geçirmek insanlara anlatmak derdindeyim. .
İslamdan,GERÇEK bir Müslüman olmaya çaba göstermeye çalışmamdan sonra çok şey değişti. özellikle Anne,Babam onlara itaatim.Hayatımda bazı şeyleri sırf onlar Razı olsun,huzursuz olmasın diye erteliyorum. .Elimden geldiğince onları memnun etmeye gayret ediyorum. .
Tabi çevremde bu durumdan Rahatsızlık duyanlar oldu,Aşırıya kaçtığımı,abarttığımı düşünenler oldu pek tabi ama onlara hiç kızmadım hep sıcak kanlılıkla yaklaştım şimdi hamdolsun ayrı bi iletişimim oldu insanlarla,çevremle seven gerçekten canı gönülden seviyor sanki.bana öyle geliyor. . İnşallah Allah bu yolda ayaklarımızı sabit kılsın, İnşallah İmanlı ölmeyi bize nasip etsin. .
Allahumme amin ecmain. .
Tüylerim diken diken okudum bugün yazdıklarımı...
4 koca yıl geçmiş üstünden!
Neler gördük neler değişti.Sürekli bir yeni imtihanla boğuşuyoruz halen ve halen..
İyisiyle kötüsüyle ne günler geçmiş. Tek güzellik diye hatırladığım çat pat kalktığım teheccudler,Sesli kuran okumaktan kısılan sesim. Gerisi bomboş anlık saadetler.ah inancım hatrına çektiğim insanlar ve tonla sıkıntılar. Çok değiştik...ben mi yaşadım bu ömrü ne uzun ne çok.. Diyor insan.
Aynı kalamıyor insan ama,
Tek değişmeyen bir gerçek var bildiğim 4 yıl önce de dediğim gibi bugünde aynı samimiyetle ettiğim dua İMANLA YAŞAMAYI VE İMANLA ÖLMEYİ NASİP ET ALLAHIM. AMİN
 
Son düzenleme:
Hicret Vakti Çevrimdışı

Hicret Vakti

Üye
İslam-TR Üyesi
Benimki bir süreçti. Sadece tevhide özel değil. İslamlaşma süreci. Fakat konuya tevhid penceresinden bakacaksak,
hatırladığım en berlirgin şey ızdırap çektiğimdi.
Esasen demokrat laik değildim ama oy, okul, askerlik ,memurluk bunlar da hafife alınacak meseleler değildi. Hayatımda önemli bir yer tutuyordu. Sonra hepsini bıraktık elhamdulillah.
Bir de Allah azze ve celleyle dalga geçen bir kızı cimere verecektim de tağuta muhakeme olma meselesini öğrenmiştim tam o sıra sonra vermekten vazgeçtim.
 
Son düzenleme:
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Ben muvahhid doğdum elhamdulillah.
 
Y Çevrimdışı

Yusuf Culeybib

Ramadan dolayısıyla kapalıyız
İslam-TR Üyesi
Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh
Ey alemlerin rabbi olan Allah'ım yaşadıklarımı ve anlatacaklarımı okuyanlara hidayet vesilesi kıl.

Bismillah,

Evet, ben kardeşiniz yusuf culeybib. Anlatacağım cahiliye hayatı ile ne gurur duydum ve nede övünüyorum. Rabbim beni bundan korusun.
Bu hidayet öyküsü bana aittir. Aklıma gelenler kısa ve özet anlatmaya çalışacağım.
;
İstanbulda karadenizlilerin yoğun olarak yaşadığı yere 1.5 yaşında geldim. Bir elin parmaklarını geçmeyecek ailelerden birisiydik. Bu sebeple adımız hep Kürt olarak bilinirdi. Falanca Kürt denilince iyi bilinirdik. Babamlar ilk geldiğinde bu semte(semt ismi vermek istemiyorum) Kürt olduklarından ötürü iş bile verilmezdi. (Allah'a sığınırım kavimcilik yapmaktan). Böyle bir sosyolojik ortamda büyüdüm. Bunun neticesinde ilk okulda ve orta okulda çok dışlandım ve dayakta yediğim oldu etnik kimliğimden ötürü. Aile olarak anne ve babamda namaz vardı ancak bilinçli bir şekilde yoktu ve bizlerede çok sirayet etmedi. İlkokul ve ortaokul sürecimde yaz Kur'an kurslarınada çok katılım sağlayamadım. Ordada aynı şeyler mevcuttu. Meslek Lisesine başlamadan önceki durumum çoğu zaman okula gitmez veya kaçar internet kafenin kapısında açılmasını beklerdim. O zamanlarim hep kafede ve dışarıda olurdum. Eve bile doğru düzgün girmezdim. Ama buranın can alıcı noktası internet kafenin karşısında tevhidi bir mescid bulunmasıydı. En çok bu duruma üzülüyorum şimdi. Neden o zamanlar birisi beni tutup koruyup kollamadı bataklıktan diye. Ortaokulun sonlarında büyük bir kavgaya karıştım olayin baş müsebbibi bendim yaşım reşit olmadığından ötürü ıslah evine giriyordum. Karşı tarafın Ailesi şikayetini geri çekti ailemin araya girmesiyle olay kapandı.Liseye geçtim babam bilgisayar aldı eve. Bu sefer bilgisayar başında online oyunlarla sabahlıyordum bu bana çok büyük bir keyif veriyordu. Aynı zamanda lise sürecinde ise yine bir boşlukta ilerliyordum. Bu sefer zulüm eden ben oluyordum. Haraç kesiyordum. Adam dövüyordum. Gasp ediyordum bir nevi okula gelenleri. Okulumuz birde ormanlık alanda olduğu için her türlü bataklığa müsaitti. Ardı sıra kesilmeyen günahlarin içinde boğulurken çok farklı birini sevdim o zamanlar. Onun vesilesiyle nurcularla tanıştım. Hem sol örgütlerle takılıyordum hemde nurcularla .)))) SOL yapılarla takılmaya başladım. Örgütsel faaliyetlere katıldım. Taksim Gezi parkı olaylarında bizzat vardım. Günlerce eve gitmeyip orda bulundum. Yine bir boşluktaydım.Duygusal anlamda çok ağır şeyler yaşıyordum.Bu sevda olayı da etnik sebepten ötürü bir şekilde kapandı. Lise biter bitmez iş hayatına başladım. Sahada çalıştığımdan ötürü farklı farklı insanlarla tanışıyordum. Birgün fi bir mahalle mescidinin 100 metre ilersinde bir adres sormuştum. O dükkan sahibide mescide gidip gelen biriymiş. Sonra gel zaman git zaman ben ara ara ziyaret ederek sorular sordum. Nurcularla alakalı aklımdaki soruları sordum. Cevabını çok yerinde ve dine uygun bir biçimde aldığım için nurculardan soğudum. Sonrasında nurcuların bidat ve sapkınlık içinde olduklarının farkına vararak bilinçlendim. Şimdi ise bana kalan günahların yükü, yaşanmışlıklar, üzüntüler ve keşkeler. Rabbim cümlemizin ayaklarını dini üzerine sabit kılsın.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt