M
Çevrimdışı
kuzey afrika ülkelerinde türbe yıkımları hızla sürüyor...
Son olarak Bingazi'nin Er-Recme bölgesinde bulunan bir türbeyi yıkmak isteyen Selefilerle türbe sahibinin torunları arasında çıkan çatışmada 3 kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Libyalı Selefi gruplar, daha önce de mutasavvıf Şeyh Abdusselam el-Esmer ve Şeyh Ahmed Zerruk türbelerini yıkmış, 500 yıllık El-Esmeriyye Kütüphanesi'ni ise yakmıştı. BM Eğitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu (UNESCO) Libya'ya çağrıda bulunarak özellikle Sufi cami ve türbelerinin korunmasını istedi.
UNESCO Genel Müdürü Irina Bokova, Libya toplumunun demokrasiye geçiş sürecini tamamlayabilmesi için bu tür saldırıların bir an önce durdurulması gerektiğini açıkladı.
Geçtiğimiz hafta Libya İçişleri Bakanı Fevzi Abdul Al, Selefilerin artan saldırılarını durduramadığı için görevini bırakmış, ancak daha sonra görevine döndüğünü açıklamıştı. 200'den fazla din âlimini tek çatı altında toplayan Libya Alimler Birliği, salı günü yaptığı açıklamada, tüm saldırıların arkasında Nijer'e sığınan Kaddafi'nin oğullarından Sadi'nin bulunduğunu öne sürmüştü.
Libyalı Sufi din adamlarından Arif Ali Nayid ise Libya'nın Mussolini işgali döneminde dahi bu tür saldırılara maruz kalmadığını ifade ederek, ülkenin çok büyük bir tehdit altında bulunduğunu belirtti. Özellikle son zamanlarda artan Selefi saldırılarında ülkenin batısındaki Zlitan, Trablus ve Misrata kentleri hedef alınmış, bu kentlerdeki pek çok cami, türbe ve medrese saldırıya uğramıştı. Mısır'da da Mübarek rejiminin devrilmesinden hemen sonra Selefi gruplar Sufilere ait mekânların yanı sıra kiliseleri hedef almış, ancak Ezher başta olmak üzere ülkenin etkin dini kurumlarının devreye girmesiyle bu tür saldırılar sona ermişti. Fakat Libya'da Mısır'daki gibi güçlü dini mekanizmaların bulunmamasının yanı sıra ülkenin güvenlik sorununu aşamaması Selefi gruplara geniş bir hareket alanı bırakıyor. Mısır gibi Tunus da zaman zaman Selefi grupların saldırılarına maruz kalıyor.
Son olarak Mali'nin kuzeyini işgal ederek Azavad devletini kuran Tuareglerin içindeki en güçlü örgüt olan Selefiler, tarihi Timbuktu kentindeki pek çok türbeyi yıkmış, kentin tarihi dokusuna büyük bir zarar vermişti. Özellikle Libya'da pek çok Osmanlı eserinin yanında yer alan türbelerin hedef olması, Osmanlı eserlerinin de büyük bir risk altında olduğunu gösteriyor.
Son olarak Bingazi'nin Er-Recme bölgesinde bulunan bir türbeyi yıkmak isteyen Selefilerle türbe sahibinin torunları arasında çıkan çatışmada 3 kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Libyalı Selefi gruplar, daha önce de mutasavvıf Şeyh Abdusselam el-Esmer ve Şeyh Ahmed Zerruk türbelerini yıkmış, 500 yıllık El-Esmeriyye Kütüphanesi'ni ise yakmıştı. BM Eğitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu (UNESCO) Libya'ya çağrıda bulunarak özellikle Sufi cami ve türbelerinin korunmasını istedi.
UNESCO Genel Müdürü Irina Bokova, Libya toplumunun demokrasiye geçiş sürecini tamamlayabilmesi için bu tür saldırıların bir an önce durdurulması gerektiğini açıkladı.
Geçtiğimiz hafta Libya İçişleri Bakanı Fevzi Abdul Al, Selefilerin artan saldırılarını durduramadığı için görevini bırakmış, ancak daha sonra görevine döndüğünü açıklamıştı. 200'den fazla din âlimini tek çatı altında toplayan Libya Alimler Birliği, salı günü yaptığı açıklamada, tüm saldırıların arkasında Nijer'e sığınan Kaddafi'nin oğullarından Sadi'nin bulunduğunu öne sürmüştü.
Libyalı Sufi din adamlarından Arif Ali Nayid ise Libya'nın Mussolini işgali döneminde dahi bu tür saldırılara maruz kalmadığını ifade ederek, ülkenin çok büyük bir tehdit altında bulunduğunu belirtti. Özellikle son zamanlarda artan Selefi saldırılarında ülkenin batısındaki Zlitan, Trablus ve Misrata kentleri hedef alınmış, bu kentlerdeki pek çok cami, türbe ve medrese saldırıya uğramıştı. Mısır'da da Mübarek rejiminin devrilmesinden hemen sonra Selefi gruplar Sufilere ait mekânların yanı sıra kiliseleri hedef almış, ancak Ezher başta olmak üzere ülkenin etkin dini kurumlarının devreye girmesiyle bu tür saldırılar sona ermişti. Fakat Libya'da Mısır'daki gibi güçlü dini mekanizmaların bulunmamasının yanı sıra ülkenin güvenlik sorununu aşamaması Selefi gruplara geniş bir hareket alanı bırakıyor. Mısır gibi Tunus da zaman zaman Selefi grupların saldırılarına maruz kalıyor.
Son olarak Mali'nin kuzeyini işgal ederek Azavad devletini kuran Tuareglerin içindeki en güçlü örgüt olan Selefiler, tarihi Timbuktu kentindeki pek çok türbeyi yıkmış, kentin tarihi dokusuna büyük bir zarar vermişti. Özellikle Libya'da pek çok Osmanlı eserinin yanında yer alan türbelerin hedef olması, Osmanlı eserlerinin de büyük bir risk altında olduğunu gösteriyor.
