E
Çevrimdışı
18 yaşındayım. Hatam varsa affola. Fakat yaşımın tersi yaştayım sanki. Sanki 81 yaşındayım... Akranlarımı anlamıyorum. Hepsinin çivisi fırlamış durumda. Saygı, mesafe denen bir şey kalmadı. Mahremiyet eriyip gidiyor! Herkes herkese müdahale edebilir oldu artık. Toplumsal bir nefret uyandı milletimizde. Kendinden nefret ediliyor önce... Herkes değiştirilmeye ve aynı kişi yapılmaya çalışılıyor. İlluminati'yi araştırıyorsanız, İlluminati de şeytan da bizden (gençlik) başkası değil kardeşlerim... Düşünsenize, bir moda akımı tutmuş gidiyor. Yıllardır! Tesettürlü kızlarımız da buna uyuyor bazen. Bu evin ekonomisine zarar veriyor. Ben tesettürün yanında sade giyinmeye ve dikkat çekmemeye de önem veririm. Ki böyle olmalı da. Ama boya küpüne düşmüş gibi genç kızlarımız. Onların da günahı yok aslında. Sorun ne istediğini bilmeyen erkeklerimizde. Fas gibi ülkelerde aileler evlenecek gençlere karar verir. Erkek evlenene kadar dışarılarda düşüp kalkmaz. Kızı söylemiyorum bile. Yani eşitlik vardır. Nickime bakın, ben eşitliği severim... Özgürlük anlamında değil. Allah hepimize haddimiz olan özgürlüğü verir. Bizim Türk gençliği ise bu özgürlüğün anlamını eğip büker. Bazıları o kadar özgür olur ki bu eşitliği bozar... İşte bu noktada din devreye girer. Din insanı frenler. Bu yüzden dinin boyunduruğundan kaçmak ister gençlik... Aydınım ayağına gönlünü eğlendirmek ister. Bu Türk milletinin arada kalmışlığı sebebiyledir. Avrupa ve Asya'nın arasına bu kadar sıkışıp kalmasak dinimiz İslam olup da çivisi çıkmış hareket etmezdik... Bir eşitsizlik oluşuyor. Erkeklerimiz gusül abdesti alınca bütün günahlarının gittiğini sanıyorlar. Kızların da sütten çıkmış ak kaşık olmasını bekliyorlar. Herkes birilerinden bir şeyler bekliyor. Türkiye alttan alta kaynıyor. Kitaplarla, filmlerle işleniyor bu aklımıza. Tıpkı İlluminati'nin tanımını yaptıkları gibi, bilinç dışı gerçekleşiyor bu olaylar... Sorgulamadan uyguluyorsun. Senin beğenilerinin bir önemi yok. Belki sen Türk sanat müziği veya halk müziği seviyorsun ama bu toplumda kendine yer bulmak için açıklayamıyorsun. Çünkü seni yalnız bırakıyorlar. Yalnız kaldığında sığınabileceğin tek limanın yüce Rabb'in olduğunu unutturuyorlar. Bu yalnızlaştırma politikası öyle sinsice hazırlanmış ki, seni damgalayarak, etiketleyerek amaçlarına ulaşıyorlar. Türkiye'nin kendisi kaynıyor. Türk insanı başta kendisini sağcı solcu diye ayırıyor. Fakat yaptığımız savaşların hiçbiri anlamlı değil. Kendini Türk aydını diye addedenler koltuklarına yaslanıp savaşanlara gülüyorlar bile. Bu savaşta ölenler öldükleriyle kalıyor. Yani o koltuklarına yaslananlar bizi ateşe atmış bile... Bazen bu insanları düşünüp beddua ediyorum, sonra kendime kızıyorum... Önemli olan insanları uyandırmak ve onlara doğruları öğretmek. Bu insanların sayısı giderek artıyor, bunu durdurmalı. Ama nasıl? Bilmediğim için buradayım. Bir blog açtım, ama okuyucu bulamadım. Toplamak için buradayım. Benim gibi düşünenleri bulmak için buradayım. Çivisi çıkmış bu gençliğin bizi bir girdap gibi sindirmesine karşı çıkmak için buradayım. "Kezban" gibi etiketlerle din kardeşine küfreden ve cehennemde yanmayı hak etmiş insan müsveddelerine tepki vermek için buradayım, ve her yerde olacağım. Kezban yahu, Kuran'da geçen bir isim! Anlamı kötü diye duyumlar aldım, fakat ne fark eder? O sözde aydınlar bir kula Kezban derken Kuran'ı okuyup da mı diyorlar sanki? Hangi dinde vardır ki bu şekilde aşağılamak, dış görünüşe göre!? Kezban demeyi bilen zihniyet, Hatice de der Ayşe de... Maksat ezmek ve eşitliği baltalamak değil mi. Bunların toplandığı bir site var, interneti çok iyi kullanıyorlar beyin yıkamak için... Tabii ya, Arap Baharı bile internet üzerinden ayaklandı, çok zekice! Şeytanın verdiği akıllar bunlar! Popüler kültürün tükettiği bu gençlik; modaya uyarken, kapitalizmin çarkları arasında ezilirken, internetin bulduğu etiketleri yapıştırmayacak da ne yapacak?! Siz biliyorsunuz o malum siteyi. Aydın geçinenlerin insanları damgalamayı kendine görev edindiği o site ve siteleri...! Bu sitelerden kurtulmak gerek. Bu siteleri kapattırmalı. Onlar siz burada aranızda konuşurken bile orada sizi çekiştiriyorlardır emin olun. Bize taktıkları isimler de var elbet. Şakirt bunlardan biri mesela! Yine anlamını Kezban gibi unutalım, bunu bizi ötekileştirmek için yapmıyorlar mı!? Bizi ayırmayı, gruplandırmayı ne kadar da güzel başarıyorlar! Siz de aynı fikirde değil misiniz? Cevaplarınızı çok merak ediyorum, benim gibi düşünen kaç kişi var görmek istiyorum... Ve bir an önce bu raydan çıkmayı sonlandırmak.