Çevrimdışı
Türkistan İslam Kardeşleri Derneği’ni kurdunuz, Allah azze ve celle hayırlı mübarek eylesin. Bildiğimiz kadarıyla Türkiye’de Türkistan’la ilgili ona yakın der- nek var. Sizce yeni bir derneğe ihtiyaç var mıydı? Derneğinizin niçin kurulduğundan ve hedeflerinden bahseder misiniz?
Yılmaz Şahin: Teşekkür ederiz, Allah razı olsun. Evet, ona yakın dernek var. Hepsi de Türkistan’lı Uygurların kurmuş olduğu der- nekler. Zulüm altındaki Uygurlar sıkıntıla- rını anlatabilmek için dernekler kurmuşlar. Toplantı yapıyorlar sadece, Türkiye’deki Uygurlar da toplantıya iştirak ediyor. Dışa açılamıyorlar, zulmü anlatanlar kendileri, dinleyenler de kendileri… Yedi dernek bir araya gelip platform oluştu- ruyorlar, Urumçi olaylarının yıldönümün- de Taksim’e dökülüyorlar. Sayıyorsunuz; 100 kişi ancak bir araya gelebilmiş. Yakın- dan bakıyorsunuz; zaten o yüz kişinin 80’i dernek çalışanı, Uygurlar ve aileleri… 20 kişi araya karışmış Türkiye’lileri görüyorsu- nuz. Bizim ana hedefimiz ise Türkistan da- vasının bayraktarlığını sürdüren Türkistan İslam Partisi’ni kamuoyuna duyurmaktır. Parti derken, işgalci Çin parlementosuna girmeye çalışan, demokrasi veya diğer be- şeri ideolojileri benimsemiş anlamında değil, cemaat veya topluluk anlamında parti.
dosya
26
Ancak biz Türkiye’deki Türkistan derneklerinin hiçbirinden Türkistan İslam Partisi’nden bahsettiklerini duymuyoruz. Doğu Türkistan’ı kim temsil ediyor? Bizim asıl anlatmaya çalıştığımız nokta da bu! Doğu Türkistan’ı Müslümanlar temsil eder. Komünist Çin zulmüne karşı kıyama kalkmış ‘’Türkistan İslam Cemaati’’ Doğu Türkistan davasının tek temsilcisidir. Müs- lüman onurludur, ferasetlidir ve zalimden intikam alıcıdır. Allah’a hamd olsun bu kardeşlerimizde bu üç özellik vardır. Müs- lümanların intikamını kafirlerden alıyor- lar. Çin rahat uyumuyor. Türkistan müca- hidleri Çin’in adeta kabusu oldu. Her an ölüm endişesi taşıyor Çin’li kafirler. Tür- kistan İslam Cemaati’nin nefesi enselerin- de. Rabbim bu kardeşlerimize yardım etsin. Ayaklarını İslam üzere sabit kılsın inşallah. Rabbim bu kardeşlerimize başarı ve zafer versin. Bu kardeşlerimiz Doğu Türkistan’a Allahın dini İslam’ı getirmek için canlarını ve mallarını veriyorlar. Demokrasi çığlıkları atıp Amerika’nın ar- kasına saklanmış, adeta Batı’nın maşası olmuş insanlar Doğu Türkistan’ı temsil edemezler. Onlar ancak arkalarında bulu- nan 20 Uygur’u temsil edebilirler ve zaten görevlerini de yapıyorlar. Türkistan İslam Cemaati’nin mücadelede 30 yılı aşkın emeği var. Türkistan mücahid- leri bu ümmetin çilekeş, fedakar savaşçıla- rıdır. Onlara destek olmak zorundayız.
Anti demokrat tek Doğu Türkistan Derneği olduğunuzu söylüyorsunuz. Niçin anti demokratsınız?
Anti demokratız, çünkü müslümanız. Dinimiz olan İslam bir insanın hem demokrat hem de Müslüman olamayacağını söyler. “Bir insan hem laik hem Müslüman olamaz, ya laik olacaksın ya Müslüman.” Biz Allah’a hamd olsun Müslüman olmayı seçtik ve tağutu inkar ettik. Rabbimiz bir ayetinde bununla ilgili şöyle der: “Andolsun ki biz, "Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının" diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur!” (Nahl 36)
Bugün bakın Doğu Türkistan derneklerine, internette sosyal faaliyetler bölümlerinde göreceksiniz ki yaptıkları faaliyetlerin Türkistan’ın kurtuluşu ile yahut Türkistanlı mücahidlerin sorunlarıyla hiçbir alakaları yok. İçlerinden bazıları İslam düşmanı çarşaf yırtan CHP’den medet umar hale gelmişler, bir de plaket veriyorlar. “Sosyalist Enternasyonal” toplantı- sından medet umup toplantıda Doğu Türkis- tan davasını gündeme getirmek istiyorlar. Ne kadar acı. Oysaki Türkistanlı mücahidlerin adlarını bile ağızlarına almıyorlar. Halkına yabancılaşmış adamlar mı desek, sömürgeyi içselleştirmiş ezikler mi desek, ne desek bilemiyorum.
Sizce Doğu Türkistan davasında eksik olan, anlatılmamış bir yan var mı? Varsa bu boşluğu doldurabileceğinize inanıyor musunuz?
Doğu Türkistan davasında anlatılmış bir yan var mı diye sorsanız daha doğru olacaktı. Doğu Türkistan davasında asıl anlatılması gereken Uygurlu Mücahidler var. Komünist Çin’in zul- müne karşı kıyama kalkmış bir ordu var. Adı “Türkistan İslam Cemaati”. Çin’de kıyama kalkmış, Afganistan’da uygun bir ortamı bul- muş ve Veziristan’a yerleşmiş bir ordu bu. Bu ordu beni çok duygulandırıyor. “Yetimler Or- dusu…” Bir insan Müslüman olduğunu iddia edip, zulüm altında kalmış kendi milletinin, Uygurların kurmuş olduğu bir orduyu nasıl görmezden gelebilir? Neyi anlatmaya geldin, Türkiye’ye demokrasiyi mi? Zaten Türkiye demokratik bir ülke !!!
“Amerikancı Uygurlar” söyleminiz internette dolaşıp duruyor. Kimdir bunlar?
Çin zulmünden kaçıp Amerika’ya kucak açmış bu bahsettiğim kesim. Denize düşen yılana sarılır misali. Komünist zulmünden kaçmış ama müslümanların dünyada başına bela olmuş, Allah’ın dinine savaş açmış Amerika’dan medet umuyor bu “Amerikancı Uygurlar”. Uygur Amerikan Derneği kurmuşlar birde, yüzleri kızarmadan. Amblemleri de elips bir dairenin bir yarısı Doğu Türkistan bayrağı diğer yarısı Amerikan Bayrağı. Web sitelerinde ışıklı yanıyor, adeta ilk dikkati oraya çekmek istiyorlar: “Demokratik Uygur”. Bir avuç in- san bunu yapıyor, Amerika’yı arkana alınca para desteğinde oluyor medya desteğinde. Ülke ülke gezip toplantı yapıyorlar, dostlar
alış-veriş de görsün misali. “Kanada’da, Amerika’da, Almanya’da toplandık” naraları atıyorlar. Toplantıya dernek kurucusu 20 kişi katılıyor; havaalanında büyük bir coşkuyla karşılandık çığlıkları atıyorlar. Fotoğraflar yalan söylemez ya, sayıyorsunuz 20 kişi… Emin olunki o 20 kişinin 15’i toplantı için oraya gitmiş olanların ta kendileridir. Diğer beş kişi ise oradaki büro çalışanı, ailesi ve onun iki arkadaşı. Allah azze ve celle bir ayetinde bizlere şöy- le der: “Allah, inananların dostudur, onla- rı karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür. İşte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar.” (2/257)
Türkiye’deki Doğu Türkistan’lı kardeşlerimize söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Doğu Türkistan’lı kardeşlerimize tavsiyelerimiz var. İlk önce Tağut’u iyi bilmelerini ve inkar etmelerini, Allah azze ve celle’nin Tağut ayetlerini iyi okumalarını ve anlamalarını istiyorum. Kendi iyilikleri için bunu onlardan rica ediyorum. ‘Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır’ hadis-i şerifine binaen ayrılmamalarını, birleşmelerini, sırtlarını Amerika’ya dayamış bir avuç insana uymamalarını tavsiye ediyorum. Güçlü olmalarını, güçlerini ve imkanlarını birleştirmelerini diliyorum. Müslüman Doğu Türkistan davasını Dünya’da temsil eden kardeşlerin, “Türkistan İslam Cemaati’’nin “Allahu Ekber” nidalarını duymalarını istiyorum. Ferasetli olmalarını, Müslümanların gücünü, imanın gücünü ve birleşince neler yapabileceklerini görmelerini istiyorum. Çin’li kafirlerin kalbine korku salan gücü görmelerini istiyorum. İşte doğru yolun kafirlerin kalbine salan o güç de olduğunu bilmelerini istiyorum.
“Türkistan İslam Cemaati”ne seslenmek istiyorum: Biz Türkiye’li müslümanlar sizleri Allah için çok seviyoruz. Bizleri habersiz bırakmayın. Sizlerin sesi, sizlerin çığlığı olmaya çalışacağız bu coğrafyada. Nice az toplulukları nice çok topluluklara galib kılmştır Allah azze ve celle. Buna iman ettik. Zafer inananlarındır.
İslam dünyası dergisi 9.sayısından alıntıdır
Yılmaz Şahin: Teşekkür ederiz, Allah razı olsun. Evet, ona yakın dernek var. Hepsi de Türkistan’lı Uygurların kurmuş olduğu der- nekler. Zulüm altındaki Uygurlar sıkıntıla- rını anlatabilmek için dernekler kurmuşlar. Toplantı yapıyorlar sadece, Türkiye’deki Uygurlar da toplantıya iştirak ediyor. Dışa açılamıyorlar, zulmü anlatanlar kendileri, dinleyenler de kendileri… Yedi dernek bir araya gelip platform oluştu- ruyorlar, Urumçi olaylarının yıldönümün- de Taksim’e dökülüyorlar. Sayıyorsunuz; 100 kişi ancak bir araya gelebilmiş. Yakın- dan bakıyorsunuz; zaten o yüz kişinin 80’i dernek çalışanı, Uygurlar ve aileleri… 20 kişi araya karışmış Türkiye’lileri görüyorsu- nuz. Bizim ana hedefimiz ise Türkistan da- vasının bayraktarlığını sürdüren Türkistan İslam Partisi’ni kamuoyuna duyurmaktır. Parti derken, işgalci Çin parlementosuna girmeye çalışan, demokrasi veya diğer be- şeri ideolojileri benimsemiş anlamında değil, cemaat veya topluluk anlamında parti.
dosya
26
Ancak biz Türkiye’deki Türkistan derneklerinin hiçbirinden Türkistan İslam Partisi’nden bahsettiklerini duymuyoruz. Doğu Türkistan’ı kim temsil ediyor? Bizim asıl anlatmaya çalıştığımız nokta da bu! Doğu Türkistan’ı Müslümanlar temsil eder. Komünist Çin zulmüne karşı kıyama kalkmış ‘’Türkistan İslam Cemaati’’ Doğu Türkistan davasının tek temsilcisidir. Müs- lüman onurludur, ferasetlidir ve zalimden intikam alıcıdır. Allah’a hamd olsun bu kardeşlerimizde bu üç özellik vardır. Müs- lümanların intikamını kafirlerden alıyor- lar. Çin rahat uyumuyor. Türkistan müca- hidleri Çin’in adeta kabusu oldu. Her an ölüm endişesi taşıyor Çin’li kafirler. Tür- kistan İslam Cemaati’nin nefesi enselerin- de. Rabbim bu kardeşlerimize yardım etsin. Ayaklarını İslam üzere sabit kılsın inşallah. Rabbim bu kardeşlerimize başarı ve zafer versin. Bu kardeşlerimiz Doğu Türkistan’a Allahın dini İslam’ı getirmek için canlarını ve mallarını veriyorlar. Demokrasi çığlıkları atıp Amerika’nın ar- kasına saklanmış, adeta Batı’nın maşası olmuş insanlar Doğu Türkistan’ı temsil edemezler. Onlar ancak arkalarında bulu- nan 20 Uygur’u temsil edebilirler ve zaten görevlerini de yapıyorlar. Türkistan İslam Cemaati’nin mücadelede 30 yılı aşkın emeği var. Türkistan mücahid- leri bu ümmetin çilekeş, fedakar savaşçıla- rıdır. Onlara destek olmak zorundayız.
Anti demokrat tek Doğu Türkistan Derneği olduğunuzu söylüyorsunuz. Niçin anti demokratsınız?
Anti demokratız, çünkü müslümanız. Dinimiz olan İslam bir insanın hem demokrat hem de Müslüman olamayacağını söyler. “Bir insan hem laik hem Müslüman olamaz, ya laik olacaksın ya Müslüman.” Biz Allah’a hamd olsun Müslüman olmayı seçtik ve tağutu inkar ettik. Rabbimiz bir ayetinde bununla ilgili şöyle der: “Andolsun ki biz, "Allah'a kulluk edin ve Tâğut'tan sakının" diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik. Allah, onlardan bir kısmını doğru yola iletti. Onlardan bir kısmı da sapıklığı hak ettiler. Yeryüzünde gezin de görün, inkâr edenlerin sonu nasıl olmuştur!” (Nahl 36)
Bugün bakın Doğu Türkistan derneklerine, internette sosyal faaliyetler bölümlerinde göreceksiniz ki yaptıkları faaliyetlerin Türkistan’ın kurtuluşu ile yahut Türkistanlı mücahidlerin sorunlarıyla hiçbir alakaları yok. İçlerinden bazıları İslam düşmanı çarşaf yırtan CHP’den medet umar hale gelmişler, bir de plaket veriyorlar. “Sosyalist Enternasyonal” toplantı- sından medet umup toplantıda Doğu Türkis- tan davasını gündeme getirmek istiyorlar. Ne kadar acı. Oysaki Türkistanlı mücahidlerin adlarını bile ağızlarına almıyorlar. Halkına yabancılaşmış adamlar mı desek, sömürgeyi içselleştirmiş ezikler mi desek, ne desek bilemiyorum.
Sizce Doğu Türkistan davasında eksik olan, anlatılmamış bir yan var mı? Varsa bu boşluğu doldurabileceğinize inanıyor musunuz?
Doğu Türkistan davasında anlatılmış bir yan var mı diye sorsanız daha doğru olacaktı. Doğu Türkistan davasında asıl anlatılması gereken Uygurlu Mücahidler var. Komünist Çin’in zul- müne karşı kıyama kalkmış bir ordu var. Adı “Türkistan İslam Cemaati”. Çin’de kıyama kalkmış, Afganistan’da uygun bir ortamı bul- muş ve Veziristan’a yerleşmiş bir ordu bu. Bu ordu beni çok duygulandırıyor. “Yetimler Or- dusu…” Bir insan Müslüman olduğunu iddia edip, zulüm altında kalmış kendi milletinin, Uygurların kurmuş olduğu bir orduyu nasıl görmezden gelebilir? Neyi anlatmaya geldin, Türkiye’ye demokrasiyi mi? Zaten Türkiye demokratik bir ülke !!!
“Amerikancı Uygurlar” söyleminiz internette dolaşıp duruyor. Kimdir bunlar?
Çin zulmünden kaçıp Amerika’ya kucak açmış bu bahsettiğim kesim. Denize düşen yılana sarılır misali. Komünist zulmünden kaçmış ama müslümanların dünyada başına bela olmuş, Allah’ın dinine savaş açmış Amerika’dan medet umuyor bu “Amerikancı Uygurlar”. Uygur Amerikan Derneği kurmuşlar birde, yüzleri kızarmadan. Amblemleri de elips bir dairenin bir yarısı Doğu Türkistan bayrağı diğer yarısı Amerikan Bayrağı. Web sitelerinde ışıklı yanıyor, adeta ilk dikkati oraya çekmek istiyorlar: “Demokratik Uygur”. Bir avuç in- san bunu yapıyor, Amerika’yı arkana alınca para desteğinde oluyor medya desteğinde. Ülke ülke gezip toplantı yapıyorlar, dostlar
alış-veriş de görsün misali. “Kanada’da, Amerika’da, Almanya’da toplandık” naraları atıyorlar. Toplantıya dernek kurucusu 20 kişi katılıyor; havaalanında büyük bir coşkuyla karşılandık çığlıkları atıyorlar. Fotoğraflar yalan söylemez ya, sayıyorsunuz 20 kişi… Emin olunki o 20 kişinin 15’i toplantı için oraya gitmiş olanların ta kendileridir. Diğer beş kişi ise oradaki büro çalışanı, ailesi ve onun iki arkadaşı. Allah azze ve celle bir ayetinde bizlere şöy- le der: “Allah, inananların dostudur, onla- rı karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tâğuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür. İşte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar.” (2/257)
Türkiye’deki Doğu Türkistan’lı kardeşlerimize söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Doğu Türkistan’lı kardeşlerimize tavsiyelerimiz var. İlk önce Tağut’u iyi bilmelerini ve inkar etmelerini, Allah azze ve celle’nin Tağut ayetlerini iyi okumalarını ve anlamalarını istiyorum. Kendi iyilikleri için bunu onlardan rica ediyorum. ‘Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır’ hadis-i şerifine binaen ayrılmamalarını, birleşmelerini, sırtlarını Amerika’ya dayamış bir avuç insana uymamalarını tavsiye ediyorum. Güçlü olmalarını, güçlerini ve imkanlarını birleştirmelerini diliyorum. Müslüman Doğu Türkistan davasını Dünya’da temsil eden kardeşlerin, “Türkistan İslam Cemaati’’nin “Allahu Ekber” nidalarını duymalarını istiyorum. Ferasetli olmalarını, Müslümanların gücünü, imanın gücünü ve birleşince neler yapabileceklerini görmelerini istiyorum. Çin’li kafirlerin kalbine korku salan gücü görmelerini istiyorum. İşte doğru yolun kafirlerin kalbine salan o güç de olduğunu bilmelerini istiyorum.
“Türkistan İslam Cemaati”ne seslenmek istiyorum: Biz Türkiye’li müslümanlar sizleri Allah için çok seviyoruz. Bizleri habersiz bırakmayın. Sizlerin sesi, sizlerin çığlığı olmaya çalışacağız bu coğrafyada. Nice az toplulukları nice çok topluluklara galib kılmştır Allah azze ve celle. Buna iman ettik. Zafer inananlarındır.
İslam dünyası dergisi 9.sayısından alıntıdır
