Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Üç çeşit kalp ve nur

M Çevrimdışı

Muvahhid Mücahid

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
``Kendilerinden önce biz öyle nesiller helak ettik ki onlar, bunlardan daha güçlü kuvvetli idiler. Hakimiyetlerini yaymış, şehir şehir dolaşmış, ``emr-i Haktan, ölümden kaçıp kurtulacak bir yer yok mu?" diye her tarafı delik
deşik etmişlerdi, ama hep eli boş dönmüşlerdi. Elbette bunda, içinde bir kalb taşıyan veya zihnini derleyip toplayarak can kulağıyla dinleyen kimseler için alacak bir ders vardır.``[Kaf, 36-37]

İbn Kayyım - Allah rahmet eylesin- şöyle der:

İnsanlar üç kısma ayrılır:
a) Kalbi Ölü insan: Bu tür insanların kalbi yoktur. Dolayısıyla bu ayet onlar için bir ibret vesilesi olmaz.
b)Kalbi Diri ve Hazır, Ancak Kur'an Dinlemeyen Kimse: Bu tür insanlar, Allah Teala'nın kendilerine bildirdiği görünen ayetlerden oluşan okunan ayetleri işitmezler. Ya bu ayetler kendisine ulaşmamıştır veya kendisi bu ayetleri dinlemeye yanaşmamıştır. Onun kalbi ayetlerle değil, başka şeylerle meşguldür. Yani kalbi hazır değildir. Böyle olan kimseler de, öğüt alma kabiliyetleri ile kalplerinin bulunmasına rağmen, yine de ibret alamazlar.

c) Kalbi Diri ve Hazır, Okunan Ayetlere Kendini Tam Olarak Verip Can Kulağıyla Dinleyen İnsan: Bu tür insanlar, işittiklerini anlamaktan başka bir şeyle meşgul olmazlar. Onların kalbi hazırdır. Kendileri de söylenen söze kulak vermişlerdir. İşte bu insanlar, ancak okunan ve görünen ayetlerden istifade ederler.İlk gruba giren insanlar körlere benzer. İkinci gruba giren insanlar, gören fakat gözüyle bakmak istediği nesne yerine başka bir şeye bakan kimseler gibidir.
Her iki gruptaki insanlar da göremez.
Üçüncü gruba giren insanlar ise, bakışlarını bakmak istediği nesneye çevirip odaklayan ve gören kimseye benzer. Bu kimseler baktıkları nesneyi uzaktan ve yakından tam olarak ortalarlar. İşte böyleleri görür.
Kelamını gönüllerde bulunana şifa kılan Allah ne yücedir!


Bazı insanların, pırıl pırıl parlayan, çok ibret alan ve hikmetleri tespit eden kalbi vardır. Işte bu kalp, sahibini düşünüp ders almaya sevk eder. Böyle bir kalbe sahip olan insan, ayetleri işitince, duydukları nur üstüne nur olur. İşte böylesi insanlar, Allah'ın en kamil, iman ve basiret bakımından en büyük kulları dır. Öyle ki bu insanlar için Hz. Peygamber`in onlara haber verdiği bilgiler, önceden bildikleri fakat ayrıntılarını bilemedikleri konularda adeta kendileri için şahit konumundadır. Mesela Hz. Ebu Bekir` in Hz. Peygamber -sallallahu aleyhi vesellem- ile olan durumu şu iki kişinin haline benzetilmiştir:

İki kişi bir eve girer. Bunlardan biri, orada bulunan her şeyi en ince ayrıntısına kadar görür. Diğeri ise evde olan bir şeye dokunur. Orada bulunan her şeyi en ince ayrıntısına kadar göremez. Ancak evde, başka eşyaların olduğunu da
bilir. Ne var ki, onların ayrıntısını göremez. Derken ikisi de dışarı çıkar. Ayrıntıları göremeyen, görene evde nelerin olduğunu sorar. Sonra arkadaşının kendisine
haber verdiği her şeyi tasdik eder. Çünkü bir takım ip uçlarına sahiptir.Bu makam, sıddıkların en yüksek derecesidir. Nimeti bol olan Allah Teala'nın bir kuluna böyle bir imanı nasip etmesi uzak bir ihtimal olarak görülmemelidir.
Çünkü O'nun lütfu ne hasredilir ne de hesaplanır.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt