Soru Üniversite Sınavında Din Dersi Soruları Olmalı mı?

Merhaba
Din dersi ile ilgili konulardan üniversite sınavında sorumlu alınması ve üniversite sınavında din sorularının sorulmasi hakkında ne dusunuyorsunuz? Merak ettim. Ben sahsen karsiyim, sizin de fikirlerinizi almak istedim

Neden karşısınız?

laik devlet mantığına ters olan çokça şey yapılıyor, zorunlu din derslerine ben de karşıyım işin açıkçası. dinin doğruca değil de içine bidatlerin karıştırılarak öğretildiği, bazı insanların islamdan bile soğutulduğu bir şey. başta dediğim gibi zaten laik devletin zorunlu din dersi vermesi ayrı bir tezat.

Kesinlikle. Laik devlet sadece din kültürü ogretmeli. Yani dinlerin ortak evrensel mesajlarini. Dinler ve mezhepler tarihi ogretmeli.
Sadece bir dinin bir mezhebi, onun ibadetleri, ogretileri dersin 90% sini kapsamamali.
Tüm dinler ve mezhepler tarih dersi mantığında ve eşit düzeyde ogretilmeli.
Böyle yapilmali ki dersi herkes her din ve mezhebten insan isteyerek dinlemeli.

En düz mantikla, bir hıristiyan yada yahudi üniversite giriş sınavı için ıslamın şartlarını ezberlemek zorunda mı?

lisedeyken yanlış hatırlamıyosam dinler ikiye ayrılır semavi dinler beşeri dinler filan anlatıyorlardı...din kültürü kitabında üzerinde en çok durulan haram devlete vergi ödememekti....şimdi bu sene bir kardeşin kitabında inceledim islamiyet ve atatürk ünitesi var yani böyle olacaksa bencede olmaması daha iyi

muhammet87' Alıntı:

sen hristiyan mısın?önce ne amaçla bu konuyu açtığını söyle..derdin devletin müslümanlara yaranmak için yaptığı gereksiz şeyler mi..?yoksa laik düzenin destekcilerinden misin?

Genişletmek için tıkla ...

abi sakin

Salman Raduyev' Alıntı:

lisedeyken yanlış hatırlamıyosam dinler ikiye ayrılır semavi dinler beşeri dinler filan anlatıyorlardı...din kültürü kitabında üzerinde en çok durulan haram devlete vergi ödememekti....şimdi bu sene bir kardeşin kitabında inceledim islamiyet ve atatürk ünitesi var yani böyle olacaksa bencede olmaması daha iyi

Genişletmek için tıkla ...

benim demek istediğim de bu. islam böyle tebliğ edilmez, ki zaten tebliğ edilecekse bile bu tebliğ edilen islam değil. devletin adına islam koyduğu içini kendi doldurduğu yeni bir din.

Ben de elhamdulillah müslümanım. Ama tüm farklı dinlere inananlara saygılıyım. Laiklik te bunun için.
Tüm dinlere saygılı olabilmek için şunları açıklığa kavuşturmak lazım

Öncelikle dersin adı islam kültürü değil din kültürü yani çok geniş bir kavram.
Benim asıl elestirim bu geniş kavramı sadece ıslama ve sunnilige indirgemek.
Bu mantık "Tarih" dersinde sadece orta çağ tarihini işlemek yada matematik dersinde sadece trigonometri ogretmek gibi bir mantık. Nasıl ki tarih dersi ilk çağdan başlanarak günümüze kadar tüm tarihi eşit şekilde ogretmeli ise, ve nasıl ki matematik toplamadan başlayıp integrale kadar tüm konuları sıra ile istiyorsa din dersi de ilk çağdan başlayaraktum dinleri eşit şekilde ogretmeli.

(Sadece ıslami öğrenmek isteyenler için ayrı ama seçmeli bir islam tarihi dersi olabilir. )

Bu mantikla din kültürü dersi islense kimse üniversite sınavında soru sorulmasına karşı olmaz

Sizce din kültürü dersi ıslami tebliğ dersi mi yoksa tüm din ve mezheplerin öğretildiği bir ders mi olmalı?

müslüman olan birisi kendi dinini yeteri kadar tanımadan dünya dinlerini tanıması hayırlı olmayabilir. laik devletin dayatması olan din kültürü dersini komple kabul etmiyorum.

muvahhid talebe' Alıntı:

müslüman olan birisi kendi dinini yeteri kadar tanımadan dünya dinlerini tanıması hayırlı olmayabilir. laik devletin dayatması olan din kültürü dersini komple kabul etmiyorum.

Genişletmek için tıkla ...

Dayatmadan kastın din derslerinin zorunlu olması ise sana katilabilirim. Ancak ilk çağdaki dinozorları bile öğreten bir mufredatta dinler tarihi az da olsa islenmeli diye düşünüyorum.

Ama içeriğini eleştirip islam yeterince tebliğ edilmiyor dersen zaten bu konuda fikrimi yazdım.

Arkadaşlar türkiye gibi çoğunluğu müslüman bir ülkede ve tek tıklama ile kuran'in yirmi farklı çevirisine yada yüzlerce hadis kitabına yada milyonlarca sayfa dini bilgiye, dokümanı, resme, videoya foruma vs. ulasabildigimz bu iletişim çağında nasıl islami yeteri kadar tanımama gibi biriihtimalden ya da durumdan bahseeebilirsiniz ben anlayamadım.
Tabiki de bunlara ulaşmayı insanın istemesi lazım ama istemeyen insana zaten ne kayda din dersi verseniz de yine öğrenmez.

Ubede
Fitne yayma gibi bir derdim yok ve bu ithamda bulunduğun için de sana kizmam . Her fikre goruse ve inanca saygı duymak gerekir.

Ama sana tek sorum var. Bir sebeple bir avrupa ülkesinde yaşama zorunda kalsaydin ve oranın üniversitesine girmek için 10 emri yada bebeklerin nasıl vaftiz edildiğini yada hz. Isa nin nasıl carmiha geriledigini ezberlemek zorunda birakilsaydin müslüman olarak zoruna gitmez miydi?
Benim giderdi.
Bu yüzden biraz daha global düşünüp empati yapıp başkasının da bu zor durumda kalıyor olmasından rahatsız olmalıyız.
Kendimiz için istemediğimiz bir şeyi başkası için de istememeliyiz.

Sanırım aynı dili konuşmuyoruz. O yüzden tartismayi ilerletmenin anlamı yok diye düşünüyorum.

Hz. Ömer bir gün kitap ehli olan bazı kimselerden aldığı bir kitabı Hz. Peygamber'e getirerek "Ey Allah'ın Rasûlü! Ben bu güzel kitabı, ehl-i kitaptan olan bazı kimselerden aldım"dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber öfkelenerek şöyle buyurdular: "Ey Hattab'ın oğlu! Siz benim getirdiklerimden şüphe mi ediyorsunuz? Nefsimi kudret elinde tutana yemin ederim ki ben onu size tertemiz ve lekesiz bir şekilde getirdim. Sakın ehl-i kitaba birşey sormayın. Çünkü hakkı söylediklerinde kendilerini yalanlamanız, bâtılı söylediklerinde de tasdik etmeniz ihtimali vardır. Nefsimi kudret elinde bulundurana yemin ederim ki hayatta olmuş olsaydı Musa da bana tâbi olmaktan başka çıkar yol bulamazdı"(45).

Bir gün Hz. Ömer, Hz. Peygamber'e gelerek "Ey Allah'ın Rasûlü! Bugün, Kurayza oğullarından bir arkadaşımın yanına gitmiştim. O bana Tevrat'tan bazı derleyici sözler yazdı. Bunları size okumamı ister misiniz?"dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber'in mübarek yüzlerinin rengi bozuldu. Bunu gören Abdullah b. Sâbit, Hz. Ömer'e "Hz. Peygamber'in yüzlerindeki değişikliği görmüyor musun?"dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer söylediklerine pişman olarak "Ben Rabb olarak Allah'a, din olarak İslâm'a, peygamber olarak da Muhammed'e razı oldum"dedi. Bu sözleri işiten Hz. Peygamber'in mübarek yüzlerindeki öfke tamamen silindi. Sonra da "Muhammed'in nefsini kudret elinde tutana yemin ederim ki Musa yaşamış olsa da siz de beni terkedip ona tâbi olmuş olsaydınız sapıtmış olurdunuz. Ümmetlerden benim nasibime sizler düştüğünüz gibi peygamberlerden de sizin nasibinize

[1] İbn Abdi'l-Berr, Câmiu'l-Beyâni'l-İlm II/42 (İbn Ebi Şeybe tarîkiyle Câbir'den); Heysemî I/174 (Ebu Ya'lâ, İmam Ahmed ve Bezzar da Câbir'den).
[2] Heysemî I/174 (İmam AHmed ve Taberâni, Abdullah b. Sâbit'ten); Mecma'da belirtildiği gibi Taberâni bunun bir benzerini Kebir'inde Ebu'd-Derdâ'dan rivâyet etmiştir.