Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Vahabiler Ve Osmanlı

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
matematikçi Çevrimdışı

matematikçi

Üye
İslam-TR Üyesi
S.A..VAHABİLER OSMANLIYA KARŞI SAVASTILAR.BUNU NEDEN MUHAMMED BIN ABDULVAHAP ENGELLEMEDİ.KENDISI AKIDE IMAMIYSA NEDEN BUNA GÖZ YUMDU?:cihad:
 
matematikçi Çevrimdışı

matematikçi

Üye
İslam-TR Üyesi
a.s.hataları olmakla birlikte evet.yönetılıyordu.ki osmanlı müslüman bir devletti.kafir ingiliz ile anlasma yapmak neye göre?hadi haklısın diyelım sonunda kendılerını köle yapmadılar mı inglızlere.hala izleri mevcut...
 
Y Çevrimdışı

Yavuz_Selim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
a.s.hataları olmakla birlikte evet.yönetılıyordu.ki osmanlı müslüman bir devletti.kafir ingiliz ile anlasma yapmak neye göre?hadi haklısın diyelım sonunda kendılerını köle yapmadılar mı inglızlere.hala izleri mevcut...

Osmanlı devleti ingilizlerle , almanlarla antlaşmalar yapmış olabilir evet bildiğim kadarıyla tarihte böyle antlaşmalar olmuştur.

Ayrıca kendilerini ingilizlere köle yapmadılar mı ? diye sormuşsun bu soruya da kısmen de olsa katılıyorum , bildiğim kadarıyla Zamanın Osmanlı padişahı veya hükümeti ingilizlerin İstanbul'u işgal etmesine izin vermişti. Evet izleri de hala mevcuttur Osmanlı nın devamı olan t.c. devletinin de şuan abd nin güdümünde olduğu gözükmektedir.
 
Y Çevrimdışı

Yavuz_Selim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hanefî fıkıh kitaplarında olmayan bir ceza şekli, padişah fermanıyla çıkarılabiliyor ve o devirdeki şeyhulislam veya müftünün de bu konu ile ilgili hiç bir ictihadı ortada yoksa; kanunun kaynağının padişahın iradesi olduğunda şüphe yoktur. Sözgelimi, ırza geçen erkeğin tenasül uzvunun kesilmesi, zina eden kadının fercinin dağlanması, bazı suçluların kazığa oturtulması, hazineden mal çalmaya teşebbüs ederken yakalanan kimsenin öldürülmesi26 gibi cezaların Kur‟an‟da ulülemre tanınan yetkiye dayanarak uygulandığını söylemek zorlamadan başka bir şey değildir.

Hele bir de Fatih‟in Teşkilat Kanunnamesi (madde 37) ile bir bakıma legal hale gelen “kardeş katlinin” İslam ceza hukuku ile telifi mümkün gözükmemektedir. Bu kanun ve uygulamayı İslam hukukundaki "bağy” (devlete karşı başkaldırı) suçu ile ilişkilendirmek de, henüz beşikte iken katledilen masum çocuklarla, iktidar hırsı içine girmeyen şehzadelerin yaşam haklarını ihlal anlamına gelir kanaatindeyiz.

Unutulmamalıdır ki; hemen hemen bütün hukuk sistemlerinde yer alan can
emniyeti, İslam hukukunun da korumayı taahhüt ettiği beş temel esastan
birisidir.


mesela fatih kanunnamesinde zina suçunun cezası:



(Zina ve Zinaya Yol Açan Sebepler)

1- Eğer bir kişi zina kılsa, şeriat huzurunda sabit olsa, ol zina
kılan evlü olsa ve dahi bay olursa ki bin akçeye dahi ziyadeye gücü
yeterse, cürm üç yüz akçe alına. Evsatü‟l-hal olursa kim altı yüz
akçeye malik ola, cürm iki yüz akçe alına. Andan aşağı gücü
yeterse, cürm yüz akçe alına. Andan dahi aşağı halli olursa, elli
akçe; andan daha aşağı ki gayette fakirü‟l-hal olursa, kırk akçe
cürm alına.

2- Eğer zina kılan ergen olursa, bin akçeye dahi ziyadeye gücü
yeterse, cürm yüz akçe alına. Eğer orta hallü olursa, altı yüz
akçeye gücü yeterse, cürm elli akçe alına. Andan aşağı dört yüze
gücü yeterse, kırk akçe; gayet fakir olsa otuz akçe cürm alına.

3- Eğer avret zina kılsa, şeriat katında sabit olsa, gani olsa, er
kınlığın vere. Orta hallü yahud fakîre olsa, ergenler gibi olur;
kınlığın vere.

4- Eğer avretin malı olsa, eri kabul eylese, köftehor kınlığın yüz
akçe vere. Yoksul olursa, elli akçe; gayet fakir olursa, kırk ya otuz
akçe cürüm alına.

5- Eğer avret pezevenklik eylese, kadı ta‟zir ura, ne kadar mâ-
yerâhu. Ağaç başına bir akçe cürüm alına.

6- Eğer zina eden kız olursa, onun cürmü ergen gibi ola, azlıkta
çoklukta ona itibar edeler.

7- Eğer biregünun evine girse, zina kasdına olursa, evlü cürmün
vere. Eğer ergen ise, ergen cürmün vere; ol zina eden gibi. Yukaru
tafsil üzere ki beyan olundu.

8- Eğer kul-karavaş zina kılsa, hür ve hürrenin nısfın vere. Adet
cihetince bayağıleyin, baylıkda ve yoksullukda.

9- Eğer biregünun avretin öpse yahud dilese yahud yapışsa, kadı
ta‟zir ura. Ağaç başına bir akçe cürm alına.



Fatih Kanunnamesinde yer alan bu maddeler, çok az değişiklikle 1839 yılına kadar yürürlükte kalmıştır.
Yard. Doç. Dr. İsmail ACAR

kısacası osmanlıda birileri zina etti mi devlet hazinesi para kazanıyordu , şer'i cezalar para cezasına çevriliyordu. Parası olan için suç ne ceza ne ?
 
Y Çevrimdışı

Yavuz_Selim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
meşhur Osmanlı Şeyhulislamı İbni Kemalpaşa’nın Hadis-i erbain isimli kitabından bir uydurma hadis:


(Bir işinizde, sıkışıp bunalınca, kabirdekilerden yardım isteyin) (uydurma hadis)



Hadis alimleri bu sözün Rasulullah'a atılmış çirkin bir iftira olduğunda ittifak etmişlerdir.


Hadis alimleri böyle bir hadis rivayet etmemiştir ve Hiç bir güvenilir hadis kitabında da böyle bir hadis yoktur.


bu uydurma hadisin Kuran'a ve sahih sünnete aykırı olduğu barizdir.


Bu uydurma hadisin Kur’an’a aykırı olduğunu gösteren âyetlerden bir kısmının mealleri şöyledir:


neml/59: ''De ki: Hamdolsun Allah'a, selam olsun O'nun beğenip seçtiği kullarına. Allah mı daha iyidir, yoksa O'na koştukları ortaklar mı?''


neml/60: ''Yoksa gökleri ve yeri yaratan, gökten size su indirip onunla bir ağacını dahi bitiremeyeceğiniz nice güzel bahçeler meydana getiren mi? Allah yanında başka bir ilah mı? Hayır, onlar sapıklıkta ısrar eden bir güruhtur.''

neml/61: ''Yoksa, yeri yaratıklarının oturmasına elverişli kılan ve aralarında ırmaklar akıtan, yeryüzüne sabit dağlar yerleştiren ve iki denizin arasına engel koyan mı? Allah'ın yanında başka bir ilah mı? Hayır, onların çoğu bilmezler.''

neml/62: ''Yoksa, kendisine yakardığı zaman bunalmışa karşılık veren ve başındaki sıkıntıyı gideren; sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı? Allah'ın yanında başka bir ilah mı? Ne de kıt düşünüyorsunuz.''

neml/63: ''Yoksa, karanın ve denizin karanlıklarında size yol bolduran ve rahmetinin önünde rüzgarları müjdeci olarak gönderen mi? Allah'ın yanında başka bir ilah mı? Allah; onların koştukları ortaklardan münezzehtir.''


ALLAH'tan başka ilah yoktur.


Güç yetirilemeyen konularda Allah’tan başkasından yardım alınabilirse, kim Allah’a sığınır? Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:



“De ki, Allah’ın dışında kuruntusunu ettiklerinizi çağırın bakalım; onlar, sıkıntınızı ne gidermeye, ne de bir başka tarafa çevirmeye güç yetirebilirler.

Çağırıp durdukları bu şeyler de Rablerine hangisi daha yakın diye vesile ararlar, rahmetini umar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı cidden korkunçtur.” (İsrâ 17/56-57)




“Allah neyi gizlediğinizi, neyi açığa vurduğunuzu bilir.

Allah’ın yakınından çağırdıkları ise bir şey yaratamazlar; esasen kendileri yaratılmıştır.

Onlar ölüdürler, diri değil. Ne zaman dirileceklerini de bilemezler.” (Nahl 16/19-21)


“Onlara sorsan; “Gökleri ve yeri, kim yarattı?” diye, kesinkes “Allah” diyeceklerdir. De ki: “Allah’ın yakınından neyi çağırdığınıza baktınız mı? Allah bana bir sıkıntı vermeyi istemiş olsa, onlar bu sıkıntıyı fark edebilirler mi? Ya da Allah bana iyilik etmeyi istemiş olsa, onlar onun bu iyiliğini önleyebilirler mi?” De ki: “Allah bana yeter. Dayanacak olanlar ona dayansınlar.” (Zümer 39/38)
 
Y Çevrimdışı

Yavuz_Selim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Suud b. Ablülaziz’in Şam Valisi genç Yusuf Paşa’ya gönderdiği mektuptur..


''Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

Şam ve Trablus’un hakimi Yusuf Paşa’ya Allah için bir hediyedir. Kamil manada selam , tahiyyat ve ikram , salat ve selam beşerin efendisi Muhammed (s.a.v)’in üzerine olsun. İmdi, Cenab-ı Mükerrem ve Habib-i Muhterem Yusuf Paşa’nın , Allah hayırda onu arzu ettiği yüksek derecelere ulaştırsın, bilginize arz ediyoruz. Beytullahi’l-Haram ‘a gelen kafile ile gönderilen mektubunuzun ihtiva ettiği mesajları aldık. Muhakak suretle onlar selametle oraya vasıl oldular, dalayısıyla bu yüce makamlarda görmeyi arzu ettikleri hususlar onlar için vaki oldu.. haclarını eda ederek hedeflerine ulaştılar. Hüsn-i ihtitam ve ihtiram bakımından diledikleri şeyler; tarafımızdan mümkün hale getirildi ve biz onlara hak ettikleri ikramlarla muamelede bulunduk . Dini hükümleri gerçekleştirme ve nebevi sünnetleri diriltme hususunda bulunduğumuz mevki hususunda teemmül ettiler. Hamd nimetleriyle Salih amelleri tamamlayan Allah’adır. ‘‘Rabbimizin hidayet ve tevfiki olmasaydı, biz bu nimetlere nail olamazdık. Vallah! Rabbimizin peygamberleri hakku sıdk olarak geldi’’.(Araf 7/43) Allah bize bu dini ihsan etmeden önce cehaletin ve aşikar bir dalaletin son sınırındaydık. Allah bize din-i İslam’ı gönderdi ve böylece onunla bizi dalaletten kurtardı ve bize cahilliğimizi gösterdi. Bizi ayrıldıktan sonra bir araya getirdi. Allah şirki fasadı izale etti, böylece dini yerleşti, dinini kullarında ve beldelerinde meydana çıkardı. Yakında veya uzakta mevcut olan tebanın bütünü üzerinde , zulm ve fasadı izale ederek , adaleti ikame etmede bize yardımını ihsan etti. Nihayet Allah’a hamd olsun , hak üzere olmada eşit hale geldiler. Böylece beldeler sukunete erdi, yollar zulum ve fesaddan ari oldu. Hamd bizden daha evla olan Allah’adır ve şükürde bize verdiklerinden dolayı Allah içindir.Bizim ifa ettiklerimiz ve insanları kendisine çağırdığımız şey size ulaştı. Ancak bazen haberlerin naklinde fazlalık veya eksiklik vaki oluyor. Biz kat’ılık içeren davetimizin mahiyetiyle lakalı olarak bize uymanız amacıyla size şu an hakikati açıklıyoruz. Temenni edilir ki siz de bu dini ikame hususunda bize yardımcı olursunuz. Bizim üzerinde olduğumuz ve insanları kendisine çağırdığımız şeyin özü sadece Allah’a ibadette ihlastır. Kurbanı ancak Allah için keser , ancak Allah’tan ümit eder, ondan korkar ve sadece ona tevekkül ederiz. Şüphesiz biz Resul(s.a.v)’e tabi olur, mükelleflerin tamamının O’na ibadet etmesini gerekli görürüz. Onun sünnetiyle amel eder, Allah’ın hidayetiyle hidayetlenir,ancak ona kulluk ederiz. Ona Kur’ani nasslar ve Sünnet-i Nebeviyye’nin delalete ettiği şeyden ancak Resul-i Ekrem ‘in lisanı üzere vazedilen şeyle yaklaşırız. Bu iki asıl Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulu olduğuna şehadetin gerçek anlamıdır. Mabud olarak sadece Allah vardır. Eğer bir kimse ibadetten herhangibi bir şeyi Allah’tan başkasına yaparsa , Allah’l birlikte O’nu ilah edinmiş olur. Allah Sübhanehu peygamberlerini tevhide davetle göndermiştir.

Allah: ‘‘ Ya Muhammed! Senden evel hiçbir peygamber göndermedik ki ona ‘’ ‘ benden başka ilah yoktur, mühhasıran bana ibadet ediniz! Diye vahyetmeyelim’’ Enbiya 21/25)

Allah: ‘‘Dinde ihlasla Allah’a ibadet ete. Şaibey-i şrkten ari olan din , Allah içindir’’(Zümer39/2-3)

Tevhide davet peygamberlerin dinidir. Zira onlar sadece Allah’a çağırırlar. Allah’ın dediği gibi:

‘‘Mescidler Allah’ın ibadetine mahsustur. Orada O’dan başkasına ibadet etmeyiniz’’. (Cin 72/18)

Sadık ve mesduk olarak Peygamberden(s.a.v) gelen bir hadiste Peygamberimiz ‘‘dua ibadetin özüdür’’ buyurmuşlardır. Sonra Peygamberimiz şu ayeti okudu:

‘‘Rabbiniz bana ibadet ediniz, size sevab vereyim . İbadetimde istikbar edenlerde hakir ve zelil olarak cehenneme gireceklerdir!’’(Mümin 40/60)

‘‘Kim Allah’tan başkasına dua eder , felaketlerin def’i ve menfaatlerin celbi için ondan başkasından yardım dilerse şüphesiz Allah’a ortak koşmuş olur. Allah müşriklere mağrifet etmez’’ Allah Mesih’ten hikaye ettiği ayette şöyle diyor : ‘Allah’a şirk koşanı Allah cennetinden mahrum etti’’.(Maide 5/72)

Allah: ‘‘Kafirlerin Allah’ı bırakıpta dua ve ibadet ettikleri putlar ancak çukurdaki suyun kendiliğinden ağzına yetişmesi için , ellerini çukurun kenarına koyan ve halbuki su ağzına yetişmeyen kimsenin isticabesi gibidir.Kafirlerin putlarından isticabeleri dalal u hasardan başka bir şey değildir.(Rad 13/14)

Yine Allah buyuruyor ki: ''Allah’tan başka bir ilah iddia edenin , bu davasını isbat için , burhanı yoktur. Onun hesap ve cezası, Rabb indindedir. Kafirler felah bulmazlar’’.(Mü’minun 23/17)

ihtiyaçlarını karşılamak ve üzüntülerini gidermek için kim Allah’tan başka bir ilaha dua eder ve ölüden yardım dilerse , muhakak yerin ve göğün rabbiyle beraber bir ilah edinmiş olur.

Allah: ‘‘ De ki: Benim namazım ibadetim , hal-i hayat ve mematım için ihtiyar ettiğim imanım Rabbe’l Alemin olan Allah içindir. Şeriki olmayan Rabbu’l alemine mahsusutur.’’ (Enam 6/162-163)

‘‘Rabbin’e namaz kıl ve de kurban et.’’(Kevser 108/3)

Allah yine şöyle buyuruyor: ‘‘Onlardan(şeytanlardan) korkmayınız; eğer mümin iseniz benden korkunuz.’’ (Al-i İmran 3/175)

‘‘Onlar ancak Allah’tan korkarlar’’(Tevbe 9/18)

“Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O’na ibadet edin. İşte bu, doğru yoldur.” (Al-i İmran 3/51)

''Eğer mümin iseniz Allah’a metevekkil olunuz.’’ (Maide 5/23)

Tevhid’e gelince , o resullerin dininin temelidir. İnsanların davet ettikleri ilk şeydir. Yalnızca Allah’tan yardım dileyin ve ibadette ihlaslı olan , kendisine farz kılanı yapan yapan kimse bizim Müslüman kardeşimizdir. Onun lehine olan şey bizim de lehimize, aleyhine olan şey bizimde aleyhimize olur.

Bu hususa dikkat etmeyen şirkini meydana koyar . Biz onu küfre nisbete der ve Allah’ın şu ayetinde emrettiği gibi onunla savaşırız:

‘‘Ey müminler ! Şirk ortadan kalkıp din-i İslam ‘dan başka din kalmayıncaya kadar kafirlerle mukatele et!’’ (Enfal8/39)

Biz namaz kılmayı, emrimiz altında bulunan tebamızın tamamına gerekli görürüz. Zekat vermeyi ve sure-i Bera’da zikredilen şer’i ihtiyaçlara mutakıp olarak sarf etmeyi, Ramazan orucunu tutmayı ve Beytullah el-Haram’ı haccetmeyi emrederiz. Allah’ın faziletini, cömertliğini ve hakkaniyetini bilmeyi emrederiz. Zina hırsızlık içki içmek , esrar ve ona benzeyen kötülüklerden ve haksız yere insanların mallarını yemekten nehyederiz. Ve ihdas edilen kötü bidatleri ortadan kaldırırız. Biz itikada sahabe ve tabiınden oluşan selef-i Salih ve doğru akide üzereyiz. Allah kendisini kitabında vasettiği şekilde ve Resulünün lisanı üzere teşbih, temsil, tahrif ve ta’tilden ari olarak vasfeder ve onun için her türlü eksiklikten münezzeh olduğunu ikrar ederiz . Sıfatlardan Allah’ın kendisi için isbat ettiğini isbat eder, mahlukata benziyenleri ondan nefyederiz. Ehl-i İslam ‘dan hiç kimseyi günahları sebebiyle küfre nisbete etmeyiz. Allah’ı ve Resulünü inkar etmeyiz. Bir kimse Allah’a ortak koşar ihtiyaçlarını karşılamak , meşakkatlerini gidermek ve üzüntülerini izale için Allah’tan gayrısından yardım isterse Allah’ın müşriklerden ve dinin kurallarını terke edenlerden savaşılması emrettiği kimselerle savaşırız.

Allah şöyle buyuruyor: ‘‘Ahidlerini nakzeden müşrikleri her nerde bulursanız katl, esir ve muhasara ediniz ve etrafa dağılmamaları için yollarını bekleyiniz.Şirkten tevbe ederler, namaz kılarlar ve zekat verirlerse onlara taarruz etmeyiniz’’.(Tevbe9/5)

Sahihayn’da Peygamber şöyle buyuruyor: ‘‘İnsanlarla Allah’tan başka ilah olmadığına , Muhammed’in Allah’ın resulu olduğuna şehadet edinceye , namaz kılıncaya ve zekatı verinceye kadar savaşmakla emronuldum. Bunları yapanlara kanlarını ve mallarını benden korurlar Diğer hesapları ise Allah’a aittir’’

Resulullah (S.A.S ) himaye etmeyi İslam dininin iki temeli olan iki şeyin şahitliğine ve namaz ve zekattan oluşan vecibelerin yerine getirilmesine bağımlı kıldı. Kim bu vecibeleri yerine getirmese kanı ve malı koruma altında olmaz . Kimde bunları yerine getirirse o da Allah’a teslim olmuştur. Müslümanlar için söz konusu olan her şey onun içinde söz konusudur.. Bu da zikrettiğimiz gibi üzerinde olduğumuz gerçekliktir. Biz insanları ona çağırıyoruz ve bu din için bize hidayet edene hamdediyoruz ve Peygamberlerin efendisinin sünetini örnek almakla bizi donattı . ve sen Allah’ın koruması ve himayesi altındasın. Amin

Hamd kendisine itaat ederek boyun eğeni aziz kılan , emrine itaat etmeyeni ve ehli ta’ati onun rızasıyla amel etmek için muvaffak kılana isyan edeni rezil rüsvay eden ve kazasıyla takdir ettiği masiyet ehli üzerine tahakkuk eden Allah’a aittir. Allah’dan başka ilah olmadığına şehadet ederim bizim için ondan başka ilah yoktur. Ancak ona ibadet ederiz. Muhammed onun kulu ve resuludür. Suud bin Abdulaziz’den Şam veziri Cenab-ı Hz. Yusuf Paşa’ya. Selam hidayete tabi olanlar üzerinedir. İmdi seni ortağı olmayan tek Allah’a davet ediyorum: Peygamberimizin dediği gibi: ‘‘müslüman ol selamet bul. Allah sana ecrini iki defa versin’’Allah tebarek ve Te’ala Muhammed’i gönderdi ve dini onun lisanı üzere kemala erdirdi.

Allah kitabında ‘‘Resule itaat eden Allah’a itaat etmiş olur’’(Nisa 4/80)

gerçeğini haber verdi. Nebi’nin davet ettiği ilk şey ortağı olmayan tek Allah’a ibadet etmek ve O’ndan başkasına ibadeti terk etmektir.

Allah şöyle buyuruyor: ‘‘Her ümmete peygamber gönderdik. Allah’a ibadet ve şeytandan münacebet ediniz! Dedik’’(Nahl 16/36)

Yine Allah şöyle buyuruyor: ‘‘Ya Muhammed! Senden evvel hiçbir peygamber göndermedik ki, O’na :Benden başka ilah yoktur, münhasıran bana ibadet ediniz! Diye vahyetmeyelim.’’(Enbiya 21/25)

‘‘Senden evvel gönderdiğimiz peygamberlerin ümmetlerinden sual et. Biz onlara Rahman’dan başka ilahlara ibadet etmelerini emrettik mi?’’(Zuhruf 43/45)

‘‘Allah’dan başka hiç kimse onlara herhangi bir şekilde icabet etmez .'' (Yusuf 13/14)

‘‘Allah’tan başkasına tapandan daha azgın kimdir?.’’ (Ahkaf 46/5)

‘‘Çünkü bu kimse Allah’ı bırakıp kendine zarar ve nef’i olmayan şeye ibadet eder; bu ise haktan uzak daladir. O kimse zararı za’m ettiği nef’i olmayan şeye icabet eder; bu ise haktan uzak dalaldir. O kimse zararı za’m ettiği nef’i olmayan şeye ibadet eder. Billah! Tapılan da kötü, tapanda kötüdür’’.(Hac 22/12-13) ‘‘

Allah’a şirk koşanı, Allah cennetinden mahrum etti; onun me’vası ateş-i cahimdir’’(Maide 5/72)

‘‘Allah kendisine şirk koşmayı yargılamaz; şirkin dışındaki günahları dilediği kimse için yargılar’’(Nisa 4/116)

Allah resulüne itaati emretti. Din Allah’ın ve Resulü’nün emrine ittiba etmeye mebnidir. Bu iki asılda (ihlas ve ona tabi olma) bizimle insanlar arasındaki ihtilafların birincisi şirkin nefyi, ikinciside bidatlerin nefyidir. Allah şöyle buyuruyor:

‘‘Rabb’e mülaki olmak arzu eden amal-i salihada bulunsun ve ibadette Rabb’e kimseyi işrak etmesin’’ ( Kehf 18/110)

Allah’ın kitabı nezdinde , ihtilaflı durumda olanlar çerçevesinde bu tartışmanın tafsilatı şudur: Biz insanları dine raptolmaya çağırıyoruz. Bu da Allah’a samimiyetle ibadet etme , farz kıldıklarını yerine getirme , şirki ve ona tabi her türlü kötülüğü nefy etme tarzında , Muhammed(s.a.v)’in , insanları davet ettiği Allah’ın kitabı ve dinin aslı hususundadır. Bu da tafsilat açısından yeter. Muhakkak Allah’ın hidayet etmesi bir hayırdır. Bu ise seni hazırlar. Böylece dünya ve ahiret saadetini kazanmış olursun. Size ancak Allah’ın vacip kıldığı ve sizin batıl olarak tasdik ettiğiniz şeyler yasaktır. Muhakkak iş size müşkil geldi ve münazara talep ettiniz. Bizde bunu muvafık gördük ve sizinle münazarada bulunduk. Ne varki uygun gördüğünüz şekilde kabul ettiniz. Ancak bize göre münazara ; şayet Allah’a karşı küfrü reddeder, hidayet yerine dalaleti seçerseniz hadise Allah’ın şu ayette:

‘‘(Onlar) i’raz ederlerse sizden ayrı düşmüş olurlar . ‘‘Allah sana kifayet ve seni onlardan sıyanet etti Allah semi’u alimdir’’(Bakara 2/137)

‘‘Ey kıyamet gününün maliki ya Allah, münhasıran sana ibadet eder ve münhasıran senden yardım dileriz!(Fatiha 1/4-5)

‘‘O ne güzel mevla ve ne güzel nasirdir!’’(Enfal 8/40)

buyurduğu gibi deriz.''

alıntıdır.
 
Y Çevrimdışı

Yavuz_Selim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
''Bu da o dönem OSMANLININ İÇİNDE BULUNDUĞU İÇLER ACISI DURUM..

Osmanlı Devletinin Birinci Dünya Savaşına girmesi ile ilgili resmi belgelerde, savaşı kazanmak için Allahın yanında Hz. Muhammed (sallAllahu aleyhi ve sellem) in yardımının da beklendiği görülmektedir. Sanki o, Allahın elçisi değildir de haşa, Allahın yanında ikinci bir tanrıdır. Sanki o, ölmemiştir de diridir. Sanki o, kendine yapılan çağrıları işitme, olayın geçtiği yeri görme ve istediğine istediği yardımı yapma yetkisine sahiptir. Allah Teâlâ bu şekilde yardım bekleyenleri sapık sayıyor.


''Allah'ın berisinden Kıyamete kadar kendisine cevap veremiyecek olanı çağırandan daha sapık kim olabilir ? Oysaki bunlar onların çağrısından habersizdirler.'' (Ahkâf 46/5)


Şimdi belgelerdeki ifadelere bakalım:

a- Sultan Reşadın savaş ilanı ile ilgili beyannâmesinin son bölümünde yer alan ifadeler:

''Hak ve adl bizde zulüm ve udvan düşmanlarımızda olduğundan düşmanlarımızı kahretmek içün Cenabı âdili mutlakın inâyeti samadâniyesi ve Peygamberi zîşânımızın imdâdı maneviyesinin bize yâr u yaver olacağında şüphe yoktur.''


Bu ifadeyi şöyle sadeleştirebiliriz: '' Biz haklı ve dürüst, düşmanlarımız ise zalim ve saldırgan olduğundan düşmanlarımızı yere sermek için adaleti şaşmaz olan Allahın yüce desteğinin ve şanlı Peygamberimizin manevi yardımının bize yar ve yardımcı olacağında şüphe yoktur...''

b- Başkumandan vekili Enver Paşanın beyannamesi şu ifadelerle başlamaktadır:

''Allahın inayeti, Peygamberimizin imdâdı ruhâniyesi ve mübarek Padişahımızın hayır duasıyla ordumuz düşmanlarımızı kahredecekdir.''

Beyannâmenin orta kısımda şu ifadeler vardır: ''Hepimiz düşünmeliyiz ki, başımızın ucunda peygamberimizin ve sahabei güzîn efendilerimizin ruhları uçuyor.''

Bu ifadeler şöyle sadeleştirilebilir: ''Allahın desteği, Peygamberimizin ruhânî yardımı ve mübarek Padişahımızın hayır duasıyla ordumuz düşmanlarımızı yere serecektir. Hepimiz düşünmeliyiz ki, başımızın ucunda Peygamberimizin ve onun seçkin arkadaşlarının ruhları uçuyor..''

c- İslam ülkelerini cihada davet beyannamesi:

Bu beyanname Meclisi Alii İlmî Yüksek ilim Kurulu tarafından hazırlanmış ve Halife sıfatıyla Sultan Reşad tarafından imzalanmıştır. Beyannamenin altında en üst seviyeden toplam 34 alimin imzası da vardır. Bunların arasında üçü eski birisi görevde olmak üzere dört şeyhülislam ve Fetva Emini Ali Haydar Efendi de vardır. Beyannamenin dördüncü paragrafı şu ifadelerle bitmektedir:

''Dîni mübîni ilâhîsi namına cihada şitâbân olan müslimîni her bir hususta mazharı fevz ve nusret buyuracağı inâyet ve eltâfı celîlei samâdânîden mevûd ve şeriatı garrâyı Ahmediyenin ilâyı şânı içün fedâyı cân ve mal eyleyen ümmeti nâciyesine zahîr ve destgîr olmak içün ruhâniyeti mukaddesei nebeviyye hazır ve mevcuddur.''

Beyannâmenin son paragrafı da şöyledir:

''Ey mücâhidîn-i İslâm Cenabı Hakkın nusret ve inâyeti ve Nebiyyi muhteremimizin mededi ruhâniyetiyle adâyı dîni kahr ve tedmîr ve kulûbi müslimîni sermedî seâdetlerle tesrîr eylemeniz vadı celîli İlâhî ile müeyyed ve mübeşşerdir.''

Bu ifadeleri şu şekilde sadeleştirebiliriz: ''Allahın açık dini adına hızla savaşa çıkan müslümanları her konuda başarılı kılıp yardım edeceğine onun yüce lutuflarıyla söz verilmiştir. Hz. Ahmedin aydınlık şeriatını yüceltmek için canını ve malını feda eden ümmeti nâciyesine arka çıkıp elinden tutmak için Hz. Peygamberin muhakaddes ruhu hazır ve mevcuttur. Ey İslam mücahitleri Allah teâlânın yardımı ve desteği, muhterem Peygamberimizin ruhaniyetinin yardımı ile din düşmanlarını yere serip yok etmeniz ve müslümanların kalplerini sonsuz mutluluklarla sevindirmeniz Yüce Allahın verdiği söz ile teyid edilmiş ve müjdelenmiştir. ''

Eğer Hz. Muhammed (sallAllahu aleyhi ve sellem) ve onun seçkin arkadaşları hayatta olsaydı elbette bundan çok memnun olurduk ve Onlar müslümanların başarısı için ellerinden gelen her şeyi yaparlardı. Ama artık onlar ölmüşlerdir. Bizim yapmamız gereken, kendi hayallerimize göre davranmayı bırakıp Hz. Muhammedin (S.A.S ) 'e indirilen Kur'anı Kerim'e uymaktır. Allah Teâlâ duada kendinden başkasının yardıma çağrılmasını Kur'an'da şirk saymış ve kesinkes yasaklamıştır.

''İşte böyle. Kuşkusuz Allah haktır ve Ondan başkasını çağırmanız ise batıldır.'' (Hac 22/62)

''Zaten Allah'tan başka yardıma çağrılan kim olursa olsun onun hiçbir şeye gücü yetmez. İşte Rabbiniz olan Allah, hakimiyet onundur. Ondan başka çağırdıklarınız bir çekirdek zarına bile hükmedemezler. Onları çağırsanız, çağrınızı işitmezler işitmiş olsalar bile size karşılık veremezler kıyamet günü de sizin ortak koşmanızı tanımazlar. Hiç kimse sana, her şeyi bilen Allah gibi, haber vermez.'' (Fatır 35/13-14)

Allahtan başkasını olağan dışı yollarla yardıma çağırmak şirktir. Allah böylelerine yardım etmez.

''İnananlar ve imanlarını şirkle bulandırmayanlar var ya işte güven onların hakkıdır doğru yolu tutturanlar da onlardır.'' (Enam 6/82)

Birinci Dünya Savaşında müslümanlarla savaşan İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunanlılar da zafer için Allah'a dua etmiyorlar mıydı sanki ? Ama onlar, hırıstiyan oldukları için Allah'ın yanında Hz. İsayı da yardıma çağırıyorlardı. Öyleyse müslümanlarla onların ne farkı kaldı ? Üstelik onların elindeki kitap bozulmuş, müslümanların Kuranı hiç bozulmamıştır. Hem Kurana göre Allahtan başkasını yardıma çağırmak, doğru yola girmişken geriye çevrilmek ve açık arazide şaşkına dönmektir.

'' De ki: Allah'ın berisinden bize ne bir fayda ne de zarar verecek olanı çağıralım da Allah bizi doğru yola sokmuşken ökçelerimiz üzerine geri çevirilmiş mi olalım? Tıpkı şeytanların açık araziye çektikleri şaşkın kimse gibi mi? Hem onu, Bize gel. diye doğru yola çağıran arkadaşları da olmuş olsun. Onlara de ki, Doğru yol ancak Allahın yoludur. Bize verilmiş emir alemlerin Rabbine teslim olmamız içindir. '' (Enam 6/71)

Bu çarpıklıklar öncelikle gözler önüne serildikden sonra konunun açıklanmasında çok faydalı olacak bilgi ve belgeler içeriyor....Onun için ön hazırlık anlamında ATALARIMIZDAN bize miras kalan İSLAM ı bi gözler önüne serelim istedim....''

alıntıdır.
 
A Çevrimdışı

abdullah11

Misafir
Osmanlı şerilatla yönetilen dvlet degıldı . neden osmanlı askerleri hep bektaşıydi ( şii alevi ) neden halk tasavvufa yönlendirildi ? evet osmanlı tasavvuf dininin kendi şeriatine göre uydurma haberlerle hukum verıyordu ama seleflerımızın din anlayısıyla hiçbir alakası yoktu .

şeriat mı ? dinin yasakladıgı çalgıyı helal gören hatta padişahların bile çalldıgı calgıları mubah gören anlayıs mı şeriatla yönetiyordu

seriat mı ? vahdeti vucud felsefesini el üstünde tutan devlet mi şeriatla ?

seriat mı ? devletin bakaası için bebeleri katletmek mi allahın yasası .. haydi cocuk kandırmayalım ...

adalet devletiydi bir zaman dersen he o zman tamam derim . asadıgı toplumdfa BİR DÖNEM adaletli olmustur
 
S Çevrimdışı

Sebuhi

Üye
İslam-TR Üyesi
Osmanlı Şeyhulislamı İbni Kemalpaşa’nın Hadis-i erbain isimli kitabından bir uydurma hadis:


(Bir işinizde, sıkışıp bunalınca, kabirdekilerden yardım isteyin) (uydurma hadis)

Şeyhulislamı İbni Kemalpaşa’ hangi yillarda yashayib?



 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Defalarca burada ifade ettik ki; Osmanlı'nın hataları ve İslam dinine uymayan bazı konuları olmuştur fakat Osmanlı'ya dört dörtlük şeriat devleti olmadığını bilsekte; bu Osmanlıya sövmeyi gerektirmez.

Konunun daha iyi anlaşılması ve haksız yere ve aşırı tenkid olmaması için; Şimdi buraya bazı linkler vereceğim ve konuyu kilitleyeceğim. Bu konuyu o başlıklarda devam edin diye değil . Sadece Osmanlı devleti hakkında; Laik demokratik devlete yapılmayan saldırılardan fazlası osmanlıya yapılmasın diyedir.

OSMANLI'YA SAPIK DİYEN ORİJİNAL SAPIKLARA, ŞEYH ZEVAHİRİ'DEN TOKAT


https://www.islam-tr.org/konu/osmanliya-sapik-diyen-orijinal-sapiklara-seyh-zevahiriden-tokat.20002/


İstanbul Feth Olundu mu Olunacak mı?


https://www.islam-tr.org/konu/istanbul-feth-olundu-mu-olunacak-mi.19812/
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt