Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Yakın tarihin alimlerine (!) bir sitem

Repentant Çevrimdışı

Repentant

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Müslümanların meşhûr ve gözde âlimlerinin kahir ekseriyyeti, ya 'azîmet ehli' kimselerden olup, Allah için sultânlarla emirlerin karşısında durmuş, onlara marufu emretmiş ve onları münkerden sakındırmişlardır. Târîhin -bu minvålde- kaydettiği öyle hikâyeler vardır ki bunların her biri altın suyuyla ve nûrdan harflerle yazılmaya değerdir. Ümeyye Oğulları döneminde saltanatın yüz gösterdiği ilk günden itibâren ve yakın dönemlere kadar bu hâl, böylece devâm edip gelmiştir. Azîmet ehli o "Selef-i Sâlih"in isim listesi bir hayli uzundur ve hayâtları pek çok kahramanlıklarla doludur. Yahut o âlimler, azîmet ehlinden olmayıp saraylardan ve bu sarayların içindeki adamlardan tamâmen uzak durmuş; yöneticilerin meselelerinden ellerini çekip kendilerini ilme, zühde adamışlardır. Ayrıca sultânlara dalkavukluk batağına saplanmamışlardır. Gözde âlimlerden olup da bu kâidenin dışina çıkanlar, dünyalık batağına saplanan çok az sayıda bazı kimseler veyahut kendilerini ilim ve âlimler dünyasına nisbet eden birtakım kendini bilmezlerdir. O uzun târîhimiz boyunca -şu günümüzde olduğu gibi- âlimlerin toplu fesâdı diye bir belâya dûçâr olduğumuz vaki değildir. Böyle bir şey ancak çok geç dönemlerde vuků bulmuştur. Aynı şekilde âlimler, özellikle büyük felâketlerle belâların varlık gösterdiği dönemlerde, hep cihâd öncüleri olmuşlardır. Hem taarruz hem de müdâfaa cihetiyle, Müslümanların berr (sâlih) veya fâcir (günahkår) imâmları/idarecileriyle birlikte gazveye çıkmış ve kâfir düşmana karşi cihâd etmişlerdir. Amma ve lâkin bu hâl, bizi kuşatan şu zamanların öncesinde, çanakların yayıldığı, göbeklerin salındığı, sarık ile sakalın izzetinin para ile arpalığın ardına takıldığı şu târîhlerden önce yaşanmıştır!


(Şeyh Ebu musab-El Mukaveme)
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Pek fark yok bence bugün de hakkı savunan alimler, iki nevinden de, mevcut -- hatta eskiye nazaran daha fazla belki de.
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
İkinci nev-i belki daha fazla ama ilk nevi daha az, kesinlikle daha az abi

Eskiden kim konuşuyordu ki... bir iki şahsın nüktesi kaydedilmiş yalnız tarihe ve onları tekrarlayıp duruyoruz. Bizim asr ü zamanemizde azim ehlini daha çok görüyorum. Özellikle de geçtiğimiz asra (hicri 14. yüzyıl, 1880-1980) kıyasen.
 
Son düzenleme:
İmam Malik Çevrimdışı

İmam Malik

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Eskiden kim konuşuyordu ki... bir iki şahsın nüktesi kaydedilmiş yalnız tarihe ve onları tekrarlayıp duruyoruz. Bizim asr ü zamanemizde azim ehlini daha çok görüyorum. Özellikle de geçtiğimiz asra (hicri 14. yüzyıl, 1880-1980) kıyasen.

Yani geçtiğimiz asra kıyasen öyle olduğu doğrudur.
Eskiden kim konuşuyordu sorusu Allahu alem doğru bir kıyas olmaz, zira o zamanlar internet, telefon, medya vb araçlar yoktu. Yani konuşan, konuştuğu ile kalıyordu. Hem o zamanın idarelerinin şerri ile günümüz idareleri pek aynı değildir. Konuşan dediğimiz insanlar (Ebu Hanife, İzz ibni Abdisselam, İmam Ahmed, İbn Teymiye vb) en fazla bidat yada zulüm olan işler için ses yükselttiler, İmam Rabbani hariç. Günümüzde ise işin ucu imana mal olduğu halde susuluyor..
 
Repentant Çevrimdışı

Repentant

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Yakın tarihin,sekülerist yapıların ikame edilmesinden günümüze kadar uzanan sürece kadar olan zaman dilimi olduğunu düşünürsek arada uçurum var abiler bence ya,insanlık tarihinin hiç bir döneminde bu kadar açıktan bel'amlık yapıldığını,hiç bu kadar dünyevi çıkarlar uğruna dinin satıldığını görmedim,işitmedim ben açıkçası :(
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Yani geçtiğimiz asra kıyasen öyle olduğu doğrudur.
Eskiden kim konuşuyordu sorusu Allahu alem doğru bir kıyas olmaz, zira o zamanlar internet, telefon, medya vb araçlar yoktu. Yani konuşan, konuştuğu ile kalıyordu. Hem o zamanın idarelerinin şerri ile günümüz idareleri pek aynı değildir. Konuşan dediğimiz insanlar (Ebu Hanife, İzz ibni Abdisselam, İmam Ahmed, İbn Teymiye vb) en fazla bidat yada zulüm olan işler için ses yükselttiler, İmam Rabbani hariç. Günümüzde ise işin ucu imana mal olduğu halde susuluyor..

Abbasi ve Memluk hükumeti daha reşitti doğru. Öyleyse değişen tepkiden çok hakim nizamdır.
Münkerin şiddetine nisbeten daha güçlü bir tepki olmalı diyorsun. Ama bunu nasıl kıyas edelim, asıl ferden farklı olunca?
İmam Rabbani örneğini verdin. O dönem de tepki azmış ki, Ekber Şah nâm zındık hüküm sürmüş. Garptaki İsmaili fitnesini de anabiliriz. Moğul istilasını anabiliriz. Hepsi uzun sürmüştür, meşakkatli geçmiştir. Geçtiğimiz asra kıyas etmemiz ise daha makuldur ve geliştiğimiz daha aşikar olur.

Bizim önemli özelliğimiz, halkın bilinç seviyesinin daha yüksek olması. Eskiden taşra halkı, ki ümmetin ekseriyetini oluştururdu, itikat bilmezdi.
Ulemaya gelince bugün de konuşan var, ama ayrılık başta belli sebeplerden muvaffak olamıyorlar.
Dalkavukluk ise hep vardı. Nizamın değismesini takiben onun da içeriği değişti. Yezid'in, Memun'un yandaşları da az değildi ulema ve kudat arasında. Onlar bize daha yeğ gelebilir bugün, ama değişen dalkavukluğun keyfiyeti değil, içeriği.
Dalkavuğun tıyneti açısından bunun zerre önemi yoktur. O mâl ü câhı nerede bulursa oraya varır. Ne gerekirse yapar. Bu adamlara hiç alim denir mi?

Bizim açımızdan değisen öyleyse biz veya ulema değil. Biz daha iyiyiz. Ancak hükumet elimizde değil artık. Ve düşmanlarımız daha güçlü.
Eskide zındıklar aşagı tabakalardan, veya orta memur tabakadan veya bir takım entelektüel efrattan çıkarken, bugün zengin zümre, eğitimli zümre zındık olmuş. Biz ise onlardan daha fakir ve zayıf konumdayız. Modern dünyanın esbabına uzağız. O yüzden bize düşen müminlerin "insan sermayesini" yani kalifiye seviyesini yükseltmektir. "Ve eiddu lehum me stetatum min kuvvetin..."
 
Son düzenleme:
Üst Ana Sayfa Alt