Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh kardeşim;
Yeminin geçerli olabilmesi için akıldan geçirmek yeterli olmaz, bilinçli olarak kastederek telaffuz etmek gereklidir.
لَا يُؤَاخِذُكُمُ اللّٰهُ بِاللَّغْوِ فٖٓي اَيْمَانِكُمْ وَلٰكِنْ يُؤَاخِذُكُمْ بِمَا عَقَّدْتُمُ الْاَيْمَانَۚ فَكَفَّارَتُهُٓ اِطْعَامُ عَشَرَةِ مَسَاكٖينَ مِنْ اَوْسَطِ مَا تُطْعِمُونَ اَهْلٖيكُمْ اَوْ كِسْوَتُهُمْ اَوْ تَحْرٖيرُ رَقَبَةٍؕ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلٰثَةِ اَيَّامٍؕ ذٰلِكَ كَفَّارَةُ اَيْمَانِكُمْ اِذَا حَلَفْتُمْؕ وَاحْفَظُٓوا اَيْمَانَكُمْؕ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِهٖ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
“Allah, bilmeyerek/kasıtsız/rasgele yaptığınız yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz. Fakat bile bile iradenizle yaptığınız yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutar. Onun kefareti, ailenizdekilere yedirdiğinizin ortalamasından 10 fakiri doyurmak yahud giydirmek veya bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmaktır. Buna imkân bulamayan için ise, 3 gün oruç tutmak vardır. Yemin ettiğiniz zaman, yeminlerinizin kefareti budur. Ona göre yeminlerinize bağlı kalın. Allah, şükretmeniz için ayetlerini size açıklamaktadır.” (Maide 89)
Ayet metninde geçen عَقَّدْ - akkede kelimesi, iradenizle yaptığınız yemin demektir. Onun için bu tür yeminlere, mun’âkide yemin denmektedir. Bu çeşit yemin, insanın hür iradesi ile bilerek yapmış olduğu yemindir.
İslâm'ın esaslarına göre sadece düşünmek ve niyet etmekle sorumluluk altına girilmez. Sorumluluğun oluşabilmesi için irade beyanı şarttır.Bu itibarla yemin ve adağın da geçerli olabilmesi için dille telaffuz edilmeleri gerekir. Telaffuz etmeden sadece içinden geçirmekle yemin ve adak hükümleri oluşmaz. (Alâuddîn Ebû Bekr b. Mesûd b. Ahmed el-Kâsânî, Bedâʾiʿu’ṣ-Sanâʾiʿ fî Tertîbi’ş-Şerâʾi‘, 3/5; 5/81-82; Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Şeref b. Murî en-Nevevî , el-Mecmûʿ şerḥu’l-Muhezzeb, C. 8, Sf: 451; Ebu Bekr Osman bin Muhammed Şetta Ed-Dimyati, Haşiyetu İânetu’t-tâlibîn, C.2, Sf: 412)
Yeminin yemin olması için, dil ile telaffuz edilmesi gerekir. Bu sebeble, insanın kendi içinden tasavvur ettiği bir yemin, yemin sayılmaz. (Vehbe Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, C. 3, Sf: 397-398)
حدثني محمد بن المثنى: حدثنا يحيى، عن هشام قال: أخبرني أبي، عن عائشة رضي الله عنها:
{لا يؤاخذكم الله باللغو}. قال: قالت: أنزلت في قوله: لا والله، بلى والله
Hişam babasından naklen Aişe (r.anha)'nın "Allah sizi yeminlerinizdeki lağiv'den (yemin niyeti olmadan yemin sözlerini söylemek'ten) dolayı sorumlu tutmaz" ayetinin "hayır vallahi" gibi sözler hakkında nazil olduğunu söylemiştir.
(Buhârî, Kitabu'l Eymân ve'n Nuzur, Bab 14, Hadis no: 2167)
حدثنا سعيد بن منصور، وقتيبة بن سعيد، ومحمد بن عبيد الغبري (واللفظ لسعيد) قالوا: حدثنا أبو عوانة، عن قتادة، عن زرارة بن أوفى، عن أبي هريرة؛ قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم "إن الله تجاوز لأمتي ما حدثت به أنفسها ما لم يتكلموا أو يعملوا به".
Bize Said b. Mansur ile Kuteybetu'bnu Said ve Mubaramed b. Ubeyd el-Guberî rivayet ettiler. Lafız Said'indir. Dediler ki: Bize Ebu Avane Katade'den, o da Zuraratu'bnu Evfa'dan, O da Ebu Hurayra'den naklen rivayet etti. Ebu Hurayra (r.anh) dedi ki:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Şubhesiz ki dilleri ile söylemedikleri yahut gereğini yapmadıkları sürece Allah ummetime içlerinden geçenleri bağışlamıştır. "
(Muslim, İmân 127,Bab 58, Hadis no:: 327)
"Yeminin gerçekleşme şartlarından biri de telaffuz edilmesi yani dil ile söylenmesidir. Dolayısıyla bir kimse telaffuz etmeksizin kendi içinden geçirerek yemin ederse veya adakta bulunursa düşündüğü şeylerin bir bağlayıcılığı olmaz. Menfi düşünceler veya kişinin kendi içinden geçirdiği yemin vb. sorumluluk gerektiren davranışlar sözlü veya fiili olarak gerçekleştirilmediği sürece kişiyi Allah katında sorumlu kılmaz. (İtihadu'l Ulema)
Kişinin sadece niyet etmesi yemin sayılmaz; yemin lafızlarını da söylemesi gerekir. Dilsizin işareti çoğunluğa göre geçerli sayılır.
Hangi dilde yemin ediliyorsa o dilde yemin ifade eden sözlerin veya fiil kalıplarının kullanılması şarttır. Arabca’da bunun için yemin harfleri, haber sîgası veya masdar kalıbı kullanılır; meselâ 'vallahi', 'uksimu billâh' ve 'kasemen billâh' denilir; emir sîgasıyla yemin söz konusu olmaz. Türkçe’de olduğu gibi diğer bir kısım dillerde dilek kipindeki bazı ifadelerle (meselâ Allah’a yemin olsun) yemin edilebilirse de, 'Yemin etmek istiyorum' gibi bir cümleyle yahud dua ve beddua sözleriyle yemin olmaz.
Soru : Kişi kalbinden geçirdiği kötü işleri, her hangibir sebeble işlemekten vazgeçmesine rağmen, bu düşünceden dolayı vebali var mıdır? Akıldan (Kalbinden - İçinden) Geçirildiği Halde Yapılmayan Kötü İşlerden Dolayı Sorumluluk Var mıdır? "Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi...
islam-tr.org