Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Zikir, Dua, Tevbe Ve Istiğfar Ile Ilgili Hadisler

E Çevrimdışı

Ebu Bekir

Üye
İslam-TR Üyesi
ZİKİR, DUA, TEVBE VE İSTİĞFAR



Ebu Hureyre'nin (r.a.) haber verdiğine göre:

Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Aziz ve Celil Allah şöyle buyurur: Ben kulumun beni zannettiği gibiyim. Kulum beni anarken ben muhakkak onunla beraber bulunurum . Eğer o beni gönlünde gizlice zikreders e, ben de onu gönlümde zikrederi m. Eğer o beni bir cemaat içinde zikreders e, ben de onu o cemaatten daha hayırlı bir cemaat içinde zikrederi m. Kulum bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. Kulum bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. o bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak varırım."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4832



Ebu Hureyre'nin (r.a.) rivayet ettiğine göre:

Hz. Peygamber (a.s.): "Allah'ın kendine has doksan dokuz ismi vardır. Her kim bunları ezberlers e Cennete girer. Şüphesiz Allah tektir, teki sever" buyurmuştur.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4835



Enes b. Malik (r.a.)

Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Sizden biriniz dua ettiği zaman azimli ve kararlı olsun. Ve sakın: Allahım, dilersen bana ver! demesin. Çünkü Allah'ı zorlayaca k (hiç bir kuvvet) yoktur" demiştir.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4837



Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre:

Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Biriniz dua ettiği zaman sakın: Allahım, dilersen beni affet demesin. Kesin, kararlı ve azimli istesin, rağbeti büyültsün. Çünkü Allah'a, vereceği hiçbir şey büyük gelmez."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4838



Enes b. Malik (r.a.)

Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu söylemiştir: "Sizden biriniz başına gelen herhangi bir zarardan dolayı sakın ölümü temenni etmesin. Mutlaka isteyecek se: Allahım, yaşamak benim için hayırlı ise beni yaşat. Benim için ölmek hayırlı ise beni öldür! desin."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4840



Habbab (r.a.) rivayetin de Kays b. Ebu Hazım şöyle dedi:

Habbab'ın (r.a.) yanına hasta ziyareti için girmiştik. Karnına yedi dağlama yapılmıştı. Habbab hastalığının şiddetli ızdırabını ifade ederek: Eğer Allah Resulü bizim ölümü istememiz i yasaklamış olmasaydı muhakkak ölümü isterdim, dedi.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4842



Ebu Hureyre'nin (r.a.) naklettiğine göre:

Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu: "Sizden hiç biriniz ölümü temenni etmesin ve ölüm kendisine gelmeden evvel ölümü dilemesin . Çünkü biriniz öldüğü zaman ameli kesilir. Ve muhakkak ki ömür, Müminin ancak hayrını artırır."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4843



Ubade b. Samit'ten rivayet edildiğine göre:

Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah'a kavuşmayı istemezse, Allah da ona kavuşmayı istemez."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4844



Hz. Aişe (r.ah.)

Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Her kim Allah'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah'a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah da ona kavuşmayı hoş görmez," buyurdu. Ben: Ey Allah'ın Peygamber i, bu, ölümden hoşlanmamak mıdır? Öyle ise bizler hepimiz ölümden hoşlanmayız dedim. Bunun üzerine Allah Resulü: "Öyle değil, lâkin Mümin Allah'ın rahmeti ile, rızası ile ve Cenneti ile müjdelendiği zaman, Allah'a kavuşmayı sever, Allah da o mümin kula kavuşmayı sever. Kâfir olan ise Allah'ın azabı ile, hoşnutsuzluğu ile müjdelendiği zaman Allah'a kavuşmaktan hoşlanmaz, Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4845



Ebu Musa (r.a.)

Hz. Peygamber'in (a.s.): "Her kim Allah'a kavuşmayı severse, Allah da ona kavuşmayı sever. Her kim de Allah'a kavuşmaktan hoşlanmazsa, Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz" buyurduğunu bildirmiştir.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4848



Enes'in (r.a.) bildirdiğine göre:

Allah Resulü (a.s.) müslümanlardan zayıflıktan kuş yavrusu kadar kalmış hasta bir kimseyi ziyaret etti. Allah Resulü ona: "Sen Allah'a herhangi bir şeyle dua ediyor, yahut sadece Allah'tan bir şey istiyor muydun?" dedi. Evet, ben: Allahım! Bana Ahirette bir ceza verecek isen o cezayı bana dünyada ver diye dua ediyordum dedi. Bunun üzerine Allah Resulü: "Sübhanallah! Ona takat getiremez sin (yahut senin buna gücün yetmez) sen: Allahım! Bize dünyada da iyilik ver, Ahirette de iyilik ver ve bizi ateş azabından koru!diye dua etsen ya" buyurdu. Müteâkiben o hasta için Allah'a dua etti, Allah da şifasını verdi.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4853



Ebu Hureyre'nin (r.a.) rivayetin de Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurdu:

"Allah Teala'nın yeryüzünde seyahat eden bir takım fazla melekleri vardır. Bunlar zikir meclisler ini araştırırlar. İçinde Allah'ın zikredild iği bir meclis bulduklarında onlarla beraber otururlar ve birbirler ini kanatları ile kuşatırlar. Ta ki onlarla sema arasındaki mesafeyi doldururl ar. Cemaat dağıldığında, yükselip semaya çıktıkları zaman Aziz ve Celil olan Allah onları pek iyi bildiği halde meleklere: "Sizler nereden geldiniz?" diye sorar. Melekler: Biz yeryüzünde senin bir takım kullarının yanından geldik ki onlar seni tesbih ediyorlar, seni tekbir ediyorlar, tehlilde bulunuyor lar, sana hamd ediyorlar ve senden istiyorla r derler. Allah: Benden ne istiyorla r? buyurur. Melekler: Senden Cennetini istiyorla r derler. Allah: Onlar benim Cennetimi görmüşler mi? buyurur. Melekler: Hayır, Rabbimiz! Eğer onlar Cennetimi görmüş olsalardı nasıl olurdu? buyurur. Melekler: Senden eman dilerler, derler. Benden niçin eman diliyorla r? diye sorar. Senin Cehennemi nden Ya Rabbi! diye cevap verirler. Onlar benim Cehennemi mi görmüşler mi? der. Hayır, cevabını verirler. Acaba Cehennemi mi görmüş olsalar ne yaparlar? der. Senin mağfiretini talep etmektedi r derler. Bunun üzerine Allah: Ben onlara mağfiret eyledim. Onlara bütün istedikle rini ihsan ettim ve eman istedikle ri şeyden de kendileri ne eman verdim buyurur. Melekler: Ya Rabbi! O zikredenl erin içinde günahı çok olan filan kimse de vardı. Sadece oradan geçiyordu da onlarla beraber oturuverm iştir derler. Allah: Ben onu da mağfiret ettim. O cemaat öyle kemal sahibi kimselerd ir ki onlarla beraber oturan kimseler şaki olamaz! buyurur."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4854



Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre:

Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Her kim günde yüz kere Bir ve ortaksız olarak Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. Mülk onundur, hamd onundur, o herşeye kadirdir! derse bu dua o kimse için on köle azat etme sevabına denk olur. Ve kendisine yüz hasene yazılır, yüz günah da silinir. O gün akşamlayana kadar şeytandan korunmuş olur. Ve hiç bir kimse onun yaptığından daha faziletli bir iş yapamaz. Meğer ki ondan daha çok okuyan bir kimse olsun. Ve her kim günde yüz kere: Subhanall ah ve bi-hamdihi (Allah'ı, ona hamd ederek tesbih ederim) derse o kimsenin günahları deniz köpüğü kadar bile çok olsa dökülür."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4857



Ebu Eyyûb Ensari (r.a.)

Allah Resulü'nün (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Her kim on kere "Tek ve ortaksız olan Allah'tan başka hiç bir ilah yoktur. Mülk onundur, hamd onundur. O, her şeye kadirdir!" derse İsmail Peygamber'in neslinden dört kişi azat etmiş gibi olur.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4859



Ebu Hureyre (r.a.)

Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurdu, demiştir: "Dile hafif, mizanda ağır, Allah'a sevgili olan iki kelime (iki cümlecik) vardır. Bunlar: Subhanall ahi ve bi-hamdihi, subhanall ahi'l-azim (Allah'ı, ona hamd ederek tesbih ederim, büyük Allah'ı tesbih, ederim)'dir."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4860



Ebu Musa (r.a.) şöyle dedi:

Biz bir seferde Peygamber'in maiyetind e bulunduk. İnsanlar tekbir getirirke n seslerini yükseltmeğe başladılar. Bunun üzerine Peygamber (a.s.): "Ey insanlar, kendinize acıyınız! Çünkü siz ne sağıra dua ediyorsun uz, ne de gaibe. Muhakkak ki siz, en iyi işiten ve size çok yakın olana dua ediyorsun uz. Ve O her zaman sizinle beraberdi r" buyurdu. Ebu Musa dedi ki: Bu sırada ben Peygamber'in arkasında idim ve: Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur! sözlerini söylüyordum. Allah Resulü: "Ey Abdullah b. Kays! Ben sana Cennet hazineler inden bir hazineyi göstereyim mi?" buyurdu. Ben de: Evet, Ya Resulüllah! dedim. Resulüllah: "La havle ve la kuvvete illa bi'llah de" buyurdu.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4873



Ebu Bekr (r.a.)

Bir defa Allah Resulü'ne: Bana bir dua öğret de namazımda okuyayım demiş. Allah Resulü (a.s.) da: "Şüphesiz ben kendime büyük (Kuteybe: çok) zulmettim . Günahları mağfiret edecek de ancak sensin. Öyle ise makamından bana mağfiret ve bana merhamet eyle. Şüphesiz ki Ğafur ve Rahim sensin! de" cevabını vermiştir.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4876



Enes b. Malik (r.a.)

Allah Resulü (a.s.): "Allahım! Ben acizlikte n, tembellik ten, korkaklıktan, bunaklık derecesin e varan ihtiyarlıktan ve cimrilikt en sana sığınırım. Kabir azabından, hayatın ve ölümün fitneleri nden de sana sığınırım!" buyururdu, demiştir.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4878



Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet edildiğine göre:

Hz. Peygamber (a.s.), kötü hükümden, bedbahtlık erişmesinden, düşmanların gülmesinden ve belanın çetinliğinden Allah'a sığınırdı.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4880



Bera b. Azib'in (r.a.) bildirdiğine göre:

Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Yatağına vardığın zaman evvela namaz abdesti gibi bir abdest al. Sonra sağ tarafına yat. Sonra da: Allahım! Kendimi sana teslim ettim. İşimi sana ısmarladım. Arkamı sana dayadım. Çünkü ümidim de sendedir, korkum da sendendir . Senden sığınacak ve Senden kurtulaca k yer varsa yine sensin. İndirdiğin Kitabına ve gönderdiğin Peygamber'ine iman ettim, de. Bunlar son sözün olsun. Şayet o gece ölecek olursan fıtrat üzere ölmüş olursun." Bera: Bu sözleri iyice ezberleme k için onları Peygamber'in huzurunda tekrar ettim de: "Gönderdiğin Resulüne iman ettim" dedim. Allah Resulü (duadaki resul ve nebi kelimeler inin değiştirilerek söylenmesine razı olmayıp): "Gönderdiğin Peygamber ine iman de" buyurdu.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4884



Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledild iğine göre:

Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Biriniz yatağına girdiği zaman izarının kenarıyla yatağını tutup silksin ve besmele çeksin. Çünkü kendisind en sonra (yani dünden beri) yatağında ne kaldığını bilemez. Yatmak istediği zaman, sağ yanı üzerine yatsın da şöyle dua etsin: Allahım! Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih eylerim. Ya Rabbim! Ancak seninle yan tarafımı yatağıma koydum. Ve onu ancak seninle kaldırırım. Eğer canımı alacaksan sen ona mağfiret eyle. Ve eğer bırakacak isen, sen onu, salih kullarını muhafaza ettiğin himayenle muhafaza eyle!"

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4889



İbn Abbas'tan (r.a.) nakledild iğine göre:

Resulüllah (a.s.) şöyle der idi: "Allahım! Kendimi yalnız sana verdim, yalnız sana iman ettim. Yalnız sana güvendim. Yalnız sana yöneldim. Ancak senin uğrunda düşmanla mücadele ettim. Allahım! Beni dalalete düşürmenden senin izzetine sığınırım. Senden başka hiçbir mabud yoktur. Sen hiç ölmeyecek olan ebedi dirisin. Halbuki cinler ve insanlar öleceklerdir."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4894



Ebu Musa'nın (r.a.) anlattığına göre:

Hz. Peygamber (a.s.) şöyle dua ederdi: "Allahım! Günahımı, bilgisizl iğimi, her işimde israfımı ve benden daha iyi bildiğin bütün kusurlarımı mağfiret eyle. Allahım! Ciddi hâlimi, şakamı, hatamı ve bilerek işlediğimi affeyle. Bunların hepsi bende vardır. Allahım! evvelden yaptığım, sonradan yapacağım, gizlediğim, açığa vurduğum ve benden daha iyi bildiğin bütün günahlarımı mağfiret eyle. Öne geçiren ancak sensin. Geriye bırakan da sensin ve sen her şeye kadirsin."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4896



Ebu Hureyre'nin (r.a.) ifade ettiğine göre:

Allah Resulü (a.s.) her zaman şöyle der idi: "Bir Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. Allah, ordusunu aziz kıldı, kuluna da yardım etti. Tek başına da kavimlere galebe çaldı. Allah'tan başka hiç bir şey yoktur."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4903



Ali'nin (r.a.) anlattığına göre:

Fatıma, değirmen taşı çevirmekten dolayı elinde meydana gelen rahatsızlıktan şikâyet etmişti. O sırada Peygamber'e de bir çok esirler gelmişti. Fatıma gittiyse de babasını bulamadı. Aişe'ye rastladı ve derdini ona haber verdi. Peygamber (a.s.) geldiğinde Aişe, Fatıma'nın geldiğini ona haber verdi. (Ali dedi ki
smile.gif
Bunun üzerine Peygamber bize geldi. Biz de yataklarımıza girmiştik. Hemen kalkmaya davrandık. Peygamber: "Yerlerini zde durun!" buyurdu ve ikimizin arasına oturdu. Hatta ben göğsümün üzerine ayağının soğukluğunu hissettim . Sonra Allah Resulü: "İyi dinleyini z! Ben size, benden istediğinizden daha hayırlı olan bir şey öğreteyim mi? Siz yatağınıza girdiğiniz zaman otuz dört defa "Allah'ü ekber" dersiniz. Otuz üç defa "sübhanallah" dersiniz. Otuz üç defa da "elhamdülillah" dersiniz. Bunları söylemeniz sizin için bir hizmetçiden daha hayırlıdır" buyurdu.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4906



Ebu Hureyre'den (r.a.) bildirild iğine göre:

Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Sizler horozun ötmesini işittiğiniz zaman Allah'ın fazlından isteyiniz . Çünkü o melek görmüştür. Merkebin anırmasını işittiğinizde de şeytandan Allah'a sığınınız. Çünkü o şeytan görmüştür."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4908



İbn Abbas'ın (r.a.) anlattığına göre:

Allah'ın Peygamber'i (a.s.) sıkıntı esnasında şöyle buyururdu: "Azamet ve vakar sahibi Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük Arş'ın sahibi Allah'tan başka ilah yoktur. Göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve kıymetli Arş'ın Rabbi Allah'tan başka mabud yoktur."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4909



Ebu Hureyre'den (r.a.) nakledild iğine göre:

Allah Resulü (a.s.): "Biriniz acele ederek: Ben dua ettim fakat kabul olunmadı demedikçe duası kabul edilir" buyurdu.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4916



Usame b. Zeyd'ten (r.a.) nakledild iğine göre:

Allah Resulü (a.s.): "Cennet kapısının önünde durdum. Bir de gördüm ki Cennete girenleri n çoğu fakirlerd ir. Mevki sahipleri ise hapsolunm uşlardır. Yalnız Cehenneml ikler müstesna. Onların Cehenneme konulmala rı daha önce emrolunmuştu. Cehennem kapısı önünde de durdum. Bir de baktım ki Cehenneme girenleri n çoğu kadınlardır" buyurdu.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4919



Imran b. Husayn (r.a.)

Allah Resulü'nün (a.s.): "Cennet sakinleri nin en azı kadınlardır" buyurduğunu rivayet etmiştir.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4921



Usame b. Zeyd (r.a.) şöyle dedi:

Allah Resulü: "Benden sonra erkeklere, kadınlardan daha zararlı bir fitne ve imtihan sebebi bırakmadım" buyurdu.

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4923



İbn Ömer'den (r.ahm.) nakledild iğine göre:

Allah Resulü (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Bir zamanlar üç kişi yolda giderlerk en yağmura tutulmuşlar. Bunlar hemen dağdaki bir mağaraya sığınmışlar. Derken mağaranın ağzı, dağdan kopup düşen büyük bir kaya ile kapanmış. Bunun üzerine birbirler ine: Bakın, hayatınızda sırf Allah için işlediğiniz bir takım iyi ameller varsa onlar vasıtasıyla Allah'a dua ediniz. Belki Allah bu kayayı açar! dediler. Bunlardan birisi: Allahım! Bilirsin ki benim, yaşlı ihtiyar anamla babam, bir karım ve bir kaç küçük çocuğum vardı. Ben her gün onlar için koyunları otlatırdım. Koyunları onların yanına sürüp getirdiğim zaman sütlerini sağar, evvela ana babamdan başlayarak çocuklarımdan önce onlara süt içirirdim. Şu var ki bir gün ağaçlık beni uzağa götürmüştü de akşama kadar gelememiştim. Geldiğimde de anam ile babamı uyumuş halde bulmuştum. Her gün sağmakta olduğum gibi sütleri sağdım ve süt bakracını getirdim. Baş uçlarında durdum. Onları uykularından uyandırmaya kıyamıyor, anam ve babamdan önce çocuklara içirmeyi de istemiyor dum. Halbuki çocuklar ayağımın dibinde ağlaşıyorlardı. Ta fecr doğuncaya kadar benim ve çocukların hâli devam etmişti. Hiç şüphe yok sen pek iyi bilmektes in ki ben ana babama yaptığım bu derin hizmeti yalnız senin rızan için yapmıştım. Şu kayayı bir parça arala da oradan gök yüzünü görelim! diye dua etti. Bunun üzerine Allah kayayı araladı ve o delikten gökyüzünü gördüler. Onlardan bir diğeri: Allahım! Şu muhakkak ki benim amcamın bir kızı vardı. Ben onu, erkekleri n kadınları sevmekte oldukları sevginin en şiddetlisi ile sevmiştim. Ben kendisiyl e evlenmek istedim. O, ben kendisine yüz dinar getirmedi kçe kabul etmedi. Ben bu parayı kazanmak için yoruldum. Nihayet yüz dinarı toplayıp amcamın kızına getirdim. Bacaklarının önüne oturduğum zaman kız bana: Ey Allah'ın kulu! Allah'tan kork. Mührü haksız yere açma! dedi. Bunun üzerine ben de kalktım. Sen pek iyi bilmektes in ki bu işi sırf senin rızan için yapmadığımı biliyorsu n. Bu kayadan bir delik aç dedi. Bunun üzerine Allah onlar için biraz daha açtı. Öteki de: -Allahım! Ben bir ölçek pirinç mukabilin de bir işçi tutmuştum. İşçi işini bitirdiği zaman: Bana hakkımı ver dedi. Ben de ona ölçeğini verdim. Fakat o adam bunu istemedi, bırakıp gitti. Ben onu ekmeye devam ettim. Nihayet ondan çobanlarıyla birlikte bir sürü sığır elde ettim. Bir müddet sonra o işçi geldi ve: Allah'tan kork, benim hakkıma zulmetme dedi. Ben: Şu sığırların ve çobanların yanına git ve onları al, dedim. Bunun üzerine işçi: Allah'tan kork, benimle alay etme dedi. Ben: Hayır seninle alay etmiyorum . Şu sığırları ve çobanlarını al, dedim. Bunun üzerine alıp götürdü. Şüphesiz sen biliyorsu n ki ben bunu senin rızanı talep için yaptım. Bizim için deliğin kalanını da aç diye dua etti. Allah onlar için mağaranın kalan deliğini de açtı."

Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 4926
 
Üst Ana Sayfa Alt