Esselamu aleykum ve rahmetullah.
Yıllardır çözmeye çalıştığım ve bu konuda (sanaldaki kardeşlerim mustesna) Allah'tan başka yanımda hiç kimsenin kalmadığı bir husus var.
Böyle bir konuda hem aile hem akraba hem tanıdığım birçok kişi benim karşımdadır.
Ülkemizdeki okulların, üniversitelerin, iş yerlerinin durumu malumunuzdur.
Ben "birkaç sene sabreder şu üniversiteyi aradan çıkarırım" diyebilen birisi değilim, her ne kadar aldığım tavsiyeler bu yönde olsa da.
Ailem 2 sene evvel beni üniversiteye göndermeye başladığında, onlara üniversiteyi uzaktan okumak istediğimi söylemiştim lakin beni aşağıladılar ve kötü sözler ettiler. Üniversite ortamına girince oranın ne kadar bozuk iğrenç ve bir Müslümanın asla bulunmaması gereken bir küfür yuvası olduğuna bizzat şahit oldum. Sürekli pis kokular alan birisinin pis bir koku ile karşılaşması onu çok rahatsız etmeyebilir, ancak birkaç yıl gözünü açıp uykudan uyanıp İslâmın kokusunu almış burnuna misk çekmiş birisine pis ortamlar çok daha rahatsız edici gelir. Ben o ortamda biraz durunca adeta beynim ağrıyor ve rahatsız oluyordum. Türlü türlü iğrençliklere ve din ile tarihimiz ile alay eden sözlere şahit oldum. Bana "Onları umursama, sessiz ol, üniversiteyi aradan çıkar" diyen sözümona bazı hocalar ve yakınlarım şu Ayeti bilmiyorlar mıydı:
"Şüphesiz ki, Kitap’ta size indirdi: Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve alaya alındığını duyduğunuz zaman, başka bir söze dalıncaya kadar onlarla beraber oturmayın. Şüphesiz ki siz de onlar gibi olursunuz. Muhakkak ki Allah, münafıkları ve kâfirleri cehennemde toplayacak olandır." (4/Nisâ, 140 meali)
Bu kafadar insan da pek bulamadığım bu ortamda süründüğüm süreçte okb hastalığım da gelişmişti ve bana zararlı tesirleri oldu. Genelde yalnız başıma takılıyordum, çünkü benim düşüncelerimde birisi pek bulamıyordum. Okb dahil olmak üzere üniversite ortamının çok zararlı tesirleri olmuştur üzerimde.
Bir dönem zar zor idare edip ikinci dönemle beraber artık salmaya başladım. Evden çıkıyor, üniversite için (başka ilçede) otobüse biniyor, ancak aileme farkettirmeden arada bir açık otogarda iniyor, bir köşeye çekiliyor ve orada birkaç saat vakit geçirip genelde telefonda ilmî yazılar/pdf kitaplar okuyor ya da videolar izliyordum. Daha sonra eve dönüyordum. Derslere girmeyi bıraktım.
Eve gelince de herhangi bir arkadaşım olmadığı için kendimi kitaplara veriyordum, halen de öyle.
Bir iki dönem böyle yaptım, en son yavaş yavaş dışarı çıkıp gitmeyi komple bıraktım, ailem de buna alışmaya başladı. Ancak beni sınavlar için gönderiyorlardı. Ben sadece sınav için o ortama girdiğimde evet belki küfür sözler duymuyordum ancak asla inkâr edilemez, orası bir Müslüman erkeğin kesinlikle uzak durması gerektiği kadar çıplak bir ortam.
Ve o ortamda biz zelil durumdayız bunu da sonuna kadar biliyorum, çünkü dinsiz hocalar ve hayatı tiye alan giysisiz öğrencilerin olduğu bir ortamda namaz kılıp sakal bırakan öğrenci, kaleyi içeriden fethetmiş olmaz, kendisini bitirmiş ve rezil etmiş olur.
İlk sene Selefi olmadığım için ara sıra bir sufi medreseye de uğradığım oluyordu ve oradaki çocukları görüp imreniyordum, ne var ki ailem medreselere resmen düşman. Dinî yapılara da genel olarak karşı. Ki şimdi Selefi olduğumu duysalar muhtemelen terörist olduğumu zannederler. Ailemi buradan yola çıkarak tahmin edebilirsiniz, ılımlı (!) İslâmcı
Bu yaz, yatay geçiş mevzusu döndü, ailem beni başka bir üniversiteye yazdırmak istiyor, lakin benim notum yok. Laf ile geçiştiriyorum, notum olmadığı için yatay geçiş yapamam. Bunu yakında öğrenme ihtimalleri de var, bu işin başka boyutu.
Size bunu ciddi söylüyorum ki, hicret için çok yol denedim, verdiğim çabalara ve neler yaptığıma Allah şahiddir. Ancak bu ülke kaderim olduğundan mıdır bilmiyorum hep bir aksilik çıktı.
Örneğin ben İslâm Emirliğine gidecektim, bunun için pasaport aldım, başka ülkelere turistik gezi meselesi evde daha önceden açıldığı için (bunu da önceden kasıtlı olarak açmıştım) bu pasaport alma işim açığa çıkınca geçiştirdim. Geriye sadece vize almak kalmıştı, ailem o sıralar memlekete gidecekti, beni de sınavlarım olduğu için götürmeyeceklerdi memlekete. Ben bu sırada vize işini de halletmeyi ve işi bitirmeyi, en son aileme hicret işini söylemeyi, kabul ederlerse de etmeseler de Allah hakkı olan hicreti yerine getirmeyi düşünüyordum.
Lakin bu dönemde geçenki İstanbul depremi yaşandı, bunun üzerine annem, ya benim yanımda kalıp memlekete gitmeyeceğini ya da eğer sınavlar iptal olursa benim de memlekete gitmem gerektiğini söyledi.
Kısacası vize işi iptal oldu. Ve bana yalnız kalmayacağım için para da bırakmadılar. Burada konuyu uzatmak için söylemediğim daha birçok şey denedim. Allah'ın benim için planını bilemem ama bu hicret işi olmadı kısacası.
Bir İslâm ülkesine gitmek istiyorum, gidemiyorum. Ailem üniversite okumamı istiyor, kabul edilsin ya da edilmesin, 1-Allah'ın Ayetlerinin alaya alındığı yer de oturanlar da onlar gibidir, 2-karma sistem sonuna kadar haramdır 3-derslerde hocalar kendi ideolojilerine göre ders veriyor
Kısacası orası Müslüman ortamı değil, oraya giden Müslümanlar da bozuluyorlar, bunu da görmüyor değilim. Sonuna kadar görüyorum.
Aileler çocuklarının dünyalığı için verdikleri çabayı ahiret için vermiyorlar. Dünyada zarar görmelerini engelleyip buna mukabil çocuklarını Cehennem ateşine sürüyorlar. Bu benim gördüğüm, doğrusunu Allah bilir.
Allah onları ıslah etsin.
Kısacası bana
1-karma sisteme (erkek kız karışık) muhatab olmayacağım
2-dinimize aykırı herhangi bir tck maddesi oturup imzalamak zorunda kalmayacağım
3-İslâma aykırı söz işitmeyeceğim
Bir yol gerekiyor. Ve bu işin fazla gecikmemesi gerekiyor. Reelde beraber hareket edebileceğim bir arkadaşım yok. Sanalda gerek forum gerek dc gibi ortamlardaki Müslüman kardeşlerim olmasa muhtemelen delirmiştim çoktan. Bu hususta sizden öneri bekliyorum
Yıllardır çözmeye çalıştığım ve bu konuda (sanaldaki kardeşlerim mustesna) Allah'tan başka yanımda hiç kimsenin kalmadığı bir husus var.
Böyle bir konuda hem aile hem akraba hem tanıdığım birçok kişi benim karşımdadır.
Ülkemizdeki okulların, üniversitelerin, iş yerlerinin durumu malumunuzdur.
Ben "birkaç sene sabreder şu üniversiteyi aradan çıkarırım" diyebilen birisi değilim, her ne kadar aldığım tavsiyeler bu yönde olsa da.
Ailem 2 sene evvel beni üniversiteye göndermeye başladığında, onlara üniversiteyi uzaktan okumak istediğimi söylemiştim lakin beni aşağıladılar ve kötü sözler ettiler. Üniversite ortamına girince oranın ne kadar bozuk iğrenç ve bir Müslümanın asla bulunmaması gereken bir küfür yuvası olduğuna bizzat şahit oldum. Sürekli pis kokular alan birisinin pis bir koku ile karşılaşması onu çok rahatsız etmeyebilir, ancak birkaç yıl gözünü açıp uykudan uyanıp İslâmın kokusunu almış burnuna misk çekmiş birisine pis ortamlar çok daha rahatsız edici gelir. Ben o ortamda biraz durunca adeta beynim ağrıyor ve rahatsız oluyordum. Türlü türlü iğrençliklere ve din ile tarihimiz ile alay eden sözlere şahit oldum. Bana "Onları umursama, sessiz ol, üniversiteyi aradan çıkar" diyen sözümona bazı hocalar ve yakınlarım şu Ayeti bilmiyorlar mıydı:
"Şüphesiz ki, Kitap’ta size indirdi: Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini ve alaya alındığını duyduğunuz zaman, başka bir söze dalıncaya kadar onlarla beraber oturmayın. Şüphesiz ki siz de onlar gibi olursunuz. Muhakkak ki Allah, münafıkları ve kâfirleri cehennemde toplayacak olandır." (4/Nisâ, 140 meali)
Bu kafadar insan da pek bulamadığım bu ortamda süründüğüm süreçte okb hastalığım da gelişmişti ve bana zararlı tesirleri oldu. Genelde yalnız başıma takılıyordum, çünkü benim düşüncelerimde birisi pek bulamıyordum. Okb dahil olmak üzere üniversite ortamının çok zararlı tesirleri olmuştur üzerimde.
Bir dönem zar zor idare edip ikinci dönemle beraber artık salmaya başladım. Evden çıkıyor, üniversite için (başka ilçede) otobüse biniyor, ancak aileme farkettirmeden arada bir açık otogarda iniyor, bir köşeye çekiliyor ve orada birkaç saat vakit geçirip genelde telefonda ilmî yazılar/pdf kitaplar okuyor ya da videolar izliyordum. Daha sonra eve dönüyordum. Derslere girmeyi bıraktım.
Eve gelince de herhangi bir arkadaşım olmadığı için kendimi kitaplara veriyordum, halen de öyle.
Bir iki dönem böyle yaptım, en son yavaş yavaş dışarı çıkıp gitmeyi komple bıraktım, ailem de buna alışmaya başladı. Ancak beni sınavlar için gönderiyorlardı. Ben sadece sınav için o ortama girdiğimde evet belki küfür sözler duymuyordum ancak asla inkâr edilemez, orası bir Müslüman erkeğin kesinlikle uzak durması gerektiği kadar çıplak bir ortam.
Ve o ortamda biz zelil durumdayız bunu da sonuna kadar biliyorum, çünkü dinsiz hocalar ve hayatı tiye alan giysisiz öğrencilerin olduğu bir ortamda namaz kılıp sakal bırakan öğrenci, kaleyi içeriden fethetmiş olmaz, kendisini bitirmiş ve rezil etmiş olur.
İlk sene Selefi olmadığım için ara sıra bir sufi medreseye de uğradığım oluyordu ve oradaki çocukları görüp imreniyordum, ne var ki ailem medreselere resmen düşman. Dinî yapılara da genel olarak karşı. Ki şimdi Selefi olduğumu duysalar muhtemelen terörist olduğumu zannederler. Ailemi buradan yola çıkarak tahmin edebilirsiniz, ılımlı (!) İslâmcı
Bu yaz, yatay geçiş mevzusu döndü, ailem beni başka bir üniversiteye yazdırmak istiyor, lakin benim notum yok. Laf ile geçiştiriyorum, notum olmadığı için yatay geçiş yapamam. Bunu yakında öğrenme ihtimalleri de var, bu işin başka boyutu.
Size bunu ciddi söylüyorum ki, hicret için çok yol denedim, verdiğim çabalara ve neler yaptığıma Allah şahiddir. Ancak bu ülke kaderim olduğundan mıdır bilmiyorum hep bir aksilik çıktı.
Örneğin ben İslâm Emirliğine gidecektim, bunun için pasaport aldım, başka ülkelere turistik gezi meselesi evde daha önceden açıldığı için (bunu da önceden kasıtlı olarak açmıştım) bu pasaport alma işim açığa çıkınca geçiştirdim. Geriye sadece vize almak kalmıştı, ailem o sıralar memlekete gidecekti, beni de sınavlarım olduğu için götürmeyeceklerdi memlekete. Ben bu sırada vize işini de halletmeyi ve işi bitirmeyi, en son aileme hicret işini söylemeyi, kabul ederlerse de etmeseler de Allah hakkı olan hicreti yerine getirmeyi düşünüyordum.
Lakin bu dönemde geçenki İstanbul depremi yaşandı, bunun üzerine annem, ya benim yanımda kalıp memlekete gitmeyeceğini ya da eğer sınavlar iptal olursa benim de memlekete gitmem gerektiğini söyledi.
Kısacası vize işi iptal oldu. Ve bana yalnız kalmayacağım için para da bırakmadılar. Burada konuyu uzatmak için söylemediğim daha birçok şey denedim. Allah'ın benim için planını bilemem ama bu hicret işi olmadı kısacası.
Bir İslâm ülkesine gitmek istiyorum, gidemiyorum. Ailem üniversite okumamı istiyor, kabul edilsin ya da edilmesin, 1-Allah'ın Ayetlerinin alaya alındığı yer de oturanlar da onlar gibidir, 2-karma sistem sonuna kadar haramdır 3-derslerde hocalar kendi ideolojilerine göre ders veriyor
Kısacası orası Müslüman ortamı değil, oraya giden Müslümanlar da bozuluyorlar, bunu da görmüyor değilim. Sonuna kadar görüyorum.
Aileler çocuklarının dünyalığı için verdikleri çabayı ahiret için vermiyorlar. Dünyada zarar görmelerini engelleyip buna mukabil çocuklarını Cehennem ateşine sürüyorlar. Bu benim gördüğüm, doğrusunu Allah bilir.
Allah onları ıslah etsin.
Kısacası bana
1-karma sisteme (erkek kız karışık) muhatab olmayacağım
2-dinimize aykırı herhangi bir tck maddesi oturup imzalamak zorunda kalmayacağım
3-İslâma aykırı söz işitmeyeceğim
Bir yol gerekiyor. Ve bu işin fazla gecikmemesi gerekiyor. Reelde beraber hareket edebileceğim bir arkadaşım yok. Sanalda gerek forum gerek dc gibi ortamlardaki Müslüman kardeşlerim olmasa muhtemelen delirmiştim çoktan. Bu hususta sizden öneri bekliyorum
Son düzenleme: