Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çocuklarını Kendi Elleriyle Mahvedenler

ruveyda Çevrimdışı

ruveyda

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Dünyada bizim gibi çocuklarının geleceğini karartan kaç ülke var bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey varsa; gelecek adına çocuklarımızın geleceğini karartıyoruz.

Bu karatma işleminde gerek devlet olsun gerekse ebeveynler olsun elinden geleni ardına koymuyor!

Biz ebeveynler sanki çocuklarımızın dünyaya geliş gayelerinin doktor olmak, mühendis olmak zannediyoruz. Etiketli bir mesleği, lüks bir evi ve arabası bir de bolca bir maaşı olunca o çocuğa bu dünyada her şeyi verdiğimizi düşünüyoruz.
Peki ya bu çocuklarımızın mutluluğu, huzuru&?

Asıl vermek istediğimiz bu değil mi? Çocuğumuz mutsuzsa, huzursuzsa, tüm dünyaya sahip olsa bir ehemmiyeti kalır mı?

Mutlu ve huzurlu olduktan sonra, ayakkabı boyacısı olsa, sofrasında yediği bir parça kuru ekmek olsa çok şey mi kaybetmiş olur?

Biliyorum, içiniz burkularak evet diyorsunuz. Mutluluğuna lafınız yok ama sofrasının daha zengin, yaptığı işin daha karizmatik olmasını istiyorsunuz. Bunu istemek kadar doğal bir şey yok ve doğrusu da budur.

Yanlış olan; makam, mevki ve paranın mutlaka mutluluğu getireceği kanaatidir.
Aslolan insanın huzurudur, mutluluğudur. Makam, mevki, para vs bu aslolana ulaşmak için birer araçtır.

Elde etmek istediğiniz şeyler için bir bedel ödersiniz. Bu, Allahın yeryüzüne koyduğu bir kanundur.

İşte ben bu makam mevki ve paraya ulaşmak için ödediğimiz bedelleri konuşmak istiyorum:
Ödediğimiz bedel; para, vakit, beden yorgunluğu vs ise problem yok zaten doğal olan da budur. Ama bu hedeflerinize ulaşmak için; sağlığınızı, huzurunuzu, ahlaki duruşunuzu, şahsiyetinizi bedel olarak ödüyorsanız yanlış yoldasınız. Daha işin başında kazanmayı umduğunuzu şeyi kaybetmişsiniz.
Yıllarca, para için, makam için sağlığımızı, huzurumuzu, ailemizi feda ettik. Hedeflerine ulaşanlarımız neyi kaybettiğini anladı ve bunları geri almak için bu sefer de kazandığını geri harcamaya başladı ama nafile

Kendi hayatımızda yaptığımız yanlışı göz göre göre çocuklarımıza yaptırıyoruz:

Çocuklar daha hayata gözlerini açmadan, sokakta oyunun tadına varmadan bir eğitim maratonuna sokuyoruz. Günün yarısı okulda diğer yarısı dershanede geçiyor. Sabahın köründe ya okula ya da dershaneye oradan öğlen vakti döner dönmez daha karnını doyurmadan elinde bir parça ekmekle diğer tarafa fırlıyor.

Ve yıllarca süren bu eğitimde çocuklarımıza öğretilenler; Fizik, kimya, matematik, türkçe vs. Hayat sadece bu derslerden mi ibaret? Erdemi, sorumluluk bilincini, sevgiyi kaçımız öğretiyoruz? Bunların diğer dersler kadar da mı bir önemi yok?
Öyle veya şöyle çocuklarımız bir yere kapağı atıyorlar ve bir şeyler kazanıyorlar. Ama biz ebeveynlerin yanlışı bitmiyor. Çocuklarımız kazanıyor ama nasıl kazandıklarını sorgulamıyoruz. Helal kavramı bizim literatürümüzde yok artık. Çünkü bizim için ne kazanıldığı ve ne kadar kazanıldığı önemlidir. Kazancı elde ederken gidilen yolun meşruiyeti çok da önemli değildir.

Ve kaçınılmaz son

Varlık içinde yokluk. Kaybedilen kişilikler, daha fazla kazanmak için kula kulluklar, herkesi, elindekini alacak bir düşman olarak görmeler, ihanetler, huzursuzluklar, mutsuzluklar, psikolojik sorunlar ve belki de intihar..

Bu mu hayat?

Caddelere çıkın bir bakın: Gülen kaç insan görebileceksiniz. Yarınınızı teslim edebileceğiniz sorumluluk sahibi kaç genç görebileceksiniz?
Eskiden insanlarımız daha fakirdi, araba gibi televizyon gibi hatta elektrik gibi teknolojik rahatları da yoktu. Ama bu günkü insanlardan çok daha mutluydular ve huzurluydular.
Adeta lanetlenmiş bir topluluğa dönüştük:
Paramız var fakat hala bir yerlere borçluyuz.
Eğitim teknolojisi ve imkânlarımız, arttığı halde çocuklarımızın öğrendikleri kendilerine bir yarar sağlamıyor.

Arabalarımız var fakat insanlar arasında gidip gelmeler artık yok oldu.

Geniş evlerimiz, çeşit çeşit oturma guruplarımız, yemek salonlarımız ve yemek takımlarımız var fakat eve gelen misafirimiz yok

Lütfen kendinizi sorgulayın, gittiğiniz yolu sorgulayın. Çocuklarınıza ne vermek istediğinizi sorgulayın. Çocuklarınız; herkesin nefret ettiği, kendisiyle ve toplumla çatışan bir cumhurbaşkanı, bir profesör, bir doktor veya mühendis olacağına, herkesin sevdiği, kendisiyle ve çevresiyle barışık sıradan bir meslek erbabı olsun daha iyi.
Eskiden insanlar çocuklarını diri diri toprağa gömerlerdi.
Lütfen sizde çocuklarınızı inançlarından, insanlıktan, erdemden, vefadan..uzaklaştırarak diri diri GÖMMEYİN..!
Veysel TEPELİ
 
H Çevrimdışı

hak_yolcusu

Üye
İslam-TR Üyesi
ALLAH RAZI OLSUN RUVEYDA KARDEŞİM...
GERÇEKTEN ÇOK DOĞRU VARLIIK İÇİNDE YOKLUK..MANEVİYATTAN MAHRUM... :creyy
 
S Çevrimdışı

sueda

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Allah cc razi olsun kardesim gercekten cok dogru emegine saglik...Okunur ibret alinir insaallah.
 
hayalet Çevrimdışı

hayalet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ruveyda kardesim ALLAH razi olsun bunlar cok guzel ve gercek olan tespitler peki bu senelerin getirip , goturdugu seyler nasil kazanilir nasil tekrar hayata gecirilir buna cozum ne olur..................
 
ruveyda Çevrimdışı

ruveyda

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
zararın neresinden dönülürse kardır . bir güzel hasleti kazanmak alışkanlık edilerek başlar.doğru olan şeyi alışkanlık haline getirirseniz .çocuklarınıza tavsiye eder.ve sürekli yapmaya yapmalarını sağlarsanız olmayacak şey yoktur.çocukların yaşları önemli hangi yaştaysalar o yaşın gereği gibi davranmak lazım........mesela çocuğunuz ergenlik çağında önce bir yaşta ise veya 0-6 işte bu dönemde anne ne derse ona tabi olur çocuğa anne daha çok egemendir ama ergenlik döneminde iş değişir... çocuk en iyi bilen benim benlik duygusu hat safhadadır...hayatına karışılmasını istemez ..bende tek başına bir bireyim diye düşünür daha önceki dönemde annesiz bir şey yapamayan çocuk şimdi değişmiştir .ve çokkkk dikkat edilmesi gereken bir döneme girilmiştir.eğer daha önceki dönemde çocuğuyla güzel diyalog içine girmiş ve ilgi bir anne ise çocukları ona rahatça sırrını söyleyebiliyor .duygularını paylaşabiliyor ise ergenlik dönemini böyle annenin çocuğu kolay atlatabilir....böylelikle geçte olsa bazı alışkanlıkları anne kazandırabilir.ama yok iş bunun tersi ise ne yapmak lazım..artık iş işten geçti diye herşeyi oluruna mı bırakmak lazım........asla hemen anne ,kendi ile çocukları arasında diyaloğu geliştirmesi lazım .herşeyi sil baştan yapıp çocuklarının güvenini kazanması lazım .....birde nasihatle öğütle değilde annenin bi zati yaşayarak örnek olması lazım.tabiki babanında.......aslında islamda asıl çocuğun eğitiminden sorumlu babadır ama toplumumuzda bu iş kadına bırakılmıştır.bu yanlıştır.fakat elimizden bir şey gelmiyor....çünkü anneler erkeği bu şuurda büyütmüyorlar veya babası yanlış model oluyor babası gibi bir erkek oluyor ........veya çalıştığını bahane ediyor baba ...anneyi evde oturuyor düşünüyor ilgilensin diyor oysa annede evde yan gelip oturmuyor ama öyle düşünüyorlar genelde ........böylelikle çocuğu tamemen annenin üzerinde bırakmış oluyorlar oysa en donanımlı bireylerin yetişmesi için anne ve babaya büyük görevler düşüyor ne annesiz nede babasız olmuyor.eğitim .......anlıyacağın şuurlu insanlara ihtiyaç var toplumda
 
Üst Ana Sayfa Alt