Soru İmam Azam'ın (rh) Fıkhul Ebsat Kitabının Arapçası Var mı?

fıkhul ebsat kitabının şu bölümü çokca tartışıldı. Ancak tartışılan yer sadece Türkçe çevirisi üzerinden tartışıldı. arapçası bulunsa daha iyi olur.

tartışılan kısmı burası;
--------------------------------------------
Ebû Hanife şöyle dedi:

-"Bilmiyorum, Rabbim semada mı yoksa arzda mıdır?" diyen kimse kâfir olur. Keza "Allah arş üzerindedir" diyen de; "Bilmiyorum, arş semada mı yoksa arzda mıdır?" diyen de böyledir.
-------------------------------------------

sanırım arapçası burda.

قَالَ ابو حنيفَة من قَالَ لَا اعرف رَبِّي فِي السَّمَاء اَوْ فِي الأَرْض فقد كفر وَكَذَا من قَالَ إِنَّه على الْعَرْش وَلَا ادري الْعَرْش أَفِي السَّمَاء اَوْ فِي الأَرْض وَالله تَعَالَى يدعى من اعلى لَا من أَسْفَل لَيْسَ من وصف الربوبية والألوهية فِي شَيْء وَعَلِيهِ مَا روى فِي الحَدِيث ان رجلا اتى إِلَى النَّبِي صلى الله عَلَيْهِ وَسلم بِأمة سَوْدَاء فَقَالَ وَجب عَليّ عتق رَقَبَة أفتجزىء هَذِه فَقَالَ لَهَا النَّبِي صلى الله عَلَيْهِ وَسلم أمؤمنة أَنْت فَقَالَت نعم فَقَالَ أَيْن الله فَأَشَارَتْ إِلَى السَّمَاء فَقَالَ اعتقها فَإِنَّهَا مُؤمنَة
اثبات عَذَاب الْقَبْر

قَالَ ابو حنيفَة من قَالَ لَا اعرف عَذَاب الْقَبْر فَهُوَ من الْجَهْمِية الهالكة لِأَنَّهُ انكر قَوْله تَعَالَى {سَنُعَذِّبُهُمْ مرَّتَيْنِ} يَعْنِي عَذَاب الْقَبْر
وَقَوله تَعَالَى {وَإِن للَّذين ظلمُوا عذَابا دون ذَلِك} يَعْنِي فِي الْقَبْر فَإِن قَالَ أُؤْمِن بِالْآيَةِ وَلَا أُؤْمِن بتأويلها وتفسيرها قَالَ هُوَ كَافِر لِأَن من الْقُرْآن مَا هُوَ تَنْزِيله تَأْوِيله فَإِن جحد بهَا فقد كفر
قَالَ ابو حنيفَة رَحمَه الله حَدثنِي عَن الْمنْهَال بن عَمْرو عَن ابْن عَبَّاس رَضِي الله عَنْهُمَا قَالَ قَالَ رَسُول الله صلى الله عَلَيْهِ وَسلم (شرار أمتى يَقُولُونَ أَنا فِي الْجنَّة دون النَّار)
تَحْرِيم التألي على الله


Arapça bilen biri bi gözatsa

Ehl- Sünnet ve'l-Cemaat; Allah Teâlâ'nın yedi kat semanın üzerinde bulunan arşa istiva ettiğine, bütün mahlûkatın üstünde ve onlardan ayrı olduğuna ve ilmiyle her şeyi kuşattığına bunların keyfiyeti/nasıllığı üzere yorum yapmaksızın iman eder. Ona iman etmek farzdır; çünkü bu konuda kesin deliller vardır. el-Vecîz fî Akîdeti's-Sselefi's-Sâlih

Nitekin tabiînden, fakih ve büyük âlim Muhammed b. Müslim ez-Zührî rahimehullah şöyle der: "Risaleti göndermek Allah'a aittir. Tebliğ etmek Peygamber'in görevidir. Bize düşen de teslimiyettir." Beğavi, Şerhu's-Sünne.

Hicret yurdu Medine'nin imamı Mâlik b. Enes rahimehullah, "Bid'atçilerden sakının." demiş; "Bid'at nedir?" diye sorulunca da şöyle cevap vermiştir: "Bid'atçiler; "Allah'ın isimleri, sıfatları, kelâmı, ilmi ve kudreti hakkında ileri geri konuşan, sahabîlerin ve güzel bir şekilde onlara tâbi olanların sustukları konularda susmayan kimselerdir." Beğavî, Şerhu's-Sünne.

Bir adam, İmam Mâlik'e, "Rahman arşa istiva etti." âyeti hakkında "Nasıl istivâ etti?" diye sorunca o da şu cevabı vermiştir: "İstivâ bilinmeyen bir şey değildir. Fakat keyfiyeti/nasıllığı akılla bilinmez. O'na îmân etmek farzdır. Hakkında soru sormak ise bid'attir. Ben, senin haktan sapmış biri olduğunu görüyorum." Bu sözü söyledikten sonra adamın meclisten çıkarılmasını emretti. Beğavi, Şerhu's-Sünne.

Yine İmam Ebû Hanefi rahimehullah şöyle demiştir: "Allah Teâlâ'nın gökte olduğunu inkar eden kimse kâfir olur." ez-Zehebî, el-Uluv li'l-Aliyyi'l-Ğaffar.

Yine İmam Ebû Henefi rahimehullah, sıfatlar konusunda şöyle demiştir: "Allah Teâlâ'nın, Kur'ân'da da zikrettiği gibi yüz, el ve nefsi vardır. Allah Teâlâ'nın Kur'an'da zikrettiği yüz, el ve nefis sıfatları, O'na ait yorumsuz kabul edilecek sıfatlardır. 'Eli, kudrettir veya nimetidir.' denilemez. Çünkü böyle bir söz, O'nun sıfatının iptali/yok sayılması demektir ki bu, Kaderiye'nin ve Mu'tezile'nin sözüdür." el-Fıkhu'l-Ekber.

Bir bazı selefi gruplar bu sıfatı reddeden, tevil edenleri direk/mazeretsiz bir şekilde tekfir ediyorlar. Allah en iyisini bilendir.

Daha fazlası için; http://sahihhadisler.com/?pid=p&id=3845&mcid=262 bir diğer link; http://www.hadisler.com/yazdir.asp?id=61