Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Keramet Ehlinden Dua ile Yardım İstemek Ortak Görüş Nedir?

M Çevrimdışı

mucahid_tr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
selamun aleykum arkadaşlar içtenlikle şunları söylüyorum iki tarafında haklı olduğu taraflar olduğu gibi yanılmış olabilecekleri yönleri olabilir arkadaşlar gelin zor biliyom ama orta bir yol bulmaya çalışalım samimiyetle bunu söylüyorum bir deneyelimmi? şeriatın dışına çıkmadan bir birimizin delillerini şeriatın tevhidin sınırları içinde yapıcı şekilde şöyle olursa,,niyet böyle olursa ,şuna dikkat edilirse ,,,GİBİ uyarı ve tekliflerle birliğimize faydalı olalım allah rızası için gelin nefsi bir kenara bırakalım...... BEN ŞİMDİ DELİLLERİMİ SUNUCAM KABUL ETMEYEN ARKADAŞLARDAN RİCAM YAPICI VE BİRLEŞTİRİCİ BİR ÖNERİ SUNMALARI YANLIŞ OLAN DELİLİM VARSA ŞÖYLE OLSA BÖYLE OLSA DİYE ÖNERİLERİNİ BEKLİYOM SAYGILARLA

Hz Süleyman (Aleyhisselâm) yanındaki insan ve cinlerden oluşan topluluğa: “Aylarca uzaktaki Belkıs’ın sarayındaki tahtını bana kim getirir?”(Neml/38) diye istediğinde

Yanında, kitaptan bir ilim bulunan zat ise “Ben onu sana gözünü kırpmadan önce getiririm” dedi Derken onu yanında durur görünce “Bu Rabbimin bir lutfudur” dedi

Üç aylık mesafede sarayın içindeki tahtı göz açıp kapayana kadar duvarlardan geçirip getirmeye Allah (Celle Celalühü) gücü yeter


Ebû Hureyre (Radıyallahu Anh) anlatıyor: Rasulüllah Alâ bin Hadramı Bahreyne gönderdiği zaman bende onunlaydım, ilginç üç kerâmetini gördüm

1- Deniz kenarına gelince besmele çekip yürüyün dedi ve yürüdük, su develerin ayaklarının alt kısmını bile ıslatmadı

2- Çölden geçerken suyumuz bitti Durumu bildirdik İki rek’at namaz kıldı sonra duâ etti, birdenbire yağmur yağdı

(Ebû Nuyam Heysemî 9/376 Delalil Sayfa 208- Buhârî tarihi Bidaye 6/155)





“Her kim benim kullarımdan birine düşmanlık ederse muhakkak ben ona harp açarım Bir kulum kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevgili bir şeyle bana yaklaşmamıştır Kulum bana nafile ibadetleriyle de durmadan yakalaşır, nihâyet onu severim Kulumu sevince de onun gören gözü, işten kulağı, tutan eli, yürüyen ayağı olurum Benden bir şey isterse onu verir, bana sığınırsa kendisini korur himayeme alırım”[1]


İBN TEYMİYYE ŞÖYLE DİYO :Bütün bu saydığımız şeyleri yapmakta olmaları veli olduğunu göstermez, ispatlamaz Gerçek evliyanın kanaati odur ki; bir kimse havada uçsa su, üstünde yürüse gene de aldatıcı olabilir Ve arkasından kayıtsız şartsız gidilmez

Fakat bu fevkalâdelikleri göstermenin yanında Allah (Celle Celalühü) Resülüne itaat ettiği de açıkça görünüyorsa, onun yasak ve emirlerini olduğu gibi yerine getiriyorsa böylesinin bir veli olduğuna inanılabilir ve sözleri yerine getirmeye değer bulunabilir Gerçekte velinin kerâmetleri yukarıda saydıklarımızdan daha büyüktür (Havada uçması, bir anda başka yerde gözükmesi, su üstünde yürümesi, yardım isteyenlerin yardımına uzaktanda olsa yetişmesi gibi)

Yaptıkları ve söyledikleri Kur’ân ve sünnete uygun düşüyorsa ne kadar güzel Zira veliler, imânlarının nuruyla bâtınî gerçeklerin yüze vurmasıyla, İslâm şeriatına sımsıkı sarılmalarıyla bilinir ve tanınırlar[1]

Allahu Teâla şöyle buyuruyor:

“Onlar, O’nun velileri değildir Onun velileri sadece müttakilerdir Çokları bilmezler”(Enfal 8/34)

İbn Teymiyye aynı eseri sayfa 96’da şöyle diyor: Kitap ve sünnet ehlinin büyükleri ayân beyân ortadadır Ve onları hiç kimse inkar edemez Onlardan bir kısmı şunlardır:

Fudayl bin İyad, (ö189/804) İbrahim bin Ethem (ö161/777), Ebû Süleyman Dârânî, Marufu El-Kerhi, Cüneyd bin Muhammed Bağdâdî (ö297/909), Sehl bin Abdullah El-Tüsteri (ö273/886) ve benzeri büyükler Yüce Allah bunların hepsinden razı olsun


[1] El-Furkan Beyne Evliyâi’r-Rahmâni ve Evliyâi’ş-Şeytâni, s 61-62, el-Mektebu’l İslâmî, 4Baskı, Beyrût, 1397 Trc İbn Teymiyye, Allah (cc)’ın velileriyle şeytanın velileri arasındaki fark S: 73 Pınar Yayınları, 2003


Görüldüğü gibi Allah isterse istediğine olağanüstü güçler verebilir

Şevkânî(ö1250/1834) şöyle diyor: Kendisine bu yüce bağışların ve güzel sıfatların ihsan edildiği bir kimseden Şeriata zıt düşmeyecek kerâmetlerin görünmesi uzak bir ihtimal değildir Çünkü veli, Allah (Celle Celalühü) duâ ettiğinde onun duâsını kabul eder istediğini kendisine verir Velilerin çoğunda gözüken uzak mesafeleri kısa zamanda kat etme, isabetli keşifler yapma ve beşeri kuvvetlerin ekserisinin aciz kaldığı işleri başarma gibi fevkalade halleri şeytani işler ve iblisî tasarruflar olarak kabul edenler isabetli davranmamışlardır

Zira bu iddia çok açık bir yanılmadır Çünkü duâsı kabul olunan bir velinin Allah (Celle Celalühü)’tan kendisini ulaşılması aylar süren en uzak mesafelere bir anda ulaştırmasını isteyebilir, bunun gerçekleşmesi imkansız değildir Hak Teala dilediği olan dilemediği olmayan, her şeye kadîr, kuvvet sahibi iken velilerden kendisine bu gibi isteklerde bulunanın duâsına icabet etmemesine ne sebep olabilir[2]

Allah’ın, “işiten kulağı olurum” demesiyle veli kulların çok uzak mesafelerdeki şeyleri işitmesi, Allah’ın(Celle Celalühü) “yürüyen ayağı olurum” demesiyle bir anda çok uzak mesafelere gidip gelme gücüne sahip olamasını her iki taraf ta kabul eder Çünkü kudsî hadiste böyle buyurulduğunu kendi âlimleri de söylemektedirler Geriye, tartışılmakta olan; Allah dostunun uzak mesafeden bir insana yardım edip edemeyeceği meselesi kalıyor

Her Peygamber’in, yaptığı gibi bir Allah (Celle Celalühü) dostuda insanları korumak ve zor anlarında yardım etmek için Allah’dan “Ya Rabbi! Müslümanların zor anlarında, bana onlara yardım etme gücü ver” derse Allah (Celle Celalühü) bu duâyı ister kabul eder, isterse kabul etmez Ama Allah (Celle Celalühü) Kudsi bir hadiste “benden bir şey isterse” duâ ederse duâsını kabul ederim, diyor Nitekim Hz Ömer (Radıyallahu Anh)’e de binlerce kilometre uzaklıkta ki yenilmek üzere olan ordusunu ve ordudaki komutanı görüp onlara “Cebel, Cebel!” diyerek seslenip uzaktan orduya komuta etmiştir[1]

Beyhakî Le’lekaide Şerhus-Sünnette İbn Merde Veyh el-İsabe 2/3 İbn Kesîr Tefsir Bidâye c7 s 131 Alâ b Hadram’ın sahâbeye “besmele çekip atlarınızla denizde yürüyün” deyip atlarıyla denizin üstünden gitmeleri gibi Bu delillere dayanarak geçmişte ve günümüzde yaşantısı Kur’ân ve sünnete uyan Allah (Celle Celalühü) dostlarının bu gibi kerâmetlerini gören, okuyan bir Müslüman niyetinde de Allah’a yapılması gereken ibadet ve ta’zimin DUA istenilen keramet ehline yapılmasını kabul etmeyerek . O kişiden Allah'tan korkar gibi korkmadan, Allah'ı sever gibi sevmeden.ondan dua etmesini isterken niyetinde de “ilaç hastalığımı iyi etti” aslında iyi edenin Allah olduğunuda olduğu gibi . Allah’tan istiyorlar. kerameti istenilen zatı yaratma, icad etme ve birşey üzerine tesir etme gibi Allah’a ait vasıflarla vasıflandırmassa. Tesirin Allah’tan olduğuna inanırlarsa .

dua ile kerameti istenilen kişinin Allah’ın Haram dediğini “Helal” demesini, Allah (Celle Celalühü) nün Helal dediğinide “Haram” demesini kabul etmezlerse ...Alimlerin ağzından çıkan zahirde küfür sözlerinin küfür sözü olduğunu kabul edip fakat o sözün tevilini görmeden tekfir etmezlerse ..

dua ile kerameti istenilen kişiyi hiçbir şekilde Allah’a ortak koşmazlarsa . Her türlü ..TAĞUT.. düzenini ,tağut kanunlarını ve tağutun zülmünü kabul etmezlerse . En cahillerine bile sorsanız, hepsi yukarıdaki söylediklerimizi söylerlerse . Şeriat zâhire hükmeder ki öyledir. Öyleyse yorum ve zân yapmadan dua ile kerametini kullanıp yardım isteyen kişilerin bu görüşlerini ve niyetlerinin böyle olduğunu, söylerse kabul etmek gerekir.

Hayır! Niyet önemli derlerse?

عنابىهريرةرضىاللهعنهقال: قالرسولاللهصلىاللهعليهوسلم: "اناللهلاينظرالىصوركمواموالكمولكنينظرالىقلوبكمواعمالكم"

Ebû Hureyre (Radiyallahu Anh) Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir: “Şüphesiz ki Allahu Teâlâ, sizin sûretlerinize ve mallarınıza bakmaz; lâkin kalplerinize ve amellerinize bakar.”

dua ile bir keramet ehlinden kendilerine yardım isteyenler, niyetlerinin de anlattıkları gibi olduğunu söyledikten . sonra

Allah (celle celâluhu)’ın izni ile harikulade işleri yapan HALK İÇİNDE BİR ÇOK KERE ALLAHIN İZNİYLE KERAMETİNE ŞAHİT OLUNMUŞ BİR İNSANDAN O ŞEYİN OLMASI İÇİN KENDİSİNE DUA ETMESİNİ İSTEYBİLİR KERAMET SAHİBİ OLAN ZATTA ALLAHA DUA EDER ALLAHTA DUASINI KABUL EDERSE O İŞ OLUR ALLAH DOSTUNDAKİ BU İMKAN SÜREKLİ DEYİLDİR




[1] Buhârî, Rikak 38: İbn Mâce, fiten 16


[2] Allah dostları tevhid yayınları sayfa 28


[3] Beyhakî Le’lekaide Şerhus-Sünnette İbn Merde Veyh el-İsabe 2/3 İbn Kesîr Tefsir Bidâye c7 s 131


[4] El-Bidâye ve’n-Nihâye, 6/324

vefat etmiş kimselerde yaşayanlar gibi bizim için Allah (Celle Celalühü)'a duâ ederek yardım olunmamıza sebep olabilirler Bilindiği gibi vefat etmiş ruhlar akrabalarına duâ ederler

Büyük hadis âlimi Ebû Dâvûd (ö204/819) et-Tayâlisinin Müsned’inde Câbir’den rivâyet ettiğine göre Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Yaptığınız işler, mezardaki yakınlarınıza ve tanıdıklarına gösterilir İşleriniz iyi ise sevinirler, iyi değilse ya Rabbi! İyi işler yapmaları için kalplerine ilham eyle, derler”[1]

Bekr İbn Abdillah (Radiyallahu Anh)’dan rivâyet edilen bir hadis-i şerifte Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Benim hayatım, sizin için hayırlıdır (benim sağlığımda bir takım işler) yaparsınız, size (onlarla ilgili hükümler) bildirilir Ben öldüğümde ise vefatım sizin için hayırlı olur, çünkü amelleriniz bana (kabrimde) arz edilir, hayır görürsem, Allah’a hamdederim, şer görürsem Allah’tan sizin için af dilerim” [2]

Bu hadis-i şerif Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in âlem-i berzah’da ümmeti için istiğfar ettiğini açıkça ifâde etmektedir, istiğfar da bir nevi duâ olduğu için ümmet bundan faydalanmaktadır


[1] Minha 1/156 dan naklen Hamza Ahmed ez-Zeyn Müsned-i Ahmed Ta’lik-i 10/532 ez-Zeyn hadis sahihdir diyor aynı yer


[2] İbn Sa’d, Tabakâtü’l-Kübrâ: 2/194, İbn Hacer Askalânî, Metâlibu’l-Âliye, no: 3853, 4/22, Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, no: 14250, 8/594........................................ KAYNAK.... SELEFİLER VE TASAVVUFÇULARIN GÖRÜŞLERİ



.................................................. ........................................bazı müslümanlar kâfirler için inen âyetlerin zâhirini delil alarak, Allah (c.c.)’ın kastetmediği bir sonuç çıkarıyorlar. Yani kendilerince âyetleri yorumlayıp Müslümanlarla kâfirleri bir tutup, zanda bulunuyorlar. Böyle yaparak Allah’a iftira atmak tehlikesine düşmekten korkmuyorlar mı?

Allahü Teala Hazretleri: “Biz hiç Müslümanları, (Allah‘a teslim olmuş kulları) mücrimler (günahkarlar) gibi tutar mıyız? Size ne oluyor, ne biçim hüküm veriyorsunuz?” (Kalem 35,36) buyuruyor.
 
ABDULHAK Çevrimdışı

ABDULHAK

الإذلال هو بعيد عنا
Admin
A Çevrimdışı

ANDOLSUN

Üye
İslam-TR Üyesi
Şu kaynaklari Bismillah deyip güzelce okusalar tevbe edecekler ama anlamamak için nasıl bir şartlanma var anlamış değilim.

Allah razı olsun abdulhak kardeşim Allah emeklerinizin ecrini versin inşaAllah.
 
M Çevrimdışı

mucahid_tr

Üyeliği İptal Edildi
Banned
selamun aleykum kardeşler basit bir soru sordum yazım okunmadı galiba okunduysa görüşlerinizi öğrenmek isterdim.
 
Üst Ana Sayfa Alt