Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Tâlak Suresi 2 ve 3. Ayetlerin Umumî Tefsiri Nedir?

أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
Esselamu Âleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuhu;

"...Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir..." (Tâlak 2-3)

Bu ayetin esbâb-ı nüzûlu hakkında rivayet olunan hadisler ve sıhhati ile ayetin sadece bu kısmından çıkarılan hükümler nelerdir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
فَاِذَا بَلَغْنَ اَجَلَهُنَّ فَاَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ اَوْ فَارِقُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ وَاَشْهِدُوا ذَوَيْ عَدْلٍ مِنْكُمْ وَاَقٖيمُوا الشَّهَادَةَ لِلّٰهِؕ ذٰلِكُمْ يُوعَظُ بِهٖ مَنْ كَانَ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِؕ وَمَنْ يَتَّقِ اللّٰهَ يَجْعَلْ لَهُ مَخْرَجاًۙ
وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُؕ وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللّٰهِ فَهُوَ حَسْبُهُؕ اِنَّ اللّٰهَ بَالِغُ اَمْرِهٖؕ قَدْ جَعَلَ اللّٰهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْراً
Sürelerinin sonuna ulaştıklarında onları ya uygun biçimde tutun yahud onlardan uygun biçimde ayrılın; içinizden adaletli iki kişiyi şahid tutun ve şahidliği Allah için özenle yerine getirin. İşte Allah’a ve âhiret gününe inananlara öğütlenen budur. Kim Allah’a saygısızlıktan sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu gösterir.
Ve Ona hiç beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a dayanıp güvenirse Allah ona yeter. Şubhesiz Allah dilediği şeyi sonuca ulaştırır.
Allah her şey için bir ölçü koymuştur.

Vâhıdî'nin kendi isnadıyla Câbir ibn Abdullah'tan rivayetinde o şöyle anlatıyor:
"Kim Allah'tan takva üzere olursa ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve onu beklemediği yerden rızıklandırır." âyet-i kerimeleri Eşca' kabilesinden bir adam hakkında nazil oldu. Fakir ve eli dardı, aile efradı da çoktu. Rasûlullah (s.a.v.)'a gelip O'ndan yardım istedi.
Rasûlullah (s.a.v.) da O'na: "Allah'tan takva üzere ol ve sabret." buyurdu.
Ailesine dönüp geldiğinde: "Allah'ın Rasûlü (s.a.v.) ne verdi?" dediler.
"Bir şey vermedi, Allah'tan takva üzere ol ve sabret, buyurdu." dedi.
Bu halde çok kalmadılar. Bir oğulları koyunlarla çıkageldi. O oğulları düşman tarafından esir edilmişti.
Rasûlullah (s.a.v.)'a gelip olanları haber verdi ve o koyunlardan istifade edip edemeyeceklerini sordu da Rasûlullah (s.a.v.): "Onlardan istifade edin." buyurdular. (Vahidî, age. s. 311)

Zehebî bu hadisin munker olduğunu, bununla birlikte şahidi bulunduğunu kaydeder. (Suyûtî, Lubâbun-Nukûl fi Esbabi'n-Nuzul, Hadis no: 173)
Câbir'den gelen başka bir rivayette Eşca' kabilesinden olan bu sahabinin adı Avf ibn Mâlik, oğlunun adı da Salim olarak verilmektedir. Kelbî'den gelen bir rivayette de Salim'in, birlikte sürüp getirdiği ve düşmana ait hayvanlar 50 deve olarak zikredilmiştir. (Kurtubî,
El Camiul Ahkamul Kur'an, xvııı, 106)

Vahidî der ki: Bu âyet-i kerime Avf ibn Mâlik el-Eşcaî hakkında nazil oldu. Muşrikler, Onun bir oğlunu esir almışlardı.
Peygamber (s.a.v.)'e gelerek elinin darlığından şikâyet etti ve: "Düşman oğlumu esir etti, annesi feryad ediyor, bana ne emredersin?" dedi.
Peygamber (s.a.v.): "Allah'tan takva üzere ol ve sabret. Sana ve hanımına çokça "lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" demenizi tavsiye ederim." buyurdular.
Evine döndü ve hanımına: "Allah'ın Rasûlu bana ve sana "lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh"ı çokça söylememizi emretti." dedi.
Hanımı da "Rasûlullah'ın söylediğini yapalım." dedi.
Karı-koca bu sözü söylemeye başladılar da çok geçmeden oğulları düşmanlarının koyunlarını sürerek babasına geldi. Sürüp geldiği koyunlar dört bin koyun idi. İşte bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil oldu.
(Vahidî, age. Sf: 310-311; İbnu'l-Esîr, Usdu'I-Ğâbe, V, 41)

Ayet de bunun üzerine indi. Bunun manasında beş görüş vardır:

Birincisi: Kim Allah’tan korkarsa, Onu dünya ve ahirette bütün sıkıntılardan kurtarır, bunu da İbn Abbas, demiştir.

İkincisi: Ona çıkış yeri göstermesi, vermesinin veya vermemesinin Allah tarafından olduğunu bilmesidir, bu da İbn Mes’ud’un görüşünden çıkarılmıştır.

Üçüncüsü: Kim Allah’tan korkar da sünnete göre boşar, sünnete uygun olarak dönerse, Allah Ona çıkış yeri gösterir, bunu da Suddi, demiştir.

Dördüncüsü: Kim musibet anında sabrederek Allah’tan korkarsa, Allah Ona cehennemden cennete çıkış yerini gösterir. Bunu da İbn Saib, demiştir.

Beşincisi: Ona haramdan helale çıkış yerini gösterir, bunu da Zeccac, demiştir. Doğrusu, bu geneldir; çünkü Allah Teala kendinden korkanı darlıktan çıkarır, korkmayanı da bütün zorlukların içine düşer.
Rebi bin Huseym şöyle demiştir: İnsanlara dar gelen şeylerden Ona çıkış yeri gösterir. "Ona ummadığı yerden rızık verir": Yani aklına gelmeyen ve ihtimal vermediği yerden, demektir. Şöyle olması da caizdir:
Talakında Allah'tan korkar ve onu sünnete uygun olarak icra ederse, Allah O'na ailesinin yerine yeni bir aile verir.

Kim Allah’a tevekkül ederse, Allah O'na yeter”:
Yani kim başına gelen bir şeyde O’na güvenirse, Allah Onu düşündüğü şeyden kurtarır.

"İnnallaha baliğun emreh": Hafs ile Mufaddal Asım’dan izafetle "baliğu emrih” okuduunu rivayet etmişlerdir. Mana da: İstediği şeye hükmeder, demektir.

"Allah her şey için bir süre kılmıştır”: Yani varacağı bir ecel ve sonuç kılmıştır. Allah bütün bunları takdir etti, ileri de gitmez, geri de kalmaz.
Mukatil de şöyle demiştir: Allah her zorluk ve kolaylık için bir süre kılmış; "şu fakir ne zaman zengin olacak ve şu zengin ne zaman fakir olacak?” diye takdir etmiştir. (Ebu'l Ferec İbnu'l Cevzi, Zâdu'l Mesir fi İlmi't Tefsir, C.6, sf: 222 -223)


İbn Merdûye'nin bildirdiğine göre İbn Mes'ûd: "...Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah Ona bir çıkış yolu açar" (Talak 2) buyruğunu açıklarken şöyle dedi:
“Burada sakınmaktan kasıt, kişinin çıkış yolunun Allah tarafından olduğunu, kendisine verenin, verilmeyi men edenin, belalara maruz bırakanın afiyet verenin ve kötülükleri def edenin Allah olduğunu bilmesidir” dedi.

"Onu beklemediği yerden rızıklandırır..." (Talak 3) buyruğu hakkında ise:

“Onu aklına gelmeyecek yerden rızıklandırır, mânâsındadır" dedi.
Saîd b. Mansûr ve Şuabu'l-İmân da Beyhakî, Mesrûk'tan aynısını bildirir.’

Abd b. Humeyd ve Hilye'de Ebû Nuaym'ın bildirdiğine göre Katâde: "...Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah Ona bir çıkış yolu açar "(Talak 2)
Buyruğunu açıklarken şöyle dedi: "Her türlü dünyalık işlerin şubhelerinden, ölüm anında maruz kalınacak sıkıntıdan ve kıyamet günü korkularından çıkış yolu açar. Allah'dan korkun. Zira Allah dünyada rızık, âhirette ise sevab bununla verir.

Allah: "...Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım ..." (İbrahim 7) buyurmaktadır. Şükretme karşılığında da: "Onu beklemediği yerden rızıklandırır..." buyurmaktadır. Bu da ümit etmediği ve beklemediği
bir yerden rızıklandırır, mânâsındadır." (Ebu Nuaym, 2, 340 - 341)

İbnu'l-Munzir ve İbn Ebî Hâtim'in bildirdiğine göre İbn Abbâs: "...Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah Ona bir çıkış yolu açar" (Talak 2) buyruğunu açıklarken: "Allah Onu dünya ve âhirette bütün sıkıntılardan kurtarır" dedi . (el-İtkân'da (2/48) geçtiği üzere ibn Ebî Hâtin)

Ebû Ya’la, Ebû Nuaym ve Deylemî'nin Atâ b. Yesâr vasıtasyla İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Rasûlullah (s.a.v.): "...Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah Ona bir çıkış yolu açar" (Talak 2) buyruğunu açıklarken:
"Dünya şubhelerinden, ölümün sıkıntılarından ve kıyamet gününün şiddetlerinden çıkış yolu açar " buyurdu. (Ebû Nuaym (2/340) ve Deylemî (7212)

İbn Merdûye ve İbn Asâkir’in bildirdiğine göre Ubâde b. es-Sâmit der ki:
Atalarımdan bir kişi bir defada hanımını bin talakla boşadı. Torunları Rasûlullah'a (s.a.v.) giderek: "Ya Resûlallah! Atamız annemizi bin talakla boşadı. Bunun bir çıkış yolu var mıdır?” diye sordu.
Bunun üzerine Peygamber (s.a.v.): "Sizin atanız Allah'dan korkmamış ki Ona bir çıkış yolu göstersin. Sünnete uymaksızın Onunla üç talakla boşanmış oldu. Diğerleri de günah olarak boynundadır" buyurdu. (İbn Asâkir, (64/303)

Taberânî, bn Merdûye ve Hilye'de Ebû Nuaym’n Muâz b. Cebel’den bildirdiğine göre Rasûlullah (s.a.v.): "Ey insanlar! Allah korkusunu
sermaye edinin. Öyle ederseniz sermayeniz olmadan ve ticaret etmeden Allah
size rızık verir" buyurdu ve: "Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa, Allah Ona bir çıkış yolu açar. Onu beklemediği yerden rızıklandırır..." (Talak 2) âyetlerini okudu. (Taberânî 20/97 (190) ve Ebû Nuaym (6/96). Heysemî, Mecmau'z-Zevâid’de (7/125) der ki: "İsnâdında zayıf olan İsmail b. Amr el-Becelî bulunmaktadır.")

Ahmed, Nesâî ve İbn Mâce'nin Sevbân'dan bildirdiğine göre Rasûlullah (s.a.v.): "Şubhesiz ki kul işlediği günah yüzünden de rızkından mahrum edilir. Kaderi duadan başka bir şey geri döndürmez ve iyilikten başka
hiçbir şey ömrü uzatmaz" buyurmuştur. (
Ahmed 37/68, 111 (22386, 22438), Tuhfetu'l-Erâfta (2/133) geçtii üzere Nesâî, S. el-Kubrâ ve İbn Mâce (90, 4022)
Hasen hadistir (Bakn: Elbârî, Sahih Sünen ibn Mâce, "Şubhesiz ki kul işledği günah yüzünden de rızkından mahrum edilir" ifadesi olmaksızın; 73, 3248)


Ahmed, Ebû Dâvud, Nesâî, bn Mâce, Hakîm et-Tirmizî, ibn Merdûye, Hâkim ve Şuabu'l- İmân’da Beyhakî'nin İbn Abbâs'tan bildirdiğine göre Rasûlullah (s.a.v.): "Kim çokça istiğfar ederse Allah Ona her üzüntüden bir kurtuluş
her darlıktan bir çıkış yolu açar ve Ona beklemediği yerlerden rızık verir" buyurmuştur. (Ahmed 4/104 (2234), Ebû Dâvud (1518), Nesâî, S. el-Kubrâ (10290), İbn Mâce (3819),Hakîm et-Tirmizî (2/209), Hâkim (4/262) ve Beyhakî (645). Zayf hadistir (Muhammed Nasr el Elbârî, Dâîf Sünen Ebî Dâvud, 327)


İbn Merdûye'nin Hasan(-ı Basrî)'den bildirdiğine göre Rasûlullah (s.a.v.): "Kim kendi durumuna radı olur, kanaat eder ve Allah'a tevekkül ederse kimseden istemek zorunda kalmaz" buyurmuştur.
İbn Ebî Hâtim’in bildirdiğine göre İbn Abbâs, Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Kim insanların içinde en güçlü kişi olmak isterse Allah'a tevekkül etsin. Kim insanlar içinde en zengin kişi olmak isterse
Allah'ın elinde olana kendi elinde olandan daha fazla güvensin. Kim insanların içinde en üstün olmak isterse Allah'dan korksun."
Ebû Dâvud, Tirmizî ve Hâkim'in İbn Mes'ûd'dan bildirdiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) : "Kime fakirlik isabet eder de onu halka arz ederse fakirliği giderilmez. Kime fakirlik isabet ederde onu Allah'a arz ederse umulur ki Allah er veya geç Onun fakirliini giderir" buyurmuştur/

M. el-Evsat'ta Taberânî, ed-Duafâ'da bn Hibbân, Ukaylî ve Şuabu'l- İmân’da Beyhakî'nin Ebu Hurayra'den bildirdiğine göre Rasûlullah (s.a.v.): "Kim acıkır veya ihtiyaç sahibi olurda bunu insanlardan gizli tutup
Allah'a arz ederse bu kişinin bir yıllık rızkını helalden vermek Allah'a hak olu
r" buyurmuştur.’ (Taberânî (2358), İbn Hibbân, el-Mecrûhîn (1/130), Lisân u’l-Mizân 'da (1/405) geçtiği üzere Ukaylî ve Beyhakî (1 0054)
Ahmed'in Zuhd'de bildirdiğine göre Vehb (b. Munebbih) der ki: Yüce Allah: "Kulum bana tevekkül ettiği zaman gökyüzü ve yeryüzü Ona tuzaklar kursa bile Ona onların arasından bir çıkış yolu açarım" buyurmaktadır
(Ahmed, Sf: 53)

Abdullah b. Ahmed, Zuhd’e zevâidinde ibn Abbâs'tan bildirir: Yüce Allah, İsa'ya (aleyhisselam): "Beni hayatta tek meşgalen, âhiretin için de tek azığın kıl. Bana tevekkül et ki ben sana yeterim. Benden başkasını dost edinme, yoksa seni dostsuz bırakırım" diye vahyetmiştir. (Abdullah b. Ahmed, Sf: 91)

Ahmed Zuhd'de Taberânî, Şuabu'l-İmân'da Beyhakî ve Kudâî'nin Ammâr b. Yâsir'den bildirdiğine göre Rasûlullah (s.a.v.): "Öğüt olarak ölüm, zenginlik olarak imanda yakın sahibi olmak ve meguliyet olarak ibadet yeter' "
buyurmuştur. (Ahmed, Sf: 176), Mecmau'z-Zevâid'de (1/308) geçtiği üzere Taberânî, Beyhakî (10556) ve Kudâî, 2/302 (1410).
Heysemî: "İsnâdında metruk olan Rabî' b. Bedr bulunmaktadır" dedi.)
 
Üst Ana Sayfa Alt