Selamün Aleyküm ve Rahmetullah abi,
Bazı sorularım olacak aslında kafa karışıklığı diyeyim. Konunun anlaşılması için düşüncelerimi açık açık yazacağım. Düşündüklerimde hatalar varsa bana gösterirseniz çok sevinirim çünkü ben herşeyi karıştırdım içinden de çıkamadım.
Ben kimseyi tekfir etmemek gerek diye düşünüyorum. İslamı yeni öğrenen ya da 2-3 senelik bilgisiyle onu bunu tekfir edenleri de anlamıyorum aslında bu cahil cesareti bana göre. Bir kere tekfir eden kişinin tekfir edilenin her durumunu bilmesi gerekmez mi? Mesela bir kişi karşısındakine kafir-müşrik dese ben bu kişiye şunları sormak isterim. Sen bu kişinin Allah'a şirk koştuğunu gözlerinle gördün mü ya da Allah'ı inkar ettiğini duydun mu ne kadar yakınsın bu insana? Bunlardan önce bu kişiye Tevhidi anlattın mı? Belki bilmiyor. Aslında tamam bu bizim fıtratımızda var. Yani Elhamdülillah islam öyle bir din ki insanla bütün oluyor. Kimse bize dokunmasa bizi yanlış yöne çekmese Allah'ın izniyle doğru yolu buluruz. Çünkü Allah bize bunu zaten vermiş içimizde var ama şöyle de bir durum var bir kişi size islamı anlatıyorum diye doğruyla yanlışı karıştırıp önünüze islam diye bir din koyuyor. Ve bu insanın doğal olarak doğruyu bulması ya zaman alıyor ya da artık beyni iyice yıkandığı için hepten yolunu şaşırıyor. Birisi sinirlenip kafir xxx diyor. Bana göre bunu demek büyük sorumluluk. Ve tekfir etmek bana ne katacak diye düşünüyorum hiçbirşey bulamıyorum. Bana ne faydası olacak. Bunların hepsinden önce İslamı çok iyi anlayıp bu insanlara anlatmak gerek diye düşünüyorum çünkü kendimi karşıdaki kişinin yerinde düşündüğümde birinin çıkıp bana müşrik demesi beni sadece kızdırır ve o insanın anlatmak istedikleri de boşa çıkar. Bu yüzden hiç tekfir etmemek hatta bulaşmamak en iyisi değil mi? Yani elimizden geleni yapalım, bir kişinin kafir olup olmadığını Allah zaten biliyor.
Bir de Selefiler Seyyid Kutubu sevmiyormuş diye duydum. Vahdeti Vücuda inanıyormuş. Ama Fizilal'den baktım
Bakara suresinin 117. ayetinin tefsirine Seyyid Kutub şöyle diyor:
“İslâm düşüncesine göre varlıkların yaratıcısı, yarattığı varlıkların hiç birine benzemez. O tektir. Bunun doğal bir sonucu olarak İslâmi düşünce, Müslümanların dışındaki bir takım inanç mensuplarının anladığı gibi vahdet-i vücut kavramını red eder. Yani varlıklarla yaratıcı birleşik bir bütündür ya da varlık âlemi yaratıcının zatından kaynaklanan ışınlardan ibarettir veya varlık âlemi yaratıcının görülebilen bir sureti, bir yansımasıdır şeklinde ifade edebileceğimiz yahut aynı esasa dayalı başka bir biçimde anlatılabilen vahdet-i vücut kavramı İslâm düşüncesi ile bağdaşmaz. Fakat bununla birlikte İslâm düşüncesinde de "Tevhid" diye tanımlanan varlık bütününü kapsamına alan bir birlik vardır. Bu birlik, varlık âleminin aynı yaratıcı iradeden meydana gelmiş olması, gelişimini düzenleyen kanunlar sisteminin bir oluşu; yaratılışının, koordinasyonunun, kullukta ve saygıda Rabbine yönelişinin bir olması anlamındadır ”
Bu durumda sevmeyen neye göre sevmiyor anlayamadım. Yani Seyyid Kutub'un kitaplarını da okumuş biri değilim henüz. Ama okuyanlar niye sevmemiş, hangi cümlesinden dolayı bunu diyorlar buna da cevap verirseniz çok memnun olurum.
Bazı sorularım olacak aslında kafa karışıklığı diyeyim. Konunun anlaşılması için düşüncelerimi açık açık yazacağım. Düşündüklerimde hatalar varsa bana gösterirseniz çok sevinirim çünkü ben herşeyi karıştırdım içinden de çıkamadım.
Ben kimseyi tekfir etmemek gerek diye düşünüyorum. İslamı yeni öğrenen ya da 2-3 senelik bilgisiyle onu bunu tekfir edenleri de anlamıyorum aslında bu cahil cesareti bana göre. Bir kere tekfir eden kişinin tekfir edilenin her durumunu bilmesi gerekmez mi? Mesela bir kişi karşısındakine kafir-müşrik dese ben bu kişiye şunları sormak isterim. Sen bu kişinin Allah'a şirk koştuğunu gözlerinle gördün mü ya da Allah'ı inkar ettiğini duydun mu ne kadar yakınsın bu insana? Bunlardan önce bu kişiye Tevhidi anlattın mı? Belki bilmiyor. Aslında tamam bu bizim fıtratımızda var. Yani Elhamdülillah islam öyle bir din ki insanla bütün oluyor. Kimse bize dokunmasa bizi yanlış yöne çekmese Allah'ın izniyle doğru yolu buluruz. Çünkü Allah bize bunu zaten vermiş içimizde var ama şöyle de bir durum var bir kişi size islamı anlatıyorum diye doğruyla yanlışı karıştırıp önünüze islam diye bir din koyuyor. Ve bu insanın doğal olarak doğruyu bulması ya zaman alıyor ya da artık beyni iyice yıkandığı için hepten yolunu şaşırıyor. Birisi sinirlenip kafir xxx diyor. Bana göre bunu demek büyük sorumluluk. Ve tekfir etmek bana ne katacak diye düşünüyorum hiçbirşey bulamıyorum. Bana ne faydası olacak. Bunların hepsinden önce İslamı çok iyi anlayıp bu insanlara anlatmak gerek diye düşünüyorum çünkü kendimi karşıdaki kişinin yerinde düşündüğümde birinin çıkıp bana müşrik demesi beni sadece kızdırır ve o insanın anlatmak istedikleri de boşa çıkar. Bu yüzden hiç tekfir etmemek hatta bulaşmamak en iyisi değil mi? Yani elimizden geleni yapalım, bir kişinin kafir olup olmadığını Allah zaten biliyor.
Bir de Selefiler Seyyid Kutubu sevmiyormuş diye duydum. Vahdeti Vücuda inanıyormuş. Ama Fizilal'den baktım
Bakara suresinin 117. ayetinin tefsirine Seyyid Kutub şöyle diyor:
“İslâm düşüncesine göre varlıkların yaratıcısı, yarattığı varlıkların hiç birine benzemez. O tektir. Bunun doğal bir sonucu olarak İslâmi düşünce, Müslümanların dışındaki bir takım inanç mensuplarının anladığı gibi vahdet-i vücut kavramını red eder. Yani varlıklarla yaratıcı birleşik bir bütündür ya da varlık âlemi yaratıcının zatından kaynaklanan ışınlardan ibarettir veya varlık âlemi yaratıcının görülebilen bir sureti, bir yansımasıdır şeklinde ifade edebileceğimiz yahut aynı esasa dayalı başka bir biçimde anlatılabilen vahdet-i vücut kavramı İslâm düşüncesi ile bağdaşmaz. Fakat bununla birlikte İslâm düşüncesinde de "Tevhid" diye tanımlanan varlık bütününü kapsamına alan bir birlik vardır. Bu birlik, varlık âleminin aynı yaratıcı iradeden meydana gelmiş olması, gelişimini düzenleyen kanunlar sisteminin bir oluşu; yaratılışının, koordinasyonunun, kullukta ve saygıda Rabbine yönelişinin bir olması anlamındadır ”
Bu durumda sevmeyen neye göre sevmiyor anlayamadım. Yani Seyyid Kutub'un kitaplarını da okumuş biri değilim henüz. Ama okuyanlar niye sevmemiş, hangi cümlesinden dolayı bunu diyorlar buna da cevap verirseniz çok memnun olurum.